OTANT�K TA�

Bugünün Saraylısı Dizisi

V MAKALELER
BUGUNÜN SARAYLISI
Fiyatı      :      TL
[dpsc_display_product]
Ürünün Özellikleri
  • Bugünün Saraylısı Dizisi
  • MAKALE

Bugünün Saraylısı Dizisi ’ndeki Ayşen’in apartmana çıkıp Beyoğlu’nda sosyeteye karışması, Ata Efendi’nin karısı ve kızının da aynı şeyin hayali içinde olmaları, Ekmek Elden Su Gölden’de Ferhan’ın kendi seviyesinden olmadığı halde sonradan görme bir aileye rahat yaşamak için gelin gitmesi, Dört Yapaklı Yonca’da Emire’nin bir bürokratla yaptığı evlilikte olduğu gibi, romanlarındaki karakterlerin de, bu Epiküryen yaşamın hayalini gerçekleştirme arzularında olduklarını gösterir. Aynı şeyi romanlarındaki erkek karakterlerinde de görebiliriz. Bu duruma, Yerini Seven Fidan’da Erbil’in zengin olmak için nüfuzlu insanların kızlarıyla kurduğu ilişkiler ve ileriye dönük planları örnek gösterilebilir.

Bununla beraber Bugünün Saraylısı Dizisi, çocukluk yıllarından beri inatçı ve aldığı karardan yanlış da olsa geri dönmeyen yaradılışta bir insandır. Mesela yazarın bir gün hiç sebepsiz yere, canı çektiği ekmek kadayıfını yemeyeceğini söylemesi, onun bu yanını çok iyi örnekler: “O günden sonra evde ne vakit bu tatlı yapılsa “Refik bunu yemez!” sözü geçiyor ve işte bu manasız şey, onun yıllarca kaymaklı ekmek kadayıfından mahrum kalmasına sebep oluyor”
(Gezgin, 1999: 244).

Böylece yazarın çocukluk günlerinden gelen inatçılığı ve sonuçlarını düşünmeden aldığı kararlardan yanlış da olsa geri dönmemesi, romanlarındaki kadın karakterlerin de kişilik özelliklerine yansımıştır. Kadınların bu kişilik özellikleri ise, aşklarını hesapsız yaşamalarına neden olur. Buna, Karlı Dağdaki Ateş’te, Binnur’un, kendinden yaşça büyük Yusuf’un peşinden gitmeye bir anda karar vermesiyle örneklendirebiliriz. Yazar, bu
tarz aşkları, “hesapsız” aşk tanımlar ve aradaki yaş farkını önemser. Romanlarında, kadın ile
erkek arasında genellikle yaş farkı vardır. Kadınlar, kendilerinden yaşça büyük ve olgun
erkeklerle ilişkiye girerler:

Çoban kızının şehzadeyi, Keloğlanın padişah kızını, uşağın hanımını, hizmetçinin beyi sevmesi kabilinden kûfüv olmayan aşk kurbanı… Yaş farklı aşkları da 38bu seriye sokmak lazımdır. Bazen hem yaş, hem de içtimai seviye cihetinden uygun olmayan bir şahısta birleşebilir ki, numunesini çoğu defa görürdük (Karay, 1943: 24).

Aynı zamanda hesapsız yaşam tarzı, Bugünün Saraylısı Dizisi’in maceracı tarafını da gösterir. Çünkü yazar, ilk gençlik devresinden bu yana polisiye romanlara meraklıdır: “On yedi yaşımda idim; o sırada Şarlok Holmes’in polis hafiyeliği dünyayı hayran bırakıyordu; bütün külliyatını Fransızca kitaplardan merakla takip etmekteyim. Tabii bunun neticesi dedektiflik hevesine kapılmıştım” (Karay, 1990: 204). Bu özelliğini, eserlerindeki karakterlere de yansıtır. Mesela Yer Altında Dünya Var’daki Nihan, Osmanlı altınlarının peşinde bir casusdur.
Çete’deki Nina ise Rus devriminde bir örgüte üyedir.

Yazarın kişiliğinin bir başka yanı da, kadına millî bir unsur olarak yaklaşmasıdır. Bu nedenle yabancı kadınlarla ilişkiye girmekten kaçınır ve kadınlar arasında ayrım yapar. Özellikle sürgün yıllarındayken memleket özlemini, aynı dili ve dini paylaştığı kadınlarla giderir. Bu anlayışını, romanlarındaki erkek karakterlere de yansıtır. Bunu, İki Cisimli Kadın’da, sevdiği Amerikalı bir kadının aslında Müslüman olması, Nilgün’de Ömer Bey’in Nilgün’ün yabancı erkeklerle yakınlaşmasına kızması ve onu sahiplenmesi, Çete’de Fransız subayın eşi Nina’nın, aslen soylu bir Türk ailesinden gelmesiyle örneklendirebiliriz. Bu nedenle yazar, kendisini “dil ve din” tiryakisi bir insan olarak tanımlar:

Lâkin yaşadığım muhitler ve gezip dolaştığım memleketler îcâbı, kendileriyle düşüp kalkmak vesileleri çıkmasına rağmen ekseriye yan çizmişim ve tanıdıklarımdan hiç biriyle de tam manasıyla kaynaşmamışım. Daha tuhafı gençliğimde bile ecnebi kadınına âşık olmamışım! Önce Türk ve Müslüman’ı, sonra memleket halkından akalliyetleri tercih etmişim. Bunların da evvela dini dinime, arkasından dili dilime
uyanlarını! Bu bakımdan ben doğuştan dindar ve dilciyim… (Karay, 1990: 69).

Genel olarak Bugünün Saraylısı Dizisi, kadın kokusuna ve dış görünüşüne dikkat eder, hayatın insana verdiği zevklerden kadına önemli pay biçer bir kişiliktedir. Kendisine yakın bulduğu Karcaoğlan gibi, aşka ve kadınlara düşkündür. Ayrıca doğal, gizemli ve çekici kadınlardan hoşlanır ve bu özelliğini eserlerindeki erkek karakterlere de yansıtır. Bu tip kadınları; Dişi Örümcek, Nilgün, Yer Altında Dünya Var, Karlı Dağdaki Ateş ve İki Bin Yılın Sevgilisi romanlarında görebiliriz. Bu üç unsur, romanlarındaki maceracı kadınların ortak özellikleridir. Çünkü bu tip kadınlar; erkekleri merakta bırakan, cinselliklerini kullanan güzel kadınlardır.

 

394.3 BUGÜNÜN SARAYLISI DİZİSİ ROMANLARINDA KADIN

Bugünün Saraylısı Dizisi’ın romanlarında kadınların, bu bölümde vereceğimiz örneklerde görüleceği üzere, aşka dayalı ilişkilerde erkekler karşısında edilgen durumlarda bulunduklarını söyleyebiliriz. Çünkü toplumsal baskı sonucu, kadınların aşk ilişkilerindeki deneyimsizlikleri, evliliklerinde kendi seçimlerinin önüne geçer. Bu nedenle kadın karakterler, annelerini model alırlar. Annelerinin yönlendirmesiyle de zengin erkeklerle, çıkara dayalı
evlilikler yaparlar.

 

Bugünün Saraylısı Dizisi, romanlarında aşka dayalı evliliği ön planda tuttuğu için, bu tip kadınları mutsuz ve hayal kırıklıklarıyla dolu bir yaşamla cezalandırır. Buna karşın kocasına itâat eden, sadık ve özverili kadınları, eşlerini daha iyi bir mevkiye getirerek ödüllendirir.

Genel olarak Bugünün Saraylısı Dizisi’in romanlarındaki kadınlar, mutlu olacakları aşkın peşindedirler ve sevdikleri erkeklere, bütünüyle sahip olmak isterler. Kadınların en büyük beklentisi, “Sevilen kadın olmak” tır. Bu sebeple mazoşist bir sevgi ihtiyacı içinde âşıklarından sürekli ilgi görmek isterler. Cinsel duygularını dizginleyebilen, kendilerinden güçlü, iradeli ve görünüşü ile kişiliği uyumlu erkeklerden hoşlanırlar. Ayrıca kadınların bir
erkeği sevebilmeleri için güven önemlidir. Aksi takdirde bedenlerini, güvenmedikleri Erkeklere karşı bir silah olarak kullanırlar. Bununla beraber sevdikleri erkekleri kendilerine bağlamak amacıyla, plan yapıp yalan söylerler ve onları, gizemli hareketlerle merakta
bırakırlar. Sonunda erkekler de kadınlarca yönlendirilip evlenirler.

Evlilik hayatında ise kadınlar, gelenekçi bir tavır içindedirler. Flört döneminde erkeği yönlendiren kadınlar, evlendikten sonra güç dengesini kocalarının lehine çevirerek uysal bir yapıya bürünürler. Erkeği kıskandırmak, partilere katılmak, yalan söylemek gibi alışkanlıklarını bırakırlar. Kendilerini, sadece bir ömür boyu yaşayacakları kocalarına adarlar. Çünkü evliliklerinde, erkeğin “aile reisliği” anlayışını benimserler.

Kısaca Bugünün Saraylısı Dizisi, romanlarında kadının toplum içerisindeki konumuna, lüks yaşama isteğine, beğenilme arzusuna ve erkeğe karşı duyduğu güvensizliğe yer verir. Ayrıca kadının anlaşılmazlığı düşüncesini sık sık vurgulayarak, psikoloji derinliklere ulaşmaya çalışır.

Bugünün Saraylısı Dizisi

V MAKALELER
BUGUNÜN SARAYLISI
Fiyatı      :      TL
Ürünün Özellikleri
  • Bugünün Saraylısı Dizisi
  • MAKALE
[dpsc_display_product]
Ürün Açıklaması Video Tanıtım Yorumlar

Bugünün Saraylısı Dizisi ’ndeki Ayşen’in apartmana çıkıp Beyoğlu’nda sosyeteye karışması, Ata Efendi’nin karısı ve kızının da aynı şeyin hayali içinde olmaları, Ekmek Elden Su Gölden’de Ferhan’ın kendi seviyesinden olmadığı halde sonradan görme bir aileye rahat yaşamak için gelin gitmesi, Dört Yapaklı Yonca’da Emire’nin bir bürokratla yaptığı evlilikte olduğu gibi, romanlarındaki karakterlerin de, bu Epiküryen yaşamın hayalini gerçekleştirme arzularında olduklarını gösterir. Aynı şeyi romanlarındaki erkek karakterlerinde de görebiliriz. Bu duruma, Yerini Seven Fidan’da Erbil’in zengin olmak için nüfuzlu insanların kızlarıyla kurduğu ilişkiler ve ileriye dönük planları örnek gösterilebilir.

Bununla beraber Bugünün Saraylısı Dizisi, çocukluk yıllarından beri inatçı ve aldığı karardan yanlış da olsa geri dönmeyen yaradılışta bir insandır. Mesela yazarın bir gün hiç sebepsiz yere, canı çektiği ekmek kadayıfını yemeyeceğini söylemesi, onun bu yanını çok iyi örnekler: “O günden sonra evde ne vakit bu tatlı yapılsa “Refik bunu yemez!” sözü geçiyor ve işte bu manasız şey, onun yıllarca kaymaklı ekmek kadayıfından mahrum kalmasına sebep oluyor”
(Gezgin, 1999: 244).

Böylece yazarın çocukluk günlerinden gelen inatçılığı ve sonuçlarını düşünmeden aldığı kararlardan yanlış da olsa geri dönmemesi, romanlarındaki kadın karakterlerin de kişilik özelliklerine yansımıştır. Kadınların bu kişilik özellikleri ise, aşklarını hesapsız yaşamalarına neden olur. Buna, Karlı Dağdaki Ateş’te, Binnur’un, kendinden yaşça büyük Yusuf’un peşinden gitmeye bir anda karar vermesiyle örneklendirebiliriz. Yazar, bu
tarz aşkları, “hesapsız” aşk tanımlar ve aradaki yaş farkını önemser. Romanlarında, kadın ile
erkek arasında genellikle yaş farkı vardır. Kadınlar, kendilerinden yaşça büyük ve olgun
erkeklerle ilişkiye girerler:

Çoban kızının şehzadeyi, Keloğlanın padişah kızını, uşağın hanımını, hizmetçinin beyi sevmesi kabilinden kûfüv olmayan aşk kurbanı… Yaş farklı aşkları da 38bu seriye sokmak lazımdır. Bazen hem yaş, hem de içtimai seviye cihetinden uygun olmayan bir şahısta birleşebilir ki, numunesini çoğu defa görürdük (Karay, 1943: 24).

Aynı zamanda hesapsız yaşam tarzı, Bugünün Saraylısı Dizisi’in maceracı tarafını da gösterir. Çünkü yazar, ilk gençlik devresinden bu yana polisiye romanlara meraklıdır: “On yedi yaşımda idim; o sırada Şarlok Holmes’in polis hafiyeliği dünyayı hayran bırakıyordu; bütün külliyatını Fransızca kitaplardan merakla takip etmekteyim. Tabii bunun neticesi dedektiflik hevesine kapılmıştım” (Karay, 1990: 204). Bu özelliğini, eserlerindeki karakterlere de yansıtır. Mesela Yer Altında Dünya Var’daki Nihan, Osmanlı altınlarının peşinde bir casusdur.
Çete’deki Nina ise Rus devriminde bir örgüte üyedir.

Yazarın kişiliğinin bir başka yanı da, kadına millî bir unsur olarak yaklaşmasıdır. Bu nedenle yabancı kadınlarla ilişkiye girmekten kaçınır ve kadınlar arasında ayrım yapar. Özellikle sürgün yıllarındayken memleket özlemini, aynı dili ve dini paylaştığı kadınlarla giderir. Bu anlayışını, romanlarındaki erkek karakterlere de yansıtır. Bunu, İki Cisimli Kadın’da, sevdiği Amerikalı bir kadının aslında Müslüman olması, Nilgün’de Ömer Bey’in Nilgün’ün yabancı erkeklerle yakınlaşmasına kızması ve onu sahiplenmesi, Çete’de Fransız subayın eşi Nina’nın, aslen soylu bir Türk ailesinden gelmesiyle örneklendirebiliriz. Bu nedenle yazar, kendisini “dil ve din” tiryakisi bir insan olarak tanımlar:

Lâkin yaşadığım muhitler ve gezip dolaştığım memleketler îcâbı, kendileriyle düşüp kalkmak vesileleri çıkmasına rağmen ekseriye yan çizmişim ve tanıdıklarımdan hiç biriyle de tam manasıyla kaynaşmamışım. Daha tuhafı gençliğimde bile ecnebi kadınına âşık olmamışım! Önce Türk ve Müslüman’ı, sonra memleket halkından akalliyetleri tercih etmişim. Bunların da evvela dini dinime, arkasından dili dilime
uyanlarını! Bu bakımdan ben doğuştan dindar ve dilciyim… (Karay, 1990: 69).

Genel olarak Bugünün Saraylısı Dizisi, kadın kokusuna ve dış görünüşüne dikkat eder, hayatın insana verdiği zevklerden kadına önemli pay biçer bir kişiliktedir. Kendisine yakın bulduğu Karcaoğlan gibi, aşka ve kadınlara düşkündür. Ayrıca doğal, gizemli ve çekici kadınlardan hoşlanır ve bu özelliğini eserlerindeki erkek karakterlere de yansıtır. Bu tip kadınları; Dişi Örümcek, Nilgün, Yer Altında Dünya Var, Karlı Dağdaki Ateş ve İki Bin Yılın Sevgilisi romanlarında görebiliriz. Bu üç unsur, romanlarındaki maceracı kadınların ortak özellikleridir. Çünkü bu tip kadınlar; erkekleri merakta bırakan, cinselliklerini kullanan güzel kadınlardır.

 

394.3 BUGÜNÜN SARAYLISI DİZİSİ ROMANLARINDA KADIN

Bugünün Saraylısı Dizisi’ın romanlarında kadınların, bu bölümde vereceğimiz örneklerde görüleceği üzere, aşka dayalı ilişkilerde erkekler karşısında edilgen durumlarda bulunduklarını söyleyebiliriz. Çünkü toplumsal baskı sonucu, kadınların aşk ilişkilerindeki deneyimsizlikleri, evliliklerinde kendi seçimlerinin önüne geçer. Bu nedenle kadın karakterler, annelerini model alırlar. Annelerinin yönlendirmesiyle de zengin erkeklerle, çıkara dayalı
evlilikler yaparlar.

 

Bugünün Saraylısı Dizisi, romanlarında aşka dayalı evliliği ön planda tuttuğu için, bu tip kadınları mutsuz ve hayal kırıklıklarıyla dolu bir yaşamla cezalandırır. Buna karşın kocasına itâat eden, sadık ve özverili kadınları, eşlerini daha iyi bir mevkiye getirerek ödüllendirir.

Genel olarak Bugünün Saraylısı Dizisi’in romanlarındaki kadınlar, mutlu olacakları aşkın peşindedirler ve sevdikleri erkeklere, bütünüyle sahip olmak isterler. Kadınların en büyük beklentisi, “Sevilen kadın olmak” tır. Bu sebeple mazoşist bir sevgi ihtiyacı içinde âşıklarından sürekli ilgi görmek isterler. Cinsel duygularını dizginleyebilen, kendilerinden güçlü, iradeli ve görünüşü ile kişiliği uyumlu erkeklerden hoşlanırlar. Ayrıca kadınların bir
erkeği sevebilmeleri için güven önemlidir. Aksi takdirde bedenlerini, güvenmedikleri Erkeklere karşı bir silah olarak kullanırlar. Bununla beraber sevdikleri erkekleri kendilerine bağlamak amacıyla, plan yapıp yalan söylerler ve onları, gizemli hareketlerle merakta
bırakırlar. Sonunda erkekler de kadınlarca yönlendirilip evlenirler.

Evlilik hayatında ise kadınlar, gelenekçi bir tavır içindedirler. Flört döneminde erkeği yönlendiren kadınlar, evlendikten sonra güç dengesini kocalarının lehine çevirerek uysal bir yapıya bürünürler. Erkeği kıskandırmak, partilere katılmak, yalan söylemek gibi alışkanlıklarını bırakırlar. Kendilerini, sadece bir ömür boyu yaşayacakları kocalarına adarlar. Çünkü evliliklerinde, erkeğin “aile reisliği” anlayışını benimserler.

Kısaca Bugünün Saraylısı Dizisi, romanlarında kadının toplum içerisindeki konumuna, lüks yaşama isteğine, beğenilme arzusuna ve erkeğe karşı duyduğu güvensizliğe yer verir. Ayrıca kadının anlaşılmazlığı düşüncesini sık sık vurgulayarak, psikoloji derinliklere ulaşmaya çalışır.