OTANT�K TA�

Büyüklüğü Ve Küçüklüğü Yönünden İnci Çeşitleri

V MAKALELER
SEDEF VE İNCİ OLUŞUMU
Fiyatı      :      TL
[dpsc_display_product]
Ürünün Özellikleri
  • inci büyüklüğü
  • MAKALE

Büyüklüğü ve küçüklüğü yönünden inci çeşitleri:

Şirvânî, Hoca Nasîrüddîn-i Tûsî’nin, “Tansûk-nâme” adlı cevher-nâmesinden şunları nakleder:
Şirvânî, age, s. 77-101. Şirvânî, age, s. 77-101.

“Bizden önceki zamanlarda cevherîler üç kalbur tutarlardı, ama bu günlerde beş kalbur tutarlar. Birbirinden farklı olan ilk kalburların deliği dardır. İnciyi sadeften çıkardıktan sonra bu kalbura koyarlar, çalkarlar, aşağı inene habbe ve rîze derler. Küçük olduğu için delinmez. Macunlar ve göz otları için saklarlar. İlk kalburdan geçmeyen inciyi ikinci kalbura koyarlar, çalkarlar, aşağı inene bâbet-i sadî derler.
Manası, aşağı inenin yüz tanesi bir miskaldir, demek olur. Bu inciyi hakkâk deldiğinden sulusunu ve düz, yuvarlak olanını ‘ıkd için seçer, diğerlerini ipe dizer. Buna nisâr-ı sadî derler. İkinci kalburdan geçmeyen inciyi üçüncü kalbura koyarlar, çalkarlar, aşağı inene bâbet-i şastî derler. Manası, aşağı inenin altmış tanesi bir miskaldir demek olur. Bu inciyi de hakkâk deldiğinden sulusunu ve düz, yuvarlak olanını ‘ıkd için seçer, diğerlerini ipe dizer. Buna nisâr-ı şastî derler. Üçüncü kalburdan geçmeyen inciyi dördüncü kalbura koyarlar, çalkarlar, aşağı inene bâbet-i pencâhî derler. Manası, aşağı inenin elli tanesi bir miskaldir demek olur. Bu inciyi de hakkâk deldiğinden iyisini, sulusunu ve düz, yuvarlak olanını ‘ıkd için seçer, diğerlerini ipe dizer. Buna nisâr-ı pencâhî derler. Dördüncü kalburdan geçmeyen inciyi beşinci kalbura koyarlar, çalkarlar, aşağı inene bâbet-i çihlî derler. Manası, aşağı inenin kırk tanesi bir miskaldir demek olur. Bu inciyi de hakkâk deldiğinden iyisini, sulusunu ve düz, yuvarlak olanını ‘ıkd için seçer, diğerlerini ipe dizer. Buna
nisâr-ı çihlî derler. Beşinci kalburdan geçmeyenin ‘ıkda yarayanını ‘ıkd yaparlar,
77
büyüğünü ‘ıkd yapmazlar. Çift çift dizip saklarlar” .

Biri dahı ol ‘ıkd-ı ferîdün
Dürr-i yetîmi zerrîn-selâsil (Râmî/Hamami, 2001: 93) Düşdi serâya ‘ıkd-i Süreyyâ şikest olup
Dest-i kazâdan irdi ana seng-i in’idâm (Râmî/Hamami, 2001: 206)

Görüp bu silk-i mürvârîd-i pür-tâbı hicâbından
Acepdir hâke salmazsa felek ıkd-ı Süreyyâyı (Nef’î/Akkuş, 1993: 136)
Za’îfî’nin cevâhir-nâmesi’nde incinin renkleri olarak “kâfûrî (şîr-fâm, sifîd-endâm), şem’î, kâhî”, çeşitleri olarak “necm/nemcî-i şîrîn, şeffâf-i hoş-câme” isimleri verilir78.

Büyüklüğü Ve Küçüklüğü Yönünden İnci Çeşitleri

V MAKALELER
SEDEF VE İNCİ OLUŞUMU
Fiyatı      :      TL
Ürünün Özellikleri
  • inci büyüklüğü
  • MAKALE
[dpsc_display_product]
Ürün Açıklaması Video Tanıtım Yorumlar

Büyüklüğü ve küçüklüğü yönünden inci çeşitleri:

Şirvânî, Hoca Nasîrüddîn-i Tûsî’nin, “Tansûk-nâme” adlı cevher-nâmesinden şunları nakleder:
Şirvânî, age, s. 77-101. Şirvânî, age, s. 77-101.

“Bizden önceki zamanlarda cevherîler üç kalbur tutarlardı, ama bu günlerde beş kalbur tutarlar. Birbirinden farklı olan ilk kalburların deliği dardır. İnciyi sadeften çıkardıktan sonra bu kalbura koyarlar, çalkarlar, aşağı inene habbe ve rîze derler. Küçük olduğu için delinmez. Macunlar ve göz otları için saklarlar. İlk kalburdan geçmeyen inciyi ikinci kalbura koyarlar, çalkarlar, aşağı inene bâbet-i sadî derler.
Manası, aşağı inenin yüz tanesi bir miskaldir, demek olur. Bu inciyi hakkâk deldiğinden sulusunu ve düz, yuvarlak olanını ‘ıkd için seçer, diğerlerini ipe dizer. Buna nisâr-ı sadî derler. İkinci kalburdan geçmeyen inciyi üçüncü kalbura koyarlar, çalkarlar, aşağı inene bâbet-i şastî derler. Manası, aşağı inenin altmış tanesi bir miskaldir demek olur. Bu inciyi de hakkâk deldiğinden sulusunu ve düz, yuvarlak olanını ‘ıkd için seçer, diğerlerini ipe dizer. Buna nisâr-ı şastî derler. Üçüncü kalburdan geçmeyen inciyi dördüncü kalbura koyarlar, çalkarlar, aşağı inene bâbet-i pencâhî derler. Manası, aşağı inenin elli tanesi bir miskaldir demek olur. Bu inciyi de hakkâk deldiğinden iyisini, sulusunu ve düz, yuvarlak olanını ‘ıkd için seçer, diğerlerini ipe dizer. Buna nisâr-ı pencâhî derler. Dördüncü kalburdan geçmeyen inciyi beşinci kalbura koyarlar, çalkarlar, aşağı inene bâbet-i çihlî derler. Manası, aşağı inenin kırk tanesi bir miskaldir demek olur. Bu inciyi de hakkâk deldiğinden iyisini, sulusunu ve düz, yuvarlak olanını ‘ıkd için seçer, diğerlerini ipe dizer. Buna
nisâr-ı çihlî derler. Beşinci kalburdan geçmeyenin ‘ıkda yarayanını ‘ıkd yaparlar,
77
büyüğünü ‘ıkd yapmazlar. Çift çift dizip saklarlar” .

Biri dahı ol ‘ıkd-ı ferîdün
Dürr-i yetîmi zerrîn-selâsil (Râmî/Hamami, 2001: 93) Düşdi serâya ‘ıkd-i Süreyyâ şikest olup
Dest-i kazâdan irdi ana seng-i in’idâm (Râmî/Hamami, 2001: 206)

Görüp bu silk-i mürvârîd-i pür-tâbı hicâbından
Acepdir hâke salmazsa felek ıkd-ı Süreyyâyı (Nef’î/Akkuş, 1993: 136)
Za’îfî’nin cevâhir-nâmesi’nde incinin renkleri olarak “kâfûrî (şîr-fâm, sifîd-endâm), şem’î, kâhî”, çeşitleri olarak “necm/nemcî-i şîrîn, şeffâf-i hoş-câme” isimleri verilir78.