OTANT�K TA�

HÂCÂMAT (KAN ALDIRMA) YOLU İLE TEDAVİ

V MAKALELER
HACAMAT
Fiyatı      :      TL
[dpsc_display_product]
Ürünün Özellikleri
  • BİLGİ
  • HACAMAT

HÂCÂMAT (KAN ALDIRMA) YOLU İLE TEDAVİ

Hâcâmat, lügat olarak emmek manasına gelen “hacm” kökünden gelir. Tıbbi tabir olarak “kan alma” diye tercüme edilebilir. Bu işi yapana “hâcim” veya “haccâm” denir. “İhticâm” kan aldırma talebidir. Hâcâmat veya ihticâm, pratikte kan aldırma fiilini ifade için kullanılmaktadır. Resulullah(s.a.v.)’ın tıbbi sünnetinde mühim bir yer tutan hâcâmat hakkında oldukça fazla hadis mevcuttur.
Buhari’de geçen bir hadiste, Hz. Peygamber(s.a.v.) bizzat kendisi, Ebu Taybe adında bir hâcâmatçıya hâcâmat yaptırmış ve başından kan aldırıp o kişiye ücretini ödemiş ve şöyle buyurmuştur: “Sizin, kendisiyle tedavi olduğunuz şeylerin (tedavi yollarınızın) en iyisi hacamattır. ” Ebu Keşbe el-Enmari(r.a.) anlatıyor: Resulullah(s.a.v.) başından ve iki omuzu arasından hâcâmat olur ve “Kim bu kandan akıtırsa, herhangi bir hastalık için bir başka ilaçla tedavi olmasa da zarar görmez” buyururdu. Resulullah(s.a.v.) burada, deri üzerinde zuhuru ehli tarafından teşhis edilen alametlerle vücutta biriktiği anlaşılan zararlı kandan bir miktarının akıtılmasının, sıhhat için fevkalade faydalı olduğunu mülahaza etmektedir. Bunu, hâcâmat olmanın, hastalıklara karşı herhangi bir ilaç almanın yerini tutabileceğini söyleyerek ifade buyurur.
İbn-i Abbas(r.a.)’tan gelen bir rivayete göre; Resulullah(s.a.v.) buyurdular ki: “Haccâm ne iyi kuldur, fazla kanı giderir, beli hafifletir, gözü parlatır.””‘ ‘8’ İbn-i Abbas der ki: “Resulullah(s.a.v.) Miraç gecesinde, meleklerden mürekkep bir cemaate her uğrayışında melekler: “Hâcâmat olmaya devam et! Ümmetine de hâcâmat olmalarını emret!” derlerdi. Ş arihler, buradaki emrin vücub değil nedb ifade ettiğini belirtirler. Yani melekler, kan aldırmanın sıhhat açısından ne kadar faydalı olduğunu vurgulamak için bu uyarıda bulunmuşlar-
dır.
Resulullah(s.a.v.)’ın hâcâmatın önemine binaen söylediği bir başka söz de şöyledir: “Şifa üç şeye münhasırdır: Bal şerbeti içmek, hacamat aleti vurmak, ateşte dağlamak. Fakat ümmetimi ateşle dağlamaktan men’ederim.” İbn-i Hacer, Resulullah(s.a.v.)’ın bu hadisteki maksadının, şifa veren maddeleri üçe hasretmek olmadığını, zira başka maddelerde de şifa olduğunu belirtir. Nitekim çörek otu, süt, hurma gibi pek çok yiyecek maddesinin şifa yönü muhtelif hadislerde mevzubahis edilmektedir. Öyleyse, burada Hz.

Peygamber(s.a.v.), Usu-lü’l-ilac denen, tedavide başvurulan ana maddelere dikkat çekmektedir.
Hâcâmatın, tedavide başvurulan ana yöntemlerden biri olması hasebiyle, hacamatın nasıl yapıldığını ve ne gibi hastalıkların tedavisinde kullanıldığını beyan etmek gerekir.Hâcâmatın fayda sağlayabilmesi için, usulüne uygun bir şekilde yapılması gerekir. Hâcâmat yapılmasına karar verilen yerler temizlendikten sonra kupalar yerleştirilir, kupaların yerleştirilmesi için kağıt veya pamuk gibi şeyler kullanılır, en mühim husus kullanılan kupaların (hâcâmat bardaklarının) ve diğer kullanılan aletlerin steril olmasıdır. Bardakların vakum-lanmasından sonra 3-5 dakika eski kanın, toksinlerin ve kolestrolun toplanması için beklenir ve bardaklar sökülür, sonra bu kısım neşter, jilet veya zemberek denilen bir aletle 1mm.’den derin olmamak ve 1cm.’den uzun olmamak şartı ile kesilir. Hâcâmat bardakları tekrar aynı yere vakumlanır. Kan biriktikçe bardaklar boşaltılıp işlem tekrarlanır.

HACAMAT

HACAMAT

Hâcâmat, hastalığın nev’ine göre değişik vücut bölgelerine tatbik edilebilir. Bundan maksadın o bölgedeki kan hareketini arttırmak, kirli kanı alıp temiz kanın gelmesini sağlamak, o bölgeye özellikle yerleşmiş hastalık yapıcı maddeler varsa bunların uzaklaştırılmasını sağlamaktır.
Hâcâmat ile insanlar; anında tesir gösteren, emin, tehlikesiz, yan tesirsiz bir şeklide tedavi olma imkanı bulurlar. Bununla beraber hâcâmatla tedavi olunduğu söylenen bazı hastalıklar şunlardır: Baş ağrısı ve sinüzit, yüksek tansiyon ve şeker hastalığı, prostat, bel ağrısı ve diz ağrısı, hormon bozukluğu, yumurtalık hastalıkları. Ayrıca kan aldırmak; sancı ve acının bulunduğu yere tatbik edildiği vakit, adale ve damar acılarını hafifletir, ağrıları giderir. Hastanın çenesi altında yapıldığı zaman diş, yüz ve boğaz ağrılarını giderir. Göğüs altına yapıldığı zaman, uyluklarda bulunan kabarcıklar bertaraf edilir ve ona çok faydası olur.
İbn-i Sina der ki; “Kan aldırmak emredilse de ayın ilk günlerinde emredilmez, çünkü o günlerde salgılar eksik olur. Ancak bu işe, salgıların coştuğu ve ayın ışığının son derece arttığı günler olan ay ortası uygundur”.
Hz. Peygamber(s.a.v.)’in tedavi yöntemlerinden biri olan hâcâmat, Amerika üniversite hastanelerinde ders olarak okutulup uygulanmaktadır. Hakkında 60 kadar hadis bulunan ve Hz. Peygamber(s.a.v.)’in bizzat kendisine ve yakınlarına uyguladığı bu tedavinin; böbrek, migren, kan dolaşımı, kanda yüksek demir oranını düşürme, şeker, çocuklarda beyin felci, şişmanlık, sivilce ve vücut direncine de iyi geldiği ve bu yöntemin Amerikan Üniversitelerinin “Cupping Therapy” adı verilen bölümlerinde ders müfredatı içinde okutulduğu ifadeedilmektedir. Ayrıca hâcâmat, İspanya Lizbon Üniversitesinde, “Cupping ant letting” adı altında okutulmaktadır.

HÂCÂMAT (KAN ALDIRMA) YOLU İLE TEDAVİ

V MAKALELER
HACAMAT
Fiyatı      :      TL
Ürünün Özellikleri
  • BİLGİ
  • HACAMAT
[dpsc_display_product]
Ürün Açıklaması Video Tanıtım Yorumlar

HÂCÂMAT (KAN ALDIRMA) YOLU İLE TEDAVİ

Hâcâmat, lügat olarak emmek manasına gelen “hacm” kökünden gelir. Tıbbi tabir olarak “kan alma” diye tercüme edilebilir. Bu işi yapana “hâcim” veya “haccâm” denir. “İhticâm” kan aldırma talebidir. Hâcâmat veya ihticâm, pratikte kan aldırma fiilini ifade için kullanılmaktadır. Resulullah(s.a.v.)’ın tıbbi sünnetinde mühim bir yer tutan hâcâmat hakkında oldukça fazla hadis mevcuttur.
Buhari’de geçen bir hadiste, Hz. Peygamber(s.a.v.) bizzat kendisi, Ebu Taybe adında bir hâcâmatçıya hâcâmat yaptırmış ve başından kan aldırıp o kişiye ücretini ödemiş ve şöyle buyurmuştur: “Sizin, kendisiyle tedavi olduğunuz şeylerin (tedavi yollarınızın) en iyisi hacamattır. ” Ebu Keşbe el-Enmari(r.a.) anlatıyor: Resulullah(s.a.v.) başından ve iki omuzu arasından hâcâmat olur ve “Kim bu kandan akıtırsa, herhangi bir hastalık için bir başka ilaçla tedavi olmasa da zarar görmez” buyururdu. Resulullah(s.a.v.) burada, deri üzerinde zuhuru ehli tarafından teşhis edilen alametlerle vücutta biriktiği anlaşılan zararlı kandan bir miktarının akıtılmasının, sıhhat için fevkalade faydalı olduğunu mülahaza etmektedir. Bunu, hâcâmat olmanın, hastalıklara karşı herhangi bir ilaç almanın yerini tutabileceğini söyleyerek ifade buyurur.
İbn-i Abbas(r.a.)’tan gelen bir rivayete göre; Resulullah(s.a.v.) buyurdular ki: “Haccâm ne iyi kuldur, fazla kanı giderir, beli hafifletir, gözü parlatır.””‘ ‘8’ İbn-i Abbas der ki: “Resulullah(s.a.v.) Miraç gecesinde, meleklerden mürekkep bir cemaate her uğrayışında melekler: “Hâcâmat olmaya devam et! Ümmetine de hâcâmat olmalarını emret!” derlerdi. Ş arihler, buradaki emrin vücub değil nedb ifade ettiğini belirtirler. Yani melekler, kan aldırmanın sıhhat açısından ne kadar faydalı olduğunu vurgulamak için bu uyarıda bulunmuşlar-
dır.
Resulullah(s.a.v.)’ın hâcâmatın önemine binaen söylediği bir başka söz de şöyledir: “Şifa üç şeye münhasırdır: Bal şerbeti içmek, hacamat aleti vurmak, ateşte dağlamak. Fakat ümmetimi ateşle dağlamaktan men’ederim.” İbn-i Hacer, Resulullah(s.a.v.)’ın bu hadisteki maksadının, şifa veren maddeleri üçe hasretmek olmadığını, zira başka maddelerde de şifa olduğunu belirtir. Nitekim çörek otu, süt, hurma gibi pek çok yiyecek maddesinin şifa yönü muhtelif hadislerde mevzubahis edilmektedir. Öyleyse, burada Hz.

Peygamber(s.a.v.), Usu-lü’l-ilac denen, tedavide başvurulan ana maddelere dikkat çekmektedir.
Hâcâmatın, tedavide başvurulan ana yöntemlerden biri olması hasebiyle, hacamatın nasıl yapıldığını ve ne gibi hastalıkların tedavisinde kullanıldığını beyan etmek gerekir.Hâcâmatın fayda sağlayabilmesi için, usulüne uygun bir şekilde yapılması gerekir. Hâcâmat yapılmasına karar verilen yerler temizlendikten sonra kupalar yerleştirilir, kupaların yerleştirilmesi için kağıt veya pamuk gibi şeyler kullanılır, en mühim husus kullanılan kupaların (hâcâmat bardaklarının) ve diğer kullanılan aletlerin steril olmasıdır. Bardakların vakum-lanmasından sonra 3-5 dakika eski kanın, toksinlerin ve kolestrolun toplanması için beklenir ve bardaklar sökülür, sonra bu kısım neşter, jilet veya zemberek denilen bir aletle 1mm.’den derin olmamak ve 1cm.’den uzun olmamak şartı ile kesilir. Hâcâmat bardakları tekrar aynı yere vakumlanır. Kan biriktikçe bardaklar boşaltılıp işlem tekrarlanır.

HACAMAT

HACAMAT

Hâcâmat, hastalığın nev’ine göre değişik vücut bölgelerine tatbik edilebilir. Bundan maksadın o bölgedeki kan hareketini arttırmak, kirli kanı alıp temiz kanın gelmesini sağlamak, o bölgeye özellikle yerleşmiş hastalık yapıcı maddeler varsa bunların uzaklaştırılmasını sağlamaktır.
Hâcâmat ile insanlar; anında tesir gösteren, emin, tehlikesiz, yan tesirsiz bir şeklide tedavi olma imkanı bulurlar. Bununla beraber hâcâmatla tedavi olunduğu söylenen bazı hastalıklar şunlardır: Baş ağrısı ve sinüzit, yüksek tansiyon ve şeker hastalığı, prostat, bel ağrısı ve diz ağrısı, hormon bozukluğu, yumurtalık hastalıkları. Ayrıca kan aldırmak; sancı ve acının bulunduğu yere tatbik edildiği vakit, adale ve damar acılarını hafifletir, ağrıları giderir. Hastanın çenesi altında yapıldığı zaman diş, yüz ve boğaz ağrılarını giderir. Göğüs altına yapıldığı zaman, uyluklarda bulunan kabarcıklar bertaraf edilir ve ona çok faydası olur.
İbn-i Sina der ki; “Kan aldırmak emredilse de ayın ilk günlerinde emredilmez, çünkü o günlerde salgılar eksik olur. Ancak bu işe, salgıların coştuğu ve ayın ışığının son derece arttığı günler olan ay ortası uygundur”.
Hz. Peygamber(s.a.v.)’in tedavi yöntemlerinden biri olan hâcâmat, Amerika üniversite hastanelerinde ders olarak okutulup uygulanmaktadır. Hakkında 60 kadar hadis bulunan ve Hz. Peygamber(s.a.v.)’in bizzat kendisine ve yakınlarına uyguladığı bu tedavinin; böbrek, migren, kan dolaşımı, kanda yüksek demir oranını düşürme, şeker, çocuklarda beyin felci, şişmanlık, sivilce ve vücut direncine de iyi geldiği ve bu yöntemin Amerikan Üniversitelerinin “Cupping Therapy” adı verilen bölümlerinde ders müfredatı içinde okutulduğu ifadeedilmektedir. Ayrıca hâcâmat, İspanya Lizbon Üniversitesinde, “Cupping ant letting” adı altında okutulmaktadır.