OTANT�K TA�

Şifalı Dualar

ŞİFALI DUALAR

C-Ç D E F G H I-İ K-L M N O-Ö R S Ş T U-Ü V Y Z

K-L

 

KAFİRUN SURESİNİN FAZİLETİNE DAİR

Bismillâhirrahmânirrahıym.
Kul yâ eyyühel kâfîrûn. Lâ a’büdü mâ ta’büdûn. Ve lâ entüm âbidûne mâ a’büd. Ve lâ ene âbidün mâ abettûm. Ve lâ entüm âbidûne mâ a’büd. Leküm diynüküm ve liye diyn.

Manası:
Habibim, şöyle de: Ey kafirler, ben sizin tapmakta olduklarınıza tapmam. Benim kendisine ibadette devam edeceğime de siz kulluk ediciler değilsiniz. Ben zaten sizin taptıklarınıza hiçbir zaman tapmış değilim. Siz de benim kulluk etmekte olduğuma hiç bir vakit kulluk ediciler değilsiniz. Sizin dininiz size, benim dinim bana.
Fazileti:
* Sevgili Peygamberimiz bu sure-i şerife hakkında buyuruyorlar ki:
“Sure-i Kâfirûn’u okumak Kur’an’ın dörtte birini okumaya muâdildir.”
“Her kim Sure-i Kâfirûn’u okursa sanki ona Kur’an’ın dörtte birini okumuş gibi sevap verilir ve ondan azılı şeytanlar uzaklaşır, o kimse şirkten beri olur ve kıyametin şiddetinden emin olur.”
“Sizi Allah Teala’ya şirk koşmaktan kurtaracak bir kelimeyi öğreteyim mi? Uyuyacağınız vakit Kul yâ eyyühel kâfirûn’u okuyunuz.”
“Kul yâ eyyühel kâfirûn’u okuyup yat. Hiç şüphe yoktur ki, şirkten berî olursun.”
* Bir kimse yatarken bu sureyi okur da o gece ölürse, tevhid üzerinde Rabbine kavuşur.
——————————————————————————–

KARİA SURESİNİN SIRLARI

Bismillâhirrahmânirrahiym.
El kâriah. Mel kâriah. Ve mâ edrâke mel kâriah. Yevme yekûnun nâsü kel ferâşil nıcbsûs. Ve tekûnül cibâlü kel ıhnil menfûş. Fe emmâ men sekulet mevâziynüh. Fe hüve fî ıyşetin râdıyeh. Ve emmâ men haffet mevâziynühû fe ümmühû hâviyeh. Ve mâ edrâke mâ hiyeh. Nârun hâmiyeh.
Manası:
Kâria, nedir o Kâria? Kananın ne olduğunu sana ne bildirdi? O gün insanlar yayılmış pervaneler gibi, dağlar da didilmişyün gibi olacak. Ama o vakit, kimin sevabı ağır gelirse, o mutlu bir hayattadır. Fakat kimin de tartıları hafif (sevabı hafif, günahı çok) gelirse, artık onun meskeni Hâviye ‘dir. Onun ne olduğunu, sana ne bildirdi? O, kızarmış bir ateştir.
*Bir türlü geçinemeyen ve kazanç elde edemiyen kimse, Kâria Suresini yazıp yakasına veya herhangi bir yerine bir sargıya sardıktan sonra takarsa, Cenabı Hakk o kimseye kolay kazanabilme yollarını ihsan eder. Kâria suresini okumayı adet haline getiren kimse, her bakımdan emniyette bulunur.
* Müslüman bir kul bu sureyi okuyup kıyametin dehşetini ruhunda hissetmeli, o gün için hazırlığını yani kulluk görevlerini eksiksiz yapmalıdır. Aksi takdirde oradaki pişmanlığın hiçbir faydası olmayacaktır.
——————————————————————————–

KIYAMET GÜNÜ ON SINIF KİMSENİN HALİ

Muaz b. Cebel (r.a.)’dan:
Resulüllah (s.a.v.)’e Cenabı Hakk’ın Nebe’ Süresindeki: “Sur üfürüldüğü gün, fevc fevc gelirsiniz.” ayetini sordum. Mübarek gözleri yaşardı ve: “Ey Muaz, bana büyük bir şey sordun.”dedi ve sonra şöyle devam etti: “Ey Muaz, kıyamet gününde ümmetimden şu on sınıf, diğer mü’minlerden temyiz edilmiş halde haşredilecektir. Bazıları hınzır şeklinde haşredileceklerdir.

Bunlar haram yiyenlerdir. Bazıları maymun şeklinde dirileceklerdir. Bunlar da laf taşıyanlardır. Bazıları da yüzüstü haşredileceklerdir. Bunlar da Allah’ın hükümlerine aldırmayanlardır.
Bazıları da deliler gibi dilsiz ve sağır olarak dirileceklerdir ki bunlar da kendi amellerini beğenenlerdir. Bazıları da dillerini ağızlarında sakız gibi çiğneyeceklerdir ve ağızlarından irin akacaktır. Bunlar da söyledikleri ile amel etmeyen alimler ve hikayecilerdir. Bazıları da elleri ve ayaklan bağlı şekilde dirileceklerdir ki bunlar da komşularına eza edenlerdir. Bazıları ateş direklerine asılmış bir halde dirileceklerdir. Bunlar da şehvetlerine uyup mallarından zekatlarını vermeyenlerdir.
Bazıları da katran elbiselerinin içinde yüzeceklerdir ki, bunlar da böbürlenen kişilerdir. Bazılarının da tenleri leşten daha fena kokacaktır. Bunlar da zina yapanlardır.” buyurdu.
——————————————————————————–

KIYAME SURESİ

Bismillâhirrahmânirrahıym.
Lâ uksimü bi yevmil kıya m eh. Ve lâ uksimü bin nefsil levvâmeh. E yahsebül insanii ellen necmea ızâmeh. Belâ kâdiriyne alâ en nüsevviye benâneh. Bel yüriydül insanii li yefcüra emâmeh. Yes’elü eyyâne yevmül kıyâmeh. Fe izâ berikal besar. Ve hasefel kamer. Ve cümiaş şemsü vel kamer. Yekûlül insanii yevmeizin eynel mefer. Kellâ lâ vezer. İlâ rabbike yevmeizinil müstekar. Yünebbeül insanii yevmeizin bi mâ kaddeme ve ahhar. Belil insanii alâ nefsihî basıyrah. Ve lev elkâ meâziyrah. Lâ tüharrik bihî lisâneke li ta’cele bih. İnne aleynâ cem’ahû ve kur’âneh. Fe izâ kara’nâhü fettebı’ kur’âneh. Summe inne aleynâ beyâneh. Kellâ bel tûhıbbûnel âcileh. Ve tezerûnel âhırah. Vücûhün yevmeizin nâdırah. İlâ rabbihâ nâzırah. Ve vücûhün yevmeizin bâsirah. Tezunnü en yüf’ale bihâ fâkırah. Kellâ izâ beleğatit terâkıy. Ve kıyle men râk. Ve zanne ennehül firak. Velteffetis sâku bis sâk. İlâ rabbike yevmeizinil mesâk. Fe lâ saddeka ve lâ salla. Velâkin kezzebe ve tevellâ. Sümme zehebe ilâ ehlihî yetemettâ. Evlâ leke fe evlâ. Sümme evlâ leke fe evlâ. E yahsebül insânü en yütrake südâ. E lem yekü nutfeten min meniyyin yümnâ. Sümme kâne alekaten fe haleka fe sevvâ. Fe ceale minhüz zevceyniz zekera vel ünsâ. E leyse zâlike bi kadirin alâ en yuhyiyel mevta.

Fazileti:
Peygamber (s.a.v.) buyuruyorlar ki: “Kıyâme suresini okumayı vird haline getiren kimse kıyamet gününde açık alınla haşrolunur. “
Yani onu maşher yerinde günah kiri ile yüzü kirlenmişler arasında görmek mümkün değildir. Günah işlemeye yakasını kaptırmış bir kimse bu sureyi okursa, yaptığına pişmanlık duyar, gerekli nasihati alarak bir daha eski kötü alışkanlıklarına dönmez.
* Cuma geceleri okuyan kimse ahiret saadetine nail olur.
——————————————————————————–

KABİR DUASI

Allâhümme innî es’elüke bi hakkı hakkıke ve bi hakkı kibriyâikc ve bi hakkı cemâlike ve celâlike ve bi hakkı cûdike ve fadlike ve keramike yâ kadîmel ihsâni yâ sâdikal va’dil emîn. Lâ ilahe illâ ente sübhâneke innî küntti minez zâlimin. Allâhümme ecib da’vetî bihurmetismikel azıym. Ve bi hürmeti muhammedin sallellâhü teâlâ aleyhi ve selleme ve alâ âlihi ve sahbihî ecmeıyn. Vel hamdü lillâhi rabbil âlemin. Ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azıym.
Bu dua ölen kimsenin ruhu için okunur. Ancak bu dua yerine üç İhlâs, bir Fatiha suresini okumak daha faziletlidir. Çünkü hadisi şerifte “Üç İhlas’da bir hatim sevabı vardır.” buyurulmuştur.
——————————————————————————–

KABİR ZİYARETİ VE ADABI

Allâhümme rabbe hâzihil ecsâdil bâliyeti vel ızâmin nehırati haracet mined dünyâ ve hiye bike mü’mineh. Fe bellığ ileyhâ ravhan minke ve selâmeti minnâ. Allâhümme ravvıh ervâhahüm bi ravhı lâ ilahe illallah, ve nevvir kubûrahüm bi nûri muhammedin rasulillah.

Allah Resulü (s.a.v.) buyuruyor:
“Her kim mezarlığa girince bu selamı okursa, Allahü Teala 0 kimsenin amel defterine Adem (a.s.)’dan kıyamete kadar gelmiş gelecek mü’minlerin adedi kadar sevap yazar.”
Kabirlerin üzerine oturmak, uyumak, kabirleri çiğnemek ve kirletmek dinen yasaktır
——————————————————————————–

KABİR ZİYARETİNDE BULUNANLARIN OKUYACAĞI DUALAR

Esselâmü aleyküm ehled diyâri minel mü’miniyne vel müslimiyn, ve innâ inşâellâhü biküm lâhıkûn, es’elüllâhe lenâ ve lekümül âfiyeh.
Manası: Ey kabirde yatan mü’min ve müslümanlar! Allah Teala’nın rahmeti selamı üzerinize olsun. İnşaallah, muhakkak biz de sizin arkanızdan geleceğiz. Bizim için de sizin için de Allah’tan mağfiret dileriz.
“Ashabı kiram kabristanı ziyaret ettikleri vakit
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) onların bu şekilde dua etmelerini tavsiye ederdi.”
Esselâmü aleyküm yâ ehlel kubûri yağfirullâhü lenâ ve leküm entüm selefünâ ve nahnü bil eser.
Manası: Ey ehl-i kubur, Allah Teala’nın selamı üzerinize olsun. Allah (c.c.) bizi ve sizi mağfiret etsin. Siz bizim selefimizsiniz, biz de sizi takiben geleceğiz. * “Resulü Ekrem, Medine’de bir kabristana uğradı ve onlara dönerek bu selamı verdi.”
——————————————————————————–

KABUS

Uykuda insana musallat olan hastalığa kabus denir. Bu hastalığa yakalanan insan nefesi darlanarak, hareketsiz bir halde, ağır bir şeyin altında kaldığını hisseder.
Bu hastalığın ilacı şudur:
Tabiatı sıcak olan kimseler geceleri altışar gr. kişniş yutar.
Tabiatı soğuk olan 5-10 gr. mesteki ile 10 gr. kişniş yutar. 120 gr. sıcak bakla suyu içerek kusarsa Allah’ın izni ile bu hastalıktan kurtulur.
Süleyman (a.s.) sordu:
– Ey korkunç mahluk, sana and veririm. Rüzgarlardan başka bir şey kaldı mı?
Korkunç mahluk şöyle cevap verdi:
– Ya Nebiyyellah, yanımda Cenabı Hakk’ın ahir zamanda memleketleri, köyleri ve dağları helak ettireceği rüzgarlar kaldı. Bunların bir kısmı cenuptan eser, insana kıl kadar dokundu mu yarı veya bütün vücudunu hareketten muattal eder. Artık vücut hiç harekete gelmez. Buna karşı Rih-ı Ahmer duası yazılarak taşınır ve hastaya yedi gün sabah akşam okunur. Tekrar yazılarak suyu hastaya içirilir.
Hastaya maddi ilaç olarak da şunlar uygulanır:
Pelesenk yağı 50 gr.
Zakkum yağı 50 gr.
Çöreotu yağı 50 gr.
Bu yağlar ile de hastanın azaları oğulur. Bunlar tatbik edilirken bir taraftan da hasta bütün çirkin şeylerden, ekşi ve soğutucu ve kadın ve eğlentilerden kendini muhafaza etmelidir. İyi olana kadar Cenabı Hakk’ın “Latıyf’ ism-i şerifini, “Yâ Latıyf’ diyerek iştigal edip, devamlı okumalıdır. Zira Cenabı Hakk kullarından birine azap etmek istediğinde bu en şiddetli hastalığı musallat eder.
Kur’an-ı Kerim’de: “Kullarımdan dilediğime azap eder, dilediğimi bağışlarım.” buyurduğu bu hastalıktır.
Bu rüzgarların bazıları çocuklara isabet etti mi renkleri solar, sararır, derileri siyahlaşır, salyaları kurur, gözleri çukurlaşır, inlemeleri şiddetlenir, ağlamaları, ızdırapları ziyadeleşir, uykuları kaçar. Bunun ilacı şudur:Kabak suyu, günde 3+1 bardak Nilüfer şurubu (kafi miktarda içilir.) Dua (yazılarak taşınır.)Bu hastalığa yakalanan, felç ve titreme gelmiş gibi gayri ihtiyari olarak titrer. Bu gibi hastalar fazla keyiften, tesirli hadiseden, suya bakmaktan, fazla korku ve (irkmekten kaçınmalıdır. Çünkü hastalık tekrar neş’et eder. Diğer bir ilacı şudur:
Musasa yumurtası ile tütsülenir.Münasip yağlarla (lakva yağı) da masaj yapılır.
Dua yazılarak taşınırsa -inşaallah- şifa bulur.
Süleyman (a.s.) sordu:
– Ey Rıh-ı Ahmer, sana and veririm, daha ne gibi zararların vardır?
Rıh-i Ahmer cevaben şöyle dedi:
– Ey Allah’ın Peygamberi! Ben bir adamın beynine girersem aklını alırım. Vücuduna girersem, basur, fîstül gibi birçok hastalıklara sebep olurum.
Süleyman (a.s.) bu korkunç sözleri işitince etrafında olanlara bu mahlukun öldürülmesini ve yakılmasını emretti.
O mahluk:
– Ey Allah’ın Peygamberi! Beni kimse öldürmeye ve yakmaya kadir olamaz. Cenabı Hakk beni bunun için yarattı ve ömrümü uzattı, deyip kayboldu.

Netice olarak:
Rih-ı Ahmer, dâü ekber denilen bu mahluk Cenabı Peygamber (a.s.) Efendimiz’in zamanına kadar görülmedi. Peygamberimizin torunu Hasan (r.a.) iç hastalığı ile hastalanıp kan dökmeye başladı. Hasan (r.a.)’ın hastalığını Resulüllah ve ashabı duyunca Cebrail (a.s.) gelerek: “Hazreti Hasan, Rıh-i Ahmer ile hastalandı.” diye Cenabı Peygamber’e haber verdi.
Cenabı Peygamber, Cebrail (a.s.)’e:
– Bunun ilacı var mıdır? buyurdu. Cebrail (a.s.):
-Vardır, dedi ve oradan ayrıldı. Sonra Resulü Ekrem’e gelerek:
– Ya Resulellah, Cenabı Hakk sana bu Rıh-i Ahmer duasını hediye olarak gönderdi. Hazreti Hasan taşısın, şifa bulur. Ömründe bir kere dahi okuyan Rıh-i Ahmer, dâü ekber’den emin olur, dedi.
Cenabı Peygamber (s.a.v.) bu duayı Hazreti Hasan’a okudu ve Hasan (r.a.) bir şeyi yokmuş gibi şifaya kavuştu.
Hazreti Peygamber (s.a.v.) buyurdu: “Herkes bu duayı öğrensin, öğretsin, okusun ve üzerinde taşısın.”
——————————————————————————–

KADİR GECESİ OKUNACAK DUA

Allâhümme inneke afüvvün tühıbbül afve fa’fü annî.
Manası: Allah’ım, muhakkak sen affedicisin ve affetmeyi de seversin, beni affet.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) buyurdu: “Kadir gecesi (bu duayı) okuyunuz.”
——————————————————————————–

KADİR SURESİNİN OKUNMANIN FAZİLETİNE DAİR HADİSLER

Bismillâhirrahmânirrahıym.
İnnâ enzelnâhü fî leyi etil kadr. Ve mâ edrâke mâ leyletül kadr. Leyletül kadri hayrun min elfi şehr. Tenezzelül melâiketü ver ruhu fiyhâ bi izni rabbihim min külli emrin selâm, hiye hattâ matleıl fecr.

Manası:
Biz Kur’an’ı Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesi nedir bilir misin? Kadir gecesi, içinde Kadir gecesi bulunmayan bin aydan daha hayırlıdır. Onda melekler ve ruh Rabbilerinin izni ile her türlü emri ilahiyyeyi yüklü olarak inerler. O gece sabah oluncaya kadar selamet vardır.
Resulü Ekrem bu sure-i celile Hakkında şöyle buyuruyor:
“İnnâ enzelnâhü fî leyletil kadr’i okuyan kimseye Kur’an’ın dörtte birini okumuş gibi ecir verilir.”
“Sure-i Kadr’i okuyana, Ramazan-ı Şerifte oruç tutan ve Kadir gecesini ihya eden kimse gibi ecir verilir.”
“Bu sureyi farz namazlarında okuyan kimseye Cenabı Hakk tarafından bir münadî: “Ey Allah’ın kulu! Allah Teala günahlarını affetti” diye nida eder. “
* Evliyalardan birisi, adamın birine dedi ki:
Sana Ism-i A’zam’ı öğreteyim mi?
Öğretiniz.
Sure-i Fatiha, Ayet’el-Kürsi, Sure-i Kadr.
– Bu ayetleri sonuna kadar oku, sonra kıbleye dön. Cenabı Ecelli Alâ’dan ne dileğin varsa iste. Hiç şüphe yoktur ki, Allah Teala duanı kabul eder, buyurdu.
* Bir kimse Kadr Suresi’ni yazıp, içerisi temiz su dolu bir kab içerisine bırakır ve daha sonra bu sudan içmeye devam ederse Cenabı Hakk, o kimsenin kalb gözünü açar ve kendi yakınına aldığı kullarına dahil eder.
“İki dua vardır ki geri çevrilmez: Ezan okunurken ve düşmanla çarpışırken yapılan dua.”
——————————————————————————–

KAMET YAPILIRKEN DÜŞMANLA ÇARPIŞIRKEN YAPILACAK DUA

Allah Resulü (s.a.v.) buyuruyor:
“Düşmanla çarpışırken, kamet getirilirken ve yağmur yağarken dualarınızın kabul olunmasmı Allah (cc.)’dan isteyiniz.”
Manası: Cenabı Ecelli ve Ala yüzünü güldürsün.
“Müslüman kardeşinin güldüğünü, tebessümünü gören kimse (bu duayı) okur.”
Mâşâellâhü lâ kuvvete illâ billâh.
Manası: Emir, Allah Teala’nın dileğidir. Kuvvet ve kudret ancak Allah’ın tevfıki iledir.
Resulü Ekrem (s.a.v.) buyurdu:-
“Hoşuna giden bir şeyi gören kimse (bu duayı) okusun.”
“Elindeki nimetin devamlı kalmasını arzu eden kimse (bu duayı) okusun. Nimeti her gördükçe bunu okuyan kimse o nimetten hiçbir zarar görmez.”
“Allah Teala bir kuluna aile, mal ve evlad ihsan eder de o kul da (bu duayı) okursa, onlar da ölümden başka bir afet görmez.”

——————————————————————————–

KAN ALDIRIRKEN OKUNACAK AYETİ KERİME

Resulü Ekrem buyurdu: “Kan aldırırken “Ayet’el-Kürsi’yi” kim okursa, şifa bulur.”

——————————————————————————–

KARINCA BEREKET DUASI

Allâhümme yâ rabbi cebrâiyle ve mîkâiyle ve isrâfiyle ve azrâiyle ve ibrâhîme ve ismâıyle ve ishâka ve ya’kûbe ve münzilel berekâti vet tevrâti vez zebûri vel incili vel fürkâni ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azıym, lâ ilahe illallâhül melikül hakkul mübîn, muhammedün resûlüllâhi sâdikul va’dil emîn. Yâ rabbi yâ rabbi yâ hayyü yâ kayyûmü yâ zel celâli vel ikram. Es’elüke yâ rabbel arşil azıymi en yerzükani halâlen tayyiben bi rahmetike yâ erhamer râhımiyn. Yemlîhâ. Mekselînâ. Mislînâ. Mernûş. Debernûş. Şâzenûş. Kefeştatıyûş. Kıtmiyr.
Bu duanın fazileti:
“Her kim hakka hukuka riayet ederek bu duayı okursa veya ticarethanesinde bulundurursa hanesinde ve ticaretinde bereket meydana gelir. Nitekim hadisi şerifte “Aldatan bizden değildir.” buyurulmuştur.”
——————————————————————————–

KASİDE-İ BÜRDENİN FAZİLETİ

Bûsırî Hazretleri’ne ömrünün sonuna doğru felç hastalığı geldiğinden, bedeninin yarısı hareketsiz kaldı. Yüce Allah’a, hastalığına şifa vermesi için Rasulüllah’ı vesile edip çok dua ve niyazda bulundu. İnsanların en üstünü olan Peygamberimiz Efendimiz’i (s.a.v) öven meşhur kasidesini hazırladı. Rüyasında Allah Resulü’nun isteği üzerine bu kasidesini okudu.

Rasulüllah Efendimiz bu kasidesini çok beğendi. O kadar hoşuna gitti ki, üzerinde bulunan mübarek hırkasını çıkanp Bûsırî’ye giydirdi. Bedeninin felçli yerlerini de mübarek elleriyle sığadı. Uyandığında vücudunu tam olarak sağlığına kavuşmuş buldu.
Ayrıca Peygamber Efendimiz’in rüyada giydirdiği hırka-i saadet de üzerinde idi. İşte bunun için bu kasideye “Kaside-i Bürde” denilmektedir.
Bürde; hırka veya palto demektir Bu bürdenin teberruk için uzun süre korunduğu, felçli hastalara sürülmek üzere elden ele dolaştığı rivayet edilmektedir.
Rüya yoluyla da olsa, bir anlık birliktelikten şifaya kavuşan İmam Bûsirî, sevinerek aynı günün sabah namazına giderken, yolda Yüce Allah’ın sevgili kullarından evliya bir zata rastladı. O zat, Bûsırî’ye:
“Ey Bûsirî! O kasideni ben de dinlemek istiyorum.” dedi.
Bûsirî:
“Benim kasidelerim çoktur. Hepsini de herkes bilir. Hangisini okumamı istiyorsun?” dedi. O da:
“Kimsenin bilmediği, ancak bu gece Resulüllah Efendimiz’e okuduğun kasideyi dinlemek istiyorum.”
dedi. Bûsırî:
“Bunu daha hiç kimseye söylemedim. Nereden ve nasıl anladın?” deyince, o zat da Bûsırî’nin rüyasını ve kendisine hediye edilen hırkayı
Efendimiz S.A.V in kendisini okşayaşını ve sonucunu bir bir anlattı.
——————————————————————————–

KASİDE-İ BÜRDENİN OKUNUŞU

1. E min tezekküri cîrânin bi zî selemin, Mezecte dem’an cerâ min mukletin bi demi.
2. Em hebbetir rîhu min tilkâi kâzımetin, Ve evmedal berku fiz zalmâi min idami.
3. Fe mâ li ayneyke in kultekfüfâ hemetâ, Ve mâ li kalbike in kultestefık yehimi.
4. E yahsebüs sabbü ennel hubbe münketimün, Mâ beyne münsecimin minhü ve mudtarimi.
5. Levlel hevâ lem tünk dem’an alâ talelin, Ve lâ enkte li zikril bani vel alemi.
6. Fe keyfe tünkiru hubben ba’de mâ şehidet, Bihî aleyke udûlüd dem’ı ves sekami.
7. Ve esbetel vecdü hattay abratin vedanen, Mislel behâri alâ haddeyke vel anemi.
8. Neam sera tayfü men ehvâ fe errakanî, Vel hubbü ya’teridul lezzâti bil elemi.
9. Yâ lâimî fil hevel uzriyyi ma’ziraten, Minnî ileyke velev ensañe lem telümi.
10. Adetke hâliye lâ sırrî bi müstetirin. Anil vüsâti ve lâ dâî bi münhasimi.
11. Mahadtenin nüsha lâkin lestü esmauhû, Innel muhibbe anil uzzâli fi samemi.
12.İnnittehemtü nasîhaş şeybi fi azelî, Veş şeybü eb’adü fi nushin anit tühemi.
13. Fe inne emmâratî bis sûi metteazat, Min cehlihâ bi nezîriş şeybi vel herami.
14. Ve lâ eaddet minel fı’lil cemîli kıra, Dayfin elemme bi re’si gayra muhteşemi.
15. Lev küntü a’lemü ennî mâ uvakkıruhû, Ketemtü sirran bedâ lî minhü bil ketimi.
16. Men lî bi raddi cimâhın min ğavâyetihâ, Kemâ yüraddü cimâhul hayli bil lücümi.
17. Fe lâ terum bil meâsî kesra şehvetihâ, İnnet taâme yukavvî şehveten nehimi.
18. Ven nefsü ket tıfli in tühmilhü şebbe alâ, Hubbir radâi ve in teftımhü yenfetımi.
19. Fasrıf hevâhâ ve hâzir en tüvelliyehû, İnnel hevâ mâ tüvellâ yusım ev yusmi.
20. Ve râıhâ ve hiye fil a’mâli sâimetün. Ve in hiyestahletil mer’â fe lâ tesümi.
21. Kem hassenet lezzeten lil mer’i kâtileten, Min haysü lem yedri ennes semme fid desemi.
22. Vahşed desâise min cûm ve min şebeın, Fe rubbe mahmesatin şerrun minet tühami.
23. Vestefriğıd dem’a min aynin kadimteleet, Minel mehârimi velzem hımyeten nedemi.
24. Ve hâlifin nefse veş şeytâne va’sıhimâ, Ve in hümâ mehadâken nüsha fettehimi.
25. Ve lâ tütı’ minhümâ hasmen ve lâ hakemen, Fe ente ta’rifü keydel hasmı vel hakemi.
26. Estağfırullâhe min kavlin bi lâ amelin, Lekad nesebtü bihî neslen li zî ukumi.
27. Emartükel hayra lâkin me’temartü bihî, Ve mestekamtü fe mâ kavlî lekestekımi.
28. Ve lâ tezevvettü kablel mevti nâfileten, Ve lem üsalli sivâ fardm ve lem esumi.
29. Zalemtü sünnete men ahyaz zalâme ilâ, Enişteket kademâhüd durra min verami.
30. Ve şedde min seğabin ahşâehû ve tava, Tahtel hıcârati keşhan mütrafel edimi.
31. Ve râvedethül cibâlüş şümmü min zehebin, An nefsihî fe erâhâ eyyemâ sememi.
32. Ve ekkedet zühdehû fihâ darûratühû, İnned darûrate lâ ta’dû alel ısami.
33. Ve keyfe ted’û iled dünyâ darûratü men, Levlâhü lem tahrucid dünyâ minel ademi.
34. Muhammedün seyyidül kevneyni ves sekaleyni, Vel ferîkayni min urbin ve min acemi.
35. Nebiyyünel âmirun nâhî fe lâ ehadün, Eberra fi kavli lâ minhü ve lâ neami.
36. Hüvel habîbüllezî türcâ şefâatühû, Li külli hevlin minel ehvâli muktehımi.
37. Deâ ilallâhi fel müstemsikûne bihî, Müstemsiküne bi hablin gayra münfesımi.
38. Fâkan nebiyyîne fi halkm ve fi hulükın, Ve lem yüdânûhü fi ilmin ve lâ kerami.
39. Ve küllühüm min rasûlillâhi mültemisün, Ğarfen minel bahri ev raşfen mined diyemi.
40. Ve vâkıfûne ledeyhi mde haddihim, Min nuktatil ilmi ev min şekletil hıkemi.
41. Fe hüvellezî temme ma’nâhü ve sûratühû, Sümmestafâhü habîben bâriün neşemi.
42. Münezzehtin an şerikin fi mehâsinihî, Fe cevherul husni fîhi ğayru münkasimi.
43. Da’ meddeathün nasârâ fî nebiyyihim, Vahküm bi mâ şi’te medhan fîhi vahtekemi.
44. Vensüb ilâ zâtihî mâ şi’te min şerafın, Vensüb ilâ kadrihî mâ şi’te min ızami.
45: Fe inne fadle rasûlillâhi leyse lehû, Haddün fe yu’ribe anhü nâtıkun bi femi.
46. Lev nâsebet kadrahû âyâtühû ızamen, Ahyesmühû hıyne yüd’â dâriser rimemi.
47. Lem yemtehmnâ bi mâ ta’yel ukûlü bihî, Hırsan aleynâ fe lem nerteb ve lem nehimi.
48. A’yel verâ fehüm ma’nâhü fe leyse yürâ, Lil kurbi vel bu’di minhü ğayru münfahımi.
49. Keş şemsi tazheru lil ayneyni min büudin, Sağîraten ve tükillüt tarfe min ümemi.
50. Fe keyfe yüdrikü fid dünyâ hakîkatehû, Kavmün niyâmün tesellev anhü bil hulumi,
51. Fe mebleğul ilmi fîhi ennehû beşerim, Ve ennehû hayru halkıllâhi küllihimi.
52. Ve küllü âyin eter rusülül kirâmü bihâ, Fe innemettesalet min nûrihî bihimi.
53. Fe innehû şemsü fadlin hum kevâkibühâ, Yuzhirne envârahâ 1in nâsi fız zulemi.
54. Ekrim bi halkı nebiyyin zânehû hulükun, Bil husni müştemilin bil bişri müttesimi.
55. Kez zehri fi terafin vel bedri fi şerafin, Vel bahri fi keramin ved dehri fi himemi.
56. Ke ennehû ve hüve ferdim fi celâletihî, Fi askerin hıyne telkâhü ve fi haşemi.
57. Keennemel lü’lüül meknûnü fi sadefin, Min ma’denî mantıkin minhü ve muhteşemin.
58. Lâ tıybe ya’dilü türben dumme a’zumehû, Tûbâ li münteşikın minhü ve mültesimi.
59. Ebâne mevlidühû an tıybı unsurihî,Yâ tıybe mübtedein minhü ve muhtetemi.
60. Yevmün teferrase fihil fürsü ennehümü, Kad ünzirû bi hulûlil bü’si ven nikami.
61. Ve bâte iyvânü kisrâ ve hüve münsadiun, Ke şemli eshâbi kisrâ gayra mülteimi.
62. Ven nâru hâmidetül enfâsi min esefin, Aleyhi ven nehru sahil ayni ves sedemi.
63. Ve sâe sâvete en ğâdat buhayratühâ, Ve rüdde vâridühâ bil ğayzı hıyne zamî.
64. Ke enne bin nâri mâ bil mâi min belelin, Huznen ve bil mâi mâ bin nâri min darami.
65. Vel cinnü tehtifü vel envârü sâtıatün,Vel hakku yazheru min ma’nen ve min kelimi.
66. Amû ve sammû fe ı’lânül beşâiri lem, Tüsma’ ve bârikatül inzâri lem rüşemi.
67. Min ba’di mâ ahberal akvâme kâhinühüm, Bi erme dînehümül mu’vecce lem yekumi.
68. Ve ba’de mâ âyenû fil ufki min şühübin, Münkaddaten vefka mâ fil ardı min sanemi.
69. Hattâ ğadâ an tarîkıl vahyi münhezimi, Mineş şeyâtıyni yakfû isra münhezimi.
70. Ke ennehüm heraben ebtâlü ebrehetin, Ev askerun bil hasa min râhateyhi rumî.
71. Nebzen bibi ba’de teşbihin bi batnihimâ, Nebzel müsebbihı min ahşâi mültekımi.
72. Câet li da’vetihil eşcâru sâcideten, Temşî ileyhi alâ sâkm bi lâ kademi.
73. Ke ennemâ setarat setran limâ ketebet, Fürûuhâ min bedîil hattı fil lekami.
74. Mislül ğamâmeti ennâ sâra sâiraten, Tekıyhi harra vatıysin ül hecîri hami.
75. Aksemtü bil kameril münşakkı inne lehû. Min kalbihî nisbeten mebrûratel kasemi.
76. Ve mâ havel ğâru min hayrin ve min keramin, Ve küllü tarfin minel küffâri anhü amî.
77. Fes sıdku fil ğâri ves sıddîku lem yerimâ, Ve hüm yekûlûne mâ bil ğâri min erimi.
78. Zannül hamâme ve zannül ankebûte alâ, Hayril beriyyeti lem tensüc ve lem tehumi.
79. Vikâyetüllâhi ağnet an müdâafetin, Mined dürûı ve an âlin minel ütumi.
80. Mâ sâmeniyed dehru daymen vestecartü bihî İllâ ve niltü civâran minhü lem yüdami.
81. Ve leltemestü ğmed dârayni min yedihî, İllestelemtün nedâ min hayri müstelemi.
82. Lâ tünkirul vahye min rü’yâhü inne lehû, Kalben izâ nâmetil aynâni lem yenemi.
83. Fe zâke hıyne bülûğın min nübüvvetini, Fe leyse yünkeru fîhi hâlü muhtelemi,
84. Tebârekellâhü mâ vahyün bi müktesebin, Ve lâ nebiyyün alâ ğaybin bi müttehimi.
85. Kem ebraet vesaben bil lemsi râhatühû, Ve atlekat eriben min ribkatil limemi.
86. Ve ahyetis seneteş şehbâe da’vetühû, Hattâ haket ğurraten fil a’surid dühümi.
87. Bi ândın câde ev hıltel bitâha bihâ,
Seyben binel yemmi ev seylen minel arimi.
88. Da’nî ve vasfi âyâtin lehû zaherat, Zuhura nâril gırâ leylen alâ alemi.
89. Feddürrü yezdâdü husnen ve hüve müntezamün Ve leyse yenkusu kadran gayra müntezımi.
90. Fe mâ tetâvele âmâlül medîhi ilâ. Mâ fihi min keramil ahlâkı veş şiyemi.
91. Ayâtü hakkın miner rahmani muhdesetün, Kadîmetün sıfatül mavsûfı bil kıdemi.
92. Lem takterin bi zemânin ve hiye tuhbirunâ, Anil meâdi ve an âdin ve an iremi.
93. Dâmet ledeynâ fe fakat külle mu’cizetin, Minen nebiyyîne iz câet ve lem tedümi.
94. Muhakkemâtün fe mâ yübkıyne min şübehin Li zî şikâkın ve lâ yebğıyne min hakemi.
95. Mâ hûribet kattu illâ âde min harabin, A’del eâdî ileyhâ mülkıyes selemi.
96. Raddet belâğatühâ da’vâ muârıdıhâ, Raddel ğayûri yedel cânî anil hurami.
97. Lehâ meânin ke mevcil bahri fi mededin, Ve fevka cevherihî fil husni vel kıyemi.
98. Fe lâ tüaddü ve lâ tuhsâ acâibühâ, Ve lâ tüsâmü alel iksâri bis seemi. I
99. Karrat bihâ aynü kârîhâ fe kültü lehû, Le kad zafarte bi hablillâhi fa’tesımi.
100. İn tetlühâ hıyfeten min hani nâri lezâ. Etfa’te harra lezâ min virdiheş şiyemi. 1
101. Ke ennehel havdu tebyaddul vücûhü bihî, Minel usâtı ve kad câühû kel humemi.
102. Ve kes sıratı ve kel mîzâni ma’dileten, Fel kıstu min ğayrihâ fin nâsi lem yekumi.
103. Lâ ta’ceben li hasûdin râha yünkiruhâ, Tecâhülen ve hüve aynül hâzikıl fehimi. |
104. Kad tünkirul aynü daVeş şemsi min ramedin, Ve yünkirul femü ta’mel mâi min sekami.
105. Yâ hayra men yemmemel âtune sâhatehû, Sa’yen ve fevka mütûnil eynükır rusümi.
106. Ve men hüvel âyetül kübrâ li mu’tebirin, Ve men hüven nı’metül uzmâ li muğtenimi.
107. Serayte min haramin leylen ilâ haramin, Kemâ seral bedru fî dâcin minez zulemi.
108. Ve bette terkâ ilâ en nilte menzileten, Min kâbe kavseyni lem tüdrek ve lem tenimi.
109. Ve kaddemetke cemîul enbiyâi bihâ, Ver rusülü takdime mahdûmin alâ hademi.
110. Ve ente tahterikus seb’at tıbâka bihim, Fî mevkibin künte fîhi sâhibel alemi.
111. Hattâ izâ lem teda’ şe’ven li müstebikm, Mined dünüvvi ve lâ merkan li müstenimi.
112. Hafadte külle mekâmin bil idâfeti iz, Nûdîte bir ref ı mislel müfredil alemi.
113. Keymâ tefüzü bi vaslin eyyi müstetirin, Anil uyûni ve sinin eyye müktetemi.
114. Fehurte külle fihârin gayra müşterakin, Ve cüzte külle mekâmin gayra müzdehami.
115. Ve celle mıkdâru mâ vüllîte min rutebin, Ve azze idrâkü mâ ûlîte min niami.
116. Büşrâ lenâ ma’şeral islâmi inne lenâ, Minel inayeti ruknen gayra münhedimi.
117. Lemmâ deallâhü dâıynâ li tâatihî, Bi ekramir rusüli künnâ ekramel ümemi.
118. Râat kulûbel ıdâ enbâü bi’setihî Ke neb’etin ecfelet ğuflen minel ğanemi.
119. Mâ zâle yelkâhüm fî külli mu’terakin, Hattâ hakev bil kanâ lahmen alâ vedami.
120. Veddül firara fe kâdû yağbitûne bihî, Eşlâe şâlet meal ıkbâni ver ruhami.
121. Temdıl leyâlî ve lâ yedrûne ıddetehâ, Mâ lem tekün min leyâlil eşhuril hunimi.
122. Ke ennemed dînü dayfun halle sâhatehüm, Bi külli karmin ilâ lahmil ıdâ karimi.
123. Yecürru bahra hamisin fevka sâbihatin, Termi bi mevcin minel ebtâli mültetımi.
124. Min külli müntedibin lillâhi muhtesibin, Yestû bi müste’sılin lil küfri mustalimi.
125. Hattâ ğadet milletül İslâmi ve hiye bihim, Min ba’di ğurbetihâ mevsûleter rahımi.
126. Mekfûleten ebeden minhüm bi hayri ebin, Ve hayri ba’lin fe lem teytem ve lem teimi.
127. Hümül cibâlü fe sel anhüm müsâdimehüm, Mâzâ raev minhüm fi külli müstademi.
128. Ve sel huneynen ve sel bedran ve sel uhuden, Fusûle harfin lehüm edhâ minel vehami.
129. El musdıril biydı humran ba’de mâ veradet, Minel ıdâ külle müsveddin minel lememi.
130. Vel kâtibine bi sürnril hattı mâ teraket, Aklâmühüm harfe cismin gayra mün’acimi.
131. Şâkis silâhı lehüm sîmâ tümeyyizühüm. Vel verdü yemtâzü bis sîmâ mines selemi.
132. Tühdî ileyke riyâhun nasri neşrahüm, Fe tahsebüz zehra fil ekmâmi külle kemi.
133. Ke emıehüm fi zuhûril hayli nebtü ruben, Min şiddetil hazmi lâ min şiddetil huzümi.
134. Taret kulûbül ıdâ min be’sihim ferkan, Femâ teferrake beynel behmi vel bühümi.
135. Ve men tekün bi rasûlillâhi nusratühû. İn telkahül üsdü fi âcâmihâ tecimi.
136. Ve len terâ min veliyyin gayra münteşirin, Bihî ve lâ min adüvvin gayra münfesımin.
137. Ehalle ümmetehû fi hırzi milletini, Kel leysi halle meal eşbâli fi ecemi.
138. Kem ceddelet kelimâtüllâhi min cedelin, Fîhi ve kem hassamel bürhânü min hasımi.
139. Kefâke bil ilmi fil ümmiyyi mu’cizeten, Fil câhiliyyeti vet te’dîbi fil yütümi.
140. Hademtühû bi medîhın estekıylü bihî, Zünûbe umrin medâ fış şı’ri vel hıdemi.
141. İz kalledâniye mâ tuhşâ avâkıbühû, Ke ennenî bihimâ hedyün minen neami.
142. Eta’tü ğayyes sıbâ fil hâleteyni ve mâ, Hassaltü illâ alel âsâmi ven nedemi.
143. Fe yâ hasârate nefsin fi ticâratihâ, Lem teşterid dîne bid dünyâ velem tesümi.
144. Ve men yebı’ acilen minhü bi âcilihî, Yebin lehül ğabnü fi bey’ın ve fi selemi.
145. İn âti zenben fe mâ ahdî bi müntakıdın. Minen nebiyyi ve lâ hablî bi münsarimi.
146. Fe inne lî zimmeten minhü bi tesmiyetî, | Muhammeden ve hüve evfel halkı biz zimemi.
147. İn lem yekun fi meâdî ahizen bi yedî,
Fadlen ve illâ fe kul yâ zelletel kademi.
148. Hâşâhü en yuhrimer râcî mekârimehû, Ev yercial câru minhü gayra muhterami.
149. Ve münzü elzemtü efkârı medâyihahû, Vecedtühû li halâsi hayra mültezimi.
150. Ve len yefûtel ğmâ minhü yeden teribet, İnnel haya yünbitül ezhâre fil ekemi.
151. Ve lem ürid zehrated dünyelletıktetafet,Yedâ züheyrin bi mâ esna alâ herimi.
152. Yâ ekramel halkı mâ lî men elûzü bihî,Sivâke mde hulûlil hâdisil amemi.
153. Ve len yediyka rasûlellâhi câhüke bî, îzil kerîmü tecellâ bismi müntekımi.
154. Fe irine min cûdiked dünyâ ve darratehâ, Ve min ulûmike ıhnül levhı vel kalemi.
155. Yâ nefsü lâ teknarî min zelletin azumet, İnnel kebâire fil ğufrâni kel lememi.
156. Lealle rahmete rabbî hıyne yaksimühâ, Te’tî alâ hasebil ısyâni fil kısemi.
157. Yâ Rabbi vec’al recâî gayra mün’akisin. Ledeyke vec’al hısâbî gayra münhazimi.
158. Veltuf bi abdike fid dâreyni irme lehû, Sabran metâ ted’uhül ehvâlü yenhezimi.
159. Ve’zen li suhbi salâtin minke dâimetin, Alen nebiyyi bi münhelin ve münsecimi.
160. Vel âli ves sahbi sümmet tabiîne lehüm, Ehlet tükâ ven nükâ vel hılmi vel kerami.
161. Mâ rannehat azâbâtil bani nyhu sabâ, Ve etrabel ıyse hâdil ıysi bin neğami.
162. Yâ Rabbi salli ve sellim dâimen ebedâ,Alâ habîbike hayril halkı küllihimi.

——————————————————————————–

KASİDE-İ BÜRDE’Yİ OKURKEN DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR

*Okuyucunun yemek, içmek ve giyim hususunda haram olan şeylerden dikkatle kaçınması gereklidir.
*Abdestli olmak. (Mümkünse gusül abdesti almış bulunmak). Temiz bir yerde ve temiz elbiseli olarak okumalıdır.
*Niyet etmek, niyete başlarken şu duayı okumak ve bitiminde de kendi anlayacağı dille maksadını ifade etmek gerekir. Niyete şöyle girmelidir:
“Allâhümme innî etevesselü ileyke bi kasîdetil bürdetil mübârakeh, es’elüke en tüyessira ümûranâ ve en tüferrice kürûbenâ ve hümûmenâ ve en teksifeğumûmenâ ve en terzükanâ acilen ve acilen fid dünyâ vel âhirah, inneke alâ külli şey’in kadiyr. Ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azıym.”

“Allah’ım! Bu Kaside-i Bürde’yi işlerimi kolaylaştırman, sıkıntı ve kederlerimi gidermen, maksadıma ulaştırman, dünya ve ahiret mutluluğuna erdirmen için vesile kılıyorum. Allah’ım! Sen her şeye kadirsin. Güç, kuvvet, azametli şanına mahsus ve layıktır.”
*Okurken Kıble’ye dönmüş olarak okumak, okuduklarının manalarını düşünmek, kelimeleri düzgün ve doğru okumak, vezin, kafiye ve aruz kaidelerine uymaya çalışmak gerekir.
*Kasideyi okumaya başlamadan önce hasta ve yanında bulunanlarla birlikte tevbe ve istiğfar etmek lazımdır.
*Bundan sonra Tevbe Suresi’nin “Lekad câeküm… ile başlayan son iki ayeti okunur:
İlk önce şu beyit okunur:
“El haradü lillâhi münşil halkı min ademin, Sümmes salâtû alel muhtâri fil kıdemi.” Bundan sonra Kaside-i Bürde’nin okunacak
beytine geçilir. Her beyitin sonunda ise aşağıdaki beyit
okunur:
“Yâ Rabbi salü dâimen ebedâ,Alâ habiybike hayril halkı küllihimi.”
*Kaside-i Bürde’nin büyüklüğüne, tesirine inanmak, Efendimiz Aleyhisselam’a kemal-i ta’zim ve muhabbet üzere huşu ve kalp huzuru ile okumak şarttır.Okurken arada dünya kelamı söylememek, mümkünse kasideyi ezbere okumak, okumaya başlamadan önce güzel bir amel yapmak lazımdır. (Sadaka vermek gibi.)
*Kasideyi mümkünse diz çökerek okumak isabetli olur.Maksada ulaşmak için, okumaya başlarken besmele çekip yedi defa “Elhamdü lillâh” demelidir.Sonra da yedi defa şu salavat-ı şerife okunmalıdır:
“Allâhümme salli alâ seyyidinâ ve mevlânâ muhammedin fil evveliyne vel âhıriyne ve fil meleil a’lâ ilâ yevmid dîn.”
*Uygun yer ve zamanlarda tezellül (kendini hiçlemek) maksadıyla yalın ayak, baş açık okumakta yarar vardır.
* Kasidenin sesli ve manzum olarak (bestesine uygun olarak) okunması ayrıca fayda sağlar.
* Herhangi bir maksatla kaside okuyacak kimsenin niyet esnasında üç İhlas, bir Fatiha okuyup başta Rasulüllah Efendimiz (s.a.v.) olmak üzere tertibe uyarak bağışlamak edeptendir.
* Okuyan, okutan ve yanında bulunan kimselerin soğan, sarımsak, sigara ve benzeri hoş olmayan kokulu şeyler yemek, içmek ve bulundurmaktan sakınmaları gerekir.
* Kaside-i Bürde, kahr için veya başkalarına zarar vermek için, hele nefsin arzusunu yerine getirmek için asla istismar edilmemelidir. Aksi halde vebali büyük olur.
——————————————————————————–

KASİDE-İ MUDARRİYENİN OKUNUŞU

Yâ Rabbi salli alel muhtâri min mudarin,
Vel enbiyâi ve cemiy’ır rusüli mâ zükirû.
Ve salli rabbi alel hâdî ve şiy’atihî,
Ve sahbihî min latıyyid diyni kad neşerû.
Ve câhedû meahû fıllâhi vectehedû,
Ve hâcerû ve lehû âvev ve kad nasarû.
Ve beyyenül ferda vel mesnûne va’tesabû, Lillâhi va’tesamû billahi ventesarû.
Ezkâ salâtin ve enmâhâ ve eşrafehâ,
Yüatürul kevne rayyen neşruhel atını.
Meftûkatin bi abiyril miski zâkiyeten, Min tıybihâ eracür ndvâni yenteşiru.
Addel hasa ves serâ ver ramli yetbeuhâ,
Necmüs semai ve nebtül ardı vel medeni.
Ve adde mâ havatil eşcâru min verakm, Ve küllü harfin ğadâ yütlâ ve yüstetaru.
Ve adde vezni mesâkıylil cibâli keza,
Yeliyhi katru cemiy’ıl mâi vel metanı.
Vet tayri vel vahşi vel esmâki mea neamin, Yetlûhümül cinnü vel emlâkü vel beşeru.
Vez zerri ven nemli mea cemiy’ıl hubûbi keza,
Veş şa’ri ves sûfı vel eryâşi vel veberi.
Ve mâ ehâta bihil ılmül muhıytü ve mâ, Cerâ bihil kalemül me’mûnu vel kadem.
Ve adde ne’mâikellâtî menente bihâ,
Alel halâikı müz kânû ve müz huşirû.
Ve adde mikdârihis sâmillezî şerafet, Bihin nebiyyûne vel emlâkü vefîteharû.
Ve adde mâ kâne fil ekvâni yâ seyyidî,
Ve mâ yekûnu ilâ en tüb’ases suveru.
Fî külli tarfeti aynin yatrifûne bihâ, Ehlüs semâvâti vel eradıyne ev yezeru.
Mil’es semâvâti vel eradıyne mea cebelin,
Vel ferşi vel arşi vel kürsiyyi ve mâ hasarû.
Mâ a’demallâhü mevcûden ve evcede ma’dûmen, Salâten devâmen leyse tenhasını.
Testağrikul adde mea cemiy’ıd dühûri kemâ,
Tühıytu bil haddi lâ tübkî ve lâ tezeru.
Lâ ğâyeten ventihâen yâ azıymü lehâ, Ve lâ lehâ emedün yukdâ ve yüntezaru.
Meas selâmi kemâ kad merra min adedin,
Rabbî ve dâıfhümâ vel fadlü münteşiru.
Ve adde ad’âfı mâ kad merra min adedin, Mea dı’fi ad’âfihî yâ men lehül kaderu.
Kemâ tühıbbü ve terdâ seyyidî ve kemâ,
Emartenâ en nüsalliye ente muktediru.
Ve küllü zâlike madrubun bi hakkıke fî, Enfâsi halkıke in kallû ve in kesirû.
Yâ rabbi vağfır li tâlîhâ ve sâmiıhâ,
Vel müslimîne cemîan eynemâ hadarû.
Ve vâlidînâ ve ehlînâ ve cîrâninâ, Ve küllünâ seyyidî lil afvi müftekıru.
Ve kad etet bi zünûbin lâ ıdâde lehâ,
Lâkin afveke lâ tübkî ve lâ tezeru.
Vel hemmü an külli mâ ebğıyhi eşğalenî, Ve kad etâ hâdıan vel kalbü münkesiru.
Ercûke yâ rabbi fid dârayni terhamünâ, Bi câhi men fî yedeyhi sebbehal haceru.
Yâ rabbi a’zım lenâ ecran ve mağfiraten, Lienne cûdeke bahrun leyse yenhasıru. Ve kün latıyfen binâ fi külli nâziletin, Lütfen cemiylen bihil ehvâlü tenhasiru.
Bil mustafal müctebâ hayrul enâmi ve men, Celâleten nezelet fi medhıhis süveru. Sümmes salâtü alel muhtâri mâ taleat, Şemsün nehâri ve mâ kad şa’şeal karnem.
Sümmer ndâ an ebî bekrin haliyfetihî, Mâ kâme min ba’dihî lid diyni yentesım. Ve an ebî hafsıl fârûkı sâhıbihî, Min kavlihil faslü fi ahkâmihî umeru.
Ve cüd li osmâne zin nûrayni men kemület, Lehül mehâsinü fid dârayni vez zafem. Keza aliyyün mea ibneyhi ve ümmihimâ, Ehlül abâi kemâ kad câenal habem.
Sa’dün Seıydünübnü avfin Talhatü ve Ebû, Ubeydete ve Zübeyru sâdetül ğuraru. Vel âlü ves sahbü vel etbâu kâtıbeten, Mâ cenne leylüd deyâcî ev bedes seharu.

——————————————————————————–

KASİDE-İ MURADDİYE’Yİ OKUMANIN FAZİLETİNE DAİR

Altı yüz tarihlerinde Mısır’da İmamı Bûsi isimli bir zat vardı. Padişahların yanlarında oturu onları şiirle medh ederdi.Şöyle anlatıyor:
“Bana felç hastalığı geldi. Belimden aşağı tutmaz oldu. Hekimler benim bu hastalığımın çaresi bulamadılar. İçimden dedim ki:
“Ben bu kadar padişahları övdüm. Cenab Peygamber’i de bir kaside ile öveyim, beni bu dertte ancak o kurtarır/’
Bu niyetle Kaside-i Bürde’yi yazdım. Cenab Peygamber (s.a.v.) rüyada bana geldi: “Kaside’y oku.” dedi. Önünde okudum. Bazı yerlerini düzeltti ve bana dedi ki: “Neren hastadır?” Gösterdim.

Mübarek ellerini sürer sürmez hastalık ayağımın altından akıp gitti.Ben de bundan sonra padişahların yanına gitmedim, dünyaya küstüm, darıldım, “Beni bir hastalıktan kurtaramadılar” dedim. Gece gündüz Efendimiz (s.a.v.)’in üzerine salavat-ı şerife getirmeye başladım.”
Bu zat Kaside-i Bürde’den başka Kaside-i Hemziyye’yi yazdı.
“Bunlardan başka Kaside-i Mudariyye’yi yazmaya başlamıştım. İskenderiye’de limanda oturuyordum. Baktım ki güzel yüzlü, güzel elbiseli ve güzel kokulu bir zat denizin üzerinden geliyor. Bu hale taaccüb ettim: “Ya Rabbi, bu kimdir?” dedim. Meğer o gelen Cenabı
Peygamber (s.a.v.)’miş. Yanıma geldi, elimi sıktı ve buyurdu ki:
“Artık yaptığın kasideler yeter. Yedi kat sema ve yedi kat yerdeki, arş ve kürsideki melekleri sevap yazmaktan yordun. Ümmetime benden selam götür. Her kim bu Kaside-i Mudariyye’yi beş vakit namazlardan sonra günde beş defa okursa, Cennette onunla yanyana komşu olacağız.”
Bu Kaside-i Mudariyye çok kıymetlidir. Bunun kıymetini bilmelidir. Her kim bu kasideyi darda, sıkıntı veya bir şiddette kaldığında okur da, Allah Teala’ya duada bulunursa, Cenabı Ecelli Alâ içinde bulunduğu kederli halinden onu feraha çıkarır.
* Her gün bir defa okuyan Efendimiz (s.a.v.)’i rüyasında görür.
——————————————————————————–

KEYF SURESİNİN FAZİLETİ HAKKINDA HADİS-İ ŞERİFLER

Bismillâhirrahmânirrahıym.
El hamdü lillâhillezî enzele alâ abdihil kitabe ve lem yec’al lehû ıvecâ. Kayyimen li yünzira be’sen şediyden min ledünhü ve yübeşşiral mü’miniynellezîne ya’melûnes sâlihâti enne lehüm ecran hasenâ. Mâkisiyne fîhi ebedâ. Ve yünziralleziyne kâlüttehazellâhü veledâ. Mâ lehüm bihî min ilmin ve lâ li âbâihim, kebürat kelimeten tahrucü min efvâhihim, in yekûlûne illâ kezibâ. Fe lealleke bâhıun nefseke alâ âsârihim in lem yü’minû bi hâzel hadîsi esefâ. İnnâ cealnâ mâ alel ardı ziyneten lehâ li neblüvehüm eyyühüm ahsenü amelâ. Ve innâ le câılûne mâ aleyhâ saıyden cüruzâ. Em hasibte enne ashâbel kehfi ver rakıymi kânû min âyâtinâ acebâ. İz evel fityetü ilel kehfi fe kâlû rabbenâ âtinâ min ledünke rahmeten ve heyyi’ lenâ min emrinâ raşedâ.
Manası:
Rahman ve Rahıym olan Allah’ın adı ile…
Hamd, O Allah’a mahsustur ki, kuluna bu kitabı indirmiş ve onda hiçbir eğrilik yapmamıştır. Dosdoğru olarak kendi tarafından şiddetli bir azaplakorkutmak ve yararlı işler gören mü’minlere şunu müjdelemek için kendilerine güzel bir ecir vardır. Orada ebedi olarak kalacaklardır. Bir de, “Allah çocuk edindi. ” diyenleri azapla korkutmak için. Buna dair ne kendilerinin bir ilmi vardır, ne de babalarının. Ağızlarından çıkan o söz ne büyük bir cürümdür. Onlar, ancak yalan söylüyorlar. Şimdi bu Kur’an’a iman etmezlerse, belki sen arkalarından üzülerek, kendini mahvedeceksin. Biz yeryüzündeki şeylere ona mahsus bir ziynet yaptık ki, insanları imtihan edelim. Bakalım hangisi daha güzel bir amelde bulunacak. Mamafih şu da muhakkak ki biz, yeryüzünde olan şeyleri kupkuru bir toprak yapacağız. Yoksa sen, Ashab-ı Kehf ile Rakıym’i bizim ayetlerimizden bir acibe oldular mı sandın? Hatırla ki, bir zamanlar, o genç yiğitler mağaraya çekildiler de şöyle dediler:
“Ey Rabbimiz! Bizlere, Sen’in tarafından bir rahmet ihsan et ve bize (şu) durumumuzdan bir kurtuluş yolu hazırla!
Sevgili Peygamberimiz bu surenin fazileti hakkında buyuruyorlar ki:
“Sure-i Kehf in başından on ayet ezberleyen kimse deccalın şerrinden emin olur.”
“Sure-i Kehf in son ayetini okuyan kimse deccalın fitnesinin şerrinden emin olur.”
“Kim Sure-i Kehf in evvelini ve sonunu okursa, okuduğu onun için ayağından başına kadar nur olur.
Tamamını okuyan kimse ise sema ile yerin arasını nurla doldurmuş olur.”
“Her kim cuma günü Sure-i Kehf i okursa, altından semaya kadar onun için nur yükselir. O nur kıyamet gününe kadar parlar ve iki cuma arasındaki hataları affolunur.”
“Cuma günü Sure-i Kehf i okuyan kimse sekiz gün bütün fitnelerden masumdur. Deccal çıksa bile ondan muhafaza olunur.”
“Sure-i Kehf in tamamını okuyan cennete girer.” “Bir kimse cuma günü yahut gecesi Sure-i Kehfi okursa, okuduğu yerden Mekke-i Mükerreme’ye kadar her yer nurla dolar. Gelecek cumaya kadar üç ziyade gün de günahı bağışlanır. Sabaha kadar yetmiş bin melaike de affını isterler.”
“Dikkat edin, size bir sure haber vereceğim. Onun (Sure-i Kehf) azamet ve esrarı, yerle semanın arasını doldurmuştur…”
“Sevgili ashabım! Sizlere öyle bir sureden haber vereyim ki, onun manevi büyüklüğü göklere ve yere sığmaz. Onu okuyan kimseye de gökler ve yerler ağırlığınca sevap verilir. Kim, o sureyi herhangi bir cuma günü okursa, evvelki cuma ile okuduğu cuma arasında geçen bir haftalık günahlara keffaret olur. Bir haftanın dışındaki kalan üç günü de keffaret oluşu içerisine alır ki, toplam on günlük günahı Cenabı Hakk, o sureyi okuyan kimseye afv ü mağfiret eder. O sure, Kehf suresinden başkası değildir.”
——————————————————————————–

KELİME-İ TEVHİDİN FAZİLETİNE DAİR HADİS-İ ŞERİFLER
“Musa (a.s.) Allah Teala’ya niyaz etti: “Ya Rabbi, bana öyle bir şey öğret ki, onunla Zat-ı Eceli i Ala’nı zikredeyim.”
Allah Teala: “Ya Musa! “Lâ ilahe illallah de.” buyurdu.

Musa aleyhisselam:
“Ya Rabbi, bütün kulların bunu söylüyorlar. Ben hususi bir şey söylemek istiyorum.” dedi. Allah Teala: “Ya Musa, yedi kat semalar ve yedi kat yerler terazinin bir kefesine, Lâ ilahe illallah bir kefesine konsa bunun sevabı ağır gelirdi.” buyurdu.
“Kelime-i Tevhid’in başındaki lâmelif i dört elif miktarı uzatarak bir defa okuyan kimsenin dört bin büyük günahı affedilir.”
“Kelime-i Tevhid’i çokça söyleyerek imanınızı tazeleyin.”
“Bir kul günah-ı kebair yapmaktan sakınır, Kelime-i Tevhid’i okursa, semanın kapıları açılır. Arşı Ala’ya ulaşır.”
Resulü Ekrem buyurdu:
“Cebrail’in şöyle dediğini işittim: “Lâ ilahe illallah kelimesi gibi büyük bir kelime nazil olmadı. Yedi kat semalar ve yerler, dağlar, ağaçlar, denizler bu kelime-i şerif hürmetine kaimdir. Bu kelime hürmetine azaptan kurtarılır. Cenabı Hakk’a en çok bu kelime ile yaklaşılır. Cehennemden halas olup cennete dahil olmak bu kelime iledir. Kelime-i Tevhid terazinin bir kefesine, yedi kat sema ve yerler diğer kefesine konsa idi, Kelime-i Tevhid ağır gelirdi.”
“Kıyamette bana en yakın olanlar Kelime-i Tevhid’i çok getirenlerdir.”
“Her beş vakit namazdan sonra bu Kelime-i Tevhid’i getiren için cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapanır, kilitlenir ve kıyamet günü de istediği kapıdan cennete girer.”
“Her kim günde yüz defa Lâ ilahe illallah derse kıyamet günü mahşere, yüzü ayın on dördü gibi parlak olarak gelecektir.”
“Her kim ihlas ile Lâ ilahe illallah derse cennete girer. Ashab: “Bunun ihlası nedir, ya Resulellah?” dediler. Resulü Ekrem: “İhlası, Cenabı Hakk’ın yasak kıldığı şeylerden kaçınmaktır.” buyurdu.
“Zikirlerin en faziletlisi Lâ ilahe illallâhtır.”
“Cennetin anahtarı Lâ ilahe illallâhtır.”
“Allah Teala Arş’ın altında nurdan bir sütun yaratmıştır. Bir kimse Lâ ilahe illallah derse o sütun harekete gelir, sallanır. Cenabı Hak: “Ey sütun! Niçin sallanıyorsun, sakin ol!” buyurur. Sütun: “Ya Rabbi, Lâ ilahe illallah diyen kulunu affetmedikçe hareket edeceğim.” diye cevap verir. Bunun üzerine Allah Teala: “Ben o kulumu mağfiret ettim.” buyurur. Nurdan yaratılmış olan sütun da sakin olur.”
“Lâ ilahe illallah ehline kabirde, mahşerde, ölüm anında korku yoktur. Ben onları kabirlerinde başlarındaki toprağı dökerlerken ve “Bizden hüznü gideren Rabbimize hamd olsun.” derlerken görüyorum.”
“Lâ ilahe illallah ile Cenabı Ecelli Ala’nın arasında perde yoktur.”
“Allah Teala Lâ ilahe illallah diyen kimseden doksan dokuz belayı kaldırır. Bunlardan en küçüğü ise, kalp sıkıntısıdır.”
Hadisi Kudside Allah Teala:
“Lâ ilahe illallah diyen benim tevhid kaleme girmiştir. Tevhid kaleme giren kimse de benim azabımdan emin olur.” buyurmuştur.
Muhyiddin-i Arabi Hazretleri, Kelime-i
Tevhid’in fazileti hakkında demiştir ki:
“Her kim Kelime-i Tevhid’i samimi bir kalp ve I sahih bir itikad ile okumaya devam ederse, Allah Teala rızkını meşakkatsiz ihsan eder.”
İmam-ı Kastalânî Hazretleri diyor ki: “Sabahları bin defa Lâ ilahe illallah diyen kimseye Allah Teala rızık kapılarını açar. İşlerinde kolaylık ihsan eder. Akşamları yatarken yüz veya bin defa samimi bir kalp ile okursa ruhu arşı azamın altına çıkarak secdeye kapanır ve Cenabı Ecelli Ala tarafından ruhaniyete gark edilir. Bu Kelime-i Tevhid’i sabahları (1000)’er defa okumaya devam eden kimse, şeytan ve nefsi emmaresini zayıflatır.” Cenabı Ecelli ve Ala buyuruyor ki: “Ey iman edenler, Allah’ı çok zikredin ve onu sabah akşam teşbih ve tenzih edin.”
——————————————————————————–

KENZÜL ARŞ DUASI
Bismillâhirrahmânirrahıym.
Lâ ilahe illallâhül melikül hakkul mübiyn. Lâ ilahe illallâhül hakemül adlül metiyn. Rabbünâ ve rabbü âbâinel evvelîn. Lâ ilahe illâente sübhâneke innîküntü minez zâlimin. Lâ ilahe illallâhü vahdehû lâ şerîke leh, lehül” mülkü ve lehül hamdü yühyî ve yümîtü ve hüve hayyün lâ yemûtü ebeden bi yedihil hayru ve ileyhil masıyru ve hüve alâ külli şey’in kadiyr. Ve bihî nesteıynü ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azıym. Lâ ilahe illallâhü şükran li nı’metih. Lâ ilahe illallâhü ıkrâren bi rubûbiyyetih. Ve sübhânellâhi tenzîhen li azametih. Es’elükellâhümme bi hakkısmikel mektûbi alâ cenahı cibrîle aleyke yâ rab. Ve bi hakkısmikel mektûbi alâ cenahı miykâiyle aleyke yâ rab. Ve bi hakkısmikel mektûbi alâ cebheti isrâfiyle aleyke yâ rab. Ve bi hakkısmikel mektûbi alâ keffi azrâiyle aleyke yâ rab. Ve bi hakkısmikellezî semmeyte bihî münkeran ve nekiyran aleyke yâ rab. Ve bi hakkısmike ve esrâri ıbâdike aleyke yâ rab. Ve bi hakkısmikellezî temme bihil islâmü aleyke yâ rab. Ve bi hakkısmikellezî telekkâhü âdemü lemmâ hebeta minel cenneti fe nâdâke fe lebbeyte düâehû aleyke yâ rab. Ve bi hakkısmikellezî nâdâke bihî şîtü aleyke yâ rabbi. Ve bi hakkısmikellezîkavveyte bihî hameletel arşi aleyke yâ rabbi. Ve bi hakkısmikel mektûbi fit tevrâti vel incîli vez zebûri vel fürkâni aleyke yâ rab. Ve bi hakkısmike ilâ müntehâ rahmetike alâ ıbâdike aleyke yâ rab. Ve bi hakkı temâmi kelâmike aleyke yâ rab. Ve bi hakkısmikellezî nâdâke bihî ibrâhîmü fe cealten nâra aleyhi berden ve selâmen aleyke yâ rab. Ve bi hakkısmikellezî nâdâke bihî ismâıylü fe necceytehû minez zebhı aleyke yâ rab. Ve bi hakkısmikellezî nâdâke bihî ishâku fe kadayte hâcetehû aleyke yâ rab. Ve bi hakkısmikellezî nâdâke bihî hûdü aleyke yâ rab. Ve bi hakkısmikellezî deâkebihî ya’kûbü fe radedte aleyhi besarahû ve veledehû yûsüfe aleyke yâ rab. Ve bi hakkısmikellezî nâdâke bihî dâvûdü fe cealtehû halîfeten fil ardı ve elente lehül hadîde fî yedihî aleyke yâ rab. Ve bi hakkısmikellezî deâke bihî süleymânü fe a’taytehül mülke fil ardı aleyke yâ rab. Ve bi hakkısmikellezî nâdâke bihî eyyûbü fe necceytehû minel ğammillezî kâne fîhi aleyke yâ rab. Ve bi hakkısmikellezî nâdâke bihî lysebnü meryeme fe ahyeyte lehül mevta aleyke yâ rab. Ve bi hakkısmikellezî nâdâke bihî mûsâ lemmâ hâtabeke alet tûri aleyke yâ rab. Ve bi hakkısmikellezî nâdetke bihî âsiyetümraetü fir’avne fe rezaktehel cennete aleyke yâ rab. Ve bi hakkısmikellezî nâdâke bihî benû isrâiyle lemmâ câvezül bahra aleyke yâ rab. Ve bi hakkısmikellezî nâdâke bihil hıdıru lemmâ meşâ alel mâi aleyke yâ rab. Ve bi hakkısmikellezî nâdâke bihî muhammedün sallellâhü aleyhi ve selleme yevmel ğâri fe necceytehû aleyke yâ rab. inneke entel keriymül kebiyr. Hasbünallâhü ve nı’mel vekiyl. Ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azıym. Ve sallellâhü alâ seyyidinâ muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve sellem.

——————————————————————————–

KENZÜL ARŞ DUASININ FAZİLETİ
Peygamberimiz Hazreti Muhammed (s. a. v.)’den rivayet edilmiştir. Şöyle buyuruyor:
“Cebrail bana dedi ki:
“Ey Muhammed, kim ömründe bir kere bu duayı okursa, Allah Teala onu, kıyamet gününde yüzü ayın ondördü gibi parlak olarak hasreder. Hatta bütün insanlar onu, bir peygamber veya melek sanırlar. Ben ve sen onun kabrinin üzerinde dururuz. Ona hesapsız ve azapsız, üzerine binip cennete girmesi için cennetten bir Burak getirilir. Sırat köprüsünden şimşek gibi geçer. Onun günahı denizlerin suyundan, yağmurların damlasından, ağaçların yapraklarından, kumların adedinden, taşlardan daha fazla olsa bile, kendisine kabul olunmuş (nafile) hac ve bin umre sevabı yazılır.
Korkan kimse okursa, Allah onu korktuğundan emin kılar. Susayan kimse okursa, Allah onun susuzluğunu giderir. Aç olan okursa, giyindirir, hasta okursa şifa verir, hastanın üzerine okunursa, hastalığından kurtulur, dünya veyahut ahiret ihtiyaçlarından birisi için okursa Allah istediğini verir. Bir düşmandan veya sultandan korktuğu için okursa, Allah onların şerlerinden korur ve mahlukattan gelecek olan tüm zarar ve eziyetleri kendisine ulaşmaktan men eder.
Borçlu olan okursa, Allah onu, borcunu ödemeye muvaffak kılar, hiçbir kimseye muhtaç olmaz. Eğer onu hasta olan yazıp üzerinde taşırsa iyileşir. Kadın taşırsa kocası ona ikram eder. Cinden, insden ve şeytandan, sancı ve hastalıklardan emin olur. Kayıp ise ailesine sağ salim kavuşur. Bu duayı okuyan için cin, melek istiğfar ederler. Ömrü bereketli olur.
Kim beş defa bu duayı okursa Peygamber Aleyhi sselam’ı rüyasında görür.

Ebu Bekir Sıddik (r.a.) bu duanın fazileti hakkında şöyle buyuruyor:
“Gece olsun gündüz olsun bu duayı okudum. Peygamber Aleyhisselamı rüyamda gördüm.”
Hazreti Ömer de şöyle buyuruyor: “Hiç bir hacetim olmadı ki onun için bu duayı okuyayım da giderilmesin.”
Hazreti Osman (r.a.) diyor ki:
“Ben Kur’an-ı Kerim’i ezberleyemezdim. Resulü Ekrem (s.a.v.)’e bu hususu şikayet ettim. Bana bu duayı öğretti. Onu okuduğumda Kur’an-ı Kerim’i ezberlemeyi başardım.”
Hazreti Ali (k.v.) buyuruyor ki:
“Ben bu duayı okuduğum vakit düşmanıma galebe çalardım.”
Kim ki Fatiha’yı, îhlas suresini, Kâfırûn, Felak ve Nâs suresini üç kere okuyup sonra bu duayı okursa Allah onu karşılaştığı bütün varlıkların şerrinden korur ve her türlü hastalıktan, her zalimin şerrinden emin kılar ve bütün isteklerini verir. Kim ki okuduğu gibi onu yazıp üzerinde taşırsa ve kim ki başının altına koyup uyursa, Allah Teala o kimsenin malından çalınanı ve evinden kaçanı geri iade eder. Akan suya okursa su durur yahut yanan ateşe okursa ateş söner. Dağ üzerine okursa dağ paramparça olur.
Kim ki iki rekat namaz kılıp her rekatında Fatiha ve bir de İhlas okuyup selam verdikten sonra bu duayı okursa dünya ve ahirete ait ne isterse tüm istediklerine nail olur. Bu duanın fazileti sayılmayacak kadar çoktur, biz burada kısa olarak zikrettik. kimseye Asr suresi okunursa, şifa bulur. Bir kimse bu sureyi dört ayrı kağıda yazıp, her birisini korunmasını istediği yerin dört ayrı köşesine yerleştirirse, Cenabı Hakk o yeri her türlü felakete karşı himaye eder.
——————————————————————————–

KEVSER SURESİNİN FAZİLETİNE DAİR HADİS-İ ŞERİFLER

Bismillâhirrahmânirrahıym.
İnnâ a’taynâkel kevser. Fe salli li rabbike venhar. İnne şânieke hüvel ebter.
Manası:
Habibim, biz sana, hakikaten kevseri verdik. O halde Rabbin için namaz kıl. Kurban kes. Sana buğzeden yok mu? İşte asıl zürriyetsiz olan şüphesiz ki odur.
* Resulü Ekrem (s.a.v.) bu surenin esrarı hakkında buyurdu ki:
“Cenabı Ecelli Alâ, İnnâ a’taynâkel kevser’i
okuyan kimseye cennetin ırmaklarından içirecektir.”
* Bir kimse, cuma günü Kevser suresini bin defa okursa, arkasından da bir defa salavat-ı şerife getirip yerine yatsa ve abdestli olarak uyursa, Resulüllah (s.a.v.) efendimizi rüyasında mutlaka görür.
* Bir kimse Kevser suresini yazıp üzerinde bulundurursa her türlü tehlikeye karşı kendisini korumuş olur.
* Bu sure hakkında Îmâmü’t-Temîmî diyor ki: “Her kim bu sureyi okumaya devam ederse
kalbi yumuşar, Rabbine huşu içinde ibadet eder. Taat üzerinde daim olur. Yağmur yağarken yüz defa okunur da dünya ve ahiret için ne istenirse Cenabı Ecelli Alâ ihsan eder. Tecelliyat-ı ilahiyyenin zuhuru için de bin defa okunur.”
* Cenabı Ecelli ve Alâ:
“İzzetime, Celâlıma yemin ederim, İnnâ a’taynâkel kevser’i kim iman ile sevabını isteyerek okursa, onu affederim ve hatıyratül kuds makamında iskan ederim.” buyurmuşlardır.
“Evet, Allah daha çoğunu ve güzelini vermeye kadirdir.”
Efendimiz buyurdu:
“Baba ve anasının kabrini ziyaret eden kimseye Allah Teala kabul olunmuş bir hac sevabı verir. Ana ve babasının kabirlerini çok ziyaret edenlerin kabirlerini de, melekler ziyaret ederler.”
Efendimizin şu hadisini iyi dinle kardeşim! “Baba ve anasına karşı gelene Allah lanet etsin.”
Başka bir hadiste de Efendimiz şöyle buyurdu: “Baba ve anasına duada bulunmayanın rızkı kesilir.”
——————————————————————————–

KİMİN ARKASINA NAMAZ KILINIR?
Efendimiz Aleyhisselam bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurdular:
“Her iyi ve günahkar müslümanın arkasında beş vakit namazı kılmak -büyük günah işlese de- vaciptir.”
Zamanımızdaki müslümanların bu hadis-i peygamberiyeyi iyi anlamaları lazımdır. Aksi takdirde arkasında namaz kılınacak kimse bulmakta çok güçlük çekeriz. “İstediğim imamı bulamıyorum” diye cemaatı terk ederek münferiden namaz kılmak ] katiyyen doğru değildir. “Sürüden ayrılan koyunu kurt kapar” hadis-i şerifinin sırrı tahakkuk eder.

——————————————————————————–

KORKU VE HUZURSUZLUĞA KARŞI DUA

Eûzü bi kelimâtillâhit tâmmâti min ğadabihî ve ıkâbihî ve min şerri ıbâdihî ve min hemezâtiş şeyâtıyni ve en yahdurûn.
Hikmeti:
“Korku ve huzursuzluktan kısa zamanda kurtulmak için, sabah ve akşamlan bu duayı tam bir ihlas ile yedişer defa okumanız kâfidir.”
——————————————————————————–

KORKULU RÜYA GÖREN KİMSENİN OKUYACAĞI DUA
Resulü Ekrem (s.a.v.) buyurdu:
“Sizden biriniz hoşuna gidecek bir rüya görürse bu rüya Allah’tandır. Bunun için Allah’a hamd etsin ve onu söylesin.”
“Sizden biriniz hoşuna gitmeyen bir rüya görürse, üç defa sol tarafına tükürsün ve üç defa Eûzü billahi mineş şeytânir raciym diyerek taşlanmış şeytanın şerrinden Allah’a sığınsın. Ve yattığı taraftan öte tarafa dönsün.”

Allâhümme inni eûzü bike min ameliş şeytani ve seyyiâtil ahlâm.
Manası:
Allah’ım! Şeytanın amelinden ve sevilmeyen rüyadan sana sığınırım.
Allah Resulü (s.a.v.) buyuruyor:
“Sizden biri hoşuna gitmeyen bir rüya görürse (sol tarafına) üç defa tükürsün, sonra (bu duayı) okusun. Böyle yaparsa rüyanın zararı dokunmaz.”
——————————————————————————–

KORKU VE DEHŞET HİSSEDENİN OKUYACAĞI DUA

Eûzü bi kelimâtillâhit tâmmâti min ğadabihî ve şerri ıbâdihî ve min hemezâtiş şeyâtıyni ve en yahdurûn.
Halid b. Velid (r.a.), Resulü Ekrem (s.a.v. )’e:
“Ya Resulellah, içimde korku, sıkıntı hissediyordum. Herkesten kaçmak istiyorum.” dedi.
Bunun üzerine Resulü Ekrem: “Yatacağın vakit (bu duayı) okursan hastalık sana yaklaşamaz, zarar veremez.” buyurdu.
Sübhânel melikil kuddûsi rabbil melâiketi ver rûhı celleltes semâvâti vel arda bil izzeti vel ceberût.
“Bir kimse Resulü Ekrem (s. a. v.)’e gelerek: “Ya Resulellah, her şeyden ürküp korkuyorum.” diye şikayette bulundu. Resulü Ekrem (s.a.v.), ona: “(Bu teşbihi) çok oku.” buyurdu. O adam bu teşbihi okumaya başlayınca o hastalık ondan geçti, şifa buldu.”
——————————————————————————–

KULAĞI ÇINLIYANIN OKUYACAĞI DUA

Zekerallâhü bi hayrin men zekeranî.
Manası:
Beni hayırla anan kimseyi Allah Teala hayırla ansın.
Resulü Ekrem (s.a.v.) buyurdu:
“Sizden birinizin kulağı çınladığı zaman Allah’ı zikredip üzerime salavat getirsin ve (bu duayı) okusun.”
——————————————————————————–

KUNUT DUALARI

Allâhümme innâ nesteıynüke ve nestağfiruke ve nestehdîk, ve nü’minü bike ve netûbü ileyk. Ve netevekkelü aleyk. Ve nüsnî aleykel hayra küllehû neşküruke ve lâ nekfüruk. Ve nahleu ve netrukü men yefcüruk.
Manası:
Ey Allah’ım! Sana ibadet etmekte, Senden yardım isteriz. Bizden meydana gelen günahlardan ötürü Senden mağfiret isteriz. Seni razı edecek amelleri yapmak için Senden hidayet isteriz. Senin tek ve ortağın olmadığına inandık. Bütün işlerimizde Sana dayanıp güvendik. Bütün hayrın Senin tarafından olduğunu bilip Seni medh ve sena ederiz. Bize verdiğin ve ihsan ettiğin şeyleri Senin yolunda kullanmak suretiyle Sana şükrederiz. Bize verdiğin nimetleri inkar etmeyiz ve o nimetleri Senden bilip başkasından bilmeyiz. Sana isyan edenlerden ayrılır ve Senin nimetlerini inkar edip Senden başkasına ibadet edenleri biz terk ederiz.
Allâhümme iyyâke na’büdü ve leke nüsallî ve nescüdü ve ileyke nes’â ve nahfidü nercû rahmeteke ve nahşâ azâbeke inne azâbeke bil küffâri mülhık.
Manası:
Ey Allah’ım! Ancak Sana ibadet eder ve Senin için namaz kılar ve Sana secde ederiz. Ve bizi, Sana yakın kılacak amelleri yapmak için Sana ibadet yolunda çalışırız. Senin rahmetini ümid eder, azabından korkarız. Mutlaka Sen’in azabın kafirlere yetişir.
——————————————————————————–

KURANI BAŞKALARINDAN DİNLEMEĞE DAİR
İbni Mes’ud (r.a.) dan.
Resulü Ekrem, bana: “Kur’an oku” deyince: “Ya Resulallâh, sana mı okuyacağım? Halbuki Kur’an sana inzal buyuruldu” dedim. Bunun üzerine:

Allah Resulü (s.a.v.):
“Ben Kur’an’ı başkalarından dinlemeyi daha ziyade severim.” buyurdu. Bunun üzerine kendisine Nisa Suresi’ni okudum.
“Resulü Ekrem (s.a.v.) hilali gördükleri vakit (bu duayı) okurlardı.”
——————————————————————————–

KURAN OKUMANIN EDEBLERİ

Kur’an-ı Azimüşşan’ı okumak, müminin Cenabı Hakk’a olan münacatıdır. Nitekim Peygamber (s.a.v.) Efendimiz:
“Rabbi ile konuşmayı seven, Kur’an okusun.”buyurmuşlardır.
Kur’an-ı Azimüşşan’ı okumanın bir çok edepleri vardır:
1. Güzel bir abdest almaktır.
2. Kıbleye karşı namaza oturur gibi oturmaktır.
3. Eûzü Besmele çekmektir.
4. Tecvidine riâyet etmektir.
5. Manasını mülahaza etmektir.
6. Manasını anlayamıyorsa manasını mülahaza eder vaziyette bulunmaktır.
7. Hazin bir ses ile okumaktır. Zira hüzünle okunursa insanı huşûya sevkeder. Bu hususta Sevgili Peygamberimiz:”Kur’an hüzünle inmiştir. Onu hüzünle okuyun.” buyurmuştur. Allahü Teala’da bu hususta şöyle buyuruyor: “Kur’an okuyanların kalblerindeki ilahi haşyetten tüyler ürperir.”
8. Kur’an okurken ağlamaktır.
9. Ağlayamazsa ağlar şekilde olmaktır.
10. Ezberlemeye çalışmaktır. Zira ezberden Kur’an okuyanlar kıyamet günü ebrâriyn ile haşrolunurlar.
11. Okurken zorluk çekse dahi daha ziyade okumaya çalışmaktır. Zira Resulü Ekrem buyurmuşlardır ki:
“Bir kimse, Kur’an okurken meşakkat çektiği halde terk etmeyerek okumaya devam etmeye çalışsa, ona iki kat ecir verilir. Birisi Kur’an okuduğu için, birisi de meşakkata sabır ve tahammül ettiği için.”
12. Yüzünden okumaya çalışmalıdır.Peygamber (s.a.v.) buyurmuşlardır:
“Ümmetimin en faziletli olan ibadeti, yüzünden Kur’an okumaktır.”
13. Okurken esneme hali olursa, Kur’an-ı Kerim’i kapatarak kıraati terk etmektir.
14. Okurken her ayetin sonunda durmaktır.
15. Rahmet ayetine gelindiği vakit Allahü Teala’dan rahmet talep etmektir.
16. Azap ayetine gelindiği vakit Allahü Teala’ya sığınmaktır.
17. Tenzih ayetine gelindiği vakit Cenabı Ecelli ve Ala’yı tenzih, takdis ayetine gelindiği vakit takdis etmektir. Mesela:
“Ve O Allah’a hamd ederim ki, çoluk çocuk edinmemiş, saltanatında ortak tutmamış, küçüklüğü olmadığı için kurtarıcısı da bulunmamıştır, de. Sen O’nu ulu tut.” mealindeki ayet manasında bir ayet okuduğunda “Sübhânellâh” demektir.
18. Yavaş okumaktır.
19. Kalbinde huşu olduğu gibi azalarında dahi bir sükunet izhar ederek oturmaktır.
20. Bağırarak okumaktan sakınmaktır.Mü’minlerin anası Hazreti Aişe (r.anha), bir kimseninbağırarak Kur’an okuduğunu gördüğü vakit: Kur’an-ı Azimüşşan insanların akıllarını perişan etmekten azizdir. Lakin Allah’tan korkanların tüyleri ürperir, buyurmuştur.
21. Fatiha-i Şerife okunduğu vakit Besmele’yi el hamdü kelimesine birleştirmektir.. Hadis-i Kudsi’de
Allahü Teala:
“Ya İsrafil! İzzetime ve Celalim’e yemin ederim ki, bir kimse Besmele-i Şerife’yi Fatiha’ya birleştirerek okursa, şahid olunuz, Ben o kulumu affederim, sevaplarını kabul ederim. Onun dilini ateşte yakmam. Kabir, kıyamet ve cehennem azablarından emin kılarım. Ve o, evliya kullarımdan önce bana kavuşur.” buyurmuşlardır.
22. Kur’an okurken bazı ayetlerini anlamak ve kalbini gafletten kurtarmak için ayeti bir kaç defa okumaktır. Zira Peygamber (s.a.v.):
“Eğer Sen onlara azap edersen şüphesiz ki onlar Senin kullarındır. Eğer onları affedersen, muhakkak ki Sen Aziyz ve Hakiymsin’dir (Rabbim)” mealindeki ayeti defalarca okur ve ağlardı.
23. Kur’an’ı yüzünden okumayı unutmamaktır.Peygamberimiz buyurmuşlardır ki:”Ümmetimin günahı bana gösterildi. Onların içinde Kur’andan bir sure veya bir ayeti okuyup, öğrenip sonra unutmaktan daha büyük bir günah görmedim.” buyurdu.
24. Evinde Kur’an okumaktır. Bu hususta Sevgili Peygamberimiz buyurmuşlardır ki:”İçinde Kur’an okunan haneye melekler girer. Şeytanlar o evden kovulur ve o hane ehli daima hayır ve bereket içinde olurlar. Kur’an okunmayan eve şeytanlar girer, melekler çıkar ve o hane ehli daima darhk içinde bulunurlar.”
25. Kırk günde bir defa hatmetmektir.
26. Çeşitli faydalı ilmi öğrenmek, esrar-ı garibe ve ilahi feyzin talebi için Kur’an-ı Azimüşşan’ı çok okuyarak ondan feyz ve istifade etmektir. Resulü Ekrem:
“İlim okumayı arzu ederseniz, Kur’an-ı Azimüşşan’a devam ediniz. Zira onda ezel ve ebedin ilmi vardır.” buyurmuşlardır.
Ariflerden birisi: “Mü’minin ruhu, ölüm anında tereyağından kıl çeker gibi alınır, mealindeki hadisi şerifin manasını Kur’an’da aramış, bulamayınca telaş içinde uyumuş. Resulü Ekrem (s.a.v.)’i rüyasında gördü ve O’na:
“Hiçbir yaş, kuru şey bulunmaz, meğer ki o, açık Allah kitabında bulunmasın.” ayetini okudu ve dedi ki:
– Ya Resulellah, Kur’an’ı hatmettim, bu hadis-i şerifin manasım bulamadım.
Resulü Ekrem ona:
– Sure-i Yusuf da ara, bulursun, buyurdu. Uykudan uyanınca abdest aldı, aradığını dabuldu:
Mısır hanımları Hazret-i Züleyha’yı tenkid ettikleri vakit onları sarayına davet etti. Ellerine birer bıçak ve birer turunç verdi. Hazreti Yusuf u onların huzuruna çıkardı. Onlar Hazret-i Yusuf un cemalinin güzelliğine hayret içinde bakarlarken ellerini kestiler, acısını duymadılar. Bunun gibi, mü’min cennetteki makamını gördüğü vakit onun lezzetinden ölümün acısını duymayacaktır.
27. Kur’an-ı Azimüşşan’da istifham ve tevbih misilli ayetler okunduğunda belâ diye cevap vererek tasdik etmektir. Mesela: Eleysallâhü bi ahkemil hâkimiyn (Cenabı vacibül vücud ahkemül hakimiyn değil midir?) ayeti okunduğu vakit ona cevap olarak: Belâ ve ene alâ zâlike mineş şâhidiyn (Evet, ya Rabbi, Zat-ı Ecelli ve Ala’nın ahkemül hakimiyn olduğuna şahidim.) demektir.
28. Kur’an-ı Kerim hatmedildiği vakit “Ey Rabbim, kabrimin vahşetini ünsiyyete çevir. ” duasını üç kere okumaktır.
——————————————————————————–

KURAN FAZİLETİNE DAİR AYETİ KERİMELERDEN BAZILARI
Cenabı Ecelli ve Ala buyuruyor ki:
* “Mü’minler ancak onlardır ki, Allah anıldığı zaman kalbleri titrer, onlara ayetleri okununca imanlan artar, onlar ancak Rabblerine dayanıp güvenirler.”

* “Muhakkak o, şerefli bir Kur’an’dır ki, ona ancak temizlenmiş olanlardan başkası el süremez. O, alemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir.”
* Ey insanlar! Size Rabbiniz tarafından hakikibir burhan (Muhammed Aleyhisselam) gelmiştir. Ve size apaçık bir nur (Kur’an) indirdik.
* Ve işte sana böyle emrimizden bir ruh (Kur’an) vahyettik. Ruh ile cesedlerin dirildiği gibi Kur’an ile de kalpler dirilir. Ey Habibim! Sen kitap nedir, iman nedir bilmiyordun velakin dilediğimize hidayet vereceğiz ve muhakkak sen doğru bir yola çağırıyorsun. O yol göklerde ve yerde olanların sahibi olan Allah’ın yoludur. Dikkat et! Bütün işler döner dolaşır, Allah’a varır.
* Kur’an okunduğu zaman derhal onu dinleyin, susun. Tâ ki Allah Teala’nın rahmeti ile esirgenmiş olasınız.
* Eğer biz bu Kur’an’ı bir dağ başına indirseydik, muhakkak ki onu Allah korkusundan baş eğmiş, parça parça olmuş görürdün. Bu misaller yok mu? İşte biz onları, insanlar düşünsünler diye îrad ediyoruz.
* Allah, kelamın en iyisi olan Kur’an’ı, birbirine benzer ve çift olarak indirdi. Rabblerinden korkanların derileri Kur’an’dan ürperir, sonra derileri ve kalpleri Allah’ın zikri ile yumuşar; bu hal, Allah’ın onunla dilediğini hidayet Duyurmasıdır. Her kimi de Allah şaşırtırsa artık ona hidayet edecek yoktur.
* Onlar peygambere indirileni (Kur’an-ı Kerim’i) dinledikleri zaman hakkı tanıdıklarından dolayı gözlerinin yaşla dolup taştığını görürsün.Ey Rabbimiz! İnandık, iman getirdik. Şimdi Sen bizi şehadet getirenlerle beraber yaz.” derler.
——————————————————————————–

KURANIN FAZİLETİNE DAİR ALLAH DOSTLARININ SÖZLERİ
Amr b. As (r.a.)’dan:
“Kur’an’ın her ayeti cennette bir derece ve evinize de bir nurdur” buyurmuşlardır.
Ebû Hüreyre (r.a.) buyuruyor:
“Hiç şüphe yoktur ki, Kur’an okunan evin bereketi çoğalır, hayrı artar. O eve melekler dolar, şeytanlar kaçar.”
Süfyân-i Sevri buyuruyor:
“Kişi Kur’an okuduğu vakit melekler onu iki gözünün ortasından öper.”
Amr b. Meymûn buyuruyor:
“Her kim sabah namazını kıldığı vakit, Kur’an’ı açar da yüz ayet okursa, dünya ehlinin yapmış olduğu hayırlı amel kadar güzel ameli, sevabı Allah’a yükselir.”
Ahmed b. Hanbel (k.s.) buyuruyor:
“Rabbimi rüyamda gördüm ve sordum: “Yâ Rabbi! Zât-ı Ecelli Ala’na yaklaşmak isteyenlerin yaklaşmaları için en faziletli yol hangisidir?” Cenabı Hakk: “Kelâmım Kur’an’ı okumaktır, yâ Ahmed!” buyurdu. Dedim ki: “Yâ Rabbi, anlıyarak veya anlamıyarak okuyan bu dereceye varır mı?” Allah Teala: “Anlasın veya anlamasın varır.” buyurdu.”

——————————————————————————–

KURANIN FAZİLETİNE DAİR AYETİ KERİMELERDEN BAZILARI
İmtihana girerken şu dua okunur:
Rabbi edhılnî müdhale sıdkın ve ahricnî muhrace sıdkın vec’al lî min ledünke sültânen nasıyrâ.

Manası: Ey Rabbim, beni doğruluk girişi ile girdir. Ve saadet çıkışı, başarı ile çıkar. Ve tarafından bana bir kuvvet ve yardım edici güç ihsan eyle.İmtihana oturunca şöyle dua edilir:
Rabbişrah lî sadrî ve yessir lî emrî vahlül ukdeten min lisânı yefkahû kavlî.
Manası: Ey celal ve ikram sahibi Allah’ım,
Rabbim, kalbime genişlik ver, işimi kolaylaştır. Dilimden düğümü çöz ki sözümü iyice anlıyabilsinler. Kalemi ele alınca şu dua okunur:
Yâ hayyü yâ kayyûmü bi rahmetike esteğıysü.
Manası: Ey Hayy ve Kayyûm yüce Rabbim! Rahmetinle Sen’den yardım istiyorum. Girdiğim bu imtihanda beni muvaffak eyle.
İmtihana girerken Allah’a güvenip, bu dualar samimiyetle okunursa, Allah’ın izni ile muvaffakiyet elde edilir.
——————————————————————————–

KURANIN FAZİLETİNE DAİR PEYGAMBERİMİZ(S.A.V) HADİSLERİ
Peygamber (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Kur’an okuyunuz. Hakikaten o Kur’an kendisini okuyanlara kıyamet gününde şefaatçi olarak gelir.”
“Sizin en hayırlınız, Kur’an’ı öğrenen ve onu öğretendir.”
“Kur’an ve onunla amel edenler kıyamet günü mahşer yerine getirilir. Sure-i Bakara ile Al-i İmran, kendilerini okuyarak amel eden kimseler hakkında birbirleriyle: “Ben şehadet edeceğim.” diye mücadele ederek o kimselerin önlerine gelirler.”
“Kur’an okuyanlar ve bu hususta mahir olanlar, mukarreb meleklerle beraberdir. Kur’an’ı zorlukla kekeliyerek okuyana iki kat ecir verilir.”
“Kur’an’dan bir harf okuyan kimseye bir hasene sevap verilir. O bir sevabı da on misli sevapla karşılanır. Ben size, Elif lâm mîm bir harftir demem. Lakin Elif bir harftir. Lâm bir harftir. Mîm bir harftir.”
“Kur’an oku da okuduğun nisbette yüksel.
Dünyada okuduğun gibi cennette de öyle oku. Muhakkak senin cennetteki derecen okuduğun ayetin son noktasıdır.”
“Kalbinde Kur’an’dan hiçbir ayet bulunmayan kimse harap olmuş bir ev gibidir.”
“Gıbta ancak iki kimseye edilir: Birisi Kur’an’ı öğrenen ve gece gündüz onu okuyandır. İkincisi ise Allah Teala ‘mn kendisine mal ihsan ettiği kimsedir. O, gece gündüz o malı Allah yolunda sarf eder.”
“Kur’an okuyan mü’min ağaç kavunu gibidir. Onun kokusu da, tadı da güzeldir. Kur’an okumayan mü’min hurma gibidir. Onun kokusu yok, fakat tadı güzeldir. Kur’an okuyan münafık reyhana benzer. Onun kokusu güzel, tadı acıdır. Kur’an okumayan münafık Ebu Cehil karpuzuna benzer. Onun kokusu olmadığı gibi tadı da acıdır.”
“Allah Teala hakikaten hu Kur’an’la amel eden ve okuyan kavimleri yükseltir. Onun izinde gitmeyenleri ve onu okumayanları alçaltır.”
“Bir cemaat Allah Teala’nın mescidi erinden birinde toplanırlar da Allah’ın kitabı Kur’an’ı okurlar ve aralarında bazısı bazısının hatalarını tashih ederlerse, onların üzerine nur iner, ilahi rahmet onları kuşatır. Melekler onların etrafını ihata eder ve onlarla musafaha edip ziyaret ederler. Allah Teala o kullarını indi ilahisindeki mukarreb meleklere zikreder ve. “Kullarıma bakın, Zat-ı Ecelli Ala’mı zikrediyor, kitabımı okuyor.” buyurur.”
“Kur’an’ı güzelce okuyan kimseye şehid ecri verilir.”
“Her kim Kur’an’ı okuyup ezberlerse, Cenabı Ecelli ve Ala o kimseyi cennete sokar ve cehenneme müstehak olan ehli beytinden on kimseye şefaat eder.”
“Yâ Ebâ Zerr! Sabahladığın zaman Allah’ın Kitabı’ndan bir ayeti öğrenmen senin için yüz rekat nafile namaz kılmandan daha hayırlıdır.”
“Kur’an’ı okuyan kimse bunama illetine yakalanmaz.”
“Ümmetimin en faziletli ibadeti Kur’an okumaktır.”
“Kur’an-ı Kerim’in diğer sözler üzerine fazileti, Allah’ın, yarattığı mahlukatı üzerine olan fazileti gibidir.”
“Bir gecede Kur’an ayetlerinden yüz ayet okuyan kimse gafiller güruhundan yazılmaz.”

——————————————————————————–

KURBAN KESERKEN OKUNACAK DUA
Kurban kesmek dinen zengin sayılan her müslümana vaciptir. Kurbanların bayramın ilk üç gününde kesilmesi lazım gelir. Kurban; deve, sığır, manda, koyun ve keçiden kesilir. Devenin beş seneliği, sığır ve mandanın iki seneliği, koyun ve keçinin bir seneliği veya cüsseli ve gösterişli olmak şartıyla altı aylığı kurban edilebilir. Tavuk ve horoz gibi hayvanlardan kurban olmaz.
Kurban kesilirken kıbleye çevrilir. Sol yanı üzerine yatırılır ve şu dua okunur:

Allâhûmme innî veccehtü vechiye lillezî fetaras semâvâti vel erda hanîfen ve mâ ene minel müşrikin.
Daha sonra “Allâhü ekber. Allâhü ekber. Lâ ilahe illallâhü vallâhü ekber, Allâhü ekber ve lillâhil hamd.” diye üç kere tekbir getirilir.
Tekbir bitince: “Bismillahi allâhü ekber” diyerek kurban kesilir. Akabinde kurban kesen Allah rızası için iki rekat namaz kılar. Namazdan sonra:
Allâhûmme inne salâtî ve nüsüki ve mahyâye ve memâtî lillâhi rabbil âlemiyne lâ şerike leh, diye dua eder. Mevlamız da onun ibadetini inşaallah kabul eder.
Bütün müslümanlar, arefe günü sabah namazından itibaren farz namazlardan sonra bayramın dördüncü günü ikindi namazının sonuna kadar şöylece tekbir getirirler:
“Allâhü ekber, Allâhü ekber, lâ ilahe illallâhü vallâhü ekber, Allâhü ekber ve lillâhil hamd.”
Buna “Teşrik tekbiri” denir. Getirmek vaciptir.
——————————————————————————–

LEYL SURESİ’NİN SIRLARI
Sara tutan bir kimsenin kulağına Leyi suresi baştan sona kadar okunursa, Cenabı Hakk’m yardımı ile şifa bulur.Yazılıp, içilecek bir su içerisine bırakıldıktan sonra, humma ve buna benzer ateşli hastalığa yakalanmış bir kimseye içirilirse, ateşi düşer ve hastalığı şifa bulur.

——————————————————————————–

LUT ALEYHİSSELAM’IN DUASI

Lut (a.s.), Allah Teala’ya:

Rabbi neccinî ve ehlî mimmâ ya’melûn.
“Ey Rabbim! Beni ve ehlimi onların yapa geldikleri bu kötülükten, azabından kurtar. “
Rabbinsurnî alel kavmil müfsidiyn.
“Ey Rabbim! Fesatçılar güruhuna karşı bana yardım et.”
Allah Teala, Lut Aleyhisselam’ın duası üzerine buyurdu:
“Biz onu ve ehlini, kendisine

Şifalı Dualar

ŞİFALI DUALAR

C-Ç D E F G H I-İ K-L M N O-Ö R S Ş T U-Ü V Y Z

K-L

 

KAFİRUN SURESİNİN FAZİLETİNE DAİR

Bismillâhirrahmânirrahıym.
Kul yâ eyyühel kâfîrûn. Lâ a’büdü mâ ta’büdûn. Ve lâ entüm âbidûne mâ a’büd. Ve lâ ene âbidün mâ abettûm. Ve lâ entüm âbidûne mâ a’büd. Leküm diynüküm ve liye diyn.

Manası:
Habibim, şöyle de: Ey kafirler, ben sizin tapmakta olduklarınıza tapmam. Benim kendisine ibadette devam edeceğime de siz kulluk ediciler değilsiniz. Ben zaten sizin taptıklarınıza hiçbir zaman tapmış değilim. Siz de benim kulluk etmekte olduğuma hiç bir vakit kulluk ediciler değilsiniz. Sizin dininiz size, benim dinim bana.
Fazileti:
* Sevgili Peygamberimiz bu sure-i şerife hakkında buyuruyorlar ki:
“Sure-i Kâfirûn’u okumak Kur’an’ın dörtte birini okumaya muâdildir.”
“Her kim Sure-i Kâfirûn’u okursa sanki ona Kur’an’ın dörtte birini okumuş gibi sevap verilir ve ondan azılı şeytanlar uzaklaşır, o kimse şirkten beri olur ve kıyametin şiddetinden emin olur.”
“Sizi Allah Teala’ya şirk koşmaktan kurtaracak bir kelimeyi öğreteyim mi? Uyuyacağınız vakit Kul yâ eyyühel kâfirûn’u okuyunuz.”
“Kul yâ eyyühel kâfirûn’u okuyup yat. Hiç şüphe yoktur ki, şirkten berî olursun.”
* Bir kimse yatarken bu sureyi okur da o gece ölürse, tevhid üzerinde Rabbine kavuşur.
——————————————————————————–

KARİA SURESİNİN SIRLARI

Bismillâhirrahmânirrahiym.
El kâriah. Mel kâriah. Ve mâ edrâke mel kâriah. Yevme yekûnun nâsü kel ferâşil nıcbsûs. Ve tekûnül cibâlü kel ıhnil menfûş. Fe emmâ men sekulet mevâziynüh. Fe hüve fî ıyşetin râdıyeh. Ve emmâ men haffet mevâziynühû fe ümmühû hâviyeh. Ve mâ edrâke mâ hiyeh. Nârun hâmiyeh.
Manası:
Kâria, nedir o Kâria? Kananın ne olduğunu sana ne bildirdi? O gün insanlar yayılmış pervaneler gibi, dağlar da didilmişyün gibi olacak. Ama o vakit, kimin sevabı ağır gelirse, o mutlu bir hayattadır. Fakat kimin de tartıları hafif (sevabı hafif, günahı çok) gelirse, artık onun meskeni Hâviye ‘dir. Onun ne olduğunu, sana ne bildirdi? O, kızarmış bir ateştir.
*Bir türlü geçinemeyen ve kazanç elde edemiyen kimse, Kâria Suresini yazıp yakasına veya herhangi bir yerine bir sargıya sardıktan sonra takarsa, Cenabı Hakk o kimseye kolay kazanabilme yollarını ihsan eder. Kâria suresini okumayı adet haline getiren kimse, her bakımdan emniyette bulunur.
* Müslüman bir kul bu sureyi okuyup kıyametin dehşetini ruhunda hissetmeli, o gün için hazırlığını yani kulluk görevlerini eksiksiz yapmalıdır. Aksi takdirde oradaki pişmanlığın hiçbir faydası olmayacaktır.
——————————————————————————–

KIYAMET GÜNÜ ON SINIF KİMSENİN HALİ

Muaz b. Cebel (r.a.)’dan:
Resulüllah (s.a.v.)’e Cenabı Hakk’ın Nebe’ Süresindeki: “Sur üfürüldüğü gün, fevc fevc gelirsiniz.” ayetini sordum. Mübarek gözleri yaşardı ve: “Ey Muaz, bana büyük bir şey sordun.”dedi ve sonra şöyle devam etti: “Ey Muaz, kıyamet gününde ümmetimden şu on sınıf, diğer mü’minlerden temyiz edilmiş halde haşredilecektir. Bazıları hınzır şeklinde haşredileceklerdir.

Bunlar haram yiyenlerdir. Bazıları maymun şeklinde dirileceklerdir. Bunlar da laf taşıyanlardır. Bazıları da yüzüstü haşredileceklerdir. Bunlar da Allah’ın hükümlerine aldırmayanlardır.
Bazıları da deliler gibi dilsiz ve sağır olarak dirileceklerdir ki bunlar da kendi amellerini beğenenlerdir. Bazıları da dillerini ağızlarında sakız gibi çiğneyeceklerdir ve ağızlarından irin akacaktır. Bunlar da söyledikleri ile amel etmeyen alimler ve hikayecilerdir. Bazıları da elleri ve ayaklan bağlı şekilde dirileceklerdir ki bunlar da komşularına eza edenlerdir. Bazıları ateş direklerine asılmış bir halde dirileceklerdir. Bunlar da şehvetlerine uyup mallarından zekatlarını vermeyenlerdir.
Bazıları da katran elbiselerinin içinde yüzeceklerdir ki, bunlar da böbürlenen kişilerdir. Bazılarının da tenleri leşten daha fena kokacaktır. Bunlar da zina yapanlardır.” buyurdu.
——————————————————————————–

KIYAME SURESİ

Bismillâhirrahmânirrahıym.
Lâ uksimü bi yevmil kıya m eh. Ve lâ uksimü bin nefsil levvâmeh. E yahsebül insanii ellen necmea ızâmeh. Belâ kâdiriyne alâ en nüsevviye benâneh. Bel yüriydül insanii li yefcüra emâmeh. Yes’elü eyyâne yevmül kıyâmeh. Fe izâ berikal besar. Ve hasefel kamer. Ve cümiaş şemsü vel kamer. Yekûlül insanii yevmeizin eynel mefer. Kellâ lâ vezer. İlâ rabbike yevmeizinil müstekar. Yünebbeül insanii yevmeizin bi mâ kaddeme ve ahhar. Belil insanii alâ nefsihî basıyrah. Ve lev elkâ meâziyrah. Lâ tüharrik bihî lisâneke li ta’cele bih. İnne aleynâ cem’ahû ve kur’âneh. Fe izâ kara’nâhü fettebı’ kur’âneh. Summe inne aleynâ beyâneh. Kellâ bel tûhıbbûnel âcileh. Ve tezerûnel âhırah. Vücûhün yevmeizin nâdırah. İlâ rabbihâ nâzırah. Ve vücûhün yevmeizin bâsirah. Tezunnü en yüf’ale bihâ fâkırah. Kellâ izâ beleğatit terâkıy. Ve kıyle men râk. Ve zanne ennehül firak. Velteffetis sâku bis sâk. İlâ rabbike yevmeizinil mesâk. Fe lâ saddeka ve lâ salla. Velâkin kezzebe ve tevellâ. Sümme zehebe ilâ ehlihî yetemettâ. Evlâ leke fe evlâ. Sümme evlâ leke fe evlâ. E yahsebül insânü en yütrake südâ. E lem yekü nutfeten min meniyyin yümnâ. Sümme kâne alekaten fe haleka fe sevvâ. Fe ceale minhüz zevceyniz zekera vel ünsâ. E leyse zâlike bi kadirin alâ en yuhyiyel mevta.

Fazileti:
Peygamber (s.a.v.) buyuruyorlar ki: “Kıyâme suresini okumayı vird haline getiren kimse kıyamet gününde açık alınla haşrolunur. “
Yani onu maşher yerinde günah kiri ile yüzü kirlenmişler arasında görmek mümkün değildir. Günah işlemeye yakasını kaptırmış bir kimse bu sureyi okursa, yaptığına pişmanlık duyar, gerekli nasihati alarak bir daha eski kötü alışkanlıklarına dönmez.
* Cuma geceleri okuyan kimse ahiret saadetine nail olur.
——————————————————————————–

KABİR DUASI

Allâhümme innî es’elüke bi hakkı hakkıke ve bi hakkı kibriyâikc ve bi hakkı cemâlike ve celâlike ve bi hakkı cûdike ve fadlike ve keramike yâ kadîmel ihsâni yâ sâdikal va’dil emîn. Lâ ilahe illâ ente sübhâneke innî küntti minez zâlimin. Allâhümme ecib da’vetî bihurmetismikel azıym. Ve bi hürmeti muhammedin sallellâhü teâlâ aleyhi ve selleme ve alâ âlihi ve sahbihî ecmeıyn. Vel hamdü lillâhi rabbil âlemin. Ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azıym.
Bu dua ölen kimsenin ruhu için okunur. Ancak bu dua yerine üç İhlâs, bir Fatiha suresini okumak daha faziletlidir. Çünkü hadisi şerifte “Üç İhlas’da bir hatim sevabı vardır.” buyurulmuştur.
——————————————————————————–

KABİR ZİYARETİ VE ADABI

Allâhümme rabbe hâzihil ecsâdil bâliyeti vel ızâmin nehırati haracet mined dünyâ ve hiye bike mü’mineh. Fe bellığ ileyhâ ravhan minke ve selâmeti minnâ. Allâhümme ravvıh ervâhahüm bi ravhı lâ ilahe illallah, ve nevvir kubûrahüm bi nûri muhammedin rasulillah.

Allah Resulü (s.a.v.) buyuruyor:
“Her kim mezarlığa girince bu selamı okursa, Allahü Teala 0 kimsenin amel defterine Adem (a.s.)’dan kıyamete kadar gelmiş gelecek mü’minlerin adedi kadar sevap yazar.”
Kabirlerin üzerine oturmak, uyumak, kabirleri çiğnemek ve kirletmek dinen yasaktır
——————————————————————————–

KABİR ZİYARETİNDE BULUNANLARIN OKUYACAĞI DUALAR

Esselâmü aleyküm ehled diyâri minel mü’miniyne vel müslimiyn, ve innâ inşâellâhü biküm lâhıkûn, es’elüllâhe lenâ ve lekümül âfiyeh.
Manası: Ey kabirde yatan mü’min ve müslümanlar! Allah Teala’nın rahmeti selamı üzerinize olsun. İnşaallah, muhakkak biz de sizin arkanızdan geleceğiz. Bizim için de sizin için de Allah’tan mağfiret dileriz.
“Ashabı kiram kabristanı ziyaret ettikleri vakit
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) onların bu şekilde dua etmelerini tavsiye ederdi.”
Esselâmü aleyküm yâ ehlel kubûri yağfirullâhü lenâ ve leküm entüm selefünâ ve nahnü bil eser.
Manası: Ey ehl-i kubur, Allah Teala’nın selamı üzerinize olsun. Allah (c.c.) bizi ve sizi mağfiret etsin. Siz bizim selefimizsiniz, biz de sizi takiben geleceğiz. * “Resulü Ekrem, Medine’de bir kabristana uğradı ve onlara dönerek bu selamı verdi.”
——————————————————————————–

KABUS

Uykuda insana musallat olan hastalığa kabus denir. Bu hastalığa yakalanan insan nefesi darlanarak, hareketsiz bir halde, ağır bir şeyin altında kaldığını hisseder.
Bu hastalığın ilacı şudur:
Tabiatı sıcak olan kimseler geceleri altışar gr. kişniş yutar.
Tabiatı soğuk olan 5-10 gr. mesteki ile 10 gr. kişniş yutar. 120 gr. sıcak bakla suyu içerek kusarsa Allah’ın izni ile bu hastalıktan kurtulur.
Süleyman (a.s.) sordu:
– Ey korkunç mahluk, sana and veririm. Rüzgarlardan başka bir şey kaldı mı?
Korkunç mahluk şöyle cevap verdi:
– Ya Nebiyyellah, yanımda Cenabı Hakk’ın ahir zamanda memleketleri, köyleri ve dağları helak ettireceği rüzgarlar kaldı. Bunların bir kısmı cenuptan eser, insana kıl kadar dokundu mu yarı veya bütün vücudunu hareketten muattal eder. Artık vücut hiç harekete gelmez. Buna karşı Rih-ı Ahmer duası yazılarak taşınır ve hastaya yedi gün sabah akşam okunur. Tekrar yazılarak suyu hastaya içirilir.
Hastaya maddi ilaç olarak da şunlar uygulanır:
Pelesenk yağı 50 gr.
Zakkum yağı 50 gr.
Çöreotu yağı 50 gr.
Bu yağlar ile de hastanın azaları oğulur. Bunlar tatbik edilirken bir taraftan da hasta bütün çirkin şeylerden, ekşi ve soğutucu ve kadın ve eğlentilerden kendini muhafaza etmelidir. İyi olana kadar Cenabı Hakk’ın “Latıyf’ ism-i şerifini, “Yâ Latıyf’ diyerek iştigal edip, devamlı okumalıdır. Zira Cenabı Hakk kullarından birine azap etmek istediğinde bu en şiddetli hastalığı musallat eder.
Kur’an-ı Kerim’de: “Kullarımdan dilediğime azap eder, dilediğimi bağışlarım.” buyurduğu bu hastalıktır.
Bu rüzgarların bazıları çocuklara isabet etti mi renkleri solar, sararır, derileri siyahlaşır, salyaları kurur, gözleri çukurlaşır, inlemeleri şiddetlenir, ağlamaları, ızdırapları ziyadeleşir, uykuları kaçar. Bunun ilacı şudur:Kabak suyu, günde 3+1 bardak Nilüfer şurubu (kafi miktarda içilir.) Dua (yazılarak taşınır.)Bu hastalığa yakalanan, felç ve titreme gelmiş gibi gayri ihtiyari olarak titrer. Bu gibi hastalar fazla keyiften, tesirli hadiseden, suya bakmaktan, fazla korku ve (irkmekten kaçınmalıdır. Çünkü hastalık tekrar neş’et eder. Diğer bir ilacı şudur:
Musasa yumurtası ile tütsülenir.Münasip yağlarla (lakva yağı) da masaj yapılır.
Dua yazılarak taşınırsa -inşaallah- şifa bulur.
Süleyman (a.s.) sordu:
– Ey Rıh-ı Ahmer, sana and veririm, daha ne gibi zararların vardır?
Rıh-i Ahmer cevaben şöyle dedi:
– Ey Allah’ın Peygamberi! Ben bir adamın beynine girersem aklını alırım. Vücuduna girersem, basur, fîstül gibi birçok hastalıklara sebep olurum.
Süleyman (a.s.) bu korkunç sözleri işitince etrafında olanlara bu mahlukun öldürülmesini ve yakılmasını emretti.
O mahluk:
– Ey Allah’ın Peygamberi! Beni kimse öldürmeye ve yakmaya kadir olamaz. Cenabı Hakk beni bunun için yarattı ve ömrümü uzattı, deyip kayboldu.

Netice olarak:
Rih-ı Ahmer, dâü ekber denilen bu mahluk Cenabı Peygamber (a.s.) Efendimiz’in zamanına kadar görülmedi. Peygamberimizin torunu Hasan (r.a.) iç hastalığı ile hastalanıp kan dökmeye başladı. Hasan (r.a.)’ın hastalığını Resulüllah ve ashabı duyunca Cebrail (a.s.) gelerek: “Hazreti Hasan, Rıh-i Ahmer ile hastalandı.” diye Cenabı Peygamber’e haber verdi.
Cenabı Peygamber, Cebrail (a.s.)’e:
– Bunun ilacı var mıdır? buyurdu. Cebrail (a.s.):
-Vardır, dedi ve oradan ayrıldı. Sonra Resulü Ekrem’e gelerek:
– Ya Resulellah, Cenabı Hakk sana bu Rıh-i Ahmer duasını hediye olarak gönderdi. Hazreti Hasan taşısın, şifa bulur. Ömründe bir kere dahi okuyan Rıh-i Ahmer, dâü ekber’den emin olur, dedi.
Cenabı Peygamber (s.a.v.) bu duayı Hazreti Hasan’a okudu ve Hasan (r.a.) bir şeyi yokmuş gibi şifaya kavuştu.
Hazreti Peygamber (s.a.v.) buyurdu: “Herkes bu duayı öğrensin, öğretsin, okusun ve üzerinde taşısın.”
——————————————————————————–

KADİR GECESİ OKUNACAK DUA

Allâhümme inneke afüvvün tühıbbül afve fa’fü annî.
Manası: Allah’ım, muhakkak sen affedicisin ve affetmeyi de seversin, beni affet.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) buyurdu: “Kadir gecesi (bu duayı) okuyunuz.”
——————————————————————————–

KADİR SURESİNİN OKUNMANIN FAZİLETİNE DAİR HADİSLER

Bismillâhirrahmânirrahıym.
İnnâ enzelnâhü fî leyi etil kadr. Ve mâ edrâke mâ leyletül kadr. Leyletül kadri hayrun min elfi şehr. Tenezzelül melâiketü ver ruhu fiyhâ bi izni rabbihim min külli emrin selâm, hiye hattâ matleıl fecr.

Manası:
Biz Kur’an’ı Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesi nedir bilir misin? Kadir gecesi, içinde Kadir gecesi bulunmayan bin aydan daha hayırlıdır. Onda melekler ve ruh Rabbilerinin izni ile her türlü emri ilahiyyeyi yüklü olarak inerler. O gece sabah oluncaya kadar selamet vardır.
Resulü Ekrem bu sure-i celile Hakkında şöyle buyuruyor:
“İnnâ enzelnâhü fî leyletil kadr’i okuyan kimseye Kur’an’ın dörtte birini okumuş gibi ecir verilir.”
“Sure-i Kadr’i okuyana, Ramazan-ı Şerifte oruç tutan ve Kadir gecesini ihya eden kimse gibi ecir verilir.”
“Bu sureyi farz namazlarında okuyan kimseye Cenabı Hakk tarafından bir münadî: “Ey Allah’ın kulu! Allah Teala günahlarını affetti” diye nida eder. “
* Evliyalardan birisi, adamın birine dedi ki:
Sana Ism-i A’zam’ı öğreteyim mi?
Öğretiniz.
Sure-i Fatiha, Ayet’el-Kürsi, Sure-i Kadr.
– Bu ayetleri sonuna kadar oku, sonra kıbleye dön. Cenabı Ecelli Alâ’dan ne dileğin varsa iste. Hiç şüphe yoktur ki, Allah Teala duanı kabul eder, buyurdu.
* Bir kimse Kadr Suresi’ni yazıp, içerisi temiz su dolu bir kab içerisine bırakır ve daha sonra bu sudan içmeye devam ederse Cenabı Hakk, o kimsenin kalb gözünü açar ve kendi yakınına aldığı kullarına dahil eder.
“İki dua vardır ki geri çevrilmez: Ezan okunurken ve düşmanla çarpışırken yapılan dua.”
——————————————————————————–

KAMET YAPILIRKEN DÜŞMANLA ÇARPIŞIRKEN YAPILACAK DUA

Allah Resulü (s.a.v.) buyuruyor:
“Düşmanla çarpışırken, kamet getirilirken ve yağmur yağarken dualarınızın kabul olunmasmı Allah (cc.)’dan isteyiniz.”
Manası: Cenabı Ecelli ve Ala yüzünü güldürsün.
“Müslüman kardeşinin güldüğünü, tebessümünü gören kimse (bu duayı) okur.”
Mâşâellâhü lâ kuvvete illâ billâh.
Manası: Emir, Allah Teala’nın dileğidir. Kuvvet ve kudret ancak Allah’ın tevfıki iledir.
Resulü Ekrem (s.a.v.) buyurdu:-
“Hoşuna giden bir şeyi gören kimse (bu duayı) okusun.”
“Elindeki nimetin devamlı kalmasını arzu eden kimse (bu duayı) okusun. Nimeti her gördükçe bunu okuyan kimse o nimetten hiçbir zarar görmez.”
“Allah Teala bir kuluna aile, mal ve evlad ihsan eder de o kul da (bu duayı) okursa, onlar da ölümden başka bir afet görmez.”

——————————————————————————–

KAN ALDIRIRKEN OKUNACAK AYETİ KERİME

Resulü Ekrem buyurdu: “Kan aldırırken “Ayet’el-Kürsi’yi” kim okursa, şifa bulur.”

——————————————————————————–

KARINCA BEREKET DUASI

Allâhümme yâ rabbi cebrâiyle ve mîkâiyle ve isrâfiyle ve azrâiyle ve ibrâhîme ve ismâıyle ve ishâka ve ya’kûbe ve münzilel berekâti vet tevrâti vez zebûri vel incili vel fürkâni ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azıym, lâ ilahe illallâhül melikül hakkul mübîn, muhammedün resûlüllâhi sâdikul va’dil emîn. Yâ rabbi yâ rabbi yâ hayyü yâ kayyûmü yâ zel celâli vel ikram. Es’elüke yâ rabbel arşil azıymi en yerzükani halâlen tayyiben bi rahmetike yâ erhamer râhımiyn. Yemlîhâ. Mekselînâ. Mislînâ. Mernûş. Debernûş. Şâzenûş. Kefeştatıyûş. Kıtmiyr.
Bu duanın fazileti:
“Her kim hakka hukuka riayet ederek bu duayı okursa veya ticarethanesinde bulundurursa hanesinde ve ticaretinde bereket meydana gelir. Nitekim hadisi şerifte “Aldatan bizden değildir.” buyurulmuştur.”
——————————————————————————–

KASİDE-İ BÜRDENİN FAZİLETİ

Bûsırî Hazretleri’ne ömrünün sonuna doğru felç hastalığı geldiğinden, bedeninin yarısı hareketsiz kaldı. Yüce Allah’a, hastalığına şifa vermesi için Rasulüllah’ı vesile edip çok dua ve niyazda bulundu. İnsanların en üstünü olan Peygamberimiz Efendimiz’i (s.a.v) öven meşhur kasidesini hazırladı. Rüyasında Allah Resulü’nun isteği üzerine bu kasidesini okudu.

Rasulüllah Efendimiz bu kasidesini çok beğendi. O kadar hoşuna gitti ki, üzerinde bulunan mübarek hırkasını çıkanp Bûsırî’ye giydirdi. Bedeninin felçli yerlerini de mübarek elleriyle sığadı. Uyandığında vücudunu tam olarak sağlığına kavuşmuş buldu.
Ayrıca Peygamber Efendimiz’in rüyada giydirdiği hırka-i saadet de üzerinde idi. İşte bunun için bu kasideye “Kaside-i Bürde” denilmektedir.
Bürde; hırka veya palto demektir Bu bürdenin teberruk için uzun süre korunduğu, felçli hastalara sürülmek üzere elden ele dolaştığı rivayet edilmektedir.
Rüya yoluyla da olsa, bir anlık birliktelikten şifaya kavuşan İmam Bûsirî, sevinerek aynı günün sabah namazına giderken, yolda Yüce Allah’ın sevgili kullarından evliya bir zata rastladı. O zat, Bûsırî’ye:
“Ey Bûsirî! O kasideni ben de dinlemek istiyorum.” dedi.
Bûsirî:
“Benim kasidelerim çoktur. Hepsini de herkes bilir. Hangisini okumamı istiyorsun?” dedi. O da:
“Kimsenin bilmediği, ancak bu gece Resulüllah Efendimiz’e okuduğun kasideyi dinlemek istiyorum.”
dedi. Bûsırî:
“Bunu daha hiç kimseye söylemedim. Nereden ve nasıl anladın?” deyince, o zat da Bûsırî’nin rüyasını ve kendisine hediye edilen hırkayı
Efendimiz S.A.V in kendisini okşayaşını ve sonucunu bir bir anlattı.
——————————————————————————–

KASİDE-İ BÜRDENİN OKUNUŞU

1. E min tezekküri cîrânin bi zî selemin, Mezecte dem’an cerâ min mukletin bi demi.
2. Em hebbetir rîhu min tilkâi kâzımetin, Ve evmedal berku fiz zalmâi min idami.
3. Fe mâ li ayneyke in kultekfüfâ hemetâ, Ve mâ li kalbike in kultestefık yehimi.
4. E yahsebüs sabbü ennel hubbe münketimün, Mâ beyne münsecimin minhü ve mudtarimi.
5. Levlel hevâ lem tünk dem’an alâ talelin, Ve lâ enkte li zikril bani vel alemi.
6. Fe keyfe tünkiru hubben ba’de mâ şehidet, Bihî aleyke udûlüd dem’ı ves sekami.
7. Ve esbetel vecdü hattay abratin vedanen, Mislel behâri alâ haddeyke vel anemi.
8. Neam sera tayfü men ehvâ fe errakanî, Vel hubbü ya’teridul lezzâti bil elemi.
9. Yâ lâimî fil hevel uzriyyi ma’ziraten, Minnî ileyke velev ensañe lem telümi.
10. Adetke hâliye lâ sırrî bi müstetirin. Anil vüsâti ve lâ dâî bi münhasimi.
11. Mahadtenin nüsha lâkin lestü esmauhû, Innel muhibbe anil uzzâli fi samemi.
12.İnnittehemtü nasîhaş şeybi fi azelî, Veş şeybü eb’adü fi nushin anit tühemi.
13. Fe inne emmâratî bis sûi metteazat, Min cehlihâ bi nezîriş şeybi vel herami.
14. Ve lâ eaddet minel fı’lil cemîli kıra, Dayfin elemme bi re’si gayra muhteşemi.
15. Lev küntü a’lemü ennî mâ uvakkıruhû, Ketemtü sirran bedâ lî minhü bil ketimi.
16. Men lî bi raddi cimâhın min ğavâyetihâ, Kemâ yüraddü cimâhul hayli bil lücümi.
17. Fe lâ terum bil meâsî kesra şehvetihâ, İnnet taâme yukavvî şehveten nehimi.
18. Ven nefsü ket tıfli in tühmilhü şebbe alâ, Hubbir radâi ve in teftımhü yenfetımi.
19. Fasrıf hevâhâ ve hâzir en tüvelliyehû, İnnel hevâ mâ tüvellâ yusım ev yusmi.
20. Ve râıhâ ve hiye fil a’mâli sâimetün. Ve in hiyestahletil mer’â fe lâ tesümi.
21. Kem hassenet lezzeten lil mer’i kâtileten, Min haysü lem yedri ennes semme fid desemi.
22. Vahşed desâise min cûm ve min şebeın, Fe rubbe mahmesatin şerrun minet tühami.
23. Vestefriğıd dem’a min aynin kadimteleet, Minel mehârimi velzem hımyeten nedemi.
24. Ve hâlifin nefse veş şeytâne va’sıhimâ, Ve in hümâ mehadâken nüsha fettehimi.
25. Ve lâ tütı’ minhümâ hasmen ve lâ hakemen, Fe ente ta’rifü keydel hasmı vel hakemi.
26. Estağfırullâhe min kavlin bi lâ amelin, Lekad nesebtü bihî neslen li zî ukumi.
27. Emartükel hayra lâkin me’temartü bihî, Ve mestekamtü fe mâ kavlî lekestekımi.
28. Ve lâ tezevvettü kablel mevti nâfileten, Ve lem üsalli sivâ fardm ve lem esumi.
29. Zalemtü sünnete men ahyaz zalâme ilâ, Enişteket kademâhüd durra min verami.
30. Ve şedde min seğabin ahşâehû ve tava, Tahtel hıcârati keşhan mütrafel edimi.
31. Ve râvedethül cibâlüş şümmü min zehebin, An nefsihî fe erâhâ eyyemâ sememi.
32. Ve ekkedet zühdehû fihâ darûratühû, İnned darûrate lâ ta’dû alel ısami.
33. Ve keyfe ted’û iled dünyâ darûratü men, Levlâhü lem tahrucid dünyâ minel ademi.
34. Muhammedün seyyidül kevneyni ves sekaleyni, Vel ferîkayni min urbin ve min acemi.
35. Nebiyyünel âmirun nâhî fe lâ ehadün, Eberra fi kavli lâ minhü ve lâ neami.
36. Hüvel habîbüllezî türcâ şefâatühû, Li külli hevlin minel ehvâli muktehımi.
37. Deâ ilallâhi fel müstemsikûne bihî, Müstemsiküne bi hablin gayra münfesımi.
38. Fâkan nebiyyîne fi halkm ve fi hulükın, Ve lem yüdânûhü fi ilmin ve lâ kerami.
39. Ve küllühüm min rasûlillâhi mültemisün, Ğarfen minel bahri ev raşfen mined diyemi.
40. Ve vâkıfûne ledeyhi mde haddihim, Min nuktatil ilmi ev min şekletil hıkemi.
41. Fe hüvellezî temme ma’nâhü ve sûratühû, Sümmestafâhü habîben bâriün neşemi.
42. Münezzehtin an şerikin fi mehâsinihî, Fe cevherul husni fîhi ğayru münkasimi.
43. Da’ meddeathün nasârâ fî nebiyyihim, Vahküm bi mâ şi’te medhan fîhi vahtekemi.
44. Vensüb ilâ zâtihî mâ şi’te min şerafın, Vensüb ilâ kadrihî mâ şi’te min ızami.
45: Fe inne fadle rasûlillâhi leyse lehû, Haddün fe yu’ribe anhü nâtıkun bi femi.
46. Lev nâsebet kadrahû âyâtühû ızamen, Ahyesmühû hıyne yüd’â dâriser rimemi.
47. Lem yemtehmnâ bi mâ ta’yel ukûlü bihî, Hırsan aleynâ fe lem nerteb ve lem nehimi.
48. A’yel verâ fehüm ma’nâhü fe leyse yürâ, Lil kurbi vel bu’di minhü ğayru münfahımi.
49. Keş şemsi tazheru lil ayneyni min büudin, Sağîraten ve tükillüt tarfe min ümemi.
50. Fe keyfe yüdrikü fid dünyâ hakîkatehû, Kavmün niyâmün tesellev anhü bil hulumi,
51. Fe mebleğul ilmi fîhi ennehû beşerim, Ve ennehû hayru halkıllâhi küllihimi.
52. Ve küllü âyin eter rusülül kirâmü bihâ, Fe innemettesalet min nûrihî bihimi.
53. Fe innehû şemsü fadlin hum kevâkibühâ, Yuzhirne envârahâ 1in nâsi fız zulemi.
54. Ekrim bi halkı nebiyyin zânehû hulükun, Bil husni müştemilin bil bişri müttesimi.
55. Kez zehri fi terafin vel bedri fi şerafin, Vel bahri fi keramin ved dehri fi himemi.
56. Ke ennehû ve hüve ferdim fi celâletihî, Fi askerin hıyne telkâhü ve fi haşemi.
57. Keennemel lü’lüül meknûnü fi sadefin, Min ma’denî mantıkin minhü ve muhteşemin.
58. Lâ tıybe ya’dilü türben dumme a’zumehû, Tûbâ li münteşikın minhü ve mültesimi.
59. Ebâne mevlidühû an tıybı unsurihî,Yâ tıybe mübtedein minhü ve muhtetemi.
60. Yevmün teferrase fihil fürsü ennehümü, Kad ünzirû bi hulûlil bü’si ven nikami.
61. Ve bâte iyvânü kisrâ ve hüve münsadiun, Ke şemli eshâbi kisrâ gayra mülteimi.
62. Ven nâru hâmidetül enfâsi min esefin, Aleyhi ven nehru sahil ayni ves sedemi.
63. Ve sâe sâvete en ğâdat buhayratühâ, Ve rüdde vâridühâ bil ğayzı hıyne zamî.
64. Ke enne bin nâri mâ bil mâi min belelin, Huznen ve bil mâi mâ bin nâri min darami.
65. Vel cinnü tehtifü vel envârü sâtıatün,Vel hakku yazheru min ma’nen ve min kelimi.
66. Amû ve sammû fe ı’lânül beşâiri lem, Tüsma’ ve bârikatül inzâri lem rüşemi.
67. Min ba’di mâ ahberal akvâme kâhinühüm, Bi erme dînehümül mu’vecce lem yekumi.
68. Ve ba’de mâ âyenû fil ufki min şühübin, Münkaddaten vefka mâ fil ardı min sanemi.
69. Hattâ ğadâ an tarîkıl vahyi münhezimi, Mineş şeyâtıyni yakfû isra münhezimi.
70. Ke ennehüm heraben ebtâlü ebrehetin, Ev askerun bil hasa min râhateyhi rumî.
71. Nebzen bibi ba’de teşbihin bi batnihimâ, Nebzel müsebbihı min ahşâi mültekımi.
72. Câet li da’vetihil eşcâru sâcideten, Temşî ileyhi alâ sâkm bi lâ kademi.
73. Ke ennemâ setarat setran limâ ketebet, Fürûuhâ min bedîil hattı fil lekami.
74. Mislül ğamâmeti ennâ sâra sâiraten, Tekıyhi harra vatıysin ül hecîri hami.
75. Aksemtü bil kameril münşakkı inne lehû. Min kalbihî nisbeten mebrûratel kasemi.
76. Ve mâ havel ğâru min hayrin ve min keramin, Ve küllü tarfin minel küffâri anhü amî.
77. Fes sıdku fil ğâri ves sıddîku lem yerimâ, Ve hüm yekûlûne mâ bil ğâri min erimi.
78. Zannül hamâme ve zannül ankebûte alâ, Hayril beriyyeti lem tensüc ve lem tehumi.
79. Vikâyetüllâhi ağnet an müdâafetin, Mined dürûı ve an âlin minel ütumi.
80. Mâ sâmeniyed dehru daymen vestecartü bihî İllâ ve niltü civâran minhü lem yüdami.
81. Ve leltemestü ğmed dârayni min yedihî, İllestelemtün nedâ min hayri müstelemi.
82. Lâ tünkirul vahye min rü’yâhü inne lehû, Kalben izâ nâmetil aynâni lem yenemi.
83. Fe zâke hıyne bülûğın min nübüvvetini, Fe leyse yünkeru fîhi hâlü muhtelemi,
84. Tebârekellâhü mâ vahyün bi müktesebin, Ve lâ nebiyyün alâ ğaybin bi müttehimi.
85. Kem ebraet vesaben bil lemsi râhatühû, Ve atlekat eriben min ribkatil limemi.
86. Ve ahyetis seneteş şehbâe da’vetühû, Hattâ haket ğurraten fil a’surid dühümi.
87. Bi ândın câde ev hıltel bitâha bihâ,
Seyben binel yemmi ev seylen minel arimi.
88. Da’nî ve vasfi âyâtin lehû zaherat, Zuhura nâril gırâ leylen alâ alemi.
89. Feddürrü yezdâdü husnen ve hüve müntezamün Ve leyse yenkusu kadran gayra müntezımi.
90. Fe mâ tetâvele âmâlül medîhi ilâ. Mâ fihi min keramil ahlâkı veş şiyemi.
91. Ayâtü hakkın miner rahmani muhdesetün, Kadîmetün sıfatül mavsûfı bil kıdemi.
92. Lem takterin bi zemânin ve hiye tuhbirunâ, Anil meâdi ve an âdin ve an iremi.
93. Dâmet ledeynâ fe fakat külle mu’cizetin, Minen nebiyyîne iz câet ve lem tedümi.
94. Muhakkemâtün fe mâ yübkıyne min şübehin Li zî şikâkın ve lâ yebğıyne min hakemi.
95. Mâ hûribet kattu illâ âde min harabin, A’del eâdî ileyhâ mülkıyes selemi.
96. Raddet belâğatühâ da’vâ muârıdıhâ, Raddel ğayûri yedel cânî anil hurami.
97. Lehâ meânin ke mevcil bahri fi mededin, Ve fevka cevherihî fil husni vel kıyemi.
98. Fe lâ tüaddü ve lâ tuhsâ acâibühâ, Ve lâ tüsâmü alel iksâri bis seemi. I
99. Karrat bihâ aynü kârîhâ fe kültü lehû, Le kad zafarte bi hablillâhi fa’tesımi.
100. İn tetlühâ hıyfeten min hani nâri lezâ. Etfa’te harra lezâ min virdiheş şiyemi. 1
101. Ke ennehel havdu tebyaddul vücûhü bihî, Minel usâtı ve kad câühû kel humemi.
102. Ve kes sıratı ve kel mîzâni ma’dileten, Fel kıstu min ğayrihâ fin nâsi lem yekumi.
103. Lâ ta’ceben li hasûdin râha yünkiruhâ, Tecâhülen ve hüve aynül hâzikıl fehimi. |
104. Kad tünkirul aynü daVeş şemsi min ramedin, Ve yünkirul femü ta’mel mâi min sekami.
105. Yâ hayra men yemmemel âtune sâhatehû, Sa’yen ve fevka mütûnil eynükır rusümi.
106. Ve men hüvel âyetül kübrâ li mu’tebirin, Ve men hüven nı’metül uzmâ li muğtenimi.
107. Serayte min haramin leylen ilâ haramin, Kemâ seral bedru fî dâcin minez zulemi.
108. Ve bette terkâ ilâ en nilte menzileten, Min kâbe kavseyni lem tüdrek ve lem tenimi.
109. Ve kaddemetke cemîul enbiyâi bihâ, Ver rusülü takdime mahdûmin alâ hademi.
110. Ve ente tahterikus seb’at tıbâka bihim, Fî mevkibin künte fîhi sâhibel alemi.
111. Hattâ izâ lem teda’ şe’ven li müstebikm, Mined dünüvvi ve lâ merkan li müstenimi.
112. Hafadte külle mekâmin bil idâfeti iz, Nûdîte bir ref ı mislel müfredil alemi.
113. Keymâ tefüzü bi vaslin eyyi müstetirin, Anil uyûni ve sinin eyye müktetemi.
114. Fehurte külle fihârin gayra müşterakin, Ve cüzte külle mekâmin gayra müzdehami.
115. Ve celle mıkdâru mâ vüllîte min rutebin, Ve azze idrâkü mâ ûlîte min niami.
116. Büşrâ lenâ ma’şeral islâmi inne lenâ, Minel inayeti ruknen gayra münhedimi.
117. Lemmâ deallâhü dâıynâ li tâatihî, Bi ekramir rusüli künnâ ekramel ümemi.
118. Râat kulûbel ıdâ enbâü bi’setihî Ke neb’etin ecfelet ğuflen minel ğanemi.
119. Mâ zâle yelkâhüm fî külli mu’terakin, Hattâ hakev bil kanâ lahmen alâ vedami.
120. Veddül firara fe kâdû yağbitûne bihî, Eşlâe şâlet meal ıkbâni ver ruhami.
121. Temdıl leyâlî ve lâ yedrûne ıddetehâ, Mâ lem tekün min leyâlil eşhuril hunimi.
122. Ke ennemed dînü dayfun halle sâhatehüm, Bi külli karmin ilâ lahmil ıdâ karimi.
123. Yecürru bahra hamisin fevka sâbihatin, Termi bi mevcin minel ebtâli mültetımi.
124. Min külli müntedibin lillâhi muhtesibin, Yestû bi müste’sılin lil küfri mustalimi.
125. Hattâ ğadet milletül İslâmi ve hiye bihim, Min ba’di ğurbetihâ mevsûleter rahımi.
126. Mekfûleten ebeden minhüm bi hayri ebin, Ve hayri ba’lin fe lem teytem ve lem teimi.
127. Hümül cibâlü fe sel anhüm müsâdimehüm, Mâzâ raev minhüm fi külli müstademi.
128. Ve sel huneynen ve sel bedran ve sel uhuden, Fusûle harfin lehüm edhâ minel vehami.
129. El musdıril biydı humran ba’de mâ veradet, Minel ıdâ külle müsveddin minel lememi.
130. Vel kâtibine bi sürnril hattı mâ teraket, Aklâmühüm harfe cismin gayra mün’acimi.
131. Şâkis silâhı lehüm sîmâ tümeyyizühüm. Vel verdü yemtâzü bis sîmâ mines selemi.
132. Tühdî ileyke riyâhun nasri neşrahüm, Fe tahsebüz zehra fil ekmâmi külle kemi.
133. Ke emıehüm fi zuhûril hayli nebtü ruben, Min şiddetil hazmi lâ min şiddetil huzümi.
134. Taret kulûbül ıdâ min be’sihim ferkan, Femâ teferrake beynel behmi vel bühümi.
135. Ve men tekün bi rasûlillâhi nusratühû. İn telkahül üsdü fi âcâmihâ tecimi.
136. Ve len terâ min veliyyin gayra münteşirin, Bihî ve lâ min adüvvin gayra münfesımin.
137. Ehalle ümmetehû fi hırzi milletini, Kel leysi halle meal eşbâli fi ecemi.
138. Kem ceddelet kelimâtüllâhi min cedelin, Fîhi ve kem hassamel bürhânü min hasımi.
139. Kefâke bil ilmi fil ümmiyyi mu’cizeten, Fil câhiliyyeti vet te’dîbi fil yütümi.
140. Hademtühû bi medîhın estekıylü bihî, Zünûbe umrin medâ fış şı’ri vel hıdemi.
141. İz kalledâniye mâ tuhşâ avâkıbühû, Ke ennenî bihimâ hedyün minen neami.
142. Eta’tü ğayyes sıbâ fil hâleteyni ve mâ, Hassaltü illâ alel âsâmi ven nedemi.
143. Fe yâ hasârate nefsin fi ticâratihâ, Lem teşterid dîne bid dünyâ velem tesümi.
144. Ve men yebı’ acilen minhü bi âcilihî, Yebin lehül ğabnü fi bey’ın ve fi selemi.
145. İn âti zenben fe mâ ahdî bi müntakıdın. Minen nebiyyi ve lâ hablî bi münsarimi.
146. Fe inne lî zimmeten minhü bi tesmiyetî, | Muhammeden ve hüve evfel halkı biz zimemi.
147. İn lem yekun fi meâdî ahizen bi yedî,
Fadlen ve illâ fe kul yâ zelletel kademi.
148. Hâşâhü en yuhrimer râcî mekârimehû, Ev yercial câru minhü gayra muhterami.
149. Ve münzü elzemtü efkârı medâyihahû, Vecedtühû li halâsi hayra mültezimi.
150. Ve len yefûtel ğmâ minhü yeden teribet, İnnel haya yünbitül ezhâre fil ekemi.
151. Ve lem ürid zehrated dünyelletıktetafet,Yedâ züheyrin bi mâ esna alâ herimi.
152. Yâ ekramel halkı mâ lî men elûzü bihî,Sivâke mde hulûlil hâdisil amemi.
153. Ve len yediyka rasûlellâhi câhüke bî, îzil kerîmü tecellâ bismi müntekımi.
154. Fe irine min cûdiked dünyâ ve darratehâ, Ve min ulûmike ıhnül levhı vel kalemi.
155. Yâ nefsü lâ teknarî min zelletin azumet, İnnel kebâire fil ğufrâni kel lememi.
156. Lealle rahmete rabbî hıyne yaksimühâ, Te’tî alâ hasebil ısyâni fil kısemi.
157. Yâ Rabbi vec’al recâî gayra mün’akisin. Ledeyke vec’al hısâbî gayra münhazimi.
158. Veltuf bi abdike fid dâreyni irme lehû, Sabran metâ ted’uhül ehvâlü yenhezimi.
159. Ve’zen li suhbi salâtin minke dâimetin, Alen nebiyyi bi münhelin ve münsecimi.
160. Vel âli ves sahbi sümmet tabiîne lehüm, Ehlet tükâ ven nükâ vel hılmi vel kerami.
161. Mâ rannehat azâbâtil bani nyhu sabâ, Ve etrabel ıyse hâdil ıysi bin neğami.
162. Yâ Rabbi salli ve sellim dâimen ebedâ,Alâ habîbike hayril halkı küllihimi.

——————————————————————————–

KASİDE-İ BÜRDE’Yİ OKURKEN DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR

*Okuyucunun yemek, içmek ve giyim hususunda haram olan şeylerden dikkatle kaçınması gereklidir.
*Abdestli olmak. (Mümkünse gusül abdesti almış bulunmak). Temiz bir yerde ve temiz elbiseli olarak okumalıdır.
*Niyet etmek, niyete başlarken şu duayı okumak ve bitiminde de kendi anlayacağı dille maksadını ifade etmek gerekir. Niyete şöyle girmelidir:
“Allâhümme innî etevesselü ileyke bi kasîdetil bürdetil mübârakeh, es’elüke en tüyessira ümûranâ ve en tüferrice kürûbenâ ve hümûmenâ ve en teksifeğumûmenâ ve en terzükanâ acilen ve acilen fid dünyâ vel âhirah, inneke alâ külli şey’in kadiyr. Ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azıym.”

“Allah’ım! Bu Kaside-i Bürde’yi işlerimi kolaylaştırman, sıkıntı ve kederlerimi gidermen, maksadıma ulaştırman, dünya ve ahiret mutluluğuna erdirmen için vesile kılıyorum. Allah’ım! Sen her şeye kadirsin. Güç, kuvvet, azametli şanına mahsus ve layıktır.”
*Okurken Kıble’ye dönmüş olarak okumak, okuduklarının manalarını düşünmek, kelimeleri düzgün ve doğru okumak, vezin, kafiye ve aruz kaidelerine uymaya çalışmak gerekir.
*Kasideyi okumaya başlamadan önce hasta ve yanında bulunanlarla birlikte tevbe ve istiğfar etmek lazımdır.
*Bundan sonra Tevbe Suresi’nin “Lekad câeküm… ile başlayan son iki ayeti okunur:
İlk önce şu beyit okunur:
“El haradü lillâhi münşil halkı min ademin, Sümmes salâtû alel muhtâri fil kıdemi.” Bundan sonra Kaside-i Bürde’nin okunacak
beytine geçilir. Her beyitin sonunda ise aşağıdaki beyit
okunur:
“Yâ Rabbi salü dâimen ebedâ,Alâ habiybike hayril halkı küllihimi.”
*Kaside-i Bürde’nin büyüklüğüne, tesirine inanmak, Efendimiz Aleyhisselam’a kemal-i ta’zim ve muhabbet üzere huşu ve kalp huzuru ile okumak şarttır.Okurken arada dünya kelamı söylememek, mümkünse kasideyi ezbere okumak, okumaya başlamadan önce güzel bir amel yapmak lazımdır. (Sadaka vermek gibi.)
*Kasideyi mümkünse diz çökerek okumak isabetli olur.Maksada ulaşmak için, okumaya başlarken besmele çekip yedi defa “Elhamdü lillâh” demelidir.Sonra da yedi defa şu salavat-ı şerife okunmalıdır:
“Allâhümme salli alâ seyyidinâ ve mevlânâ muhammedin fil evveliyne vel âhıriyne ve fil meleil a’lâ ilâ yevmid dîn.”
*Uygun yer ve zamanlarda tezellül (kendini hiçlemek) maksadıyla yalın ayak, baş açık okumakta yarar vardır.
* Kasidenin sesli ve manzum olarak (bestesine uygun olarak) okunması ayrıca fayda sağlar.
* Herhangi bir maksatla kaside okuyacak kimsenin niyet esnasında üç İhlas, bir Fatiha okuyup başta Rasulüllah Efendimiz (s.a.v.) olmak üzere tertibe uyarak bağışlamak edeptendir.
* Okuyan, okutan ve yanında bulunan kimselerin soğan, sarımsak, sigara ve benzeri hoş olmayan kokulu şeyler yemek, içmek ve bulundurmaktan sakınmaları gerekir.
* Kaside-i Bürde, kahr için veya başkalarına zarar vermek için, hele nefsin arzusunu yerine getirmek için asla istismar edilmemelidir. Aksi halde vebali büyük olur.
——————————————————————————–

KASİDE-İ MUDARRİYENİN OKUNUŞU

Yâ Rabbi salli alel muhtâri min mudarin,
Vel enbiyâi ve cemiy’ır rusüli mâ zükirû.
Ve salli rabbi alel hâdî ve şiy’atihî,
Ve sahbihî min latıyyid diyni kad neşerû.
Ve câhedû meahû fıllâhi vectehedû,
Ve hâcerû ve lehû âvev ve kad nasarû.
Ve beyyenül ferda vel mesnûne va’tesabû, Lillâhi va’tesamû billahi ventesarû.
Ezkâ salâtin ve enmâhâ ve eşrafehâ,
Yüatürul kevne rayyen neşruhel atını.
Meftûkatin bi abiyril miski zâkiyeten, Min tıybihâ eracür ndvâni yenteşiru.
Addel hasa ves serâ ver ramli yetbeuhâ,
Necmüs semai ve nebtül ardı vel medeni.
Ve adde mâ havatil eşcâru min verakm, Ve küllü harfin ğadâ yütlâ ve yüstetaru.
Ve adde vezni mesâkıylil cibâli keza,
Yeliyhi katru cemiy’ıl mâi vel metanı.
Vet tayri vel vahşi vel esmâki mea neamin, Yetlûhümül cinnü vel emlâkü vel beşeru.
Vez zerri ven nemli mea cemiy’ıl hubûbi keza,
Veş şa’ri ves sûfı vel eryâşi vel veberi.
Ve mâ ehâta bihil ılmül muhıytü ve mâ, Cerâ bihil kalemül me’mûnu vel kadem.
Ve adde ne’mâikellâtî menente bihâ,
Alel halâikı müz kânû ve müz huşirû.
Ve adde mikdârihis sâmillezî şerafet, Bihin nebiyyûne vel emlâkü vefîteharû.
Ve adde mâ kâne fil ekvâni yâ seyyidî,
Ve mâ yekûnu ilâ en tüb’ases suveru.
Fî külli tarfeti aynin yatrifûne bihâ, Ehlüs semâvâti vel eradıyne ev yezeru.
Mil’es semâvâti vel eradıyne mea cebelin,
Vel ferşi vel arşi vel kürsiyyi ve mâ hasarû.
Mâ a’demallâhü mevcûden ve evcede ma’dûmen, Salâten devâmen leyse tenhasını.
Testağrikul adde mea cemiy’ıd dühûri kemâ,
Tühıytu bil haddi lâ tübkî ve lâ tezeru.
Lâ ğâyeten ventihâen yâ azıymü lehâ, Ve lâ lehâ emedün yukdâ ve yüntezaru.
Meas selâmi kemâ kad merra min adedin,
Rabbî ve dâıfhümâ vel fadlü münteşiru.
Ve adde ad’âfı mâ kad merra min adedin, Mea dı’fi ad’âfihî yâ men lehül kaderu.
Kemâ tühıbbü ve terdâ seyyidî ve kemâ,
Emartenâ en nüsalliye ente muktediru.
Ve küllü zâlike madrubun bi hakkıke fî, Enfâsi halkıke in kallû ve in kesirû.
Yâ rabbi vağfır li tâlîhâ ve sâmiıhâ,
Vel müslimîne cemîan eynemâ hadarû.
Ve vâlidînâ ve ehlînâ ve cîrâninâ, Ve küllünâ seyyidî lil afvi müftekıru.
Ve kad etet bi zünûbin lâ ıdâde lehâ,
Lâkin afveke lâ tübkî ve lâ tezeru.
Vel hemmü an külli mâ ebğıyhi eşğalenî, Ve kad etâ hâdıan vel kalbü münkesiru.
Ercûke yâ rabbi fid dârayni terhamünâ, Bi câhi men fî yedeyhi sebbehal haceru.
Yâ rabbi a’zım lenâ ecran ve mağfiraten, Lienne cûdeke bahrun leyse yenhasıru. Ve kün latıyfen binâ fi külli nâziletin, Lütfen cemiylen bihil ehvâlü tenhasiru.
Bil mustafal müctebâ hayrul enâmi ve men, Celâleten nezelet fi medhıhis süveru. Sümmes salâtü alel muhtâri mâ taleat, Şemsün nehâri ve mâ kad şa’şeal karnem.
Sümmer ndâ an ebî bekrin haliyfetihî, Mâ kâme min ba’dihî lid diyni yentesım. Ve an ebî hafsıl fârûkı sâhıbihî, Min kavlihil faslü fi ahkâmihî umeru.
Ve cüd li osmâne zin nûrayni men kemület, Lehül mehâsinü fid dârayni vez zafem. Keza aliyyün mea ibneyhi ve ümmihimâ, Ehlül abâi kemâ kad câenal habem.
Sa’dün Seıydünübnü avfin Talhatü ve Ebû, Ubeydete ve Zübeyru sâdetül ğuraru. Vel âlü ves sahbü vel etbâu kâtıbeten, Mâ cenne leylüd deyâcî ev bedes seharu.

——————————————————————————–

KASİDE-İ MURADDİYE’Yİ OKUMANIN FAZİLETİNE DAİR

Altı yüz tarihlerinde Mısır’da İmamı Bûsi isimli bir zat vardı. Padişahların yanlarında oturu onları şiirle medh ederdi.Şöyle anlatıyor:
“Bana felç hastalığı geldi. Belimden aşağı tutmaz oldu. Hekimler benim bu hastalığımın çaresi bulamadılar. İçimden dedim ki:
“Ben bu kadar padişahları övdüm. Cenab Peygamber’i de bir kaside ile öveyim, beni bu dertte ancak o kurtarır/’
Bu niyetle Kaside-i Bürde’yi yazdım. Cenab Peygamber (s.a.v.) rüyada bana geldi: “Kaside’y oku.” dedi. Önünde okudum. Bazı yerlerini düzeltti ve bana dedi ki: “Neren hastadır?” Gösterdim.

Mübarek ellerini sürer sürmez hastalık ayağımın altından akıp gitti.Ben de bundan sonra padişahların yanına gitmedim, dünyaya küstüm, darıldım, “Beni bir hastalıktan kurtaramadılar” dedim. Gece gündüz Efendimiz (s.a.v.)’in üzerine salavat-ı şerife getirmeye başladım.”
Bu zat Kaside-i Bürde’den başka Kaside-i Hemziyye’yi yazdı.
“Bunlardan başka Kaside-i Mudariyye’yi yazmaya başlamıştım. İskenderiye’de limanda oturuyordum. Baktım ki güzel yüzlü, güzel elbiseli ve güzel kokulu bir zat denizin üzerinden geliyor. Bu hale taaccüb ettim: “Ya Rabbi, bu kimdir?” dedim. Meğer o gelen Cenabı
Peygamber (s.a.v.)’miş. Yanıma geldi, elimi sıktı ve buyurdu ki:
“Artık yaptığın kasideler yeter. Yedi kat sema ve yedi kat yerdeki, arş ve kürsideki melekleri sevap yazmaktan yordun. Ümmetime benden selam götür. Her kim bu Kaside-i Mudariyye’yi beş vakit namazlardan sonra günde beş defa okursa, Cennette onunla yanyana komşu olacağız.”
Bu Kaside-i Mudariyye çok kıymetlidir. Bunun kıymetini bilmelidir. Her kim bu kasideyi darda, sıkıntı veya bir şiddette kaldığında okur da, Allah Teala’ya duada bulunursa, Cenabı Ecelli Alâ içinde bulunduğu kederli halinden onu feraha çıkarır.
* Her gün bir defa okuyan Efendimiz (s.a.v.)’i rüyasında görür.
——————————————————————————–

KEYF SURESİNİN FAZİLETİ HAKKINDA HADİS-İ ŞERİFLER

Bismillâhirrahmânirrahıym.
El hamdü lillâhillezî enzele alâ abdihil kitabe ve lem yec’al lehû ıvecâ. Kayyimen li yünzira be’sen şediyden min ledünhü ve yübeşşiral mü’miniynellezîne ya’melûnes sâlihâti enne lehüm ecran hasenâ. Mâkisiyne fîhi ebedâ. Ve yünziralleziyne kâlüttehazellâhü veledâ. Mâ lehüm bihî min ilmin ve lâ li âbâihim, kebürat kelimeten tahrucü min efvâhihim, in yekûlûne illâ kezibâ. Fe lealleke bâhıun nefseke alâ âsârihim in lem yü’minû bi hâzel hadîsi esefâ. İnnâ cealnâ mâ alel ardı ziyneten lehâ li neblüvehüm eyyühüm ahsenü amelâ. Ve innâ le câılûne mâ aleyhâ saıyden cüruzâ. Em hasibte enne ashâbel kehfi ver rakıymi kânû min âyâtinâ acebâ. İz evel fityetü ilel kehfi fe kâlû rabbenâ âtinâ min ledünke rahmeten ve heyyi’ lenâ min emrinâ raşedâ.
Manası:
Rahman ve Rahıym olan Allah’ın adı ile…
Hamd, O Allah’a mahsustur ki, kuluna bu kitabı indirmiş ve onda hiçbir eğrilik yapmamıştır. Dosdoğru olarak kendi tarafından şiddetli bir azaplakorkutmak ve yararlı işler gören mü’minlere şunu müjdelemek için kendilerine güzel bir ecir vardır. Orada ebedi olarak kalacaklardır. Bir de, “Allah çocuk edindi. ” diyenleri azapla korkutmak için. Buna dair ne kendilerinin bir ilmi vardır, ne de babalarının. Ağızlarından çıkan o söz ne büyük bir cürümdür. Onlar, ancak yalan söylüyorlar. Şimdi bu Kur’an’a iman etmezlerse, belki sen arkalarından üzülerek, kendini mahvedeceksin. Biz yeryüzündeki şeylere ona mahsus bir ziynet yaptık ki, insanları imtihan edelim. Bakalım hangisi daha güzel bir amelde bulunacak. Mamafih şu da muhakkak ki biz, yeryüzünde olan şeyleri kupkuru bir toprak yapacağız. Yoksa sen, Ashab-ı Kehf ile Rakıym’i bizim ayetlerimizden bir acibe oldular mı sandın? Hatırla ki, bir zamanlar, o genç yiğitler mağaraya çekildiler de şöyle dediler:
“Ey Rabbimiz! Bizlere, Sen’in tarafından bir rahmet ihsan et ve bize (şu) durumumuzdan bir kurtuluş yolu hazırla!
Sevgili Peygamberimiz bu surenin fazileti hakkında buyuruyorlar ki:
“Sure-i Kehf in başından on ayet ezberleyen kimse deccalın şerrinden emin olur.”
“Sure-i Kehf in son ayetini okuyan kimse deccalın fitnesinin şerrinden emin olur.”
“Kim Sure-i Kehf in evvelini ve sonunu okursa, okuduğu onun için ayağından başına kadar nur olur.
Tamamını okuyan kimse ise sema ile yerin arasını nurla doldurmuş olur.”
“Her kim cuma günü Sure-i Kehf i okursa, altından semaya kadar onun için nur yükselir. O nur kıyamet gününe kadar parlar ve iki cuma arasındaki hataları affolunur.”
“Cuma günü Sure-i Kehf i okuyan kimse sekiz gün bütün fitnelerden masumdur. Deccal çıksa bile ondan muhafaza olunur.”
“Sure-i Kehf in tamamını okuyan cennete girer.” “Bir kimse cuma günü yahut gecesi Sure-i Kehfi okursa, okuduğu yerden Mekke-i Mükerreme’ye kadar her yer nurla dolar. Gelecek cumaya kadar üç ziyade gün de günahı bağışlanır. Sabaha kadar yetmiş bin melaike de affını isterler.”
“Dikkat edin, size bir sure haber vereceğim. Onun (Sure-i Kehf) azamet ve esrarı, yerle semanın arasını doldurmuştur…”
“Sevgili ashabım! Sizlere öyle bir sureden haber vereyim ki, onun manevi büyüklüğü göklere ve yere sığmaz. Onu okuyan kimseye de gökler ve yerler ağırlığınca sevap verilir. Kim, o sureyi herhangi bir cuma günü okursa, evvelki cuma ile okuduğu cuma arasında geçen bir haftalık günahlara keffaret olur. Bir haftanın dışındaki kalan üç günü de keffaret oluşu içerisine alır ki, toplam on günlük günahı Cenabı Hakk, o sureyi okuyan kimseye afv ü mağfiret eder. O sure, Kehf suresinden başkası değildir.”
——————————————————————————–

KELİME-İ TEVHİDİN FAZİLETİNE DAİR HADİS-İ ŞERİFLER
“Musa (a.s.) Allah Teala’ya niyaz etti: “Ya Rabbi, bana öyle bir şey öğret ki, onunla Zat-ı Eceli i Ala’nı zikredeyim.”
Allah Teala: “Ya Musa! “Lâ ilahe illallah de.” buyurdu.

Musa aleyhisselam:
“Ya Rabbi, bütün kulların bunu söylüyorlar. Ben hususi bir şey söylemek istiyorum.” dedi. Allah Teala: “Ya Musa, yedi kat semalar ve yedi kat yerler terazinin bir kefesine, Lâ ilahe illallah bir kefesine konsa bunun sevabı ağır gelirdi.” buyurdu.
“Kelime-i Tevhid’in başındaki lâmelif i dört elif miktarı uzatarak bir defa okuyan kimsenin dört bin büyük günahı affedilir.”
“Kelime-i Tevhid’i çokça söyleyerek imanınızı tazeleyin.”
“Bir kul günah-ı kebair yapmaktan sakınır, Kelime-i Tevhid’i okursa, semanın kapıları açılır. Arşı Ala’ya ulaşır.”
Resulü Ekrem buyurdu:
“Cebrail’in şöyle dediğini işittim: “Lâ ilahe illallah kelimesi gibi büyük bir kelime nazil olmadı. Yedi kat semalar ve yerler, dağlar, ağaçlar, denizler bu kelime-i şerif hürmetine kaimdir. Bu kelime hürmetine azaptan kurtarılır. Cenabı Hakk’a en çok bu kelime ile yaklaşılır. Cehennemden halas olup cennete dahil olmak bu kelime iledir. Kelime-i Tevhid terazinin bir kefesine, yedi kat sema ve yerler diğer kefesine konsa idi, Kelime-i Tevhid ağır gelirdi.”
“Kıyamette bana en yakın olanlar Kelime-i Tevhid’i çok getirenlerdir.”
“Her beş vakit namazdan sonra bu Kelime-i Tevhid’i getiren için cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapanır, kilitlenir ve kıyamet günü de istediği kapıdan cennete girer.”
“Her kim günde yüz defa Lâ ilahe illallah derse kıyamet günü mahşere, yüzü ayın on dördü gibi parlak olarak gelecektir.”
“Her kim ihlas ile Lâ ilahe illallah derse cennete girer. Ashab: “Bunun ihlası nedir, ya Resulellah?” dediler. Resulü Ekrem: “İhlası, Cenabı Hakk’ın yasak kıldığı şeylerden kaçınmaktır.” buyurdu.
“Zikirlerin en faziletlisi Lâ ilahe illallâhtır.”
“Cennetin anahtarı Lâ ilahe illallâhtır.”
“Allah Teala Arş’ın altında nurdan bir sütun yaratmıştır. Bir kimse Lâ ilahe illallah derse o sütun harekete gelir, sallanır. Cenabı Hak: “Ey sütun! Niçin sallanıyorsun, sakin ol!” buyurur. Sütun: “Ya Rabbi, Lâ ilahe illallah diyen kulunu affetmedikçe hareket edeceğim.” diye cevap verir. Bunun üzerine Allah Teala: “Ben o kulumu mağfiret ettim.” buyurur. Nurdan yaratılmış olan sütun da sakin olur.”
“Lâ ilahe illallah ehline kabirde, mahşerde, ölüm anında korku yoktur. Ben onları kabirlerinde başlarındaki toprağı dökerlerken ve “Bizden hüznü gideren Rabbimize hamd olsun.” derlerken görüyorum.”
“Lâ ilahe illallah ile Cenabı Ecelli Ala’nın arasında perde yoktur.”
“Allah Teala Lâ ilahe illallah diyen kimseden doksan dokuz belayı kaldırır. Bunlardan en küçüğü ise, kalp sıkıntısıdır.”
Hadisi Kudside Allah Teala:
“Lâ ilahe illallah diyen benim tevhid kaleme girmiştir. Tevhid kaleme giren kimse de benim azabımdan emin olur.” buyurmuştur.
Muhyiddin-i Arabi Hazretleri, Kelime-i
Tevhid’in fazileti hakkında demiştir ki:
“Her kim Kelime-i Tevhid’i samimi bir kalp ve I sahih bir itikad ile okumaya devam ederse, Allah Teala rızkını meşakkatsiz ihsan eder.”
İmam-ı Kastalânî Hazretleri diyor ki: “Sabahları bin defa Lâ ilahe illallah diyen kimseye Allah Teala rızık kapılarını açar. İşlerinde kolaylık ihsan eder. Akşamları yatarken yüz veya bin defa samimi bir kalp ile okursa ruhu arşı azamın altına çıkarak secdeye kapanır ve Cenabı Ecelli Ala tarafından ruhaniyete gark edilir. Bu Kelime-i Tevhid’i sabahları (1000)’er defa okumaya devam eden kimse, şeytan ve nefsi emmaresini zayıflatır.” Cenabı Ecelli ve Ala buyuruyor ki: “Ey iman edenler, Allah’ı çok zikredin ve onu sabah akşam teşbih ve tenzih edin.”
——————————————————————————–

KENZÜL ARŞ DUASI
Bismillâhirrahmânirrahıym.
Lâ ilahe illallâhül melikül hakkul mübiyn. Lâ ilahe illallâhül hakemül adlül metiyn. Rabbünâ ve rabbü âbâinel evvelîn. Lâ ilahe illâente sübhâneke innîküntü minez zâlimin. Lâ ilahe illallâhü vahdehû lâ şerîke leh, lehül” mülkü ve lehül hamdü yühyî ve yümîtü ve hüve hayyün lâ yemûtü ebeden bi yedihil hayru ve ileyhil masıyru ve hüve alâ külli şey’in kadiyr. Ve bihî nesteıynü ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azıym. Lâ ilahe illallâhü şükran li nı’metih. Lâ ilahe illallâhü ıkrâren bi rubûbiyyetih. Ve sübhânellâhi tenzîhen li azametih. Es’elükellâhümme bi hakkısmikel mektûbi alâ cenahı cibrîle aleyke yâ rab. Ve bi hakkısmikel mektûbi alâ cenahı miykâiyle aleyke yâ rab. Ve bi hakkısmikel mektûbi alâ cebheti isrâfiyle aleyke yâ rab. Ve bi hakkısmikel mektûbi alâ keffi azrâiyle aleyke yâ rab. Ve bi hakkısmikellezî semmeyte bihî münkeran ve nekiyran aleyke yâ rab. Ve bi hakkısmike ve esrâri ıbâdike aleyke yâ rab. Ve bi hakkısmikellezî temme bihil islâmü aleyke yâ rab. Ve bi hakkısmikellezî telekkâhü âdemü lemmâ hebeta minel cenneti fe nâdâke fe lebbeyte düâehû aleyke yâ rab. Ve bi hakkısmikellezî nâdâke bihî şîtü aleyke yâ rabbi. Ve bi hakkısmikellezîkavveyte bihî hameletel arşi aleyke yâ rabbi. Ve bi hakkısmikel mektûbi fit tevrâti vel incîli vez zebûri vel fürkâni aleyke yâ rab. Ve bi hakkısmike ilâ müntehâ rahmetike alâ ıbâdike aleyke yâ rab. Ve bi hakkı temâmi kelâmike aleyke yâ rab. Ve bi hakkısmikellezî nâdâke bihî ibrâhîmü fe cealten nâra aleyhi berden ve selâmen aleyke yâ rab. Ve bi hakkısmikellezî nâdâke bihî ismâıylü fe necceytehû minez zebhı aleyke yâ rab. Ve bi hakkısmikellezî nâdâke bihî ishâku fe kadayte hâcetehû aleyke yâ rab. Ve bi hakkısmikellezî nâdâke bihî hûdü aleyke yâ rab. Ve bi hakkısmikellezî deâkebihî ya’kûbü fe radedte aleyhi besarahû ve veledehû yûsüfe aleyke yâ rab. Ve bi hakkısmikellezî nâdâke bihî dâvûdü fe cealtehû halîfeten fil ardı ve elente lehül hadîde fî yedihî aleyke yâ rab. Ve bi hakkısmikellezî deâke bihî süleymânü fe a’taytehül mülke fil ardı aleyke yâ rab. Ve bi hakkısmikellezî nâdâke bihî eyyûbü fe necceytehû minel ğammillezî kâne fîhi aleyke yâ rab. Ve bi hakkısmikellezî nâdâke bihî lysebnü meryeme fe ahyeyte lehül mevta aleyke yâ rab. Ve bi hakkısmikellezî nâdâke bihî mûsâ lemmâ hâtabeke alet tûri aleyke yâ rab. Ve bi hakkısmikellezî nâdetke bihî âsiyetümraetü fir’avne fe rezaktehel cennete aleyke yâ rab. Ve bi hakkısmikellezî nâdâke bihî benû isrâiyle lemmâ câvezül bahra aleyke yâ rab. Ve bi hakkısmikellezî nâdâke bihil hıdıru lemmâ meşâ alel mâi aleyke yâ rab. Ve bi hakkısmikellezî nâdâke bihî muhammedün sallellâhü aleyhi ve selleme yevmel ğâri fe necceytehû aleyke yâ rab. inneke entel keriymül kebiyr. Hasbünallâhü ve nı’mel vekiyl. Ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azıym. Ve sallellâhü alâ seyyidinâ muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve sellem.

——————————————————————————–

KENZÜL ARŞ DUASININ FAZİLETİ
Peygamberimiz Hazreti Muhammed (s. a. v.)’den rivayet edilmiştir. Şöyle buyuruyor:
“Cebrail bana dedi ki:
“Ey Muhammed, kim ömründe bir kere bu duayı okursa, Allah Teala onu, kıyamet gününde yüzü ayın ondördü gibi parlak olarak hasreder. Hatta bütün insanlar onu, bir peygamber veya melek sanırlar. Ben ve sen onun kabrinin üzerinde dururuz. Ona hesapsız ve azapsız, üzerine binip cennete girmesi için cennetten bir Burak getirilir. Sırat köprüsünden şimşek gibi geçer. Onun günahı denizlerin suyundan, yağmurların damlasından, ağaçların yapraklarından, kumların adedinden, taşlardan daha fazla olsa bile, kendisine kabul olunmuş (nafile) hac ve bin umre sevabı yazılır.
Korkan kimse okursa, Allah onu korktuğundan emin kılar. Susayan kimse okursa, Allah onun susuzluğunu giderir. Aç olan okursa, giyindirir, hasta okursa şifa verir, hastanın üzerine okunursa, hastalığından kurtulur, dünya veyahut ahiret ihtiyaçlarından birisi için okursa Allah istediğini verir. Bir düşmandan veya sultandan korktuğu için okursa, Allah onların şerlerinden korur ve mahlukattan gelecek olan tüm zarar ve eziyetleri kendisine ulaşmaktan men eder.
Borçlu olan okursa, Allah onu, borcunu ödemeye muvaffak kılar, hiçbir kimseye muhtaç olmaz. Eğer onu hasta olan yazıp üzerinde taşırsa iyileşir. Kadın taşırsa kocası ona ikram eder. Cinden, insden ve şeytandan, sancı ve hastalıklardan emin olur. Kayıp ise ailesine sağ salim kavuşur. Bu duayı okuyan için cin, melek istiğfar ederler. Ömrü bereketli olur.
Kim beş defa bu duayı okursa Peygamber Aleyhi sselam’ı rüyasında görür.

Ebu Bekir Sıddik (r.a.) bu duanın fazileti hakkında şöyle buyuruyor:
“Gece olsun gündüz olsun bu duayı okudum. Peygamber Aleyhisselamı rüyamda gördüm.”
Hazreti Ömer de şöyle buyuruyor: “Hiç bir hacetim olmadı ki onun için bu duayı okuyayım da giderilmesin.”
Hazreti Osman (r.a.) diyor ki:
“Ben Kur’an-ı Kerim’i ezberleyemezdim. Resulü Ekrem (s.a.v.)’e bu hususu şikayet ettim. Bana bu duayı öğretti. Onu okuduğumda Kur’an-ı Kerim’i ezberlemeyi başardım.”
Hazreti Ali (k.v.) buyuruyor ki:
“Ben bu duayı okuduğum vakit düşmanıma galebe çalardım.”
Kim ki Fatiha’yı, îhlas suresini, Kâfırûn, Felak ve Nâs suresini üç kere okuyup sonra bu duayı okursa Allah onu karşılaştığı bütün varlıkların şerrinden korur ve her türlü hastalıktan, her zalimin şerrinden emin kılar ve bütün isteklerini verir. Kim ki okuduğu gibi onu yazıp üzerinde taşırsa ve kim ki başının altına koyup uyursa, Allah Teala o kimsenin malından çalınanı ve evinden kaçanı geri iade eder. Akan suya okursa su durur yahut yanan ateşe okursa ateş söner. Dağ üzerine okursa dağ paramparça olur.
Kim ki iki rekat namaz kılıp her rekatında Fatiha ve bir de İhlas okuyup selam verdikten sonra bu duayı okursa dünya ve ahirete ait ne isterse tüm istediklerine nail olur. Bu duanın fazileti sayılmayacak kadar çoktur, biz burada kısa olarak zikrettik. kimseye Asr suresi okunursa, şifa bulur. Bir kimse bu sureyi dört ayrı kağıda yazıp, her birisini korunmasını istediği yerin dört ayrı köşesine yerleştirirse, Cenabı Hakk o yeri her türlü felakete karşı himaye eder.
——————————————————————————–

KEVSER SURESİNİN FAZİLETİNE DAİR HADİS-İ ŞERİFLER

Bismillâhirrahmânirrahıym.
İnnâ a’taynâkel kevser. Fe salli li rabbike venhar. İnne şânieke hüvel ebter.
Manası:
Habibim, biz sana, hakikaten kevseri verdik. O halde Rabbin için namaz kıl. Kurban kes. Sana buğzeden yok mu? İşte asıl zürriyetsiz olan şüphesiz ki odur.
* Resulü Ekrem (s.a.v.) bu surenin esrarı hakkında buyurdu ki:
“Cenabı Ecelli Alâ, İnnâ a’taynâkel kevser’i
okuyan kimseye cennetin ırmaklarından içirecektir.”
* Bir kimse, cuma günü Kevser suresini bin defa okursa, arkasından da bir defa salavat-ı şerife getirip yerine yatsa ve abdestli olarak uyursa, Resulüllah (s.a.v.) efendimizi rüyasında mutlaka görür.
* Bir kimse Kevser suresini yazıp üzerinde bulundurursa her türlü tehlikeye karşı kendisini korumuş olur.
* Bu sure hakkında Îmâmü’t-Temîmî diyor ki: “Her kim bu sureyi okumaya devam ederse
kalbi yumuşar, Rabbine huşu içinde ibadet eder. Taat üzerinde daim olur. Yağmur yağarken yüz defa okunur da dünya ve ahiret için ne istenirse Cenabı Ecelli Alâ ihsan eder. Tecelliyat-ı ilahiyyenin zuhuru için de bin defa okunur.”
* Cenabı Ecelli ve Alâ:
“İzzetime, Celâlıma yemin ederim, İnnâ a’taynâkel kevser’i kim iman ile sevabını isteyerek okursa, onu affederim ve hatıyratül kuds makamında iskan ederim.” buyurmuşlardır.
“Evet, Allah daha çoğunu ve güzelini vermeye kadirdir.”
Efendimiz buyurdu:
“Baba ve anasının kabrini ziyaret eden kimseye Allah Teala kabul olunmuş bir hac sevabı verir. Ana ve babasının kabirlerini çok ziyaret edenlerin kabirlerini de, melekler ziyaret ederler.”
Efendimizin şu hadisini iyi dinle kardeşim! “Baba ve anasına karşı gelene Allah lanet etsin.”
Başka bir hadiste de Efendimiz şöyle buyurdu: “Baba ve anasına duada bulunmayanın rızkı kesilir.”
——————————————————————————–

KİMİN ARKASINA NAMAZ KILINIR?
Efendimiz Aleyhisselam bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurdular:
“Her iyi ve günahkar müslümanın arkasında beş vakit namazı kılmak -büyük günah işlese de- vaciptir.”
Zamanımızdaki müslümanların bu hadis-i peygamberiyeyi iyi anlamaları lazımdır. Aksi takdirde arkasında namaz kılınacak kimse bulmakta çok güçlük çekeriz. “İstediğim imamı bulamıyorum” diye cemaatı terk ederek münferiden namaz kılmak ] katiyyen doğru değildir. “Sürüden ayrılan koyunu kurt kapar” hadis-i şerifinin sırrı tahakkuk eder.

——————————————————————————–

KORKU VE HUZURSUZLUĞA KARŞI DUA

Eûzü bi kelimâtillâhit tâmmâti min ğadabihî ve ıkâbihî ve min şerri ıbâdihî ve min hemezâtiş şeyâtıyni ve en yahdurûn.
Hikmeti:
“Korku ve huzursuzluktan kısa zamanda kurtulmak için, sabah ve akşamlan bu duayı tam bir ihlas ile yedişer defa okumanız kâfidir.”
——————————————————————————–

KORKULU RÜYA GÖREN KİMSENİN OKUYACAĞI DUA
Resulü Ekrem (s.a.v.) buyurdu:
“Sizden biriniz hoşuna gidecek bir rüya görürse bu rüya Allah’tandır. Bunun için Allah’a hamd etsin ve onu söylesin.”
“Sizden biriniz hoşuna gitmeyen bir rüya görürse, üç defa sol tarafına tükürsün ve üç defa Eûzü billahi mineş şeytânir raciym diyerek taşlanmış şeytanın şerrinden Allah’a sığınsın. Ve yattığı taraftan öte tarafa dönsün.”

Allâhümme inni eûzü bike min ameliş şeytani ve seyyiâtil ahlâm.
Manası:
Allah’ım! Şeytanın amelinden ve sevilmeyen rüyadan sana sığınırım.
Allah Resulü (s.a.v.) buyuruyor:
“Sizden biri hoşuna gitmeyen bir rüya görürse (sol tarafına) üç defa tükürsün, sonra (bu duayı) okusun. Böyle yaparsa rüyanın zararı dokunmaz.”
——————————————————————————–

KORKU VE DEHŞET HİSSEDENİN OKUYACAĞI DUA

Eûzü bi kelimâtillâhit tâmmâti min ğadabihî ve şerri ıbâdihî ve min hemezâtiş şeyâtıyni ve en yahdurûn.
Halid b. Velid (r.a.), Resulü Ekrem (s.a.v. )’e:
“Ya Resulellah, içimde korku, sıkıntı hissediyordum. Herkesten kaçmak istiyorum.” dedi.
Bunun üzerine Resulü Ekrem: “Yatacağın vakit (bu duayı) okursan hastalık sana yaklaşamaz, zarar veremez.” buyurdu.
Sübhânel melikil kuddûsi rabbil melâiketi ver rûhı celleltes semâvâti vel arda bil izzeti vel ceberût.
“Bir kimse Resulü Ekrem (s. a. v.)’e gelerek: “Ya Resulellah, her şeyden ürküp korkuyorum.” diye şikayette bulundu. Resulü Ekrem (s.a.v.), ona: “(Bu teşbihi) çok oku.” buyurdu. O adam bu teşbihi okumaya başlayınca o hastalık ondan geçti, şifa buldu.”
——————————————————————————–

KULAĞI ÇINLIYANIN OKUYACAĞI DUA

Zekerallâhü bi hayrin men zekeranî.
Manası:
Beni hayırla anan kimseyi Allah Teala hayırla ansın.
Resulü Ekrem (s.a.v.) buyurdu:
“Sizden birinizin kulağı çınladığı zaman Allah’ı zikredip üzerime salavat getirsin ve (bu duayı) okusun.”
——————————————————————————–

KUNUT DUALARI

Allâhümme innâ nesteıynüke ve nestağfiruke ve nestehdîk, ve nü’minü bike ve netûbü ileyk. Ve netevekkelü aleyk. Ve nüsnî aleykel hayra küllehû neşküruke ve lâ nekfüruk. Ve nahleu ve netrukü men yefcüruk.
Manası:
Ey Allah’ım! Sana ibadet etmekte, Senden yardım isteriz. Bizden meydana gelen günahlardan ötürü Senden mağfiret isteriz. Seni razı edecek amelleri yapmak için Senden hidayet isteriz. Senin tek ve ortağın olmadığına inandık. Bütün işlerimizde Sana dayanıp güvendik. Bütün hayrın Senin tarafından olduğunu bilip Seni medh ve sena ederiz. Bize verdiğin ve ihsan ettiğin şeyleri Senin yolunda kullanmak suretiyle Sana şükrederiz. Bize verdiğin nimetleri inkar etmeyiz ve o nimetleri Senden bilip başkasından bilmeyiz. Sana isyan edenlerden ayrılır ve Senin nimetlerini inkar edip Senden başkasına ibadet edenleri biz terk ederiz.
Allâhümme iyyâke na’büdü ve leke nüsallî ve nescüdü ve ileyke nes’â ve nahfidü nercû rahmeteke ve nahşâ azâbeke inne azâbeke bil küffâri mülhık.
Manası:
Ey Allah’ım! Ancak Sana ibadet eder ve Senin için namaz kılar ve Sana secde ederiz. Ve bizi, Sana yakın kılacak amelleri yapmak için Sana ibadet yolunda çalışırız. Senin rahmetini ümid eder, azabından korkarız. Mutlaka Sen’in azabın kafirlere yetişir.
——————————————————————————–

KURANI BAŞKALARINDAN DİNLEMEĞE DAİR
İbni Mes’ud (r.a.) dan.
Resulü Ekrem, bana: “Kur’an oku” deyince: “Ya Resulallâh, sana mı okuyacağım? Halbuki Kur’an sana inzal buyuruldu” dedim. Bunun üzerine:

Allah Resulü (s.a.v.):
“Ben Kur’an’ı başkalarından dinlemeyi daha ziyade severim.” buyurdu. Bunun üzerine kendisine Nisa Suresi’ni okudum.
“Resulü Ekrem (s.a.v.) hilali gördükleri vakit (bu duayı) okurlardı.”
——————————————————————————–

KURAN OKUMANIN EDEBLERİ

Kur’an-ı Azimüşşan’ı okumak, müminin Cenabı Hakk’a olan münacatıdır. Nitekim Peygamber (s.a.v.) Efendimiz:
“Rabbi ile konuşmayı seven, Kur’an okusun.”buyurmuşlardır.
Kur’an-ı Azimüşşan’ı okumanın bir çok edepleri vardır:
1. Güzel bir abdest almaktır.
2. Kıbleye karşı namaza oturur gibi oturmaktır.
3. Eûzü Besmele çekmektir.
4. Tecvidine riâyet etmektir.
5. Manasını mülahaza etmektir.
6. Manasını anlayamıyorsa manasını mülahaza eder vaziyette bulunmaktır.
7. Hazin bir ses ile okumaktır. Zira hüzünle okunursa insanı huşûya sevkeder. Bu hususta Sevgili Peygamberimiz:”Kur’an hüzünle inmiştir. Onu hüzünle okuyun.” buyurmuştur. Allahü Teala’da bu hususta şöyle buyuruyor: “Kur’an okuyanların kalblerindeki ilahi haşyetten tüyler ürperir.”
8. Kur’an okurken ağlamaktır.
9. Ağlayamazsa ağlar şekilde olmaktır.
10. Ezberlemeye çalışmaktır. Zira ezberden Kur’an okuyanlar kıyamet günü ebrâriyn ile haşrolunurlar.
11. Okurken zorluk çekse dahi daha ziyade okumaya çalışmaktır. Zira Resulü Ekrem buyurmuşlardır ki:
“Bir kimse, Kur’an okurken meşakkat çektiği halde terk etmeyerek okumaya devam etmeye çalışsa, ona iki kat ecir verilir. Birisi Kur’an okuduğu için, birisi de meşakkata sabır ve tahammül ettiği için.”
12. Yüzünden okumaya çalışmalıdır.Peygamber (s.a.v.) buyurmuşlardır:
“Ümmetimin en faziletli olan ibadeti, yüzünden Kur’an okumaktır.”
13. Okurken esneme hali olursa, Kur’an-ı Kerim’i kapatarak kıraati terk etmektir.
14. Okurken her ayetin sonunda durmaktır.
15. Rahmet ayetine gelindiği vakit Allahü Teala’dan rahmet talep etmektir.
16. Azap ayetine gelindiği vakit Allahü Teala’ya sığınmaktır.
17. Tenzih ayetine gelindiği vakit Cenabı Ecelli ve Ala’yı tenzih, takdis ayetine gelindiği vakit takdis etmektir. Mesela:
“Ve O Allah’a hamd ederim ki, çoluk çocuk edinmemiş, saltanatında ortak tutmamış, küçüklüğü olmadığı için kurtarıcısı da bulunmamıştır, de. Sen O’nu ulu tut.” mealindeki ayet manasında bir ayet okuduğunda “Sübhânellâh” demektir.
18. Yavaş okumaktır.
19. Kalbinde huşu olduğu gibi azalarında dahi bir sükunet izhar ederek oturmaktır.
20. Bağırarak okumaktan sakınmaktır.Mü’minlerin anası Hazreti Aişe (r.anha), bir kimseninbağırarak Kur’an okuduğunu gördüğü vakit: Kur’an-ı Azimüşşan insanların akıllarını perişan etmekten azizdir. Lakin Allah’tan korkanların tüyleri ürperir, buyurmuştur.
21. Fatiha-i Şerife okunduğu vakit Besmele’yi el hamdü kelimesine birleştirmektir.. Hadis-i Kudsi’de
Allahü Teala:
“Ya İsrafil! İzzetime ve Celalim’e yemin ederim ki, bir kimse Besmele-i Şerife’yi Fatiha’ya birleştirerek okursa, şahid olunuz, Ben o kulumu affederim, sevaplarını kabul ederim. Onun dilini ateşte yakmam. Kabir, kıyamet ve cehennem azablarından emin kılarım. Ve o, evliya kullarımdan önce bana kavuşur.” buyurmuşlardır.
22. Kur’an okurken bazı ayetlerini anlamak ve kalbini gafletten kurtarmak için ayeti bir kaç defa okumaktır. Zira Peygamber (s.a.v.):
“Eğer Sen onlara azap edersen şüphesiz ki onlar Senin kullarındır. Eğer onları affedersen, muhakkak ki Sen Aziyz ve Hakiymsin’dir (Rabbim)” mealindeki ayeti defalarca okur ve ağlardı.
23. Kur’an’ı yüzünden okumayı unutmamaktır.Peygamberimiz buyurmuşlardır ki:”Ümmetimin günahı bana gösterildi. Onların içinde Kur’andan bir sure veya bir ayeti okuyup, öğrenip sonra unutmaktan daha büyük bir günah görmedim.” buyurdu.
24. Evinde Kur’an okumaktır. Bu hususta Sevgili Peygamberimiz buyurmuşlardır ki:”İçinde Kur’an okunan haneye melekler girer. Şeytanlar o evden kovulur ve o hane ehli daima hayır ve bereket içinde olurlar. Kur’an okunmayan eve şeytanlar girer, melekler çıkar ve o hane ehli daima darhk içinde bulunurlar.”
25. Kırk günde bir defa hatmetmektir.
26. Çeşitli faydalı ilmi öğrenmek, esrar-ı garibe ve ilahi feyzin talebi için Kur’an-ı Azimüşşan’ı çok okuyarak ondan feyz ve istifade etmektir. Resulü Ekrem:
“İlim okumayı arzu ederseniz, Kur’an-ı Azimüşşan’a devam ediniz. Zira onda ezel ve ebedin ilmi vardır.” buyurmuşlardır.
Ariflerden birisi: “Mü’minin ruhu, ölüm anında tereyağından kıl çeker gibi alınır, mealindeki hadisi şerifin manasını Kur’an’da aramış, bulamayınca telaş içinde uyumuş. Resulü Ekrem (s.a.v.)’i rüyasında gördü ve O’na:
“Hiçbir yaş, kuru şey bulunmaz, meğer ki o, açık Allah kitabında bulunmasın.” ayetini okudu ve dedi ki:
– Ya Resulellah, Kur’an’ı hatmettim, bu hadis-i şerifin manasım bulamadım.
Resulü Ekrem ona:
– Sure-i Yusuf da ara, bulursun, buyurdu. Uykudan uyanınca abdest aldı, aradığını dabuldu:
Mısır hanımları Hazret-i Züleyha’yı tenkid ettikleri vakit onları sarayına davet etti. Ellerine birer bıçak ve birer turunç verdi. Hazreti Yusuf u onların huzuruna çıkardı. Onlar Hazret-i Yusuf un cemalinin güzelliğine hayret içinde bakarlarken ellerini kestiler, acısını duymadılar. Bunun gibi, mü’min cennetteki makamını gördüğü vakit onun lezzetinden ölümün acısını duymayacaktır.
27. Kur’an-ı Azimüşşan’da istifham ve tevbih misilli ayetler okunduğunda belâ diye cevap vererek tasdik etmektir. Mesela: Eleysallâhü bi ahkemil hâkimiyn (Cenabı vacibül vücud ahkemül hakimiyn değil midir?) ayeti okunduğu vakit ona cevap olarak: Belâ ve ene alâ zâlike mineş şâhidiyn (Evet, ya Rabbi, Zat-ı Ecelli ve Ala’nın ahkemül hakimiyn olduğuna şahidim.) demektir.
28. Kur’an-ı Kerim hatmedildiği vakit “Ey Rabbim, kabrimin vahşetini ünsiyyete çevir. ” duasını üç kere okumaktır.
——————————————————————————–

KURAN FAZİLETİNE DAİR AYETİ KERİMELERDEN BAZILARI
Cenabı Ecelli ve Ala buyuruyor ki:
* “Mü’minler ancak onlardır ki, Allah anıldığı zaman kalbleri titrer, onlara ayetleri okununca imanlan artar, onlar ancak Rabblerine dayanıp güvenirler.”

* “Muhakkak o, şerefli bir Kur’an’dır ki, ona ancak temizlenmiş olanlardan başkası el süremez. O, alemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir.”
* Ey insanlar! Size Rabbiniz tarafından hakikibir burhan (Muhammed Aleyhisselam) gelmiştir. Ve size apaçık bir nur (Kur’an) indirdik.
* Ve işte sana böyle emrimizden bir ruh (Kur’an) vahyettik. Ruh ile cesedlerin dirildiği gibi Kur’an ile de kalpler dirilir. Ey Habibim! Sen kitap nedir, iman nedir bilmiyordun velakin dilediğimize hidayet vereceğiz ve muhakkak sen doğru bir yola çağırıyorsun. O yol göklerde ve yerde olanların sahibi olan Allah’ın yoludur. Dikkat et! Bütün işler döner dolaşır, Allah’a varır.
* Kur’an okunduğu zaman derhal onu dinleyin, susun. Tâ ki Allah Teala’nın rahmeti ile esirgenmiş olasınız.
* Eğer biz bu Kur’an’ı bir dağ başına indirseydik, muhakkak ki onu Allah korkusundan baş eğmiş, parça parça olmuş görürdün. Bu misaller yok mu? İşte biz onları, insanlar düşünsünler diye îrad ediyoruz.
* Allah, kelamın en iyisi olan Kur’an’ı, birbirine benzer ve çift olarak indirdi. Rabblerinden korkanların derileri Kur’an’dan ürperir, sonra derileri ve kalpleri Allah’ın zikri ile yumuşar; bu hal, Allah’ın onunla dilediğini hidayet Duyurmasıdır. Her kimi de Allah şaşırtırsa artık ona hidayet edecek yoktur.
* Onlar peygambere indirileni (Kur’an-ı Kerim’i) dinledikleri zaman hakkı tanıdıklarından dolayı gözlerinin yaşla dolup taştığını görürsün.Ey Rabbimiz! İnandık, iman getirdik. Şimdi Sen bizi şehadet getirenlerle beraber yaz.” derler.
——————————————————————————–

KURANIN FAZİLETİNE DAİR ALLAH DOSTLARININ SÖZLERİ
Amr b. As (r.a.)’dan:
“Kur’an’ın her ayeti cennette bir derece ve evinize de bir nurdur” buyurmuşlardır.
Ebû Hüreyre (r.a.) buyuruyor:
“Hiç şüphe yoktur ki, Kur’an okunan evin bereketi çoğalır, hayrı artar. O eve melekler dolar, şeytanlar kaçar.”
Süfyân-i Sevri buyuruyor:
“Kişi Kur’an okuduğu vakit melekler onu iki gözünün ortasından öper.”
Amr b. Meymûn buyuruyor:
“Her kim sabah namazını kıldığı vakit, Kur’an’ı açar da yüz ayet okursa, dünya ehlinin yapmış olduğu hayırlı amel kadar güzel ameli, sevabı Allah’a yükselir.”
Ahmed b. Hanbel (k.s.) buyuruyor:
“Rabbimi rüyamda gördüm ve sordum: “Yâ Rabbi! Zât-ı Ecelli Ala’na yaklaşmak isteyenlerin yaklaşmaları için en faziletli yol hangisidir?” Cenabı Hakk: “Kelâmım Kur’an’ı okumaktır, yâ Ahmed!” buyurdu. Dedim ki: “Yâ Rabbi, anlıyarak veya anlamıyarak okuyan bu dereceye varır mı?” Allah Teala: “Anlasın veya anlamasın varır.” buyurdu.”

——————————————————————————–

KURANIN FAZİLETİNE DAİR AYETİ KERİMELERDEN BAZILARI
İmtihana girerken şu dua okunur:
Rabbi edhılnî müdhale sıdkın ve ahricnî muhrace sıdkın vec’al lî min ledünke sültânen nasıyrâ.

Manası: Ey Rabbim, beni doğruluk girişi ile girdir. Ve saadet çıkışı, başarı ile çıkar. Ve tarafından bana bir kuvvet ve yardım edici güç ihsan eyle.İmtihana oturunca şöyle dua edilir:
Rabbişrah lî sadrî ve yessir lî emrî vahlül ukdeten min lisânı yefkahû kavlî.
Manası: Ey celal ve ikram sahibi Allah’ım,
Rabbim, kalbime genişlik ver, işimi kolaylaştır. Dilimden düğümü çöz ki sözümü iyice anlıyabilsinler. Kalemi ele alınca şu dua okunur:
Yâ hayyü yâ kayyûmü bi rahmetike esteğıysü.
Manası: Ey Hayy ve Kayyûm yüce Rabbim! Rahmetinle Sen’den yardım istiyorum. Girdiğim bu imtihanda beni muvaffak eyle.
İmtihana girerken Allah’a güvenip, bu dualar samimiyetle okunursa, Allah’ın izni ile muvaffakiyet elde edilir.
——————————————————————————–

KURANIN FAZİLETİNE DAİR PEYGAMBERİMİZ(S.A.V) HADİSLERİ
Peygamber (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Kur’an okuyunuz. Hakikaten o Kur’an kendisini okuyanlara kıyamet gününde şefaatçi olarak gelir.”
“Sizin en hayırlınız, Kur’an’ı öğrenen ve onu öğretendir.”
“Kur’an ve onunla amel edenler kıyamet günü mahşer yerine getirilir. Sure-i Bakara ile Al-i İmran, kendilerini okuyarak amel eden kimseler hakkında birbirleriyle: “Ben şehadet edeceğim.” diye mücadele ederek o kimselerin önlerine gelirler.”
“Kur’an okuyanlar ve bu hususta mahir olanlar, mukarreb meleklerle beraberdir. Kur’an’ı zorlukla kekeliyerek okuyana iki kat ecir verilir.”
“Kur’an’dan bir harf okuyan kimseye bir hasene sevap verilir. O bir sevabı da on misli sevapla karşılanır. Ben size, Elif lâm mîm bir harftir demem. Lakin Elif bir harftir. Lâm bir harftir. Mîm bir harftir.”
“Kur’an oku da okuduğun nisbette yüksel.
Dünyada okuduğun gibi cennette de öyle oku. Muhakkak senin cennetteki derecen okuduğun ayetin son noktasıdır.”
“Kalbinde Kur’an’dan hiçbir ayet bulunmayan kimse harap olmuş bir ev gibidir.”
“Gıbta ancak iki kimseye edilir: Birisi Kur’an’ı öğrenen ve gece gündüz onu okuyandır. İkincisi ise Allah Teala ‘mn kendisine mal ihsan ettiği kimsedir. O, gece gündüz o malı Allah yolunda sarf eder.”
“Kur’an okuyan mü’min ağaç kavunu gibidir. Onun kokusu da, tadı da güzeldir. Kur’an okumayan mü’min hurma gibidir. Onun kokusu yok, fakat tadı güzeldir. Kur’an okuyan münafık reyhana benzer. Onun kokusu güzel, tadı acıdır. Kur’an okumayan münafık Ebu Cehil karpuzuna benzer. Onun kokusu olmadığı gibi tadı da acıdır.”
“Allah Teala hakikaten hu Kur’an’la amel eden ve okuyan kavimleri yükseltir. Onun izinde gitmeyenleri ve onu okumayanları alçaltır.”
“Bir cemaat Allah Teala’nın mescidi erinden birinde toplanırlar da Allah’ın kitabı Kur’an’ı okurlar ve aralarında bazısı bazısının hatalarını tashih ederlerse, onların üzerine nur iner, ilahi rahmet onları kuşatır. Melekler onların etrafını ihata eder ve onlarla musafaha edip ziyaret ederler. Allah Teala o kullarını indi ilahisindeki mukarreb meleklere zikreder ve. “Kullarıma bakın, Zat-ı Ecelli Ala’mı zikrediyor, kitabımı okuyor.” buyurur.”
“Kur’an’ı güzelce okuyan kimseye şehid ecri verilir.”
“Her kim Kur’an’ı okuyup ezberlerse, Cenabı Ecelli ve Ala o kimseyi cennete sokar ve cehenneme müstehak olan ehli beytinden on kimseye şefaat eder.”
“Yâ Ebâ Zerr! Sabahladığın zaman Allah’ın Kitabı’ndan bir ayeti öğrenmen senin için yüz rekat nafile namaz kılmandan daha hayırlıdır.”
“Kur’an’ı okuyan kimse bunama illetine yakalanmaz.”
“Ümmetimin en faziletli ibadeti Kur’an okumaktır.”
“Kur’an-ı Kerim’in diğer sözler üzerine fazileti, Allah’ın, yarattığı mahlukatı üzerine olan fazileti gibidir.”
“Bir gecede Kur’an ayetlerinden yüz ayet okuyan kimse gafiller güruhundan yazılmaz.”

——————————————————————————–

KURBAN KESERKEN OKUNACAK DUA
Kurban kesmek dinen zengin sayılan her müslümana vaciptir. Kurbanların bayramın ilk üç gününde kesilmesi lazım gelir. Kurban; deve, sığır, manda, koyun ve keçiden kesilir. Devenin beş seneliği, sığır ve mandanın iki seneliği, koyun ve keçinin bir seneliği veya cüsseli ve gösterişli olmak şartıyla altı aylığı kurban edilebilir. Tavuk ve horoz gibi hayvanlardan kurban olmaz.
Kurban kesilirken kıbleye çevrilir. Sol yanı üzerine yatırılır ve şu dua okunur:

Allâhûmme innî veccehtü vechiye lillezî fetaras semâvâti vel erda hanîfen ve mâ ene minel müşrikin.
Daha sonra “Allâhü ekber. Allâhü ekber. Lâ ilahe illallâhü vallâhü ekber, Allâhü ekber ve lillâhil hamd.” diye üç kere tekbir getirilir.
Tekbir bitince: “Bismillahi allâhü ekber” diyerek kurban kesilir. Akabinde kurban kesen Allah rızası için iki rekat namaz kılar. Namazdan sonra:
Allâhûmme inne salâtî ve nüsüki ve mahyâye ve memâtî lillâhi rabbil âlemiyne lâ şerike leh, diye dua eder. Mevlamız da onun ibadetini inşaallah kabul eder.
Bütün müslümanlar, arefe günü sabah namazından itibaren farz namazlardan sonra bayramın dördüncü günü ikindi namazının sonuna kadar şöylece tekbir getirirler:
“Allâhü ekber, Allâhü ekber, lâ ilahe illallâhü vallâhü ekber, Allâhü ekber ve lillâhil hamd.”
Buna “Teşrik tekbiri” denir. Getirmek vaciptir.
——————————————————————————–

LEYL SURESİ’NİN SIRLARI
Sara tutan bir kimsenin kulağına Leyi suresi baştan sona kadar okunursa, Cenabı Hakk’m yardımı ile şifa bulur.Yazılıp, içilecek bir su içerisine bırakıldıktan sonra, humma ve buna benzer ateşli hastalığa yakalanmış bir kimseye içirilirse, ateşi düşer ve hastalığı şifa bulur.

——————————————————————————–

LUT ALEYHİSSELAM’IN DUASI

Lut (a.s.), Allah Teala’ya:

Rabbi neccinî ve ehlî mimmâ ya’melûn.
“Ey Rabbim! Beni ve ehlimi onların yapa geldikleri bu kötülükten, azabından kurtar. “
Rabbinsurnî alel kavmil müfsidiyn.
“Ey Rabbim! Fesatçılar güruhuna karşı bana yardım et.”
Allah Teala, Lut Aleyhisselam’ın duası üzerine buyurdu:
“Biz onu ve ehlini, kendisine