Ay: Ocak 2012

  • Amber

    Amber

    Amber

    Amber, Baltık Denizi’ nden toplanan, Litvanya’ da işlenen

    Kehribar
    AMBER

    ve Avrupa’ nın yanı sıra dünyanın pek çok ülkesine ihraç edilen yarı değerli-organik taştır. Avrupa’da kehribar yataklarının en çok görüldüğü ülkelerden bazıları, Ukrayna, Romanya, İsveç, İngiltere, Hollanda ve Sicilyadır.

    Amber, aşırı saydam ve bünyesinde bulunan böcekler ve diğer kırıntılar nedeniyle oldukça hareketlidir. Oldukça yumuşak ve hafiftir. Başlıca iki çeşidi vardır: İlki kımızımsı sarı veya içinde kırmızı bulunan sarı (portakal), yani kehribar rengidir. Bünyesinde böcekler ve böcek görünümlü ipliksi maddeler ve hava kabarcıkları bulunur. Sürtme sonucu elektriklenir ve hafif parçacıkları toplar. İkincisi ise donuk sarı renktedir. Eskitilmiş kehribar olarak da bilinir. Bedenle teması halinde vücuda sıcaklık yayar.

    Baltık’taki Bronz Çağ kültürleri ile ticari ilişkileri kuran eski Mycenae Yunanları, taşlarıyla kolyeler yaptıkları nadir bulunan amberi, bakır ve bronz maddelerle değiştirmişlerdir. Böylelikle, yeni materyal ve farklı süs eşyaları edinirken, daha az gelişmiş Avrupa ülkelerine teknik uzmanlıklarını sunmuşlardır. Sonuç olarak, çok sayıda cam boncuklar eski Fenikeli ve Roma’nın denizcilikle uğraşan uygarlıkları tarafından binlerce mil uzağa taşınmışlardır.

    Amber, aşırı saydam ve bünyesinde bulunan böcekler ve diğer kırıntılar nedeniyle oldukça hareketlidir, çılgın denilebilecek bir görünüme sahiptir. Oldukça yumuşak ve hafiftir. Bünyesinde böcekler ve böcek görünümlü ipliksi maddeler ve hava kabarcıkları bulunur. Sürtme sonucu elektriklenir ve hafif parçacıkları toplar. İkincisi ise donuk sarı renktedir. Eskitilmiş kehribar olarak da bilinir. Bedenle teması halinde vücuda sıcaklık yayar.8

    Kendini çekici ve özel kılan nitelikleri nedeniyle binlerce yıldan bu yana insanlar, kehribarı mistik bir madde saymanın ötesinde çeşitli hastalıkları iyileştirici gücü olduğuna da inanmaktadırlar. Boğaz ağrılarına ve hastalıklarına karşı boyuna takılacak bir kehribar kolyenin iyi geldiğini, su veya şarapta 2 hafta kadar bekletilen kehribarın suyunu içmenin miğde ağrısına, astıma iyi geldiğini ve kanamayı durdurduğuna inanıyorlardı.

    Koruyucu özelliği nedeniyle eski Mısır da mumyalama işlemlerinde kullanılmıştır. Ayrıca sihirli güçler taşıdığına inanılarak, şeytani güçlere ve büyülere karşı kalp şekilli kehribar kolyeler takarlardı. Prehistorik toplumlar yalnızca deniz kıyılarından toplanabilen kehribarın kaynağı için çeşitli yorumlarda bulunmuşlardır. Tanrıların gözyaşları, güneşin gözyaşları, ağaçların gözyaşları ve Tanrıların idrarının kehribara dönüştüğünü kabul ediyorlardı.

    Günümüzde de, avuca alınarak ovuşturulan bir amber parçasının vücudun gerilimini azaltıp, elektriğini aldığı düşünülmektedir. Kasaya veya cebe konulan kehribarın parayı çekip, zenginlik getireceğine inanılmaktadır.9

    Baltık amberi genel olarak sarı veya parlak sarımsı renktedir. Amberin renkleri beyaz, sarı, kahverengi ve kırmızı olabilir. Yeşilimsi, mavimsi, gri ve hatta siyah amber de vardır. Aralarında hafif gölgeler ve kombinasyonlar da vardır. Amber saydam da mat da olabilir. Amber her zaman tek renkli değildir: iki ya da daha fazla rengin birleşimi, tonlar ve şekiller (ki bazen bunlar en mükemmel sanat eserlerini oluştururlar) bulunabilir. Bu nedenle amber ilgi çekici, büyüleyici ve tektir.
    Dünyanın en büyük amber rezervleri Baltık denizi ve çevresindeki ülkelerdedir. Bu bölgede amber 11.000 yıldır kullanımdadır. Günümüzden 40-50 milyon yıl önce, bugünkü iskandinavya, Baltık denizinin olduğu çok geniş alanlar ve bu denizin bugünkü güneyinde bulunan ülkeler çok yoğun ve gelişkin çam ormanlarıyla kaplıydı. Yarı tropik iklimin hakim olduğu bu ormanlarda yaygın olarak bulunan bir conifer (kozalaklı) cinsi olan ” Pinus Succinifera” Baltık Amberinin oluşumunda başrolü oynamıştır. Başlangıçta yalnızca bu cins ağaçların salgıladığı reçinenin, ambere dönüştüğü düşünülmekteydi, ancak sonraki araştırmalar bu ormanlarda bulunan diğer çam (conifer) türlerininde, dünyanın diğer bölgelerinde bulunan çiçekli ağaç reçinelerininde amber oluşumuna yol açtıkları anlaşılmıştır.

    Fotoğraf 1 Reçine salgılayan bir ağaç

    Fotoğraf 2 Günümüzde de ağaçlar reçine salgılamaya devam ediyorlar Fotoğraf 3 Doğadan toplandığı görünümde amber topakları Fotoğraf 4 Ham ve işlenmiş amber bir arada Fotoğraf 5 Çeşitli Amber Örnekleri Fotoğraf 6 Ufak parçalar halinde amber

    Fotoğraf 7 Baltık Amberi içinde inklüzyon halindeki su damlasının [büyük küre] içinde

    inklüzyon olarak bulunan gaz kabarcığı [küçük küre]

    Fotoğraf 8 Amber içinde Eosen (50 mil. Yıl) yaşlı sinek

    Fotoğraf 9-10 Üstte solda kanatlı karınca, sağda karınca Eosen yaşında

    Fotoğraf 11 Kurtçuk İnklüzyonu

    Fotoğraf 12 Yaprak fosilli saydam Dominik Amberi

    Fotoğraf 13 Amber içinde termit sürüsü

    Fotoğraf 14 Amber tutsağı örümcek

    Fotoğraf 15 Yarı yarıya ambere gömülü salyangoz fosili – Dominik

    Fotoğraf 16 Amber içinde kertenkele kapanımı-Dominik

    Fotoğraf 17 Dominik Amberinde kurbağa fosili

    Fotoğraf 18 Dominik Amberinde kertenkele fosili

    Fotoğraf 19 Baltık Amberinde salyangoz kapanımı

    Fotoğraf 20 Meksika-chiapas, kurbağa fosili 25 m.yıl

    Fotoğraf 21 Amber içinde akrep kapanımı

    Fotoğraf 22 Amber içinde hapsolmuş kertenkele fosili

    Fotoğraf 23 Amber içinde bir eklem bacaklı

    Fotoğraf 24 Amber içinde bir sinek

    Fotoğraf 25Taş devri insanları da Kehribardan çeşitli objeler yaptılar Fotoğraf 26 Geç Bronz Çağından kolye

    Fotoğraf 27 Katerina sarayı kolleksiyonundan, kehribardan yapılmış traş küveti, sabunluk ve fırça Rusya-1767

    Fotoğraf 28 Katerina sarayı kolleksiyonundan, kehribardan yapılmış traş küveti, Rusya-

    1767

    Fotoğraf 29 Kehribar kapı süsü Fotoğraf 30 Kehribar amblem

    Fotoğraf 31 Tümüyle kehribardan yapılan yazı masası-1720 Danzing. Polonya

     

    Fotoğraf 32 Kehribar süslemeli sandık Fotoğraf 33 Kehribar pano Fotoğraf 34 Süs eşyası Fotoğraf 35 Duvar süslemesi

    Fotoğraf 36 Araucaria araucana ormanı -Şili- günümüz

    Fotoğraf 37 Dev Kauri çamları – Agathis australis

    Fotoğraf 38 Eucalyptus regnans 87 metre Tasmania Avustralya

    Fotoğraf 39 Kızılağaç ormanı – Kaliforniya

    Fotoğraf 40 Kızılağaç ormanı – Kaliforniya

    Fotoğraf 41 Jeolojik ortamda amber oluşumu

    Fotoğraf 42 Saydam Amber

    Fotoğraf 43 Kırmızı Amber

    Fotoğraf 44 Sarı Amber

    Fotoğraf 45 Beyaz Amber

    Fotoğraf 46 Mavi Amber

    Fotoğraf 47 Yeraltından çıkarıldığı durumdaki mavi amber parçaları

    Fotoğraf 48 İşlenmiş mavi amber parçası

    Fotoğraf 49 Siyah-beyaz fon üzerinde mavi amber

    Fotoğraf 50 Yeşil Amber

    Fotoğraf 51 Siyah Amber

    Fotoğraf 52 Kolombiya Copali

    Fotoğraf 53 Kolombiya Copali

    Fotoğraf 54 Saydam copalde termit sürüsü

    Fotoğraf 55 M.Ö.’den önce yapılmış Baltık Amberi

    Fotoğraf 56 Baltık amberi kullanılarak yapılmış süs esyaşı

    Fotoğraf 57 Kıyıya Vurmuş Amberler

    Fotoğraf 58 Kıyıya Vurmuş Amberler

    Fotoğraf 59 Sarı turuncu beyaz amber

    Fotoğraf 60 Turuncu sarı kırmızı renkli amber

    Fotoğraf 61 Amber yollarını gösteren harita

    Fotoğraf 62 İşlenmiş ve ham halde oltu taşı

    Fotoğraf 63 Amberden yapılmış kolyeler

    Fotoğraf 64 Amber süslü zarf açacakları

    Fotoğraf 65-66-67-68 Amber kolye uçları

    Fotoğraf 69 Amberle yapılmış minik Buda heykeli ve tespih

    Fotoğraf 70 Kaliningrad Müzesi girişi

    Fotoğraf 71 Amberli duvar süslemesi

  • Gemolojik Terminoloji

    Gemolojik Terminoloji

    Gemolojik Terminoloji

    Mineral, kayaç, süs taşı yada benzer herhangi bir isim. Tüm bunlar kuyumculukta, mücevhercilikte, müzelerde süs taşları yada mineraller olarakta tanımlanabilir. Ancak marketçilik sektöründe yani piyasa tanımlamaları ile gemoloji biliminde kullanılan tanımlamalar bazen birbirinden farklı olabilir. Bu nedenle aşağıda süs taşları ile ilgili olarak bazı tanımlamalara yer verilmiştir.Gemoloji: Gemoloji sustası bilimidir. Mineralojinin yeni bir alt disiplin olarak kabul edilmektedir.

    Gemolog: Süstaşlarım, biyolojik materyalleri tanımlayan, sentetik-imitasyon materyallerin ayırdımım yapan, onları değerlendiren, işlem uygulayabilen kişiler gemolog olarak tanımlanmaktadır.

    Gemologlarm çalışmaları şu şekilde sıralanabilir.
    1- Doğal, gerçek süstaşlarım sentetik ve imitasyonlardan ayırmak.
    2- Zenginleştirme-iyileştirme işlemlerine tabii tutulmuş doğal-sentetik ve imitasyon süstaşlarım tanımlamak
    3- Tüm süstaşlarma ve diğer materyallerin değerini belirlemek
    4- Süstaşlarmm ve diğer materyallerin k

    gemoloji
    gemoloji

    alitesini belirlemek
    Süs taşı: Doğal olarak oluşmuş, nadir bulunan, güzel ve çekici özellikte, dayanıklı, sağlam ekonomik değer taşıyan minerallere süs taşı denir. Bu taşlar genelde kuyumculukta kullanılmaktadır. Bazıları hariç inorganiktir. Mercan, inci, amber gibi süs taşları organik kökenlidir, (bitki-hayvan kalıntıları)
    Süs taşların da farklı terimlerde kullanılmaktadır. Kıymetli taş, mücevher taşı, süs taşı, değerli taş, renkli taş, yarı değerli taş, yüzük taşı.
    Süs taşları ya da kıymetli taşlar olarak tanımlanan malzemeler yarı kıymetli
    ada
    yaygın olarak bulunan karbon, alüminyum, silisyum, kalsiyum ve magnezyum gibi turulur.
    Değerli taş: Bu terim süs taşları için kullanılır. Örneğin elmas, zümrüt, yakut, safir gibi. Diğer yandan değerli taş dendiğinde nadirlik, güzellik, parlaklık, renk yansımaları gibi özellikler taşıyan materyaller olarakta tanımlanabilmektedir.
    Diğer materyaller:Diğer materyaller grubuna giren unsurlar 1- Kayalar: Bunlar birkaç mineralin bir araya gelmesinden oluşurlar. Örnek: Lapis Lazuli = kalsit+pirit+sodalit
    1- Non-Kristalin materyaller
    Bunlar kristalin olmayan amorf materyallerdir. Örnek: opal
    2- Ornamental materyaller
    Bunlar transparan özellikte olmamakla birlikte tüm güzelliklerini taşıdıkları güzel, çekici yüzey renklerine borçludurlar. Örnek: Malakit yeşil
    3- Organik gem materyalleri
    Canlı organizmalardan oluşan süstaşları grubudur.
    Ivory, Amber, Mercan, İnci, Kehribar örnek olarak verilebilir.

    İnsan yapımı-El yapımı ürünler: Sustası olarak farklı bir gruptur. Bunlar sentetikler ve imitasyonlar olarak iki gruba ayrılır.
    Sentetik yada artificial: El yapımı; gerçek eşdeğerleri ile aynı fiziksel özelliklere, kimyasal kompozisyona, kristal yapısına ve optik özellikler taşırlar. Doğal süs taşları gibi görünürler. Oluşumları laboratuvar ortamıdır. Sentetikler her zaman için imitasyonlara göre biraz daha pahalı olmuşlardır. Sentetik safir, sentetik elmas
    İmitasyon- Simulated- Simulant: El yapımı sustası gerçek doğal süs taşma çok benzerlik sunarlar. Ancak kimyasal olarak doğal süs taşlarından oldukça farklıdır. Sadece dış görünüş olarak doğal eşdeğerleriyle benzerlik sunan el yapımı materyaller imitayon olarak tanımlanırlar. Pek çok imitasyonun yapımında cam, plastik ve kompozit taşlar kullanılır.
    Değerli süs taşı kavramı: Sustası içerisinde önceden var olan yada sonradan oluşmuş bir takim birikimler, inklüzyonlar, v.b. tasin saydamlik, şeffalık, temizlik gibi özelliğini bozduğu söylenebilir (doğal yakut, safir ve bazi mücevher taslarında olduğu gibi). Ancak tüm bunlarla beraber bu birikimler bazı süs taşlarının güzelliğini hatta degerinide arttırmaktadir. Hatta bazi taslarda bu birikimler taşın geldiği ülkenin
    bilmektedir.
    Carat: Gemolojide kullanılan ağırlık birimi ölçüsüdür. 1 carat = 0,2 gram dır. Carat mineral için bir boyut ölçüm birimi değildir.
    Kaba: Tamburlama, kesme, parlatma gibi tüm işlemlerden önce doğal haldeki kristal formuna denir.
    Kesim: Bileyleme, öğütme, daha sonrada gemtaşım parlatma olarak tanımlanır. Kaboşon yada faset kesim olarak yapılabildiği gibi fancy şekillerde de kesim yapılabilir.
    Baget kesim: Fransızca Baguette (çubuk-sopa) sözcüğünden ileri gelir. İnce ve uzun şekilde traşlanmış bir elmas formudur.
    Basit kesim: Genellikle taçta ve külahta sekizer faset bulunan kesim. Fransızcada “sekiz sekiz” anlamına gelen “Huıt Huıt” dilimize ‘ vit vit’ olarak geçmiştir ve genel olarak basit kesimleri tanımlamak için kullanılır.
    Karışık Kesim: Taşın tabla ve külah kısımlarının ayrı esaslara göre kesilmeleri. Örneğin üstü pırlanta kesimi, altı basit kesimle kesilmiş bir elmas.
    Sekize sekiz kesim: Çok küçük, yuvarlak, doğal inci. Bunlar genellikle 2 mm boyutunda altında bulunurlar. Özellikle antik mücevheratta kullanılmaktadır.
    tir.
    Faset: Küçük kare, geometrik parlatılmış yüzler olarak tanımlanabilir. Gemtaşı yüzeyi belli bir açı ile kesilir ki bu kesimde taşa ekstradan bir parlaklık
    ru kesim ile
    parlaklık kazandırmaktır.
    Kaboşon: Gem taşlarını kesme yöntemlerinden birisidir. Yüzeyde bir yada iki eğri yüzey ile şekillenir. Bu eğriler konkav yada konveks olabilir.
    Pırlanta kesim : Özellikle faset kesilebilecek nitelikteki taşlar için oldukça uygundur. Örneğin elmaslar. Bu yöntemde 3 köşeli kesim yapılır.
    Markiz: Özel bir forma göre yapılmış elmas kesimi. (Birbirini çok az kesen iki dairenin ortak kesişme alanına benzer)
    Zümrüt kesim: İki yan kenarı uzun bir sekizgen şeklinde yapılmış olan
    kesim.
    Tabla: Bu terim faset kesilmiş bir sustasının tepedeki en geniş faset yüzeyini ifade eder.
    Bufftop: Tepede bulunan kısımda kaboşon kesim, tabanda ise faset kesim uygulaması için kullanılan bir terimdir.
    Tumbling: Gem taşının bir tambur içinde yuvarlatılması, çevrilmesi, aşındırıcılar yardımıyla yuvarlatılması, parlatılması ve onların düzensiz olan köşeler ve yüzeylerinin bu yolla şeklillendirilmesi işlemleridir.
    Melee: Terim genel olarak kesilmiş küçük süstaşları için kullanılmaktadır. Bunlar ağırlık olarak 0,2 carat yada daha da az olan süstaşlarıdır. Pek çok melee yuvarlak şekillidir.
    Kübik zirkon : CZ olarak simge edilmektedir. Doğal olmayan insan yapımı olan elmaslar için kullanılan bir terimdir.
    Kedi gözü: Yarı transparandan opaka kadar değişen özellikteki, sarımsı kahverengimsi, kahverengi, kırmızımsı kahverengi olan kuvarslarda ve en yaygın olarak krizoberillerde gözlenen bir özelliktir. Dalgalı kedi gözü özelliğinin farklı bir türüdür. Birbirine paralel gibi görünen ve taşı çevirdikçe hareketli izlenimi veren ışık huzmeleri şeklinde tanımlanır. Kedi gözü yansıması mineralin iç yapısı ile ilgili bir özelliktir.
    Sertlik: Yüzey aşındırmalarına, etkilerine karşı taşın karşı koyma direncidir. Kırılmaya karşı gemtaşmm direncidir.
    İnklüzyon: Yabancı maddeler, taşın bünyesinde gömülü cisimcikler için kullanılan terimdir
    Opak: Sustasının ışığın içinden geçmesine izin vermediğinde kullanılan terimdir.
    Montür: Taşların monte edildiği mücevherin üst kısmı

  • Ateş Opali Özellikleri

    Ateş Opali Özellikleri

    Ateş Opali Özellikleri

    ATEŞ OPALİ ÖZELLİKLERİ
    ATEŞ OPALİ ÖZELLİKLERİ

    Opaller oldukça saydam, sarı, kırmızı, beyaz, renksiz, koyu kırmızı-kahverengi, pembe renklerdedir. Açık renkte opaller opalesans (opal ışıldamaları) özelliği sunmaktadırlar.

    Arazi çalışmaları sırasında 5 ayrı renkte opal tespit edilmiştir. Bunlar;

    1-  Turuncu renkte ateş opalleri

    2-  Sarı, pembe renkte ateş opalleri

    3-  Kırmızı, koyu kırmızımsı-kahverengi renkte ateş opalleri

    4-  Mavi-yeşil-sarı,karışık renklerde ateş opalleri

    5-   Beyaz, renksiz ateş opalleri

    Riyolitlerin boşluk ve jeodlarmda düzenli yada düzensiz olabilen dış/iç şekilli gözenekleri içerisindeki opal oluşumları yer yer küçük mercekler halinde, yuvarlak yada yuvarlağa yakın, oval şekillerde görülmektedir. Yan kaya içerisinde opaller boyut olarak merceksi yapıda olanlar genelde mm boyutundan en fazla 3 yada 4 cm

    neral

    olmayıp yanında kuvars kristalleri birlikte bulunmaktadır.

    Simav ateş opallerinin içinde bulundukları riyolit türü kayaların merkezlerinde boşluklar bazen kuvars tarafından, bazende zeolitler tarafından doldurulmuştur. Bunlar iri kristaller halinde değildir.

    Burada oluşan opaller ilksel olarak açık renkli riyolit tüfleri içerisindeki silikatların hidrotermal olarak ayrışmaları sonucunda taşın jeodlarmda oluşmuşlardır. Tüf, pnömatolitik hidrotermal evrede eriyikler ile tamamen bozuşarak silisleşmiş ve sertleşmiştir.

    Tüfün hamur malzemesinde bir değişim gözlenmez iken kuvars kalıntıları ve opal ile kristobalit varlığı gözlenmektedir.

  • HABBE

    HABBE

    HABBE

    Habbe, Arapça’da “buğday, arpa ve saire ufak ve yuvarlak olan şeyle

    HABBE
    HABBE

    r, tane”455 manasındadır. Pakalın habbeyi akîk ve neceften yapılmış, Hayderinin göğüs kısmının iki tarafına takılan tesbih taneleri olarak tanımlar. İki yana takılmasıyla “Hubb-i Haseneyn” yani Hz. Hasan ile Hz. Hüseyin’in sevgisi anlamına geldiği ve bunu Bektaşîlerin taktığını belirtir456.

    Atasoy, Devellioğlu ve Pakalın’ın görüşlerinden sonra farklı kaynaklardan ayrıntılı bilgiler sunar. Bu bilgilerden habbenin bir kristal boncuk olup, Allah’ı sembolize ettiği, çok sayıda takılırsa Hz. Muhammed, Fatma ve on iki imam anlamını taşıyacağı, ayrıca onları ziyaret eden Bektaşîlerin sağ ve sol taraflarına yedişer habbe taktıkları, Mevlevîlerde habbenin kullanılmadığı, fakat 1887’de vefat eden Fahreddin Çelebi’nin fotoğraflarında, göğsünün iki yanında birer habbe olduğu öğrenilir. Kitapta Agah Efendi’den nakledilen bilgiye göre Mekke’den Medine’ye hicret eden Hz. Peygamber, Kureyşlilerin saldırıları nedeniyle Hz. Ebubekir’le Sevr’de mağaraya saklanırlar. Burada Hz. Ebubekir’i bir yılan sokar ve ateşi çıkar. Bunun üzerine Hz. Peygamber oradan bir bakla taş alıp Ebubekir’in ağzına koyar. O anda Hz. Ebubekir’in ateşi ve susuzluğu geçer. Başka kaynaklardan bu taşın arakân denilen koyu tarçınî renkte bir taş olduğu, Ebubekir’in Sevr mağarasında kullandığıbu taşı İmam Hüseyin’e verdiği, bir de Hz. Ebubekir’in az konuşmak amacıyla ağzına taş koyduğu aktarılır .
    Habbe ile ilgili olarak “arakân taşına karşılık haydarilerin yakasına asılıp habbe tabir edilen hakik, süleymanî, balgamî, necef, seylan, yeşim, cevher ve kantaşı” gibi taşların yapıldığı bilgisine ulaşılır.

  • Teslim Taşı

    Teslim Taşı

    Teslim Taşı

    Teslim Taşı Bektaşîlerin kullandığı bir takıdır. El ayası büyüklüğünde ve on iki köşeli olan teslim taşını Bektaşî babaları göğüslerinde taşırlar . On iki köşeli olması on iki imama işaret eder . Bu taş hakkında farklı inanışlar, rivayetler vardır. Bunlardan bir tanesi şu şekildedir: Allah Musa Peygamberi sınamak için ‘Ya Musa benim yarattıklarımdan en kötü olan bir yaratığı bana getir!’ der. Musa da bir köpeği Allah’ın huzuruna götürmeye karar verir. Bu sırada köpek insanların diliyle ‘Ey Allah’ın peygamberi, sen benim Allah indinde alçak olduğumu ne bildin.’ dediği zaman Musa mahcup ve pişman olup ‘Allah’ım hata ettim, tövbeler olsun’ diyerek boynuna bir taş asarak aczini anlatmak ister . İşte bu olaya dayanarak

    Teslim Taşı
    Teslim Taşı

    Bektaşîler, acziyetlerini anlatmak için boyunlarına teslim taşı takarlar.
    Pakalın’ın yazısına göre Kırşehir’in Mucur nahiyesindeki Hacı Bektaş Köyü’nden çıkan, balgamlı, damarlı bir taştan yapılan ve Hacı Bektaş taşı denilen teslim taşının oluşumu da şöyledir: Hacı Bektaş Velî kendisini zehirlediklerinde bunu fark edip hemen kusar. Bu kusmuğun döküldüğü yerde damarlı olan taşlar meydana gelir .

    Dükürse üstine bir ehl-i istikrah hazz eyler
    Gönül abdâl-ı ‘ışkun balgamî bir pâlehengîdür (Sâbit/Karacan, 1991: 294)
    Ayrıca bir başka inanış da teslim taşının Hz. Peygamber’in kızı Fatma ile Ali’nin evlenmesine, onların birbirine bağlanmalarına işaret ettiği yönündedir .
    Her tarikatın kendine has giyim kuşam şekli vardır. Mesela taçlar, desenleri ve şekilleriyle tarikatları birbirinden ayıran belirleyici unsurların başında gelir. Fakat bunun dışında çok büyük farklılıklar görülmez. Takılar açısından ele alındığında Bektaşîlerin diğer tarikatlardan farklı olarak kullandığı bazı takılarla karşılaşılır. Bunlar “mengûş, teslim taşı, paliheng, tığbend, on dört taneli habbe, cilbend”dir . Mengûş, evlenmemeye karar veren dervişin bir törenle sağ kulağına takılan, demir, pirinç, gümüş veya necef taşı gibi maddelerden yapılan küpedir . Teslim taşı ve on dört taneli habbe konumuza yön vermesi bakımından önem arz etmektedir. Kitapta yer alan fotoğraflarda Ali Nutk Baba’nın boynunda on dört taneli habbe, Hilmi Dede Baba’nın boynunda teslim taşı, Caferî Sadık Baba’nın boynunda ise on iki dilimli teslim taşı, belinde kuşağın üzerine sarılmış olan kamberiyeye ait akîk taşı vardır. Yine Bektaşîlere ait fotoğraflarda sedef burma saplı kemik dikkat çekicidir .
    Mevleviye Tarikatı hakkında verilen bilgide Atasoy, C. Muhittin Duru’nun makalesinden Konya Mevlana Türbesi’nde baş türbedar dede inciyle işlenmiş, son derece kıymetli bir kese içinde bulunan türbenin gümüş anahtarını cuma ve bayram günlerinde boynuna astığı nakledilir. Ayrıca Mevlevîlerde habbe gibi bazı eşyaların uğurlu sayıldığı da belirtilir .
    Kaynaklarda Kadiriye Tarikatı’nda sedef düğmeli gömlek ve sedeften yapılmış kemer tokası , Rufâîlerde kemer ortasına takılan ve dervişlerin çok acıktıklarında midelerinin üzerine bastırdıkları kanaat taşı olduğu görülür. Rufâî Tarikatına mensup şeyhlerin teslim kemeri denilen taşlı kemer taktıkları, iki kristal habbenin birer bağcık ucunda haydariyenin iki tarafından asıldığı bilgisine de ulaşılır .

    Pala, Nakşibendî tarikatında hatm-ı hâcegândan sonra 70 kadar küçük taşa 70.000 kelime-i tevhid okunarak bu taşları suya atıldığı ve yağmur duası yapıldığı bilgisini verir. Bu taşın seng-i yede ve yağmur taşı gibi adlarla bilinen yeşim taşı olma ihtimali vardır470.