Habbe, Arapça’da “buÄŸday, arpa ve saire ufak ve yuvarlak olan ÅŸeyle
r, tane”455 manasındadır. Pakalın habbeyi akîk ve neceften yapılmış, Hayderinin göğüs kısmının iki tarafına takılan tesbih taneleri olarak tanımlar. İki yana takılmasıyla “Hubb-i Haseneyn” yani Hz. Hasan ile Hz. Hüseyin’in sevgisi anlamına geldiÄŸi ve bunu Bektaşîlerin taktığını belirtir456.
Atasoy, DevellioÄŸlu ve Pakalın’ın görüşlerinden sonra farklı kaynaklardan ayrıntılı bilgiler sunar. Bu bilgilerden habbenin bir kristal boncuk olup, Allah’ı sembolize ettiÄŸi, çok sayıda takılırsa Hz. Muhammed, Fatma ve on iki imam anlamını taşıyacağı, ayrıca onları ziyaret eden Bektaşîlerin saÄŸ ve sol taraflarına yediÅŸer habbe taktıkları, Mevlevîlerde habbenin kullanılmadığı, fakat 1887’de vefat eden Fahreddin Çelebi’nin fotoÄŸraflarında, göğsünün iki yanında birer habbe olduÄŸu öğrenilir. Kitapta Agah Efendi’den nakledilen bilgiye göre Mekke’den Medine’ye hicret eden Hz. Peygamber, KureyÅŸlilerin saldırıları nedeniyle Hz. Ebubekir’le Sevr’de maÄŸaraya saklanırlar. Burada Hz. Ebubekir’i bir yılan sokar ve ateÅŸi çıkar. Bunun üzerine Hz. Peygamber oradan bir bakla taÅŸ alıp Ebubekir’in aÄŸzına koyar. O anda Hz. Ebubekir’in ateÅŸi ve susuzluÄŸu geçer. BaÅŸka kaynaklardan bu taşın arakân denilen koyu tarçınî renkte bir taÅŸ olduÄŸu, Ebubekir’in Sevr maÄŸarasında kullandığıbu taşı İmam Hüseyin’e verdiÄŸi, bir de Hz. Ebubekir’in az konuÅŸmak amacıyla aÄŸzına taÅŸ koyduÄŸu aktarılır .
Habbe ile ilgili olarak “arakân taşına karşılık haydarilerin yakasına asılıp habbe tabir edilen hakik, süleymanî, balgamî, necef, seylan, yeÅŸim, cevher ve kantaşı” gibi taÅŸların yapıldığı bilgisine ulaşılır.
Habbe, Arapça’da “buÄŸday, arpa ve saire ufak ve yuvarlak olan ÅŸeyle
r, tane”455 manasındadır. Pakalın habbeyi akîk ve neceften yapılmış, Hayderinin göğüs kısmının iki tarafına takılan tesbih taneleri olarak tanımlar. İki yana takılmasıyla “Hubb-i Haseneyn” yani Hz. Hasan ile Hz. Hüseyin’in sevgisi anlamına geldiÄŸi ve bunu Bektaşîlerin taktığını belirtir456.
Atasoy, DevellioÄŸlu ve Pakalın’ın görüşlerinden sonra farklı kaynaklardan ayrıntılı bilgiler sunar. Bu bilgilerden habbenin bir kristal boncuk olup, Allah’ı sembolize ettiÄŸi, çok sayıda takılırsa Hz. Muhammed, Fatma ve on iki imam anlamını taşıyacağı, ayrıca onları ziyaret eden Bektaşîlerin saÄŸ ve sol taraflarına yediÅŸer habbe taktıkları, Mevlevîlerde habbenin kullanılmadığı, fakat 1887’de vefat eden Fahreddin Çelebi’nin fotoÄŸraflarında, göğsünün iki yanında birer habbe olduÄŸu öğrenilir. Kitapta Agah Efendi’den nakledilen bilgiye göre Mekke’den Medine’ye hicret eden Hz. Peygamber, KureyÅŸlilerin saldırıları nedeniyle Hz. Ebubekir’le Sevr’de maÄŸaraya saklanırlar. Burada Hz. Ebubekir’i bir yılan sokar ve ateÅŸi çıkar. Bunun üzerine Hz. Peygamber oradan bir bakla taÅŸ alıp Ebubekir’in aÄŸzına koyar. O anda Hz. Ebubekir’in ateÅŸi ve susuzluÄŸu geçer. BaÅŸka kaynaklardan bu taşın arakân denilen koyu tarçınî renkte bir taÅŸ olduÄŸu, Ebubekir’in Sevr maÄŸarasında kullandığıbu taşı İmam Hüseyin’e verdiÄŸi, bir de Hz. Ebubekir’in az konuÅŸmak amacıyla aÄŸzına taÅŸ koyduÄŸu aktarılır .
Habbe ile ilgili olarak “arakân taşına karşılık haydarilerin yakasına asılıp habbe tabir edilen hakik, süleymanî, balgamî, necef, seylan, yeÅŸim, cevher ve kantaşı” gibi taÅŸların yapıldığı bilgisine ulaşılır.