Oltu Taşı Siyah, koyu kahve, sarı, ender olarak gri ve yeşilimsi renklerdedir. Oltutaşı; yerkabuğu içinde iken yumuşak, hava ile temas ettiği süre içinde sertleşen, bitümce zengin kompakt bir linyit çeşididir.
Erzurum – Oltu – Güllüce köyü- Kesterle mevkiinde ortaya çıkan; yeÅŸil renkli kumtaşı ve gri renkli marn içeren bir formasyonda kalınlıkları 1- 2 cm. ve uzunlukları 3- 4 m olan ince damarlar ÅŸeklinde “Oltu taşı” diye isimlendirilen bir nevi kömür oluÅŸumları ortaya çıkar. Bu oluÅŸumlardan alınan örneklerde yapılan çalışmalarda bu zuhurların çok iyi derecede parlayarak, çok güzel koyu siyah bir renk ortaya çıkardıklarını göstermiÅŸtir. Aslında bu zuhurlar özellikle Erzurum’da bir nevi kıymetli taÅŸ olarak kullanılmaktadırlar.Â
”Genellikle süs ve takı eÅŸyası yapımında kullanılan Oltu taşı, Erzurum bölgesinin en önemli doÄŸal potansiyellerinden birini oluÅŸturur. “Erzurum Taşı” veya “Siyah Kehribar” olarak ta adlandırılan oltutaşının; üretimi önemli oranda araÅŸtırma bölgesi sınırları içerisinde, çok az bir oranda da Olur (Erzurum) ilçesi’nin bazı köylerinde gerçekleÅŸtirilmektedir.”
Oltu’nun gerek yurt içi gerekse yurt dışı tanıtımında çok önemli bir rol oynayan bu doÄŸal kaynak, aynı zamanda bölge halkının önemli geçim kaynaklarından birisini oluÅŸturmaktadır. Taşın çıkarılması, iÅŸlenmesi ve pazarlanmasında çalışan iÅŸ gücü sayısı giderek artmaktadır.Â
Uzmanlar tarafından, oluÅŸumu farklı ÅŸekilde açıklanan Oltu taşı, aslında yumuÅŸak bir kömür çeÅŸididir. Yapılan analizler sonucu oltutaşının ; “Gagat
(jayet) ” adı verilen bir linyit çeÅŸidi olduÄŸu tespit edilmiÅŸtir.Â
Â
Oltu taşı’nın cevher mikroskobunda yapılan kimyasal analizinde:%77.95 C (Karbon) içerdiÄŸi ve kalorifik deÄŸerinin 8064 kCal/kg. olduÄŸu tespit edilmiÅŸtir. Yüksek kalorifik deÄŸerinden ötürü oltutaşı; linyitten çok taÅŸ kömürüne yakındır.
Oltutaşı yataklarına, genellikle Oltu bölgesinin kuzeyinde yer alan; Dutlu Dağı’nın güney yamaçları boyunca rastlanmaktadır. Bu kesimlerde: Dasit temel üzerine, Tersiyer yaÅŸlı Konglomera, marn ve kalker çökelleri gelmiÅŸtir. Yörede arazinin aşınmaya elveriÅŸli olması ve bitki örtüsünün tahrip olması neticesinde, bölge akarsular tarafından derin ÅŸekilde aşındırılmış, parçalanmıştır.Â
Oltu taşı, soyu tükenmiÅŸ bir çam aÄŸacından bulunan reçinenin fosilleÅŸmesiyle oluÅŸan, reçine parlaklığında bir taÅŸtır.  Merkezi Erzurum ve Civarıdır Yörede siyah kehribar olarak da tanınan Oltu taşı jeologlar tarafından, sedimenter oluÅŸumların ortaya çıkardığı bir çeÅŸit kömür olarak tanıtılmaktadır. Kolayca parlatılabildiÄŸinden, çok çeÅŸitli tarihlerden baÅŸlayarak çeÅŸitli Avrupa ülkelerinde ve Anadolu’da, boncuk, kolye, küpe gibi süs eÅŸyalarının yanı sıra tespih ve ağızlık yapımında kullanıla gelmiÅŸtir. ( Ana Britannica, s.100 )
Oltu’daki Oltu taşı yataklarının bulunduÄŸu kesim daÄŸlık ve dik yamaçlıdır. Oltu taşı yataklarına güney yamaçları (Yasak dağı doruÄŸu 2552) boyunca rastlanmaktadır. Ayrıca Olur ilçesinin Çatak su, YeÅŸil baÄŸlar, OrmanaÄŸzı ve Yolgözler köylerinde de Oltu taşı yatakları olduÄŸu görülmektedir. Büyük çoÄŸunluÄŸu Dutlu dağı çevresinde yer alan Oltu taşı ocaklarının sayısı 1989 yılında 550 kadar olup bu ocakların bir kısmı terk edilmiÅŸ bir kısmı halen iÅŸlenmektedir. Aynı söz konusu ocaklardan sadece 120 kadarında otu taşı damarı bulunmaktadır.
Yörede Oltu taşı ocaklarının mülkiyeti Oltu Orman Bölge Müdürlüğü’ne aittir. Orman Bölge Müdürlüğü’nün orman tahribatının arttığı gerekçesiyle denetimlerini arttırarak yeni ocaklar açılmasına izin verilmediÄŸi için köylülerle müdürlük arasında anlaÅŸmazlıklar olmaktadır. Aralık 1998’de yapılan araÅŸtırmada ilçe kaymakamı ilçedeki Oltu taşı ocaklarından taşın çıkarılmadığını ve yeni ocak açılmadığını belirtmiÅŸtir.
Oltu taşı yataklarının iÅŸletme tarihi hakkında kesin bir yazılı doküman bulunmamasına raÄŸmen, XVIII. Yüzyıl sonu ile XIX. Yüzyıl boyunca çıkartıldığı sanılmaktadır. Yani Oltu taşı iÅŸletmeciliÄŸini 200- 250 yıl eskiye götürmek mümkündür. Erzurum’un Oltu ve Olur ilçesinin köylerinde oltutaşı yatakları bulunmaktadır. Ayrıca Gürcistan’da aynı cins taşın yataklarının bulunduÄŸunu yöredeki Oltu taşı iÅŸleyen ustalar bilmektedir.
Halk arasında oltutaşı yataklarının açılışı ve işlenişinin Rus işgali döneminde öğrenildiği gibi yanlış bir kanaat vardır. Araştırmacılar bunun tamamen yanlış olduğu konusunda birleşmişlerdir.
Eski zamanlardan beri mücevher ve para yapımında çokça kullanılmış olan kehribar açık  sarıdan kızıl kahverengiye,  siyaha kadar değişen
renklerdedir.Â
Babadan oÄŸula geçen bir halk sanatı ÅŸeklinde devam eden Oltu taşı iÅŸlemeciliÄŸini, İnci Köyü’nde yaÅŸayan 97 yaşındaki Ahmet Cengiz babası Dursun Cengiz’den onun da Rus iÅŸgalinden önce kendi babasından öğrendiÄŸini söylemektedir.
Oltu taşı hammaddesinin, baÅŸta Dutlu olmak üzere, İğdeli, Güllüce, Güzelsu ve Gökçe dere sakinleri tarafından çıkartılıp iÅŸlendiÄŸi, terk edilen ancak kalıntılarına dayanılarak çok eskilere götürülebilir. Oltu taşı sanatının, Erzurum’da iÅŸlenip pazarlanması da çok eskilere dayanmaktadır. Rüstem PaÅŸa Hanı (TaÅŸhan) Arapgirler çarşısı civarında sayıları kırka varan sanatkâr, bu sanatlarını XIX. Yüzyıl boyunca icra etmiÅŸlerdir. Fakat Oltu taşı iÅŸlemeciliÄŸi, asıl önemini Cumhuriyet’ten sonra kazanmıştır. Bunda asıl rolü, Oltu taşından yapılan tespihlere ve yazı iÅŸlenmiÅŸ süs eÅŸyalarına talebin giderek artmasıoynamıştır.Â
kaynak:Oltu Taşı ve Kuyumculuk Sanatı,  Kitap
Oltu Taşı Siyah, koyu kahve, sarı, ender olarak gri ve yeşilimsi renklerdedir. Oltutaşı; yerkabuğu içinde iken yumuşak, hava ile temas ettiği süre içinde sertleşen, bitümce zengin kompakt bir linyit çeşididir.
Erzurum – Oltu – Güllüce köyü- Kesterle mevkiinde ortaya çıkan; yeÅŸil renkli kumtaşı ve gri renkli marn içeren bir formasyonda kalınlıkları 1- 2 cm. ve uzunlukları 3- 4 m olan ince damarlar ÅŸeklinde “Oltu taşı” diye isimlendirilen bir nevi kömür oluÅŸumları ortaya çıkar. Bu oluÅŸumlardan alınan örneklerde yapılan çalışmalarda bu zuhurların çok iyi derecede parlayarak, çok güzel koyu siyah bir renk ortaya çıkardıklarını göstermiÅŸtir. Aslında bu zuhurlar özellikle Erzurum’da bir nevi kıymetli taÅŸ olarak kullanılmaktadırlar.Â
”Genellikle süs ve takı eÅŸyası yapımında kullanılan Oltu taşı, Erzurum bölgesinin en önemli doÄŸal potansiyellerinden birini oluÅŸturur. “Erzurum Taşı” veya “Siyah Kehribar” olarak ta adlandırılan oltutaşının; üretimi önemli oranda araÅŸtırma bölgesi sınırları içerisinde, çok az bir oranda da Olur (Erzurum) ilçesi’nin bazı köylerinde gerçekleÅŸtirilmektedir.”
Oltu’nun gerek yurt içi gerekse yurt dışı tanıtımında çok önemli bir rol oynayan bu doÄŸal kaynak, aynı zamanda bölge halkının önemli geçim kaynaklarından birisini oluÅŸturmaktadır. Taşın çıkarılması, iÅŸlenmesi ve pazarlanmasında çalışan iÅŸ gücü sayısı giderek artmaktadır.Â
Uzmanlar tarafından, oluÅŸumu farklı ÅŸekilde açıklanan Oltu taşı, aslında yumuÅŸak bir kömür çeÅŸididir. Yapılan analizler sonucu oltutaşının ; “Gagat
(jayet) ” adı verilen bir linyit çeÅŸidi olduÄŸu tespit edilmiÅŸtir.Â
Â
Oltu taşı’nın cevher mikroskobunda yapılan kimyasal analizinde:%77.95 C (Karbon) içerdiÄŸi ve kalorifik deÄŸerinin 8064 kCal/kg. olduÄŸu tespit edilmiÅŸtir. Yüksek kalorifik deÄŸerinden ötürü oltutaşı; linyitten çok taÅŸ kömürüne yakındır.
Oltutaşı yataklarına, genellikle Oltu bölgesinin kuzeyinde yer alan; Dutlu Dağı’nın güney yamaçları boyunca rastlanmaktadır. Bu kesimlerde: Dasit temel üzerine, Tersiyer yaÅŸlı Konglomera, marn ve kalker çökelleri gelmiÅŸtir. Yörede arazinin aşınmaya elveriÅŸli olması ve bitki örtüsünün tahrip olması neticesinde, bölge akarsular tarafından derin ÅŸekilde aşındırılmış, parçalanmıştır.Â
Oltu taşı, soyu tükenmiÅŸ bir çam aÄŸacından bulunan reçinenin fosilleÅŸmesiyle oluÅŸan, reçine parlaklığında bir taÅŸtır.  Merkezi Erzurum ve Civarıdır Yörede siyah kehribar olarak da tanınan Oltu taşı jeologlar tarafından, sedimenter oluÅŸumların ortaya çıkardığı bir çeÅŸit kömür olarak tanıtılmaktadır. Kolayca parlatılabildiÄŸinden, çok çeÅŸitli tarihlerden baÅŸlayarak çeÅŸitli Avrupa ülkelerinde ve Anadolu’da, boncuk, kolye, küpe gibi süs eÅŸyalarının yanı sıra tespih ve ağızlık yapımında kullanıla gelmiÅŸtir. ( Ana Britannica, s.100 )
Oltu’daki Oltu taşı yataklarının bulunduÄŸu kesim daÄŸlık ve dik yamaçlıdır. Oltu taşı yataklarına güney yamaçları (Yasak dağı doruÄŸu 2552) boyunca rastlanmaktadır. Ayrıca Olur ilçesinin Çatak su, YeÅŸil baÄŸlar, OrmanaÄŸzı ve Yolgözler köylerinde de Oltu taşı yatakları olduÄŸu görülmektedir. Büyük çoÄŸunluÄŸu Dutlu dağı çevresinde yer alan Oltu taşı ocaklarının sayısı 1989 yılında 550 kadar olup bu ocakların bir kısmı terk edilmiÅŸ bir kısmı halen iÅŸlenmektedir. Aynı söz konusu ocaklardan sadece 120 kadarında otu taşı damarı bulunmaktadır.
Yörede Oltu taşı ocaklarının mülkiyeti Oltu Orman Bölge Müdürlüğü’ne aittir. Orman Bölge Müdürlüğü’nün orman tahribatının arttığı gerekçesiyle denetimlerini arttırarak yeni ocaklar açılmasına izin verilmediÄŸi için köylülerle müdürlük arasında anlaÅŸmazlıklar olmaktadır. Aralık 1998’de yapılan araÅŸtırmada ilçe kaymakamı ilçedeki Oltu taşı ocaklarından taşın çıkarılmadığını ve yeni ocak açılmadığını belirtmiÅŸtir.
Oltu taşı yataklarının iÅŸletme tarihi hakkında kesin bir yazılı doküman bulunmamasına raÄŸmen, XVIII. Yüzyıl sonu ile XIX. Yüzyıl boyunca çıkartıldığı sanılmaktadır. Yani Oltu taşı iÅŸletmeciliÄŸini 200- 250 yıl eskiye götürmek mümkündür. Erzurum’un Oltu ve Olur ilçesinin köylerinde oltutaşı yatakları bulunmaktadır. Ayrıca Gürcistan’da aynı cins taşın yataklarının bulunduÄŸunu yöredeki Oltu taşı iÅŸleyen ustalar bilmektedir.
Halk arasında oltutaşı yataklarının açılışı ve işlenişinin Rus işgali döneminde öğrenildiği gibi yanlış bir kanaat vardır. Araştırmacılar bunun tamamen yanlış olduğu konusunda birleşmişlerdir.
Eski zamanlardan beri mücevher ve para yapımında çokça kullanılmış olan kehribar açık  sarıdan kızıl kahverengiye,  siyaha kadar değişen
renklerdedir.Â
Babadan oÄŸula geçen bir halk sanatı ÅŸeklinde devam eden Oltu taşı iÅŸlemeciliÄŸini, İnci Köyü’nde yaÅŸayan 97 yaşındaki Ahmet Cengiz babası Dursun Cengiz’den onun da Rus iÅŸgalinden önce kendi babasından öğrendiÄŸini söylemektedir.
Oltu taşı hammaddesinin, baÅŸta Dutlu olmak üzere, İğdeli, Güllüce, Güzelsu ve Gökçe dere sakinleri tarafından çıkartılıp iÅŸlendiÄŸi, terk edilen ancak kalıntılarına dayanılarak çok eskilere götürülebilir. Oltu taşı sanatının, Erzurum’da iÅŸlenip pazarlanması da çok eskilere dayanmaktadır. Rüstem PaÅŸa Hanı (TaÅŸhan) Arapgirler çarşısı civarında sayıları kırka varan sanatkâr, bu sanatlarını XIX. Yüzyıl boyunca icra etmiÅŸlerdir. Fakat Oltu taşı iÅŸlemeciliÄŸi, asıl önemini Cumhuriyet’ten sonra kazanmıştır. Bunda asıl rolü, Oltu taşından yapılan tespihlere ve yazı iÅŸlenmiÅŸ süs eÅŸyalarına talebin giderek artmasıoynamıştır.Â
kaynak:Oltu Taşı ve Kuyumculuk Sanatı,  Kitap