Bayan DoÄŸum Günü Hediyesi  “Zile’de düğün evinde eÅŸyalar yaÄŸma edilir. Ev sahibi karşı koyamaz. YaÄŸma, davetlilerin hakkıdır. Geri de alınamaz. Onun için ev sahibi, ortada kolayca götürülebilecek eÅŸyayı daha önceden kaldırır. Davetlilerden isteyenler ortada buldukları eÅŸyayı, hatta sandalye gibi taşınması güç öteberiyi pencereden sarkıtmak suretiyle kaçırırlar. Bu kaçırma iÅŸi olaya bir çeÅŸit yaÄŸma, kapışma rengi deverir. Bu iÅŸ daha çok gençler tarafindan yapılır, (öztelli 1963: 3081)
Ankara’da dünür, kız evine Bayan DoÄŸum Günü Hediyesi leri götürünce kendisine bir Bayan DoÄŸum Günü Hediyesi (mahrama) verilir. O da acele ile koynuna saklar. Fakat kendisiyle birlikte gelenler açıkgözlük edip elinden kaparlar. O zaman o Bayan DoÄŸum Günü Hediyesi kapanın olur.” (KoÅŸay; Öztelli 1963: 3081)
43. Düğün Törenlerinde Verilen Bahşişler
Düğün töreninin hazırlanmasında yardımcı olan kişilerin genellikle hepsine damat tarafından bahşişler verilmektedir. Damat düğün hazırlığı yapanlara verdiği paranın dışında yaptıkları işin haricinde bahşiş mahiyetinde birtakım Bayan Doğum Günü Hediyesiler vermekle adeta yükümlü gibidir. Böylesi mutlu bir günde bahşiş konusunda cimrilik yapamayacak olan damadın bu durumundan birçok kişi nasibim alır. Damadı tıraş eden, gelinin saçım yapan, gelini evden çıkartan, ata bindiren, fotoğraf çeken, davul-zurna çalan, düğün pastasını getiren birçok kişiye damadm para vermesi gerekmektedir. Eğer bahşiş verilmezse gelin ve damadm düğünü birçok engelleme ile karşı karşıya kalmaktadır. Düğün pastasının bıçağı kesmez, davulcunun tokmağı vurmaz, berberin usturası kesmez, kuaför gelin başım yapmaz olur. Tüm bunların işlerliği verilen bahşişlerle sağlanmaktır. Geleneği bozmak ve bahşiş vermemek bu işi yapanlarca ayıp karşılanır. Bahşiş vermeyen kişi düğünden hoşnut değil gözüyle bakılır. Damadın bu mutlu gününde elinin açık ve cömert olması beklenmektedir.
Türk düğünlerine hazırlık safhasında hamama gitme bir gelenek halini almıştır. Bu gelenek içerisinde hamamda gelinin yıkanmasına yardımcı olan talaklara da bahşişler verilmektedir. Erman Artun bu konudan şöyle bahsetmektedir:
“…Hamam gecesinde genç kızlar darbuka çalar, mani söyler. Oynarken gelinin başına hamam tası konur. Bunun içine para anlır. Toplanan bu paralar tellaklara bahÅŸiÅŸ olarak verilir.” (Artun 2005: 160)
Ürgüp’te kına gecesinde, kız evinden kına ve süslenmiÅŸ “nahıl aÄŸaç”ın oÄŸlan evine getirildiÄŸi ve damadm, nahılı getirene bahÅŸiÅŸ verdiÄŸi bilinmektedir. (Önder 1956: 1315-1316)
“Toprak bastı”, “yol bastı” gibi deÄŸiÅŸik adlarla bilinen bir âdete göre gelinin evinden aynldıktan sonra, oÄŸlan evine giderken, gelin alayının yolunun kesilip para istendiÄŸi bilirımektedir. (Örnek 2000: 199) Bu âdet günümüzde de geçerliliÄŸini korumaktadır ve gelin arabalarının önü bahÅŸiÅŸ almak isteyenler tarafından kesilmektedir. Damat daha önceden hazırladığı para dolu zarflan arabanın önünü kesenlere verir. Aynca arabaların yan aynalarına havlu, eÅŸarp gibi ÅŸeyler takılır. Arabayı durduramayan kimseler de aynadaki havluları çabuk davranarak alırlar. Bu havlu ya da eÅŸarbın uÄŸur getirdiÄŸine inanılmaktadır.
Kocacık’ta Pazartesi günü gelinin çeyiz serme günüdür. Bu sırada kızın en yakınları çeyiz sandığının üzerine oturarak sandığı açmazlar ve “anahtar kaybolmuÅŸ, damat gelsin” derler. Bunun üzerine gerekli bahÅŸiÅŸ bu kızlara verilir ve çeyiz serme iÅŸlemi tamamlanır. (Kartal 1987: 211) Bu âdet genellikle her yörede uygulanmaktadır. Çeyiz, gelinin malıdır. Damat gelinle evlendiÄŸinde bu mala da sahip olacaktır. Ancak hiç emek sarfetmeden alınacak bir çeyiz geleneksel çevrede pek hoÅŸ karşılanmaz. Bu nedenle “gelinin hazinesi” olan çeyize ulaÅŸması için damadın, gelinin yüzünü görmek için verdiÄŸi bahÅŸiÅŸ gibi, gelinin çeyizini görmek için de bahÅŸiÅŸ vermesi gerekmektedir.
Bayan DoÄŸum Günü Hediyesi  “Zile’de düğün evinde eÅŸyalar yaÄŸma edilir. Ev sahibi karşı koyamaz. YaÄŸma, davetlilerin hakkıdır. Geri de alınamaz. Onun için ev sahibi, ortada kolayca götürülebilecek eÅŸyayı daha önceden kaldırır. Davetlilerden isteyenler ortada buldukları eÅŸyayı, hatta sandalye gibi taşınması güç öteberiyi pencereden sarkıtmak suretiyle kaçırırlar. Bu kaçırma iÅŸi olaya bir çeÅŸit yaÄŸma, kapışma rengi deverir. Bu iÅŸ daha çok gençler tarafindan yapılır, (öztelli 1963: 3081)
Ankara’da dünür, kız evine Bayan DoÄŸum Günü Hediyesi leri götürünce kendisine bir Bayan DoÄŸum Günü Hediyesi (mahrama) verilir. O da acele ile koynuna saklar. Fakat kendisiyle birlikte gelenler açıkgözlük edip elinden kaparlar. O zaman o Bayan DoÄŸum Günü Hediyesi kapanın olur.” (KoÅŸay; Öztelli 1963: 3081)
43. Düğün Törenlerinde Verilen Bahşişler
Düğün töreninin hazırlanmasında yardımcı olan kişilerin genellikle hepsine damat tarafından bahşişler verilmektedir. Damat düğün hazırlığı yapanlara verdiği paranın dışında yaptıkları işin haricinde bahşiş mahiyetinde birtakım Bayan Doğum Günü Hediyesiler vermekle adeta yükümlü gibidir. Böylesi mutlu bir günde bahşiş konusunda cimrilik yapamayacak olan damadın bu durumundan birçok kişi nasibim alır. Damadı tıraş eden, gelinin saçım yapan, gelini evden çıkartan, ata bindiren, fotoğraf çeken, davul-zurna çalan, düğün pastasını getiren birçok kişiye damadm para vermesi gerekmektedir. Eğer bahşiş verilmezse gelin ve damadm düğünü birçok engelleme ile karşı karşıya kalmaktadır. Düğün pastasının bıçağı kesmez, davulcunun tokmağı vurmaz, berberin usturası kesmez, kuaför gelin başım yapmaz olur. Tüm bunların işlerliği verilen bahşişlerle sağlanmaktır. Geleneği bozmak ve bahşiş vermemek bu işi yapanlarca ayıp karşılanır. Bahşiş vermeyen kişi düğünden hoşnut değil gözüyle bakılır. Damadın bu mutlu gününde elinin açık ve cömert olması beklenmektedir.
Türk düğünlerine hazırlık safhasında hamama gitme bir gelenek halini almıştır. Bu gelenek içerisinde hamamda gelinin yıkanmasına yardımcı olan talaklara da bahşişler verilmektedir. Erman Artun bu konudan şöyle bahsetmektedir:
“…Hamam gecesinde genç kızlar darbuka çalar, mani söyler. Oynarken gelinin başına hamam tası konur. Bunun içine para anlır. Toplanan bu paralar tellaklara bahÅŸiÅŸ olarak verilir.” (Artun 2005: 160)
Ürgüp’te kına gecesinde, kız evinden kına ve süslenmiÅŸ “nahıl aÄŸaç”ın oÄŸlan evine getirildiÄŸi ve damadm, nahılı getirene bahÅŸiÅŸ verdiÄŸi bilinmektedir. (Önder 1956: 1315-1316)
“Toprak bastı”, “yol bastı” gibi deÄŸiÅŸik adlarla bilinen bir âdete göre gelinin evinden aynldıktan sonra, oÄŸlan evine giderken, gelin alayının yolunun kesilip para istendiÄŸi bilirımektedir. (Örnek 2000: 199) Bu âdet günümüzde de geçerliliÄŸini korumaktadır ve gelin arabalarının önü bahÅŸiÅŸ almak isteyenler tarafından kesilmektedir. Damat daha önceden hazırladığı para dolu zarflan arabanın önünü kesenlere verir. Aynca arabaların yan aynalarına havlu, eÅŸarp gibi ÅŸeyler takılır. Arabayı durduramayan kimseler de aynadaki havluları çabuk davranarak alırlar. Bu havlu ya da eÅŸarbın uÄŸur getirdiÄŸine inanılmaktadır.
Kocacık’ta Pazartesi günü gelinin çeyiz serme günüdür. Bu sırada kızın en yakınları çeyiz sandığının üzerine oturarak sandığı açmazlar ve “anahtar kaybolmuÅŸ, damat gelsin” derler. Bunun üzerine gerekli bahÅŸiÅŸ bu kızlara verilir ve çeyiz serme iÅŸlemi tamamlanır. (Kartal 1987: 211) Bu âdet genellikle her yörede uygulanmaktadır. Çeyiz, gelinin malıdır. Damat gelinle evlendiÄŸinde bu mala da sahip olacaktır. Ancak hiç emek sarfetmeden alınacak bir çeyiz geleneksel çevrede pek hoÅŸ karşılanmaz. Bu nedenle “gelinin hazinesi” olan çeyize ulaÅŸması için damadın, gelinin yüzünü görmek için verdiÄŸi bahÅŸiÅŸ gibi, gelinin çeyizini görmek için de bahÅŸiÅŸ vermesi gerekmektedir.