Bayanlara DoÄŸum Günü Hediyesi Ramazan aylarında özellikle gelen misafire yemeÄŸi yediÄŸi için bir teÅŸekkür mahiyetinde sunulan  lere “diÅŸ kirası” denilmekteydi. Ramazan sofrası ile bir baÅŸkasına yemek yedirmek son derece sevap sayıldığından bu yemeÄŸe gelen ve bu sevabın kazanılmasına vesile olan kiÅŸiye de bu nedenle bir Bayanlara DoÄŸum Günü Hediyesi verilmekteydi.
“DiÅŸ kirası eskiden ramazanlarda iftara gidilen saray ve konaklarda misafirlere verilen Bayanlara DoÄŸum Günü Hediyesiler için kullanılan bir tabirdir.” (DÃŽA 1994: 375)
“Osmanlı Devleti’nde vükela ve devlet ricalinin saray ve konaklarında her akÅŸam iftar yemeÄŸi verilmesi yerleÅŸmiÅŸ bir gelenekti. Bu iftarlarda misafirlere ve özellikle fakirlere yemekten sonra “diÅŸ kirası” adıyla para ve çeÅŸitli Bayanlara DoÄŸum Günü Hediyesiler dağıtılırdı. DiÅŸ kirası adeti daha sonraları yarı resmi bir nitelik kazandı. ÇeÅŸitü rütbeden memurlar, amirleri tarafından verilen yemeÄŸe gitmeyi bir vazife saymaya baÅŸladılar. Hatta bu iftar yemeklerine konak sahibini tanımayanlar da gelebiliyordu. Fakat zamanla bu ziyafetler bir külfet haline geldiÄŸinden medrese öğrencileri, hoca ve derviÅŸlerin dışında davet edilmeyenlerin iftara katılmaması kararlaÅŸunldıysa da bundan bir sonuç alınamadı. Davet sahipleri tarafından bu iftarlar ve Bayanlara DoÄŸum Günü Hediyesi verme geleneÄŸi bir itibar ölçüsü olarak görülmeye baÅŸlandı. Bayanlara DoÄŸum Günü Hediyesi verme adeti özellikle sultan saraylarında geniÅŸ ölçüde uygulanmaktaydı. Buralara gidenler iftardan sonra harem aÄŸalan vasıtasıyla saygılarını bildirirlerdi; karşılığında da derecelerine göre kendilerine Bayanlara DoÄŸum Günü Hediyesi ve para verirlerdi. Harem aÄŸası Bayanlara DoÄŸum Günü Hediyesileri sunarken bunları öpüp basma koyduktan sonra teslim eder, davetliler de aynı ÅŸekilde davranarak Bayanlara DoÄŸum Günü Hediyesileri alırlardı. Bu usul, D. MeÅŸrutiyet’le birlikte gerek sarayın eski durumunu kaybetmesi, gerekse âdeti uygulayacak konak sahiplerinin kalmaması gibi sebeplerle ortadan kalkmıştır.” (DÃŽA 1994:375)
Diş kirası geleneği günümüzde varlığım yitinmştir denecek kadar az uygulanır olmuştur. Buna göre diş kirası geleneği belediyelerin kurduklan ramazan çadırlannda sembolik olarak yaşatılmaya çalışılsa da günümüz insanlan tarafìndan pek uygulanmamaktadır. Daha çok hac ziyaretinde bulunan hacılar tarafından ramazan aylarında yaşatılmaya çalışılsa da genel olarak varlığını kaybetmiştir.
Ramazanda iftar sofrası düzenleyip genellikle muhtaç ve kimsesizlere oruç açtırmak ve bu arada dostlan da iftara davet etmenin gelenekten sayıldığı bilinmektedir. (Pala 1999: 109)
“Özellikle zengin konaklarında düzenlenen iftardan sonra davetlilerden birinin Kur’an-ı Kerîm okuması ve ardından da ev sahibinin misafirlerine Bayanlara DoÄŸum Günü Hediyesi takdim etmesi yaygındır. Eskiler bu Bayanlara DoÄŸum Günü Hediyesiye diÅŸ kirası derler. DiÅŸ kirası genellikle bir kâğıda sanlı para olurdu. Ancak son yüzyıllarda iftar davetlilerinin mevki ve makamlarına göre kıymetli tespihler, ipek destmaller, lüle ve ağızlıklar vb. eÅŸya da verilir olmuÅŸtur.” (Pala 1999:109)
“DiÅŸ kirası geleneÄŸi” divan ÅŸiirinde sevgilinin âşığına verdiÄŸi bir Bayanlara DoÄŸum Günü Hediyesi (öpücük, vb.) olarak sıklıkla kullanılmaktaydı.
“Divân şâirleri genellikle buse ve öpmek ile birlikte diÅŸ ve diÅŸ kirasını da kullanırlar, hatta kiras (kiraz) meyvesini de diÅŸ kirası içinde çiÄŸnerlerdi.” (Fala 1999: 109)
Necati’nin ve Derdli’nin aÅŸağıda yer alan beyitleri diÅŸ kirası geleneÄŸinin divân ÅŸiirinde kullanılışını anlatan en güzel örnekler arasında yer almaktadır.
“Isırdım idi leblerini sövdü aÄŸzıma Ma’zûr tut Necâtî hele diÅŸ kirasıdır”
Necâtî
“Yüz bin âmân dedim bir buse aldım İftâr-ı valsının diÅŸ kirasıdır”
Derdli
XIX. yüzyılda Ramazan aylarında Hazreti Saray halkrna Mvıhammed’in hırkasrmn ziyarete açıldığım buhur suyu göndererek duyuran aÄŸalara Bayanlara DoÄŸum Günü Hediyesi verildiÄŸini bilmekteyiz (www.kulturturizm.gov.tr/portal/default_tr. asp?belgeno= 13467):
“19. yüzyılın ikinci yansından itibaren BoÄŸaziçi’ndeki saraylar kullanılmaya baÅŸlanınca Topkapı Sanyı yalnız önemli bazı günlerde ziyaret edilir oldu. Hırka-ı Saadet dairesinde muhafaza edilen Hz. Muhammed’in hırkasının her yıl ramazan ayının 15’inde görülmesi bu ziyaretlerin gelenek haline gelmiÅŸ sebeplerinden birini oluÅŸturur. Bu ziyaret, saray ricaline özel ÅŸiÅŸeler içinde buhur suyu gönderilerek duyurulurdu. Buhur suyunu bu ÅŸekilde davetiye gibi getiren bu aÄŸalara Bayanlara DoÄŸum Günü Hediyesi vermek âdetti. Ziyaret günü iftar da, Topkapı Sarayı’nda yapılır ve yemekte o gün için geleneksel hale gelen soÄŸanlı yumurta ve baklava ikram edilirdi.”
Kurban bayramlan da saray çevresinde son derece görkemli bir şekilde kutlanmaktaydı. Padişahın kurban Bayramında sadece kendisi için değil aynı zamanda şehzadeler, sultan, vükelâ ve vüzerâ ile diğer ricâl-i devlete Bayanlara Doğum Günü Hediyesi edilmek üzere de koç satın aldığı binilmektedir. Bu koçlar Bayanlara Doğum Günü Hediyesi edilmeden önce hamamlarda yıkanıp tüyleri yaldızlı muhtelif renklerle boyalı tüyler ve kurdeleler ile boyunlarına geçirilen kordonlarla süslenmekte ve başlan üzerine altın ve varaklardan yapılmış çiçekten ve kuş tüyünden aynalı birer taç koyulmaktaydı. (Döğüş 2001: 84)
Cülus töreni; Osmanlı împaratorluÄŸu’nda padiÅŸahın tahta çıkıp iktidan ele geçirdiÄŸinde yapılan törendir. Cülus töreninde ülkenin deÄŸiÅŸik bölgelerinden, çeÅŸitli kurumlardan, yabancı devlet hükümdarlarından, ÅŸehzadelerden, sultanlardan, padiÅŸah çocuklarından, hareminden ve daha birçok yerden padiÅŸaha Bayanlara DoÄŸum Günü Hediyesiler sunulmaktadır.
“Cülus bahÅŸiÅŸi iki ÅŸekilde olurdu. Bunlardan birincisi yeniçeri ve devlet görevlileıioin ulufelerine yani mevcut maaÅŸlarına zam yapılmasıdır ki buna cülus telâkkisi denilir, ikincisi ise yine askere ve devlet erkânına yeni padiÅŸahın Bayanlara DoÄŸum Günü Hediyesisi olarak bir defaya mahsus olarak verilen paradır buna da cülus inamı veya bahÅŸiÅŸi denilirdi. BahÅŸiÅŸ eski bir gelenek olup sadece para olarak verilmez hil’at giydirmek veya çeÅŸitli Bayanlara DoÄŸum Günü Hediyesiler vermek de bu gruba girerdi. Osmanlı Devleti’ndeki ilk cülus bahÅŸiÅŸi olarak Osman Gazi’nin bey olacağım duyduÄŸu zaman verdiÄŸi Bayanlara DoÄŸum Günü Hediyesiyi kabul etmek yerinde olur.” (ErtuÄŸ 1995: 80)
Cülus baiışişirıin yanı sıra cülus tebriklerine gelen devlet adamlarına ve padişahın tahta çıkışım sevinçle karşılayan ve bu mutluluğu padişahla paylaşan kimseler padişaha Bayanlara Doğum Günü Hediyesi getirmekte ve bu Bayanlara Doğum Günü Hediyesilerin karşılığım da bahşiş olarak almaktadırlar.
“Cülus töreninden hemen sonraki günler içinde devlet adamları ve ulema ayrıca tebrike geliyorlar ve bunlara derecelerine göre hil’at ve kaftanlar giydiriliyordu. Tebrike gelenlerin ‘cülus piÅŸkesi’ denilen Bayanlara DoÄŸum Günü Hediyesiler takdim etmeleri usûlden olup karşılığında cülus bahÅŸiÅŸi olarak para ve çeÅŸitli Bayanlara DoÄŸum Günü Hediyesiler aldıkları görülmektedir. Bu arada padiÅŸahın ailesinden olanlar da cülus tebrikleri göndermektedirler. Åžehzade Korkud, kız kardeÅŸi İlaldı Sultan, kız kardeÅŸi AyniÅŸah Sultan, yeÄŸeni Åžehzade Orhan Yavuz Sultan Selim tahta çıktığı zaman cülus tebrikleri göndermiÅŸlerdir.” (ErtuÄŸ 1995: 80)
Bayanlara DoÄŸum Günü Hediyesi Ramazan aylarında özellikle gelen misafire yemeÄŸi yediÄŸi için bir teÅŸekkür mahiyetinde sunulan  lere “diÅŸ kirası” denilmekteydi. Ramazan sofrası ile bir baÅŸkasına yemek yedirmek son derece sevap sayıldığından bu yemeÄŸe gelen ve bu sevabın kazanılmasına vesile olan kiÅŸiye de bu nedenle bir Bayanlara DoÄŸum Günü Hediyesi verilmekteydi.
“DiÅŸ kirası eskiden ramazanlarda iftara gidilen saray ve konaklarda misafirlere verilen Bayanlara DoÄŸum Günü Hediyesiler için kullanılan bir tabirdir.” (DÃŽA 1994: 375)
“Osmanlı Devleti’nde vükela ve devlet ricalinin saray ve konaklarında her akÅŸam iftar yemeÄŸi verilmesi yerleÅŸmiÅŸ bir gelenekti. Bu iftarlarda misafirlere ve özellikle fakirlere yemekten sonra “diÅŸ kirası” adıyla para ve çeÅŸitli Bayanlara DoÄŸum Günü Hediyesiler dağıtılırdı. DiÅŸ kirası adeti daha sonraları yarı resmi bir nitelik kazandı. ÇeÅŸitü rütbeden memurlar, amirleri tarafından verilen yemeÄŸe gitmeyi bir vazife saymaya baÅŸladılar. Hatta bu iftar yemeklerine konak sahibini tanımayanlar da gelebiliyordu. Fakat zamanla bu ziyafetler bir külfet haline geldiÄŸinden medrese öğrencileri, hoca ve derviÅŸlerin dışında davet edilmeyenlerin iftara katılmaması kararlaÅŸunldıysa da bundan bir sonuç alınamadı. Davet sahipleri tarafından bu iftarlar ve Bayanlara DoÄŸum Günü Hediyesi verme geleneÄŸi bir itibar ölçüsü olarak görülmeye baÅŸlandı. Bayanlara DoÄŸum Günü Hediyesi verme adeti özellikle sultan saraylarında geniÅŸ ölçüde uygulanmaktaydı. Buralara gidenler iftardan sonra harem aÄŸalan vasıtasıyla saygılarını bildirirlerdi; karşılığında da derecelerine göre kendilerine Bayanlara DoÄŸum Günü Hediyesi ve para verirlerdi. Harem aÄŸası Bayanlara DoÄŸum Günü Hediyesileri sunarken bunları öpüp basma koyduktan sonra teslim eder, davetliler de aynı ÅŸekilde davranarak Bayanlara DoÄŸum Günü Hediyesileri alırlardı. Bu usul, D. MeÅŸrutiyet’le birlikte gerek sarayın eski durumunu kaybetmesi, gerekse âdeti uygulayacak konak sahiplerinin kalmaması gibi sebeplerle ortadan kalkmıştır.” (DÃŽA 1994:375)
Diş kirası geleneği günümüzde varlığım yitinmştir denecek kadar az uygulanır olmuştur. Buna göre diş kirası geleneği belediyelerin kurduklan ramazan çadırlannda sembolik olarak yaşatılmaya çalışılsa da günümüz insanlan tarafìndan pek uygulanmamaktadır. Daha çok hac ziyaretinde bulunan hacılar tarafından ramazan aylarında yaşatılmaya çalışılsa da genel olarak varlığını kaybetmiştir.
Ramazanda iftar sofrası düzenleyip genellikle muhtaç ve kimsesizlere oruç açtırmak ve bu arada dostlan da iftara davet etmenin gelenekten sayıldığı bilinmektedir. (Pala 1999: 109)
“Özellikle zengin konaklarında düzenlenen iftardan sonra davetlilerden birinin Kur’an-ı Kerîm okuması ve ardından da ev sahibinin misafirlerine Bayanlara DoÄŸum Günü Hediyesi takdim etmesi yaygındır. Eskiler bu Bayanlara DoÄŸum Günü Hediyesiye diÅŸ kirası derler. DiÅŸ kirası genellikle bir kâğıda sanlı para olurdu. Ancak son yüzyıllarda iftar davetlilerinin mevki ve makamlarına göre kıymetli tespihler, ipek destmaller, lüle ve ağızlıklar vb. eÅŸya da verilir olmuÅŸtur.” (Pala 1999:109)
“DiÅŸ kirası geleneÄŸi” divan ÅŸiirinde sevgilinin âşığına verdiÄŸi bir Bayanlara DoÄŸum Günü Hediyesi (öpücük, vb.) olarak sıklıkla kullanılmaktaydı.
“Divân şâirleri genellikle buse ve öpmek ile birlikte diÅŸ ve diÅŸ kirasını da kullanırlar, hatta kiras (kiraz) meyvesini de diÅŸ kirası içinde çiÄŸnerlerdi.” (Fala 1999: 109)
Necati’nin ve Derdli’nin aÅŸağıda yer alan beyitleri diÅŸ kirası geleneÄŸinin divân ÅŸiirinde kullanılışını anlatan en güzel örnekler arasında yer almaktadır.
“Isırdım idi leblerini sövdü aÄŸzıma Ma’zûr tut Necâtî hele diÅŸ kirasıdır”
Necâtî
“Yüz bin âmân dedim bir buse aldım İftâr-ı valsının diÅŸ kirasıdır”
Derdli
XIX. yüzyılda Ramazan aylarında Hazreti Saray halkrna Mvıhammed’in hırkasrmn ziyarete açıldığım buhur suyu göndererek duyuran aÄŸalara Bayanlara DoÄŸum Günü Hediyesi verildiÄŸini bilmekteyiz (www.kulturturizm.gov.tr/portal/default_tr. asp?belgeno= 13467):
“19. yüzyılın ikinci yansından itibaren BoÄŸaziçi’ndeki saraylar kullanılmaya baÅŸlanınca Topkapı Sanyı yalnız önemli bazı günlerde ziyaret edilir oldu. Hırka-ı Saadet dairesinde muhafaza edilen Hz. Muhammed’in hırkasının her yıl ramazan ayının 15’inde görülmesi bu ziyaretlerin gelenek haline gelmiÅŸ sebeplerinden birini oluÅŸturur. Bu ziyaret, saray ricaline özel ÅŸiÅŸeler içinde buhur suyu gönderilerek duyurulurdu. Buhur suyunu bu ÅŸekilde davetiye gibi getiren bu aÄŸalara Bayanlara DoÄŸum Günü Hediyesi vermek âdetti. Ziyaret günü iftar da, Topkapı Sarayı’nda yapılır ve yemekte o gün için geleneksel hale gelen soÄŸanlı yumurta ve baklava ikram edilirdi.”
Kurban bayramlan da saray çevresinde son derece görkemli bir şekilde kutlanmaktaydı. Padişahın kurban Bayramında sadece kendisi için değil aynı zamanda şehzadeler, sultan, vükelâ ve vüzerâ ile diğer ricâl-i devlete Bayanlara Doğum Günü Hediyesi edilmek üzere de koç satın aldığı binilmektedir. Bu koçlar Bayanlara Doğum Günü Hediyesi edilmeden önce hamamlarda yıkanıp tüyleri yaldızlı muhtelif renklerle boyalı tüyler ve kurdeleler ile boyunlarına geçirilen kordonlarla süslenmekte ve başlan üzerine altın ve varaklardan yapılmış çiçekten ve kuş tüyünden aynalı birer taç koyulmaktaydı. (Döğüş 2001: 84)
Cülus töreni; Osmanlı împaratorluÄŸu’nda padiÅŸahın tahta çıkıp iktidan ele geçirdiÄŸinde yapılan törendir. Cülus töreninde ülkenin deÄŸiÅŸik bölgelerinden, çeÅŸitli kurumlardan, yabancı devlet hükümdarlarından, ÅŸehzadelerden, sultanlardan, padiÅŸah çocuklarından, hareminden ve daha birçok yerden padiÅŸaha Bayanlara DoÄŸum Günü Hediyesiler sunulmaktadır.
“Cülus bahÅŸiÅŸi iki ÅŸekilde olurdu. Bunlardan birincisi yeniçeri ve devlet görevlileıioin ulufelerine yani mevcut maaÅŸlarına zam yapılmasıdır ki buna cülus telâkkisi denilir, ikincisi ise yine askere ve devlet erkânına yeni padiÅŸahın Bayanlara DoÄŸum Günü Hediyesisi olarak bir defaya mahsus olarak verilen paradır buna da cülus inamı veya bahÅŸiÅŸi denilirdi. BahÅŸiÅŸ eski bir gelenek olup sadece para olarak verilmez hil’at giydirmek veya çeÅŸitli Bayanlara DoÄŸum Günü Hediyesiler vermek de bu gruba girerdi. Osmanlı Devleti’ndeki ilk cülus bahÅŸiÅŸi olarak Osman Gazi’nin bey olacağım duyduÄŸu zaman verdiÄŸi Bayanlara DoÄŸum Günü Hediyesiyi kabul etmek yerinde olur.” (ErtuÄŸ 1995: 80)
Cülus baiışişirıin yanı sıra cülus tebriklerine gelen devlet adamlarına ve padişahın tahta çıkışım sevinçle karşılayan ve bu mutluluğu padişahla paylaşan kimseler padişaha Bayanlara Doğum Günü Hediyesi getirmekte ve bu Bayanlara Doğum Günü Hediyesilerin karşılığım da bahşiş olarak almaktadırlar.
“Cülus töreninden hemen sonraki günler içinde devlet adamları ve ulema ayrıca tebrike geliyorlar ve bunlara derecelerine göre hil’at ve kaftanlar giydiriliyordu. Tebrike gelenlerin ‘cülus piÅŸkesi’ denilen Bayanlara DoÄŸum Günü Hediyesiler takdim etmeleri usûlden olup karşılığında cülus bahÅŸiÅŸi olarak para ve çeÅŸitli Bayanlara DoÄŸum Günü Hediyesiler aldıkları görülmektedir. Bu arada padiÅŸahın ailesinden olanlar da cülus tebrikleri göndermektedirler. Åžehzade Korkud, kız kardeÅŸi İlaldı Sultan, kız kardeÅŸi AyniÅŸah Sultan, yeÄŸeni Åžehzade Orhan Yavuz Sultan Selim tahta çıktığı zaman cülus tebrikleri göndermiÅŸlerdir.” (ErtuÄŸ 1995: 80)