Elmas beyaz, siyah, sarı, kahverengi, pembe, menekşe rengi, mavi, yeşil ve renksiz olabilmektedir. Sarı ve kahverengi olanları pek tercih edilmezken, pembe, menekşe rengi ve yeşil elmaslar oldukça değerlidir .
Hoca Nasîrüddîn-i Tûsî elmasın altı çeÅŸit olduÄŸunu söyler. Birinci çeÅŸit beyazlıkta ve ÅŸeffaflıkta zücâc-ı fir’avnîye benzer. İkinci çeÅŸit biraz sarılığa meyleder. Ona zeytî derler. Üçüncü çeÅŸit yeÅŸile meyleder. Kedigözüne benzer. Bunun için gurbe derler. Dördüncü çeÅŸit kızılımsı renktedir. BeÅŸinci çeÅŸit donuk kızıla benzer. Tigâşî’ye göre elmas iki çeÅŸittir. Birine zeytî derler. Rengi beyaz ile sarıdan oluÅŸmuÅŸtur. Zeytin rengine ve zücâc-ı fir’avnîye benzer. İkinci çeÅŸidine billûrî derler. Bu çeÅŸidin iyisi beyaz ve temizdir219.
218 Türkiye Gazetesi Rehber Ansiklopedisi, a.g.an.m., C. 5, s. 84-86.
219 Şirvânî, age, s. 143-147.
Cevher satanların bir kısmı, Hindistan’ın bazı bölgelerinde bir çeÅŸit elmas gördüklerini, yeterince arı, temiz ve sulu bir ÅŸekilde nur ve ışığı olduÄŸunu, etrafta bulunan cilalanmış nesnelere aksinin düştüğünü ve renginin kavs-ı kuzah (ebemkuÅŸağı) rengine benzediÄŸini anlatırmış. O bölgenin büyükleri bu çeÅŸit elması çıkartmazlarmış, ziynet ve övgü için yanlarında taşırlarmış. Hangi elmasın suyu ve ışıltısı yoksa onunla taÅŸları delerler ve tüccarlara satarlarmış. Hiç kimse buna mani olmazmış. Elmasın büyüğü az bulunurmuÅŸ. Hindîler elmasa çok raÄŸbet ederler ve yüzük kaÅŸlarında taşırlarmış220.
Fehîm’in bir beyitinde “elmâs-ı ÅŸeb-çerâğ” tamlaması karşımıza çıkmaktadır. Åžeb-çerâğ adı verilen bir yakut çeÅŸidinden daha önce bahsetmiÅŸtik. Bu yüzden “ÅŸeb-çerâğ” diye anılan bir elmasın da olması muhtemeldir. Kutlar, bu konu ile ilgili olarak cevher kitaplarında ÅŸeb-çerâğ adında bir elmasın bulunmadığı, fakat 1612’de Kabe’nin onarımı sırasında, Sultan Ahmed’in Medine’ye gönderdiÄŸi, altın levha üzerine kakılmış elmasın adının ÅŸeb-çerâğ olduÄŸu bilgisini verir:
Egerçi ma’den-i elmâs-ı ÅŸeb-çerâğam hem
Bilûr âyîne-veş lîk mihr-i bî-nûram (Fehîm/Üzgör, 1991: 178)
Elmas beyaz, siyah, sarı, kahverengi, pembe, menekşe rengi, mavi, yeşil ve renksiz olabilmektedir. Sarı ve kahverengi olanları pek tercih edilmezken, pembe, menekşe rengi ve yeşil elmaslar oldukça değerlidir .
Hoca Nasîrüddîn-i Tûsî elmasın altı çeÅŸit olduÄŸunu söyler. Birinci çeÅŸit beyazlıkta ve ÅŸeffaflıkta zücâc-ı fir’avnîye benzer. İkinci çeÅŸit biraz sarılığa meyleder. Ona zeytî derler. Üçüncü çeÅŸit yeÅŸile meyleder. Kedigözüne benzer. Bunun için gurbe derler. Dördüncü çeÅŸit kızılımsı renktedir. BeÅŸinci çeÅŸit donuk kızıla benzer. Tigâşî’ye göre elmas iki çeÅŸittir. Birine zeytî derler. Rengi beyaz ile sarıdan oluÅŸmuÅŸtur. Zeytin rengine ve zücâc-ı fir’avnîye benzer. İkinci çeÅŸidine billûrî derler. Bu çeÅŸidin iyisi beyaz ve temizdir219.
218 Türkiye Gazetesi Rehber Ansiklopedisi, a.g.an.m., C. 5, s. 84-86.
219 Şirvânî, age, s. 143-147.
Cevher satanların bir kısmı, Hindistan’ın bazı bölgelerinde bir çeÅŸit elmas gördüklerini, yeterince arı, temiz ve sulu bir ÅŸekilde nur ve ışığı olduÄŸunu, etrafta bulunan cilalanmış nesnelere aksinin düştüğünü ve renginin kavs-ı kuzah (ebemkuÅŸağı) rengine benzediÄŸini anlatırmış. O bölgenin büyükleri bu çeÅŸit elması çıkartmazlarmış, ziynet ve övgü için yanlarında taşırlarmış. Hangi elmasın suyu ve ışıltısı yoksa onunla taÅŸları delerler ve tüccarlara satarlarmış. Hiç kimse buna mani olmazmış. Elmasın büyüğü az bulunurmuÅŸ. Hindîler elmasa çok raÄŸbet ederler ve yüzük kaÅŸlarında taşırlarmış220.
Fehîm’in bir beyitinde “elmâs-ı ÅŸeb-çerâğ” tamlaması karşımıza çıkmaktadır. Åžeb-çerâğ adı verilen bir yakut çeÅŸidinden daha önce bahsetmiÅŸtik. Bu yüzden “ÅŸeb-çerâğ” diye anılan bir elmasın da olması muhtemeldir. Kutlar, bu konu ile ilgili olarak cevher kitaplarında ÅŸeb-çerâğ adında bir elmasın bulunmadığı, fakat 1612’de Kabe’nin onarımı sırasında, Sultan Ahmed’in Medine’ye gönderdiÄŸi, altın levha üzerine kakılmış elmasın adının ÅŸeb-çerâğ olduÄŸu bilgisini verir:
Egerçi ma’den-i elmâs-ı ÅŸeb-çerâğam hem
Bilûr âyîne-veş lîk mihr-i bî-nûram (Fehîm/Üzgör, 1991: 178)