Hediyeleşme kavramı kimi zaman geleneksel törenlerin içinde yer almakta, kimi zaman da başlı başına bir tören niteliği taşımaktadır.
Araştırmanın amacı, kapsamı ve yönteminin belirlendiği giriş bölümünde hediye ve eş anlamlısı olarak görülen armağan kelimeleri kavramsal açıdan incelenmiş ve bu kavram ile ilgili olan diğer kelimelerin de sözlük taraması yapılmıştır. Yapılan sözlük çalışmasında hediye ile anlam bakımından karıştırılan kelimeler tespit edilmiş ve bu kelimelerin gerçek anlamlan verilmiştir.Araştırmanın birinci bölümünde Türk kültüründe hediyeleşme geleneği tarihsel dönemlere ayrılarak incelenmiştir. Tarih kitaplarından faydalanılarak Göktürk Devleti, Uygur Devleti, Selçuklu Devleti, Beylikler Devri ve Osmanlı İmparatorluğu şeklinde beş dönemde incelenen hediyeleşme geleneğinin geçmişten günümüze olan değişimleri tespit edilmiştir.
AraÅŸtırmanın ikinci bölümünün konusunu “Türkiye Cumhuriyeti Dönemi” hediyeleÅŸme geleneÄŸi oluÅŸturmaktadır. Bu dönemdeki hediyeleÅŸme gelenekleri; geçiÅŸ dönemlerinde, özel günlerde, kentsel yaÅŸamda ve Türk sözlü edebiyatında olmak üzere dört baÅŸlık altına incelenmiÅŸtir. Yapılan çalışmada hediyeleÅŸme ve hediye kavramının geliÅŸen teknoloji ve deÄŸiÅŸen sosyal yapı ile Türkiye Cumhuriyeti döneminde nasıl deÄŸiÅŸikliÄŸe uÄŸradığı gözler önüne serilmektedir. Geleneksel hediyeleÅŸme ile kent kökenli hediyeleÅŸme geleneÄŸi arasındaki farklılıklar tespit edilen bu konu örnekler ve konu ile ilgili resimlerle zenginleÅŸtirilmiÅŸtir.
■      Anneler günü
■      Babalar günü
■      Yıl dönümleri (evlilik, nişan v.s)
■      Sevgililer günü
■      Yılbaşı günü
■      Öğretmenler günü
Bu günler daha çok hatırlamak ve hatırlanmak amacı taşıyor olsa da günümüzde medyanın da etkisi ile adeta bir Erkek İçin HediyeleÅŸme çılgınlığına dönüşmüştür. Dini günler dışındaki özel günler kültürümüze sonradan girmiÅŸtir. Kültürümüze sonradan giren “Anneler Günü, Babalar Günü, Sevgililer Günü…” gibi özel günleri kutlamak, ticari maksadım göz ardı edersek, insanları mutlu etmesi bakımından iyi yönde yapılan bir davranıştır. Kültürel deÄŸerlere olan baÄŸlılık farklı kültürlerle kültür alış-veriÅŸi içinde olmamamız gerektiÄŸi anlamına gelmemektedir. Bu bakımdan kültürümüze sonradan giren bu özel günleri kutlamak da bu baÄŸlılığı yok etmez. Aksine bu özel günlere kendi geleneÄŸimizden kültürel unsurlar katarak bu günleri, kendi kültürümüze has bir ÅŸekilde kutlayabilme imkanına da sahip olmaktayız.
Batı kültürüne ait olan bu özel günler bir nevi onların yaşam şartlarından ve akrabalık ilişkilerinden dolayı birbirlerinden ayrı kalmaları nedeniyle oluşturulmuştur diyebiliriz. Ailesinden, akrabasından ya da sevdiklerinden ayrı yaşayan insanlar hiç değilse yılda bir kere bu özel günler vasıtasıyla yakınlarına vakit ayırarak onlara olan sevgilerini ifade etme imkanını bulmaktadrrlar. Bu özel günler vesilesi ile aile bir araya gelmekte, hal hatır sorulmakta ve hatrrlandığmı belli etmek maksadı ile bazı Erkek İçin Hediyeler verilmektedir.Alman Erkek İçin Hediyeler de bu anlamlı günlerin sembolik birer ifadesi şeklinde hatıra olarak saHanmaktadrr. Bu Erkek İçin Hediyelerin maddi değerinden çok manevi değeri önem taşımaktadır. Buna rağmen bazı durumlarda, işin içine çıkar amacı girdiğinde, Erkek İçin Hediyenin maddi değeri manevi değerinden daha fazla olmaktadır.
Erkek İçin Hediye alırken bazı noktalara dikkat etmek son derece önemlidir. Bunlar:
■       Erkek İçin Hediye içten gelerek verilmelidir.
■       Erkek İçin Hediye verilirken karşılık beklenmemelidir.
■       Verilen Erkek İçin Hediyeler kişinin zevkine uygun ve kullanabileceği bir Erkek İçin Hediye olmalı; yani işlevsel olmalıdır.
■       Erkek İçin Hediyeler hem veren hem de alan kişinin maddi durumuna uygun nitelikte olmalıdır.
■       Erkek İçin Hediyeler verilen güne uygun nitelikte olmalıdır.
■       Erkek İçin Hediye sadece özel günlerle sınırlı kalmamalı, istenilen her günde Erkek İçin Hediye verilmelidir.
■       Verilen Erkek İçin Hediyeler kişinin yaşma, sosyal statüsüne, cinsiyetine, zevkine, maddi durumuna, ihtiyacına ve düşünce tarzına uygun olmalıdır. Aksi takdirde Erkek İçin Hediyeyi alan kişinin Erkek İçin Hediyeyi beğenmemesi muhtemeldir.
Erkek İçin Hediye alan kiÅŸi eÄŸer kendine uygun bir Erkek İçin Hediye almadıysa mutluluk getireceÄŸi düşünülen Erkek İçin Hediye yüzünden mutsuz da olabilir. Edebiyatımızda Nasrettin Hoca fıkralanndan Timurlenk’in AkÅŸehirlilere Erkek İçin Hediye ettiÄŸi sürekli yiyen ve doymak nedir bilmeyen filleri anlatanı buna güzel bir örnektir. AkÅŸehirliler bu filler yüzünden adeta bir felakete uÄŸramışlardır. Görüldüğü gibi yanlış Erkek İçin Hediye seçimi çoÄŸunlukla kiÅŸi üzerinde olumsuz etkiler bırakmaktadır.
Erkek İçin Hediyeler bu özel günlerin dışında “gönül almak” vesilesi ile de verilmektedirler. Herhangi bir nedenden dolayı kırgın olan kimseler birbirleri ile banÅŸmak istediklerinde bunu saÄŸlamanın en kolay yollanndan biri de karşıdaki kiÅŸiye onun seveceÄŸi ve kendini mutlu hissedeceÄŸi bir Erkek İçin Hediye ile gönlünü almaktır, buna göre kınlan kimseye verilecek bir armaÄŸan ve söylenecek tatlı sözler muhtemelen aradaki tatsızlığı ortadan kaldırmaya yarayacaktır.
ArmaÄŸan Dünyası” adlı eserinde gerçek armaÄŸanın dünyaya geliÅŸ oluÅŸundan bahseden Godbout, armaÄŸanın insan yaÅŸamında süreklilik arzettiÄŸinden ÅŸu ÅŸekilde bahsetmektedir:
Günümüzde doÄŸum mahrem bir yerde, modem toplumun iyiliksiz bir üretim dünyasından kurtulmak için icat ettiÄŸi koruyucu bir kapalı alanda yer alır. DoÄŸum nihaî armaÄŸandır, böylelikle armaÄŸan arkaik toplumlarda bulunmayan kiÅŸisel bir alanın parçasıdır. Öteki armaÄŸan vermeler, doÄŸumu ve her iki tür toplumda da aile ve akrabalık çevresinde dönen hayatın akışını izler.” (Godbout 2003:217)
GeçiÅŸ dönemlerinden ilki olan “doÄŸum” Türkiye’de ve Türk dünyasında farklı ÅŸekillerde kutlanmakla birlikte verilen Erkek İçin Hediyeler benzer nitelik göstermektedir. İnsanoÄŸlu için çocuk sahibi olmak son derece önemüdir. DoÄŸum insanoÄŸlunu çok mutlu eden olayların baÅŸmda gelmektedir. Bir bebeÄŸin dünyaya geliÅŸi kan ve koca olan bir çifti anne baba yapar, neslin devamını saÄŸlar ve eve neÅŸe getirir. Böylesi güzel özellikleri ile doÄŸum olayı kutlanması gereken ve beraberinde de Erkek İçin HediyeleÅŸmenin geldiÄŸi bir geçiÅŸ dönemidir.
Geleneksel çevrede kadın çocuk sahibi olunca saygınlık kazanır; özellikle de erkek çocuk sahibi olmak saygınlık belirtisidir. Dede Korkut metinlerinden de görüldüğü üzere Bayındır Han “oÄŸlu olanı aÄŸ otaÄŸa, kızı olanı kızıl otaÄŸa, oÄŸlu kızı olmayanı da kara otaÄŸa” koydurmaktadır. Bu durumda çocuÄŸu olmayan bir kimse birçok yöntemi deneyerek bu durumdan kurtulmak ister. Bunlardan biri de adak adamaktır.
Türk kültüründe kadınlar çocuk sahibi olmak ve bu sayede toplumda saygınlık elde etmek için değişik şekillerde adaklarda bulunurlar. Bunlardan yatır ve türbe ziyaretlerinde bulunmak, kurban adamak, ağaçlara bez bağlayarak adaklarda bulunmak eski Türk inançlan arasında yer alır ve günümüzde de sürdürülmektedir. Atalar kültüne ait bu inançlar günümüzde de geçerliğini korumakta ve bir çeşit dilek dileme haline dönüşmektedir. Buna göre dileği yerine gelen, yani çocuğu olan kimse adağı yerine getirir ve bu şekilde bir teşekkür ve minnette bulunur. Bu inanç şekline dinî anlamda bir Erkek İçin Hediye sunumu gözüyle de bakabilmemiz mümkündür. Ancak burada verilen Erkek İçin Hediye karşıhklıchr. Bir istek yerine getirildiği zaman verilmektedir. Bu balomdan karşılıksız verilen bir Erkek İçin Hediye ile kanştınlmamalıdrr.
Türkiye dışında yaÅŸayan Türkler arasında da durum aynıdır. “Türkmenistan’da çocuk sahibi olmak isteyen anne adayları ata mezarlarım, evliya türbelerini ziyaret edip, onlara kurban adar, dilek diler ve kendilerinden yardım isterler. Eskiden de mukaddes kabul edilen aÄŸaçlara, ata mezarlarına, türbelere, tekkelere, çaput baÄŸlayıp, saçı ve kurban sunarak çocuk istedikleri tarihî bir gerçektir. Adak adama, türbe ziyaretleri, aÄŸaçlara bez baÄŸlama, kurban kesme gibi birçok gelenek ve inanç günümüzde de devam etmektedir. Türkmen inançlarına göre çocuk sahibi olmak isteyenler Allah’ın rızasını kazanmak için açları doyurmak, fakirleri giydirmek ve aÄŸzı kutlu (dualı) kiÅŸilerin duasını almak gerektiÄŸine inanmaktadırlar. Bu nedenle Türkmenler arasında çok yaygın olarak “Hûda Yolu” adı altında yemek ziyafetleri verilmektedir. Türkmenler anne adayının kolay doÄŸum yapması, doÄŸum sırasında tehlikeli durumlarla karşılaÅŸmaması için de önceden bazı mübarek yerleri, yatır ve evliyaları, ziyaret ederek dua ettikleri görülür. (TatlılıoÄŸlu 1999: 16-17) DoÄŸumun kolay olması, bebeÄŸin saÄŸlıklı doÄŸması için edilen dualar aslında anneye ve bebeÄŸine verilen bir armaÄŸandır. Bu ÅŸekilde bebeÄŸin ve annenin hayatı güvence altına alınmaya çahşılmaktadır.
Bebeğin anne kanundaki varlığının bilinmesi ile birlikte inan hayatmda Erkek İçin Hediyeleşme süreci başlar. Daha bebek doğmadan eşyalanmn hazır edilişi ve eş, dost, akraba tarafından bebeğe Erkek İçin Hediye getirilişi bu Erkek İçin Hediyeleşme sürecinin bir kanıtıdır.
Çocuk dünyaya gelmeden; çocuğa yatak, yastık, üst-baş, çamaşır, kundak, şapka, iç çamaşın, beşik gibi şeyler hazırlanır. (Kalafat 1997:249-251)
“Özbekistan’da Bala doÄŸduÄŸunda siyah bir taşın üzerine konulur. GöbeÄŸi bıçakla kesilir soma ebesi dışan çıkıp müjdeyi verir, kız veya oÄŸlan olduÄŸunu duyurur.
Hediyeleşme kavramı kimi zaman geleneksel törenlerin içinde yer almakta, kimi zaman da başlı başına bir tören niteliği taşımaktadır.
Araştırmanın amacı, kapsamı ve yönteminin belirlendiği giriş bölümünde hediye ve eş anlamlısı olarak görülen armağan kelimeleri kavramsal açıdan incelenmiş ve bu kavram ile ilgili olan diğer kelimelerin de sözlük taraması yapılmıştır. Yapılan sözlük çalışmasında hediye ile anlam bakımından karıştırılan kelimeler tespit edilmiş ve bu kelimelerin gerçek anlamlan verilmiştir.Araştırmanın birinci bölümünde Türk kültüründe hediyeleşme geleneği tarihsel dönemlere ayrılarak incelenmiştir. Tarih kitaplarından faydalanılarak Göktürk Devleti, Uygur Devleti, Selçuklu Devleti, Beylikler Devri ve Osmanlı İmparatorluğu şeklinde beş dönemde incelenen hediyeleşme geleneğinin geçmişten günümüze olan değişimleri tespit edilmiştir.
AraÅŸtırmanın ikinci bölümünün konusunu “Türkiye Cumhuriyeti Dönemi” hediyeleÅŸme geleneÄŸi oluÅŸturmaktadır. Bu dönemdeki hediyeleÅŸme gelenekleri; geçiÅŸ dönemlerinde, özel günlerde, kentsel yaÅŸamda ve Türk sözlü edebiyatında olmak üzere dört baÅŸlık altına incelenmiÅŸtir. Yapılan çalışmada hediyeleÅŸme ve hediye kavramının geliÅŸen teknoloji ve deÄŸiÅŸen sosyal yapı ile Türkiye Cumhuriyeti döneminde nasıl deÄŸiÅŸikliÄŸe uÄŸradığı gözler önüne serilmektedir. Geleneksel hediyeleÅŸme ile kent kökenli hediyeleÅŸme geleneÄŸi arasındaki farklılıklar tespit edilen bu konu örnekler ve konu ile ilgili resimlerle zenginleÅŸtirilmiÅŸtir.
■      Anneler günü
■      Babalar günü
■      Yıl dönümleri (evlilik, nişan v.s)
■      Sevgililer günü
■      Yılbaşı günü
■      Öğretmenler günü
Bu günler daha çok hatırlamak ve hatırlanmak amacı taşıyor olsa da günümüzde medyanın da etkisi ile adeta bir Erkek İçin HediyeleÅŸme çılgınlığına dönüşmüştür. Dini günler dışındaki özel günler kültürümüze sonradan girmiÅŸtir. Kültürümüze sonradan giren “Anneler Günü, Babalar Günü, Sevgililer Günü…” gibi özel günleri kutlamak, ticari maksadım göz ardı edersek, insanları mutlu etmesi bakımından iyi yönde yapılan bir davranıştır. Kültürel deÄŸerlere olan baÄŸlılık farklı kültürlerle kültür alış-veriÅŸi içinde olmamamız gerektiÄŸi anlamına gelmemektedir. Bu bakımdan kültürümüze sonradan giren bu özel günleri kutlamak da bu baÄŸlılığı yok etmez. Aksine bu özel günlere kendi geleneÄŸimizden kültürel unsurlar katarak bu günleri, kendi kültürümüze has bir ÅŸekilde kutlayabilme imkanına da sahip olmaktayız.
Batı kültürüne ait olan bu özel günler bir nevi onların yaşam şartlarından ve akrabalık ilişkilerinden dolayı birbirlerinden ayrı kalmaları nedeniyle oluşturulmuştur diyebiliriz. Ailesinden, akrabasından ya da sevdiklerinden ayrı yaşayan insanlar hiç değilse yılda bir kere bu özel günler vasıtasıyla yakınlarına vakit ayırarak onlara olan sevgilerini ifade etme imkanını bulmaktadrrlar. Bu özel günler vesilesi ile aile bir araya gelmekte, hal hatır sorulmakta ve hatrrlandığmı belli etmek maksadı ile bazı Erkek İçin Hediyeler verilmektedir.Alman Erkek İçin Hediyeler de bu anlamlı günlerin sembolik birer ifadesi şeklinde hatıra olarak saHanmaktadrr. Bu Erkek İçin Hediyelerin maddi değerinden çok manevi değeri önem taşımaktadır. Buna rağmen bazı durumlarda, işin içine çıkar amacı girdiğinde, Erkek İçin Hediyenin maddi değeri manevi değerinden daha fazla olmaktadır.
Erkek İçin Hediye alırken bazı noktalara dikkat etmek son derece önemlidir. Bunlar:
■       Erkek İçin Hediye içten gelerek verilmelidir.
■       Erkek İçin Hediye verilirken karşılık beklenmemelidir.
■       Verilen Erkek İçin Hediyeler kişinin zevkine uygun ve kullanabileceği bir Erkek İçin Hediye olmalı; yani işlevsel olmalıdır.
■       Erkek İçin Hediyeler hem veren hem de alan kişinin maddi durumuna uygun nitelikte olmalıdır.
■       Erkek İçin Hediyeler verilen güne uygun nitelikte olmalıdır.
■       Erkek İçin Hediye sadece özel günlerle sınırlı kalmamalı, istenilen her günde Erkek İçin Hediye verilmelidir.
■       Verilen Erkek İçin Hediyeler kişinin yaşma, sosyal statüsüne, cinsiyetine, zevkine, maddi durumuna, ihtiyacına ve düşünce tarzına uygun olmalıdır. Aksi takdirde Erkek İçin Hediyeyi alan kişinin Erkek İçin Hediyeyi beğenmemesi muhtemeldir.
Erkek İçin Hediye alan kiÅŸi eÄŸer kendine uygun bir Erkek İçin Hediye almadıysa mutluluk getireceÄŸi düşünülen Erkek İçin Hediye yüzünden mutsuz da olabilir. Edebiyatımızda Nasrettin Hoca fıkralanndan Timurlenk’in AkÅŸehirlilere Erkek İçin Hediye ettiÄŸi sürekli yiyen ve doymak nedir bilmeyen filleri anlatanı buna güzel bir örnektir. AkÅŸehirliler bu filler yüzünden adeta bir felakete uÄŸramışlardır. Görüldüğü gibi yanlış Erkek İçin Hediye seçimi çoÄŸunlukla kiÅŸi üzerinde olumsuz etkiler bırakmaktadır.
Erkek İçin Hediyeler bu özel günlerin dışında “gönül almak” vesilesi ile de verilmektedirler. Herhangi bir nedenden dolayı kırgın olan kimseler birbirleri ile banÅŸmak istediklerinde bunu saÄŸlamanın en kolay yollanndan biri de karşıdaki kiÅŸiye onun seveceÄŸi ve kendini mutlu hissedeceÄŸi bir Erkek İçin Hediye ile gönlünü almaktır, buna göre kınlan kimseye verilecek bir armaÄŸan ve söylenecek tatlı sözler muhtemelen aradaki tatsızlığı ortadan kaldırmaya yarayacaktır.
ArmaÄŸan Dünyası” adlı eserinde gerçek armaÄŸanın dünyaya geliÅŸ oluÅŸundan bahseden Godbout, armaÄŸanın insan yaÅŸamında süreklilik arzettiÄŸinden ÅŸu ÅŸekilde bahsetmektedir:
Günümüzde doÄŸum mahrem bir yerde, modem toplumun iyiliksiz bir üretim dünyasından kurtulmak için icat ettiÄŸi koruyucu bir kapalı alanda yer alır. DoÄŸum nihaî armaÄŸandır, böylelikle armaÄŸan arkaik toplumlarda bulunmayan kiÅŸisel bir alanın parçasıdır. Öteki armaÄŸan vermeler, doÄŸumu ve her iki tür toplumda da aile ve akrabalık çevresinde dönen hayatın akışını izler.” (Godbout 2003:217)
GeçiÅŸ dönemlerinden ilki olan “doÄŸum” Türkiye’de ve Türk dünyasında farklı ÅŸekillerde kutlanmakla birlikte verilen Erkek İçin Hediyeler benzer nitelik göstermektedir. İnsanoÄŸlu için çocuk sahibi olmak son derece önemüdir. DoÄŸum insanoÄŸlunu çok mutlu eden olayların baÅŸmda gelmektedir. Bir bebeÄŸin dünyaya geliÅŸi kan ve koca olan bir çifti anne baba yapar, neslin devamını saÄŸlar ve eve neÅŸe getirir. Böylesi güzel özellikleri ile doÄŸum olayı kutlanması gereken ve beraberinde de Erkek İçin HediyeleÅŸmenin geldiÄŸi bir geçiÅŸ dönemidir.
Geleneksel çevrede kadın çocuk sahibi olunca saygınlık kazanır; özellikle de erkek çocuk sahibi olmak saygınlık belirtisidir. Dede Korkut metinlerinden de görüldüğü üzere Bayındır Han “oÄŸlu olanı aÄŸ otaÄŸa, kızı olanı kızıl otaÄŸa, oÄŸlu kızı olmayanı da kara otaÄŸa” koydurmaktadır. Bu durumda çocuÄŸu olmayan bir kimse birçok yöntemi deneyerek bu durumdan kurtulmak ister. Bunlardan biri de adak adamaktır.
Türk kültüründe kadınlar çocuk sahibi olmak ve bu sayede toplumda saygınlık elde etmek için değişik şekillerde adaklarda bulunurlar. Bunlardan yatır ve türbe ziyaretlerinde bulunmak, kurban adamak, ağaçlara bez bağlayarak adaklarda bulunmak eski Türk inançlan arasında yer alır ve günümüzde de sürdürülmektedir. Atalar kültüne ait bu inançlar günümüzde de geçerliğini korumakta ve bir çeşit dilek dileme haline dönüşmektedir. Buna göre dileği yerine gelen, yani çocuğu olan kimse adağı yerine getirir ve bu şekilde bir teşekkür ve minnette bulunur. Bu inanç şekline dinî anlamda bir Erkek İçin Hediye sunumu gözüyle de bakabilmemiz mümkündür. Ancak burada verilen Erkek İçin Hediye karşıhklıchr. Bir istek yerine getirildiği zaman verilmektedir. Bu balomdan karşılıksız verilen bir Erkek İçin Hediye ile kanştınlmamalıdrr.
Türkiye dışında yaÅŸayan Türkler arasında da durum aynıdır. “Türkmenistan’da çocuk sahibi olmak isteyen anne adayları ata mezarlarım, evliya türbelerini ziyaret edip, onlara kurban adar, dilek diler ve kendilerinden yardım isterler. Eskiden de mukaddes kabul edilen aÄŸaçlara, ata mezarlarına, türbelere, tekkelere, çaput baÄŸlayıp, saçı ve kurban sunarak çocuk istedikleri tarihî bir gerçektir. Adak adama, türbe ziyaretleri, aÄŸaçlara bez baÄŸlama, kurban kesme gibi birçok gelenek ve inanç günümüzde de devam etmektedir. Türkmen inançlarına göre çocuk sahibi olmak isteyenler Allah’ın rızasını kazanmak için açları doyurmak, fakirleri giydirmek ve aÄŸzı kutlu (dualı) kiÅŸilerin duasını almak gerektiÄŸine inanmaktadırlar. Bu nedenle Türkmenler arasında çok yaygın olarak “Hûda Yolu” adı altında yemek ziyafetleri verilmektedir. Türkmenler anne adayının kolay doÄŸum yapması, doÄŸum sırasında tehlikeli durumlarla karşılaÅŸmaması için de önceden bazı mübarek yerleri, yatır ve evliyaları, ziyaret ederek dua ettikleri görülür. (TatlılıoÄŸlu 1999: 16-17) DoÄŸumun kolay olması, bebeÄŸin saÄŸlıklı doÄŸması için edilen dualar aslında anneye ve bebeÄŸine verilen bir armaÄŸandır. Bu ÅŸekilde bebeÄŸin ve annenin hayatı güvence altına alınmaya çahşılmaktadır.
Bebeğin anne kanundaki varlığının bilinmesi ile birlikte inan hayatmda Erkek İçin Hediyeleşme süreci başlar. Daha bebek doğmadan eşyalanmn hazır edilişi ve eş, dost, akraba tarafından bebeğe Erkek İçin Hediye getirilişi bu Erkek İçin Hediyeleşme sürecinin bir kanıtıdır.
Çocuk dünyaya gelmeden; çocuğa yatak, yastık, üst-baş, çamaşır, kundak, şapka, iç çamaşın, beşik gibi şeyler hazırlanır. (Kalafat 1997:249-251)
“Özbekistan’da Bala doÄŸduÄŸunda siyah bir taşın üzerine konulur. GöbeÄŸi bıçakla kesilir soma ebesi dışan çıkıp müjdeyi verir, kız veya oÄŸlan olduÄŸunu duyurur.