Şirvânî firuze taşı yedi çeşide ayırır. Ebû İshâkî, birinci çeşittir. Diğer firuzelerin güzidesi ve iyisidir. Yeterince temiz ve parlaktır. Cismi cilalanmıştır. Rengi asumancûnîdir. İçinde hiç beyazlık yoktur. Bu taş yüzük kaşından büyük olmaz. Ezherî, ikinci çeşittir. İshâkîden sonra diğer madenlerin firuzesinden iyidir. Bazılarına göre ise ezherî, ebû ishâkîden iyidir. Süleymânî, üçüncü çeşittir. Şîr-bam da denir. Ezherîden aşağıdır. Zerhûn, dördüncü çeşittir. Bu firuzenin içinde sarı benekler bulunur. Süleymanîden aşağıdır. Hâkî, beşinci çeşittir. Âsumângûnî de denir. Bu da zerhûnîden küçüktür. Keftârî, altıncı çeşittir. Sefîd-reng-i zerd-bam, yedinci çeşittir. Bütün çeşitlerden aşağıdır240.
Ş irvânî, age, s. 157-161. Kutlar, age, s. 54-69. Ş irvânî, age, s. 157-161. Ş irvânî, age, s. 157-161.
Selçukîler tarihinden rivayetle Sultan Alp Arslan Fârs vilayetini tamamen ele geçirdiÄŸinde İstahr Kalesi’nde ona bir firuze kadeh armaÄŸan etmiÅŸler. İçine Irak batmanı ile iki batman misk ve amber sığarmış. Bu kadehin üzerinde kafirce Cimşîd adı yazılıymış241.
Hoca Nasîrüddîn-i Tûsî’den öğrenildiÄŸine göre firuzenin yaÄŸlanmışı yaÄŸlanmamışından iyi olurmuÅŸ. Peykânîsi gayr-ı peykânîden iyi ve peykânînin az yuvarlağı Horasanîler ve Maveraünnehrîler tarafından üstün tutulurmuÅŸ. Firuzenin kötüsü ve kusurlusu, taÅŸ ve toprakla karışmışı, iyisi tek renk olup, az bulunanıymış. Tigâşî, firuzenin kötüsüne bahta denildiÄŸini söyler. Firuzeye yaÄŸ ve ter deÄŸince güzelliÄŸi harap olup rengi dönermiÅŸ. Müşk ile durması bile güzelliÄŸini giderir, rengini
kaybettirirmiÅŸ . Aristo, taşın rengi çabuk yok oluyorsa onun kullanımından vazgeçilmesinin iyi olacağını belirtir. Rengi dönmüş ve harap olmuÅŸ firuzenin cilası şöyle yapılırmış: Keten tohumu yağı, yaÅŸ kiÅŸniÅŸ suyuyla beraber yarısı kalıncaya kadar kaynatılırmış. Sonra firuze kaÅŸları da konulup yaÄŸda kaynatma iÅŸlemine devam edilirmiÅŸ. Bir müddet geçince içinden çıkarılıp soÄŸuk suya bırakılırmış. SoÄŸuduktan sonra çıkartıp yine keten tohumu yağında bekletilirmiÅŸ. Birkaç gün sonra içinden çıkarıldığında firuzenin düzeldiÄŸi görülürmüş243. Za’îfî’nin cevâhir-nâmesinde firuzenin renginin sebz-fâm, çeÅŸitlerinin Ebû ishak/Nîşâbûrî, Hocendî, Siyâvükî, Erzincânî olduÄŸu bilgisine ulaşılır244.
Şirvânî firuze taşı yedi çeşide ayırır. Ebû İshâkî, birinci çeşittir. Diğer firuzelerin güzidesi ve iyisidir. Yeterince temiz ve parlaktır. Cismi cilalanmıştır. Rengi asumancûnîdir. İçinde hiç beyazlık yoktur. Bu taş yüzük kaşından büyük olmaz. Ezherî, ikinci çeşittir. İshâkîden sonra diğer madenlerin firuzesinden iyidir. Bazılarına göre ise ezherî, ebû ishâkîden iyidir. Süleymânî, üçüncü çeşittir. Şîr-bam da denir. Ezherîden aşağıdır. Zerhûn, dördüncü çeşittir. Bu firuzenin içinde sarı benekler bulunur. Süleymanîden aşağıdır. Hâkî, beşinci çeşittir. Âsumângûnî de denir. Bu da zerhûnîden küçüktür. Keftârî, altıncı çeşittir. Sefîd-reng-i zerd-bam, yedinci çeşittir. Bütün çeşitlerden aşağıdır240.
Ş irvânî, age, s. 157-161. Kutlar, age, s. 54-69. Ş irvânî, age, s. 157-161. Ş irvânî, age, s. 157-161.
Selçukîler tarihinden rivayetle Sultan Alp Arslan Fârs vilayetini tamamen ele geçirdiÄŸinde İstahr Kalesi’nde ona bir firuze kadeh armaÄŸan etmiÅŸler. İçine Irak batmanı ile iki batman misk ve amber sığarmış. Bu kadehin üzerinde kafirce Cimşîd adı yazılıymış241.
Hoca Nasîrüddîn-i Tûsî’den öğrenildiÄŸine göre firuzenin yaÄŸlanmışı yaÄŸlanmamışından iyi olurmuÅŸ. Peykânîsi gayr-ı peykânîden iyi ve peykânînin az yuvarlağı Horasanîler ve Maveraünnehrîler tarafından üstün tutulurmuÅŸ. Firuzenin kötüsü ve kusurlusu, taÅŸ ve toprakla karışmışı, iyisi tek renk olup, az bulunanıymış. Tigâşî, firuzenin kötüsüne bahta denildiÄŸini söyler. Firuzeye yaÄŸ ve ter deÄŸince güzelliÄŸi harap olup rengi dönermiÅŸ. Müşk ile durması bile güzelliÄŸini giderir, rengini
kaybettirirmiÅŸ . Aristo, taşın rengi çabuk yok oluyorsa onun kullanımından vazgeçilmesinin iyi olacağını belirtir. Rengi dönmüş ve harap olmuÅŸ firuzenin cilası şöyle yapılırmış: Keten tohumu yağı, yaÅŸ kiÅŸniÅŸ suyuyla beraber yarısı kalıncaya kadar kaynatılırmış. Sonra firuze kaÅŸları da konulup yaÄŸda kaynatma iÅŸlemine devam edilirmiÅŸ. Bir müddet geçince içinden çıkarılıp soÄŸuk suya bırakılırmış. SoÄŸuduktan sonra çıkartıp yine keten tohumu yağında bekletilirmiÅŸ. Birkaç gün sonra içinden çıkarıldığında firuzenin düzeldiÄŸi görülürmüş243. Za’îfî’nin cevâhir-nâmesinde firuzenin renginin sebz-fâm, çeÅŸitlerinin Ebû ishak/Nîşâbûrî, Hocendî, Siyâvükî, Erzincânî olduÄŸu bilgisine ulaşılır244.