Miskal, “deÄŸerli madenlerin, cevherlerin ve ilaçların tartılmasında kullanılan Arapların en eski ölçü birimlerinden biri, dört buçuk gram veya üçte bir dirhem veya yirmi dört kıratlık bir ağırlık ölçüsü”dür (Åžirvânî, 1999: 460).
İyi bir inci yuvarlak ve pürüzsüz olmalıdır. “Tuhfe-i Murâdf’de inci ÅŸekil yönünden on altı sınıfa ayrılır. ‘Uyûn, birinci çeÅŸittir. Bu çeÅŸide Mudahrec ve galtân da denirmiÅŸ. Düzgün ve yuvarlaktır, hiç kusuru yoktur. Ağırlığı bir dirhem olanı çok tercih edilirmiÅŸ. Beyzî, ikinci çeÅŸittir. Gulâmî de denirmiÅŸ. Yumurta gibi uzun ve düzgün bir incidir. Cevherîler katında oldukça meÅŸhurmuÅŸ. Ağırlığı bir miskal74 ise eÅŸi benzeri olmazmış. Åžalgamî, üçüncü çeÅŸittir. Åžalgam ÅŸeklinde yassı ve düzgün bir incidir. Zeytûnî, dördüncü çeÅŸittir. Ortası kalın, iki tarafı incedir. Turuncî, beÅŸinci çeÅŸittir. İki tarafı incelikte birbirine eÅŸit olmazmış. Åžalgamîden sonra raÄŸbet görürmüş. Müreftah, altıncı çeÅŸittir. Muka’ad, kâ’ide, fûfulî de denirmiÅŸ. Bir tarafı ince diÄŸer tarafı ÅŸalgam gibi yassı ve düzgündür. ‘Adesî, yedinci çeÅŸittir. Bu çeÅŸit inci mercimek ÅŸeklindedir. Nerdî, sekizinci çeÅŸittir. Tavla mühresine benzer. Müzenner, dokuzuncu çeÅŸittir. Kemen-dâr da derlermiÅŸ. Ortasında birleÅŸmiÅŸ kuÅŸaÄŸa benzer hat görünürmüş. Mürekkeb, onuncu çeÅŸittir. Bu çeÅŸit inciye bakınca birbirine bitiÅŸmiÅŸ iki inci görünürmüş. Levzî, on birinci çeÅŸittir. Bademe benzer. Åža’îrî, on ikinci çeÅŸittir. Arpaya benzer. Fülkî, on üçüncü çeÅŸittir. Gemiye benzer. Muzarres, on dördüncü çeÅŸittir. Bu çeÅŸit incinin üzerine sonradan nesneler yapışmıştır veya diÅŸ izinden çukur oluÅŸmuÅŸtur. Mücedder, on beÅŸinci çeÅŸittir. Nîm-rû, on altıncı çeÅŸittir. Bu incinin bir yanı düz bir yanı yassıdır. Süsleme sanatında ve yüzük kaÅŸlarında kullanılmaya uygun olurmuÅŸ. Bazıları ‘adesînin üzerinde mercimeÄŸe, levzînin üzerinde bademe, ÅŸa’îrînin üzerinde arpaya, fülkînin üzerinde gemiye benzer bir inci daha olduÄŸunu söylermiÅŸ75.
Hoca Nasîrüddîn-i Tûsî cevher-nâmesinde şunları söyler:
“Bizden önceki zamanlarda deliÄŸi dar olan inci makbuldü ve deliÄŸi geniÅŸ olan inciyi, dar olan incinin yarı pahasına alıp satarlardı. Çok tercih edilmezdi. Fakat bu günlerde padiÅŸahlarımız, beylerimiz ikisini ayırt etmez. Hatta geniÅŸ delikli inciye çok raÄŸbet ederler. Çünkü bu günlerde inciyi omuza, süslemelere ve kaftanlara takarlar. GeniÅŸ delikli incinin takılması, dar delikli inciden kolay ve saÄŸlam olur. Ayrıca deliÄŸi çok geniÅŸ ve eÄŸri olmamalıdır. Delik incinin ortasında ve düz olursa raÄŸbet edilir”76.
Şirvânî, age, s. 77-101.
Miskal, “deÄŸerli madenlerin, cevherlerin ve ilaçların tartılmasında kullanılan Arapların en eski ölçü birimlerinden biri, dört buçuk gram veya üçte bir dirhem veya yirmi dört kıratlık bir ağırlık ölçüsü”dür (Åžirvânî, 1999: 460).
İyi bir inci yuvarlak ve pürüzsüz olmalıdır. “Tuhfe-i Murâdf’de inci ÅŸekil yönünden on altı sınıfa ayrılır. ‘Uyûn, birinci çeÅŸittir. Bu çeÅŸide Mudahrec ve galtân da denirmiÅŸ. Düzgün ve yuvarlaktır, hiç kusuru yoktur. Ağırlığı bir dirhem olanı çok tercih edilirmiÅŸ. Beyzî, ikinci çeÅŸittir. Gulâmî de denirmiÅŸ. Yumurta gibi uzun ve düzgün bir incidir. Cevherîler katında oldukça meÅŸhurmuÅŸ. Ağırlığı bir miskal74 ise eÅŸi benzeri olmazmış. Åžalgamî, üçüncü çeÅŸittir. Åžalgam ÅŸeklinde yassı ve düzgün bir incidir. Zeytûnî, dördüncü çeÅŸittir. Ortası kalın, iki tarafı incedir. Turuncî, beÅŸinci çeÅŸittir. İki tarafı incelikte birbirine eÅŸit olmazmış. Åžalgamîden sonra raÄŸbet görürmüş. Müreftah, altıncı çeÅŸittir. Muka’ad, kâ’ide, fûfulî de denirmiÅŸ. Bir tarafı ince diÄŸer tarafı ÅŸalgam gibi yassı ve düzgündür. ‘Adesî, yedinci çeÅŸittir. Bu çeÅŸit inci mercimek ÅŸeklindedir. Nerdî, sekizinci çeÅŸittir. Tavla mühresine benzer. Müzenner, dokuzuncu çeÅŸittir. Kemen-dâr da derlermiÅŸ. Ortasında birleÅŸmiÅŸ kuÅŸaÄŸa benzer hat görünürmüş. Mürekkeb, onuncu çeÅŸittir. Bu çeÅŸit inciye bakınca birbirine bitiÅŸmiÅŸ iki inci görünürmüş. Levzî, on birinci çeÅŸittir. Bademe benzer. Åža’îrî, on ikinci çeÅŸittir. Arpaya benzer. Fülkî, on üçüncü çeÅŸittir. Gemiye benzer. Muzarres, on dördüncü çeÅŸittir. Bu çeÅŸit incinin üzerine sonradan nesneler yapışmıştır veya diÅŸ izinden çukur oluÅŸmuÅŸtur. Mücedder, on beÅŸinci çeÅŸittir. Nîm-rû, on altıncı çeÅŸittir. Bu incinin bir yanı düz bir yanı yassıdır. Süsleme sanatında ve yüzük kaÅŸlarında kullanılmaya uygun olurmuÅŸ. Bazıları ‘adesînin üzerinde mercimeÄŸe, levzînin üzerinde bademe, ÅŸa’îrînin üzerinde arpaya, fülkînin üzerinde gemiye benzer bir inci daha olduÄŸunu söylermiÅŸ75.
Hoca Nasîrüddîn-i Tûsî cevher-nâmesinde şunları söyler:
“Bizden önceki zamanlarda deliÄŸi dar olan inci makbuldü ve deliÄŸi geniÅŸ olan inciyi, dar olan incinin yarı pahasına alıp satarlardı. Çok tercih edilmezdi. Fakat bu günlerde padiÅŸahlarımız, beylerimiz ikisini ayırt etmez. Hatta geniÅŸ delikli inciye çok raÄŸbet ederler. Çünkü bu günlerde inciyi omuza, süslemelere ve kaftanlara takarlar. GeniÅŸ delikli incinin takılması, dar delikli inciden kolay ve saÄŸlam olur. Ayrıca deliÄŸi çok geniÅŸ ve eÄŸri olmamalıdır. Delik incinin ortasında ve düz olursa raÄŸbet edilir”76.
Şirvânî, age, s. 77-101.