Parapsikoloji, doÄŸaüstü olayları araÅŸtıran ve telepati, gaipten haber alma, duyu dışı algılama vb. olaylar ı inceleyen ruh bilimi,olarak tarif edilmektedir. ‘Parapsikoloji Sözlüğü’nde ise normal ötesi olan ama ruhsal olaylara yönelik nicelik ve nitelikteki çalışmalara ve deneylere verilen bilimsel tanımlama, ruhsal olaylardan daha da uzaklaÅŸarak, normal ötesi araÅŸtırmaların tüm bilimsel yönlerini kapsamaktadır,89 ÅŸeklinde açıklaması yapılmaktad ır. ‘Parapsikoloji’ ba ÅŸlıklı yazıda, 1930’lu yılların başında A.B.D de Duke üniversitesinde J.B.Rhine ve eÅŸi L. Rhine tarafından yürütülençalışmalarda psiÅŸik çalışmalar ı belirtmek için almanca parapsychologie terimini kullandığı belirtilmektedir. AlışılagelmiÅŸin dışı farklı psikoloji anlamına geldiÄŸi ifadeedilmiÅŸtir.
‘Gizemden Bilime Parapsikoloji’ baÅŸlıklı yazıda parapsikolojinin doÄŸanın yasalar ıyla belirlenen ve ortaya çıkan olaylar ı, klasik-akademik bilimsel anlayışın’ötesine’ geçerek araÅŸtıran bilim olduÄŸu belirtilmektedir. Bir baÅŸka yerde zihin faaliyetine baÄŸlı olarak ortaya çıkan paranormal olaylar ın bilimsel yollardanincelenmesi veya ruh ötesi, gizli kuvvetler bilimi olarak tarifi yapılmaktadır. Mistik eÄŸ ilimli olmakla beraber deneyci olduÄŸu ve fizik ile psikoloji alanına girmemiÅŸ ruhsal fenomenleri incelediÄŸi, bugünkü pozitif bilime ters düşen bu gerçeklerin sebeplerini ve oluÅŸum ÅŸeklini araÅŸtırdığı ifade edilmektedir. Ruh varlığının bedende tezahüründen dolayı ortaya çıkan duyular dışı olaylara ya da duyular dışı algılamalarımıza (DDA) daparapsikoloji olarak isim verilmektedir. Normal yaÅŸantımızın kenarında, yanında cereyan eden fakat mevcut bilgilerimizle açıklanamayan ruhi olaylar ifade edilmek için kullanılan parapsikoloji, beÅŸ duyumuzun dışında bazı olayları sezebilmek, etkileyebilmek ve geleceÄŸe, geçmiÅŸe ait bazı ÅŸeyleri anlamayı kapsayan bir bilim dalıolarak ortaya çıkmaktadır.
Parapsikoloji duyular d ışı, algılama yeteneğini inceleyen,alışılagelmiş in dışında psikoloji olarak tanımlanmaktadır. Bugünkü bilimsel yasalar çerçevesinde yer almıyor izlenimini veren normal dışı insan yeteneklerini inceleyen bilimdir ve inceleme konuları uzun zaman doğaüstü ya da yanılsama sonucu olduğu düşünülen olaylardır. Anormal olgulara, bilimsel bir yaklaşımla yönelmek isteyen parapsikoloji, ispritizma, mistisizm ya da gizli bilgilerden ayrılır.
Bu bilim dalı, ruhbilim sistemi içerisinde henüz yer almamış, ama alacak olan ruhsal işlevlerin var olduğunu ileri sürer. Parapsikologlar, hileleri, yanılsamayı ya da bilinen bir ruhbilimsel işlevin çalışmasını bir yana bıraktıktan ve rastlantıyı da hesaba kattıktan sonra, henüz çok yetersizce tanımlanmış bulunan ve insanın duyu ya da kas aracılığı olmaksızın çevresindeki dünya ile iletişime girmesini sağlayabilen yetilerin var olduğunu savunmaktadırlar. Parapsikolojik araştırmalarda, sonuçları tekrarlanabilir yöntemler geliştirmek üzerinde özellikle durulmaktadır. Çünkü parapsikolojiye bilimsel bir statü tanınmasındaki başlıca engel, tatmin edici bir kuramın olmamasının yanında, herhangibir ekip tarafından bildirilen deneysel sonuçların, başka ekipler tarafından çoğu keztekrarlanamamas ıdır.
Parapsikoloji ile ilgili bazı bilim insanlarınca ifade edilenler şöyle: Dr. Halûk Nurbaki’nin ‘İnsan GerçeÄŸi’ baÅŸlıklı yazısında ÅŸunlar ifade
edilmektedir: ”Parapsikoloji bilim adamlar ı, ruh varlığını ispat eden binlerce yayını
bilimsel seminerlerde yayınlamış lardır.”99
Albert Einstein ”YaÅŸadığımız en güzel deneyim gizemler içinde olmaktır”,diyor.
Psikanalizin babası Freud ise; tekrar dünyaya gelse kendisini seve seve parapsikolojiye adayabileceğini söylemektedir.100
Tasmanya Üniversitesinden Dr. Jurgen, Rus ve Çek bilginleri, paranormal olayları kanunları olan birer fizik olay olarak kabul etmektedirler.101
‘Siyasi Ve Askeri Sahada Hipnozun Kullanımı’ baÅŸlıklı yazıda parapsikoloji teriminin ilk olarak 1880 yıllarında Dessouir tarafından kullanıldığı belirtilmektedir.102 DiÄŸer taraftan parapsikoloji kelimesi 1920’li 1930’lu yıllarda Dr. J. B. Rhine tarafından, Fransız psikolog Emil Boirac’ın “psikoloji ötesi” anlamında kullandığı “parapsychique” kelimesinden uyarlanmış ve 1953’te Hollanda, Utrecht’a toplanan Uluslararası PsiÅŸik AraÅŸtırma Konferansınca parapsiÅŸik araÅŸtırma yapanlarca onaylanmış olduÄŸu belirtilmektedir. Parapsikoloji tarihini 4 önemli devreye ayırabiliriz: Klasik dönem, Mesmerizm dönemi, spritüel bilgilerin ilk yayıldığı ve ekolleÅŸtiÄŸi dönem, deneysel parapsikolojinin bir bilim dalı olarak üniversitelere yayıldığı dönem. 1700’lü yılların ikinci yarısında, ilk olarak Viyanalı Doktor Anton Mesmer, kendisine sinirsel problemlerle gelen bazı hastalarının tedavisi sırasında mıknatıslı çubuklar kullanılarak sonuç alabildiÄŸini görmüştür. Bir süre sonra ellerini de kullanarak aynı iÅŸi yapabildiÄŸini keÅŸfeder ve bunu bedensel mıknatıslık olarak açıklar. Bu deneysel çalışmalardan sonra, insana ait bu özellikler para ve ün kazanma yolunda kullanılmıştır.
Parapsikoloji hakkındaki bilimsel araÅŸtırmalar 19. yy.ın sonlarında baÅŸladı. O dönemde pozitif bilimin ruhsal fenomenlere karşı katılığından dolayı çok az sayıda bilim adamı konuyla ilgilendiler. 1841 yılında Dr. James Braid, hipnoz konusunda geliÅŸmeler saÄŸlarken, J. J. Thomson ve Sir Oliver Lodge, 1870’lerde, telepati çalışmalarının öncüsü oldular. 1882 yılında İngiltere’de bilimin metotlarını ruhsal olaylara uygulamak üzere ilk parapsikoloji derneÄŸi kuruldu. Çalışmalar iki ana yolda geliÅŸme gösteriyordu. Bu yollardan birisinde telepatinin gerçekliÄŸini kanıtlama çalışmaları yapılıyordu.
DiÄŸerinde ise ruhsal celseler yapılarak, medyumların ölmüş kiÅŸilerle baÄŸlant ıya geçmesi inceleniyor ve ölümden sonra ya ÅŸam araÅŸtırılıyordu. 1900’lü yıllarda Amerikalı medyum Edgar Cayce ÅŸifa ve geçmiÅŸ yaÅŸam okumalarını gündeme getirdi. Dr. Edith Fiore ve Dr. Helen Wembach ekminezi (ipnozla geriye götürme) çalışmaları yaparken, Sovyet mühendis Semyon Kirlian tarafından 1939’da bulunan fotoÄŸraf tekniÄŸi ile cisimlerin etrafında bulunan enerji alanlar ı tespit edilmiÅŸtir. 1950’li yıllara gelindiÄŸinde, Amerika’da askeri denizcilikte telepatinin kullanılması konusunda çalış malar ın ileri boyutlara ulaÅŸtığı belirtilmektedir.103 ‘Siyasi Ve Askeri Sahada Hipnozun Kullanımı’ baÅŸlıklı yazıda 30 Aralık 1969 yılında parapsikolojinin Amerikan Bilim GeliÅŸtirme BirliÄŸi (AAAS)’ne esas üye olarak resmen kabul edildiÄŸi ve kararın AAAS Meclisi tarafından alındığı, bu meclisin tıp, mühendislik gibi 300 bilimsel üye birlikleri delegelerinden teÅŸekkül ettiÄŸi ifade edilmektedir.104 Parapsikoloji Kurumu 1969’dan bu yana Amerikan Bilimini GeliÅŸtirme Kurumu’nun bir üyesi olmasına karşın, birçok bilimci ve filozof; açık bir ret veya sırf üstünde hiç düşünmeme yoluyla, bunu hala bir bilim olarak görmemektedirler.
Türkiye’de ruhsal konularla ilgili ilk çalışmalar 1900’lü yılların baÅŸlarında Dr. Bedri Ruhselman tarafından yapılmıştır. 1945’de ilk eseri olan ‘Ruh ve Kâinat’ adlı çalışmasından sonra 1950 yılında MetapsiÅŸik Tetkikler ve İlmi AraÅŸtırmalar DerneÄŸi’ni kurmuÅŸtur. Halen faaliyetini sürdüren MTİA DerneÄŸinin yanı sıra bir kaç baÅŸka dernek ve kiÅŸi de bu konuda çalışmalar yapmış ve bazı bilim adamlarımız bu konu ile ilgili tezler vermiÅŸtir.106 Günümüzde bu alanlarda çalışmakta olan onlarca kitapevinin yayınlamış olduÄŸu yüzlerce kitap vardır
Parapsikoloji, doÄŸaüstü olayları araÅŸtıran ve telepati, gaipten haber alma, duyu dışı algılama vb. olaylar ı inceleyen ruh bilimi,olarak tarif edilmektedir. ‘Parapsikoloji Sözlüğü’nde ise normal ötesi olan ama ruhsal olaylara yönelik nicelik ve nitelikteki çalışmalara ve deneylere verilen bilimsel tanımlama, ruhsal olaylardan daha da uzaklaÅŸarak, normal ötesi araÅŸtırmaların tüm bilimsel yönlerini kapsamaktadır,89 ÅŸeklinde açıklaması yapılmaktad ır. ‘Parapsikoloji’ ba ÅŸlıklı yazıda, 1930’lu yılların başında A.B.D de Duke üniversitesinde J.B.Rhine ve eÅŸi L. Rhine tarafından yürütülençalışmalarda psiÅŸik çalışmalar ı belirtmek için almanca parapsychologie terimini kullandığı belirtilmektedir. AlışılagelmiÅŸin dışı farklı psikoloji anlamına geldiÄŸi ifadeedilmiÅŸtir.
‘Gizemden Bilime Parapsikoloji’ baÅŸlıklı yazıda parapsikolojinin doÄŸanın yasalar ıyla belirlenen ve ortaya çıkan olaylar ı, klasik-akademik bilimsel anlayışın’ötesine’ geçerek araÅŸtıran bilim olduÄŸu belirtilmektedir. Bir baÅŸka yerde zihin faaliyetine baÄŸlı olarak ortaya çıkan paranormal olaylar ın bilimsel yollardanincelenmesi veya ruh ötesi, gizli kuvvetler bilimi olarak tarifi yapılmaktadır. Mistik eÄŸ ilimli olmakla beraber deneyci olduÄŸu ve fizik ile psikoloji alanına girmemiÅŸ ruhsal fenomenleri incelediÄŸi, bugünkü pozitif bilime ters düşen bu gerçeklerin sebeplerini ve oluÅŸum ÅŸeklini araÅŸtırdığı ifade edilmektedir. Ruh varlığının bedende tezahüründen dolayı ortaya çıkan duyular dışı olaylara ya da duyular dışı algılamalarımıza (DDA) daparapsikoloji olarak isim verilmektedir. Normal yaÅŸantımızın kenarında, yanında cereyan eden fakat mevcut bilgilerimizle açıklanamayan ruhi olaylar ifade edilmek için kullanılan parapsikoloji, beÅŸ duyumuzun dışında bazı olayları sezebilmek, etkileyebilmek ve geleceÄŸe, geçmiÅŸe ait bazı ÅŸeyleri anlamayı kapsayan bir bilim dalıolarak ortaya çıkmaktadır.
Parapsikoloji duyular d ışı, algılama yeteneğini inceleyen,alışılagelmiş in dışında psikoloji olarak tanımlanmaktadır. Bugünkü bilimsel yasalar çerçevesinde yer almıyor izlenimini veren normal dışı insan yeteneklerini inceleyen bilimdir ve inceleme konuları uzun zaman doğaüstü ya da yanılsama sonucu olduğu düşünülen olaylardır. Anormal olgulara, bilimsel bir yaklaşımla yönelmek isteyen parapsikoloji, ispritizma, mistisizm ya da gizli bilgilerden ayrılır.
Bu bilim dalı, ruhbilim sistemi içerisinde henüz yer almamış, ama alacak olan ruhsal işlevlerin var olduğunu ileri sürer. Parapsikologlar, hileleri, yanılsamayı ya da bilinen bir ruhbilimsel işlevin çalışmasını bir yana bıraktıktan ve rastlantıyı da hesaba kattıktan sonra, henüz çok yetersizce tanımlanmış bulunan ve insanın duyu ya da kas aracılığı olmaksızın çevresindeki dünya ile iletişime girmesini sağlayabilen yetilerin var olduğunu savunmaktadırlar. Parapsikolojik araştırmalarda, sonuçları tekrarlanabilir yöntemler geliştirmek üzerinde özellikle durulmaktadır. Çünkü parapsikolojiye bilimsel bir statü tanınmasındaki başlıca engel, tatmin edici bir kuramın olmamasının yanında, herhangibir ekip tarafından bildirilen deneysel sonuçların, başka ekipler tarafından çoğu keztekrarlanamamas ıdır.
Parapsikoloji ile ilgili bazı bilim insanlarınca ifade edilenler şöyle: Dr. Halûk Nurbaki’nin ‘İnsan GerçeÄŸi’ baÅŸlıklı yazısında ÅŸunlar ifade
edilmektedir: ”Parapsikoloji bilim adamlar ı, ruh varlığını ispat eden binlerce yayını
bilimsel seminerlerde yayınlamış lardır.”99
Albert Einstein ”YaÅŸadığımız en güzel deneyim gizemler içinde olmaktır”,diyor.
Psikanalizin babası Freud ise; tekrar dünyaya gelse kendisini seve seve parapsikolojiye adayabileceğini söylemektedir.100
Tasmanya Üniversitesinden Dr. Jurgen, Rus ve Çek bilginleri, paranormal olayları kanunları olan birer fizik olay olarak kabul etmektedirler.101
‘Siyasi Ve Askeri Sahada Hipnozun Kullanımı’ baÅŸlıklı yazıda parapsikoloji teriminin ilk olarak 1880 yıllarında Dessouir tarafından kullanıldığı belirtilmektedir.102 DiÄŸer taraftan parapsikoloji kelimesi 1920’li 1930’lu yıllarda Dr. J. B. Rhine tarafından, Fransız psikolog Emil Boirac’ın “psikoloji ötesi” anlamında kullandığı “parapsychique” kelimesinden uyarlanmış ve 1953’te Hollanda, Utrecht’a toplanan Uluslararası PsiÅŸik AraÅŸtırma Konferansınca parapsiÅŸik araÅŸtırma yapanlarca onaylanmış olduÄŸu belirtilmektedir. Parapsikoloji tarihini 4 önemli devreye ayırabiliriz: Klasik dönem, Mesmerizm dönemi, spritüel bilgilerin ilk yayıldığı ve ekolleÅŸtiÄŸi dönem, deneysel parapsikolojinin bir bilim dalı olarak üniversitelere yayıldığı dönem. 1700’lü yılların ikinci yarısında, ilk olarak Viyanalı Doktor Anton Mesmer, kendisine sinirsel problemlerle gelen bazı hastalarının tedavisi sırasında mıknatıslı çubuklar kullanılarak sonuç alabildiÄŸini görmüştür. Bir süre sonra ellerini de kullanarak aynı iÅŸi yapabildiÄŸini keÅŸfeder ve bunu bedensel mıknatıslık olarak açıklar. Bu deneysel çalışmalardan sonra, insana ait bu özellikler para ve ün kazanma yolunda kullanılmıştır.
Parapsikoloji hakkındaki bilimsel araÅŸtırmalar 19. yy.ın sonlarında baÅŸladı. O dönemde pozitif bilimin ruhsal fenomenlere karşı katılığından dolayı çok az sayıda bilim adamı konuyla ilgilendiler. 1841 yılında Dr. James Braid, hipnoz konusunda geliÅŸmeler saÄŸlarken, J. J. Thomson ve Sir Oliver Lodge, 1870’lerde, telepati çalışmalarının öncüsü oldular. 1882 yılında İngiltere’de bilimin metotlarını ruhsal olaylara uygulamak üzere ilk parapsikoloji derneÄŸi kuruldu. Çalışmalar iki ana yolda geliÅŸme gösteriyordu. Bu yollardan birisinde telepatinin gerçekliÄŸini kanıtlama çalışmaları yapılıyordu.
DiÄŸerinde ise ruhsal celseler yapılarak, medyumların ölmüş kiÅŸilerle baÄŸlant ıya geçmesi inceleniyor ve ölümden sonra ya ÅŸam araÅŸtırılıyordu. 1900’lü yıllarda Amerikalı medyum Edgar Cayce ÅŸifa ve geçmiÅŸ yaÅŸam okumalarını gündeme getirdi. Dr. Edith Fiore ve Dr. Helen Wembach ekminezi (ipnozla geriye götürme) çalışmaları yaparken, Sovyet mühendis Semyon Kirlian tarafından 1939’da bulunan fotoÄŸraf tekniÄŸi ile cisimlerin etrafında bulunan enerji alanlar ı tespit edilmiÅŸtir. 1950’li yıllara gelindiÄŸinde, Amerika’da askeri denizcilikte telepatinin kullanılması konusunda çalış malar ın ileri boyutlara ulaÅŸtığı belirtilmektedir.103 ‘Siyasi Ve Askeri Sahada Hipnozun Kullanımı’ baÅŸlıklı yazıda 30 Aralık 1969 yılında parapsikolojinin Amerikan Bilim GeliÅŸtirme BirliÄŸi (AAAS)’ne esas üye olarak resmen kabul edildiÄŸi ve kararın AAAS Meclisi tarafından alındığı, bu meclisin tıp, mühendislik gibi 300 bilimsel üye birlikleri delegelerinden teÅŸekkül ettiÄŸi ifade edilmektedir.104 Parapsikoloji Kurumu 1969’dan bu yana Amerikan Bilimini GeliÅŸtirme Kurumu’nun bir üyesi olmasına karşın, birçok bilimci ve filozof; açık bir ret veya sırf üstünde hiç düşünmeme yoluyla, bunu hala bir bilim olarak görmemektedirler.
Türkiye’de ruhsal konularla ilgili ilk çalışmalar 1900’lü yılların baÅŸlarında Dr. Bedri Ruhselman tarafından yapılmıştır. 1945’de ilk eseri olan ‘Ruh ve Kâinat’ adlı çalışmasından sonra 1950 yılında MetapsiÅŸik Tetkikler ve İlmi AraÅŸtırmalar DerneÄŸi’ni kurmuÅŸtur. Halen faaliyetini sürdüren MTİA DerneÄŸinin yanı sıra bir kaç baÅŸka dernek ve kiÅŸi de bu konuda çalışmalar yapmış ve bazı bilim adamlarımız bu konu ile ilgili tezler vermiÅŸtir.106 Günümüzde bu alanlarda çalışmakta olan onlarca kitapevinin yayınlamış olduÄŸu yüzlerce kitap vardır