Yakut, korindon adlı alüminyum oksitin bir mineral biçiminden oluşur. Kırmızı renkli olması, krom atomlarının taşın kristal yapısındaki alüminyum atomlarının bir kısmının yerine geçmesindendir. Yakutun ışığı kırma gücü de yüksektir. Yoğun bir
sıcaklığa maruz kaldığında taş yeşilleşir, soğuduğunda ise eski rengine döner .
Åž eyh’e göre yakut, sıcaklık ve kurulukta çeÅŸitleriyle uyumludur. Fakat kızıl yakutun sıcaklığı ve kuruluÄŸu diÄŸerlerinden çoktur. Sarı yakutun tabiatı sıcaklık ve kurulukta kızıl yakuta yakındır. Ezrak ve âsumâncûnî yakutun hareket ile yübuseti sarı yakuttan azdır. Beyaz yakutun tabiatı diÄŸer yakutlardan daha soÄŸuk, daha yumuÅŸak ve rutubetlidir133.
Åž irvânî’ye göre, yakutun cevherîler katında bilinen ve meÅŸhur olan yedi özelliÄŸi vardır134:
Ana Britannica, “Yakut”, C. 32, Hürriyet Gazetesi Yay., İstanbul, 1990, s. 72. Åž irvânî, age, s. 102-121. Åž irvânî, age, s. 102-121.
Birincisi, yakutu elmâstan başka hiçbir taş delemez ve kesemez. Yakut elmâstan ve akîkten başka taşları deler ve keser. Yakut matkabın ucuna biraz sağlamlaştırılırsa, o zaman elmâstan ve akîkten başka taşların hepsini keser. Nitekim demir ağaçları deler.
İkincisi, yakut özellikle kızıl behremânî veya remmânî ise kızıl la’lden baÅŸka hiçbir taşın pırıltısı, nuru, suyu yakutunki gibi olmaz.
Üçüncüsü, kızıl yakut ataşe girdiğinde rengini değiştirmez, harap olmaz, bazen rengi ve güzelliği bile artar. Eğer kızıl yakutta kızıl benekler varsa, o yakut ateşte çok durduğunda beneklerin kızıllığı yakutun cismine yayılır. Hepsinin rengi bir derece güzel, arı, sulu ve ışıltılı olur. Bu ateşe giren kızıl yakutun benekleri siyah olursa, ateş o kara benekleri giderir ve rengini arı, sulu, nurlu yapar.
Dördüncüsü, kızıl yakut ateşe girdiğinde rengi döner, beyazlaşır. Ateşten çıkınca yine rengine gelir. Hatta güzelliği, taraveti ve parlaklığı artabilir. Eğer kızıl yakut ateşe girdikten sonra güzelliği ve nuru artmazsa cevherîler talep etmez.
BeÅŸincisi, yakut ateÅŸten çıktıktan sonra diÄŸer taÅŸlardan daha çabuk soÄŸur, özellikle de behremânî kızıl yakut…
Altıncısı, yakut ağırlıkta diğer cevherlerden daha ağırdır. Miktarı ve kalıbı aynıysa âsumâncûnî yakuttur.
Yedinci özelliÄŸe de, yakutu aÄŸza bıraksalar, soÄŸukluÄŸu bir müddet ağızdan gitmez. Sonra ısınmaya baÅŸlar, özellikle behremânî ve remmânîde böyledir. Bu özellikler diÄŸer cevherlerde yoktur. Hoca Nasîrüddîn-i Tûsî, kerkend, kevser, bîcâde ve la’lin kızıl yakuta benzediÄŸini, fakat kerkend ve kevserin ateÅŸe dayanamadığını, yakutun dayandığını, la’lin egelendiÄŸini, yakutun egelenmediÄŸini, bîcâdenin ateÅŸe dayandığını, eÄŸelenmediÄŸini ancak tartıda hafif geldiÄŸini söyler135.Yakut, cisminin çizilip, bozulmaması için pamuk içerisinde saklanır: Bî-penbe nümâyân idelüm dâg-ı derûnı
Ol kıt’a-i yâkût-ı semen-pûş görinsün
Dostum gayra kıyâs itme derûnum âteşin
Eyliye belki lebün yâkûtına bir gün ziyân (Hâletî/Kaya, 2003: 248)
(Mezâkî/Mermer, 1991: 485)
Yakut, korindon adlı alüminyum oksitin bir mineral biçiminden oluşur. Kırmızı renkli olması, krom atomlarının taşın kristal yapısındaki alüminyum atomlarının bir kısmının yerine geçmesindendir. Yakutun ışığı kırma gücü de yüksektir. Yoğun bir
sıcaklığa maruz kaldığında taş yeşilleşir, soğuduğunda ise eski rengine döner .
Åž eyh’e göre yakut, sıcaklık ve kurulukta çeÅŸitleriyle uyumludur. Fakat kızıl yakutun sıcaklığı ve kuruluÄŸu diÄŸerlerinden çoktur. Sarı yakutun tabiatı sıcaklık ve kurulukta kızıl yakuta yakındır. Ezrak ve âsumâncûnî yakutun hareket ile yübuseti sarı yakuttan azdır. Beyaz yakutun tabiatı diÄŸer yakutlardan daha soÄŸuk, daha yumuÅŸak ve rutubetlidir133.
Åž irvânî’ye göre, yakutun cevherîler katında bilinen ve meÅŸhur olan yedi özelliÄŸi vardır134:
Ana Britannica, “Yakut”, C. 32, Hürriyet Gazetesi Yay., İstanbul, 1990, s. 72. Åž irvânî, age, s. 102-121. Åž irvânî, age, s. 102-121.
Birincisi, yakutu elmâstan başka hiçbir taş delemez ve kesemez. Yakut elmâstan ve akîkten başka taşları deler ve keser. Yakut matkabın ucuna biraz sağlamlaştırılırsa, o zaman elmâstan ve akîkten başka taşların hepsini keser. Nitekim demir ağaçları deler.
İkincisi, yakut özellikle kızıl behremânî veya remmânî ise kızıl la’lden baÅŸka hiçbir taşın pırıltısı, nuru, suyu yakutunki gibi olmaz.
Üçüncüsü, kızıl yakut ataşe girdiğinde rengini değiştirmez, harap olmaz, bazen rengi ve güzelliği bile artar. Eğer kızıl yakutta kızıl benekler varsa, o yakut ateşte çok durduğunda beneklerin kızıllığı yakutun cismine yayılır. Hepsinin rengi bir derece güzel, arı, sulu ve ışıltılı olur. Bu ateşe giren kızıl yakutun benekleri siyah olursa, ateş o kara benekleri giderir ve rengini arı, sulu, nurlu yapar.
Dördüncüsü, kızıl yakut ateşe girdiğinde rengi döner, beyazlaşır. Ateşten çıkınca yine rengine gelir. Hatta güzelliği, taraveti ve parlaklığı artabilir. Eğer kızıl yakut ateşe girdikten sonra güzelliği ve nuru artmazsa cevherîler talep etmez.
BeÅŸincisi, yakut ateÅŸten çıktıktan sonra diÄŸer taÅŸlardan daha çabuk soÄŸur, özellikle de behremânî kızıl yakut…
Altıncısı, yakut ağırlıkta diğer cevherlerden daha ağırdır. Miktarı ve kalıbı aynıysa âsumâncûnî yakuttur.
Yedinci özelliÄŸe de, yakutu aÄŸza bıraksalar, soÄŸukluÄŸu bir müddet ağızdan gitmez. Sonra ısınmaya baÅŸlar, özellikle behremânî ve remmânîde böyledir. Bu özellikler diÄŸer cevherlerde yoktur. Hoca Nasîrüddîn-i Tûsî, kerkend, kevser, bîcâde ve la’lin kızıl yakuta benzediÄŸini, fakat kerkend ve kevserin ateÅŸe dayanamadığını, yakutun dayandığını, la’lin egelendiÄŸini, yakutun egelenmediÄŸini, bîcâdenin ateÅŸe dayandığını, eÄŸelenmediÄŸini ancak tartıda hafif geldiÄŸini söyler135.Yakut, cisminin çizilip, bozulmaması için pamuk içerisinde saklanır: Bî-penbe nümâyân idelüm dâg-ı derûnı
Ol kıt’a-i yâkût-ı semen-pûş görinsün
Dostum gayra kıyâs itme derûnum âteşin
Eyliye belki lebün yâkûtına bir gün ziyân (Hâletî/Kaya, 2003: 248)
(Mezâkî/Mermer, 1991: 485)