Zümrüt, Günbed-i Hirmân167, Fireng diyarındaki daÄŸlık bölge168, Brezilya, Hindistan, Pakistan169’dan elde edilir.
Tigâşî ve Mu’izzüddîn zümrüdün madeniyle ilgili olarak ÅŸunları söyler:
“İsvân’dan öte Mısır ile Sudan arasında Tohum adlı bir büyük ve uzun daÄŸ vardır. Toprağı kirece benzer. O dağı Zümrüt Taşı için kazdıklarında önce talk adlı bir kara taÅŸ çıkar, o taşı ateÅŸe bırakırlar, kızdırırlar. AteÅŸten çıkardıklarında cevherîlerin bürünce dediÄŸi taÅŸ (merkaşîsâ -yı zehebî) olur. O taÅŸ çıktıktan sonra yine o kadar kazarlar ki yumuÅŸak talka karışmış kızıl toprak çıkar. O toprağın içinde çay taÅŸları gibi irili ufaklı yüzük kaÅŸları bulunur ve o damarlardan büyük parça zümrütler çıkarırlar. Onlardan kadehler, yüzükler, kaşıklar, düğmeler, bıçak sapları dizerler”170.
“Zümrüt Taşı madeni  İsvân’dan öte on günlük uzaklıktadır. Orada Zümrüt Taşı madenleri çoktur. Bir madenin adı Åžende’dir. Birinin adı Tekâbu,birinin adı Kar’-ı gâzî, birinin adı Vâdiü’ÅŸ-şât’tır. Buna içinde bakırdan bir koyunÅŸekli bulunduÄŸu için Vâdiü’ÅŸ-şât demiÅŸlerdir. Bu madenin zümrütü diÄŸer madenlerin zümrütlerinden daha iyi ve büyüktür. Hindîler zümrüte diÄŸer cevherlerden daha çok
171
165 Şirvânî, age, s. 122-130.
166 Şirvânî, age, s. 122-130.
167 Mısır payitahtının yakınlarında bir yer (Kutlar, 2005: 63-64).
1<î8 Kutlar, age, s. 63-64.
169 Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi, ” Zümrüt”, C. 24, Milliyet Gazetesi Yay., İstanbul, s. 12780.
170 Şirvânî, age, s. 122-130.
171 Şirvânî, age, s. 122-130.
raÄŸbet ederler, çok deÄŸer verirler”
Zümrüt, Günbed-i Hirmân167, Fireng diyarındaki daÄŸlık bölge168, Brezilya, Hindistan, Pakistan169’dan elde edilir.
Tigâşî ve Mu’izzüddîn zümrüdün madeniyle ilgili olarak ÅŸunları söyler:
“İsvân’dan öte Mısır ile Sudan arasında Tohum adlı bir büyük ve uzun daÄŸ vardır. Toprağı kirece benzer. O dağı Zümrüt Taşı için kazdıklarında önce talk adlı bir kara taÅŸ çıkar, o taşı ateÅŸe bırakırlar, kızdırırlar. AteÅŸten çıkardıklarında cevherîlerin bürünce dediÄŸi taÅŸ (merkaşîsâ -yı zehebî) olur. O taÅŸ çıktıktan sonra yine o kadar kazarlar ki yumuÅŸak talka karışmış kızıl toprak çıkar. O toprağın içinde çay taÅŸları gibi irili ufaklı yüzük kaÅŸları bulunur ve o damarlardan büyük parça zümrütler çıkarırlar. Onlardan kadehler, yüzükler, kaşıklar, düğmeler, bıçak sapları dizerler”170.
“Zümrüt Taşı madeni  İsvân’dan öte on günlük uzaklıktadır. Orada Zümrüt Taşı madenleri çoktur. Bir madenin adı Åžende’dir. Birinin adı Tekâbu,birinin adı Kar’-ı gâzî, birinin adı Vâdiü’ÅŸ-şât’tır. Buna içinde bakırdan bir koyunÅŸekli bulunduÄŸu için Vâdiü’ÅŸ-şât demiÅŸlerdir. Bu madenin zümrütü diÄŸer madenlerin zümrütlerinden daha iyi ve büyüktür. Hindîler zümrüte diÄŸer cevherlerden daha çok
171
165 Şirvânî, age, s. 122-130.
166 Şirvânî, age, s. 122-130.
167 Mısır payitahtının yakınlarında bir yer (Kutlar, 2005: 63-64).
1<î8 Kutlar, age, s. 63-64.
169 Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi, ” Zümrüt”, C. 24, Milliyet Gazetesi Yay., İstanbul, s. 12780.
170 Şirvânî, age, s. 122-130.
171 Şirvânî, age, s. 122-130.
raÄŸbet ederler, çok deÄŸer verirler”