OTANT�K TA�

HAKİKİ DAMLA KEHRİBAR TESBİH

KOLEKSİYON TESBİHLER
Kehribar Tesbih
Fiyatı      :      SATILDI TL
[dpsc_display_product]
Ürünün Özellikleri
  • 1.KALİTE HAS TAŞ
  • 10X10X340 MM
  • 20 GR
  • 925 AYAR GÜMÜ KAZAZİYE PÜSKÜL
  • BALTIK KEHRİ
  • Damla Kehribar
  • EŞİ YOK
  • KOLEKSİYON PARÇA
  • ÖZEL KUTUSUNDA

HAKİKİ DAMLA KEHRİBAR TESBİH (KOLEKSİYON)

OTANTİK TAŞ FARKI İLE %100 HAS DAMLA KEHRİBAR KOLEKSİYON PARÇA KAZAZ PÜSKÜL İLE SÜSLENMİŞ  RESİM DAHİ DAMARLARI BELLİ OLUYOR ..TANE ÇAPI 10 MM ARPA KESİM EŞİ YOKTUR.ALAN KİŞİ HAYRINI GÖRSÜN GÜLE GÜLE KULLANSIN.

Kehribar Tesbih

Kehribar Tesbih

TANE ÇAPI:10MM X 10 MM ARPA KESİM

PÜSKÜL DAHİL UZUNLUK:34 CM

PÜSKÜL HARİÇ İMAMEDEN UZUNLUK :22 CM 

AĞIRLIK:20 GR

KEHRİBAR NEDİR? – NASIL OLUŞUR?
Damla Kehribar, milyonlarca yıl önce yaşamış, çok geniş alanlar kaplayan, yüksek ağaçlı, tropik ve yarı tropik ormanlardaki ağaçların salgıladığı reçinenin fosilleşmiş halidir.Damla Kehribar çoğunlukla kozalaklı ağaçların reçinesinden oluşmasının yanısıra, tropik çiçekli ağaçların reçinesinden de oluşabilir.

Reçine, ağaçların bir korunma mekanizmasıdır. Ağacın gövdesi veya dalı herhangi bir şekilde zarar görürse (atmosferik koşullar, yaşlılık veya iri hayvanlar nedeniyle v.b. dış etkenler), yani kırılıp, yarılırsa kabuksuz dokuların dış etkenlere dayanıksız olduğu bir bölge açığa çıkar. Bu durumda reçine salgılanarak, taze yüzeyin kapatılarak iyileştirilmesine çalışıldığı gibi, kendisine zarar verebilecek böcek ve mantar gibi canlılarında reçinenin kendisine has kokusu, tadı ve yapışkanlığı ile ağaçtan uzak tutulmasına çalışılır. Bazı hastalıklarını iyileştirmek için salgılama yapmasının yanında yüksek ağaçlarda hızlı büyümenin oluşturduğu tansiyon nedeniyle oluşan boyuna çatlaklardan da bolca reçine salgılanır. O dönemlerde tropik ve yarı tropik iklim koşullarında yaşayan yüksek ağaçların, iklimin gittikçe yüksek sıcaklıklara ulaşması nedeniyle de bol miktarda reçine ürettikleri düşünülmektedir.

Damla Kehribar Tesbih

Damla Kehribar Tesbih

Ağaçta reçine salgı tipleri:
1- Dahili çatlakta reçine
2- Kabuk altında reçine
3- Dahili reçine cebi
4- Kabuk içinde reçine
5- Harici yara dolgusu
6-7- Sarkıt şeklinde reçine akıntısı
8- Harici damla biçimli reçine

Bu reçine, onu salgılayan ağaçla birlikte veya tek başına genellikle sellenme ile lagün, delta, veya denizel ortama taşınır. Burada sediment (kırıntılı malzeme) lerle birlikte gömülür. Milyonlarca sene boyunca ortama taşınan, bazen yüzlerce metre kalınlık oluşturan çökel malzeme altında kalan reçine, basınç ve sıcaklık koşulları altında sertleşerek Damla Kehribara dönüşür.
(Doğadan toplandığı görünümde Damla Kehribar topakları)
( Ham ve işlenmiş Damla Kehribar bir arada )
Reçineden Damla Kehribara dönüşümde, reçinenin içine gömüldüğü sedimentlerinde önemli bir rolü olduğu düşünülmektedir. Mesela, Borneo Damla Kehribarı Orta Miosen yaşlıdır. Buradan gelen koyu renkli kumtaşı içinden çıkarılan örnek kesin olarak Damla Kehribar (alkolle reaksiyona girmiyor) olmasına rağmen, kiltaşı seviyelerinden elde edilen sarı renkli fosil reçine copal dir (alkolle reaksiyona girmiştir). Yani aynı süreci yeraltına gömülü olarak geçiren reçine muhtemelen içinde bulunduğu tortulların etkisiyle yeterli olgunluğa erişememiş ve copal aşamasında kalmıştır.

Damla Kehribarlaşmanın en önemli etkenleri kabul edilen basınç ve sıcaklık yanında reçinenin içine gömüldüğü sedimentlerin türünün de etkili olduğunun düşünülmesine rağmen bu dönüşümün tüm mekanizması henüz anlaşılabilmiş değildir. Altta reçineden, copal ve Damla Kehribara geçiş süreci basitleştirilerek gösterilmiştir. Geçmişten günümüze doğru (soldan sağa) reçine orijinal plastisitesini ve suyunu kaybetmeye ve sertleşmeye başlar.

Kehribar Taşı Tesbih

Kehribar Taşı Tesbih

KEHRİBARIN FİZİKSEL – KİMYASAL ÖZELLİKLERİ
Kehribarın tüm özellikleri, yaşına, gömülme şartlarına ve reçine salgılayan ağacın türüne bağlı olarak değişir.

Kehribar amorf (şekilsiz ) olup, saydam, yarı saydam veya opak olabilir. Sedimentler içinde genellikle düzensiz topak, nodül (yumru ), sarkıt veya damlacık şeklinde bulunur.

Kehribar bir mineral olmadığından sabit bir kimyasal formulü yoktur ancak C10 I H16 I O4 şeklinde bir kompozisyon verilebilir. Yapısındaki ana elementler olan C%67-87, H%8.5-11, O%15, S%0-0.46 oranlarında olabilir. Özgül ağırlığı 1.05-1.30 gr/cm3 tür. Tamamen saydam Kehribarın özgül ağırlığı 1.1 gr/cm3 tür. Beyaz renklisinin özg. Ağ.ı 0.90-0.96 gr/cm3 tür ki özgül ağırlığı 1 olan saf suda yüzebilir. Kehribar %10 oranında tuz bulunduran suda yüzecek kadar hafiftir
( Kehribar tuzlu suda yüzebilir )

Sertliği Mohs sertlik cetveline göre 2.5-3 tür. Kehribarın sertliği, özgül ağırlığı ve kimyasal formulü bulunduğu jeolojik koşullara bağlı olarak lokasyondan lokasyona küçük farklılıklar gösterebilir. Sertlik Baltık bölgesinde 2-2.5, Dominikte 1-2 olup Burma (Myanmar) da 3 civarındadır. Yapısında sıkça bulunabilen succinic asitin formulü ise COOH(H2)2COOH15 şeklindedir.

Turuncu, sarı, kırmızı, kahverengi, konyak rengi, bal rengi, altın rengi, kemik rengi, siyah, renksiz, mavi ve yeşil renklerde bulunabilir. Kehribarın 256 farklı renk tonu katalog haline getirilmiştir.

Kehribar hafifçe ısıtılırsa reçine kokusu duyulur, 150 °C’ e kadar ısıtılırsa yumuşar, 375 °C civarında ise parlak, dumanlı bir alevle, hoş bir çam reçinesi kokusu çıkararak yanar. Bu özelliği nedeniyle, Almanlar kehribarı bernstein (yanan taş) olarak adlandırmışlardır. Isıtılan kehribar rengini değiştirerek kızıllaşır.

Kehribarın çözücü maddelere karşı direnci vardır, tamamen erimez. Erime oranları şöyledir:

Potasyum – alkol solüsyonu %40-45, Kloroform %24, Alkol %23, Eter %18-23, Metil alkol %13, Benzol %10 .
Kehribar fluoresan**dır. UV ışığı kehribara tutulursa ışıldar. Ana fluoresan renkleri sarı, mavi, yeşil ve turuncudur. Fluoresansın yoğunluğu kehribar tiplerinde farklı olabilir. Dominik kehribarı mavi ışıldar.

Kehribar Tesbih

Kehribar Tesbih

(Üstte solda UV ışığı altında, sağda normal ışıkta, altta ise gün ışığı içinden
geçer şekilde fotoğraflanmış aynı kehribar)
Milattan önce 600 lü yıllarda Milet’li Thales kehribarın yünlü kumaş, post gibi yüzeylere sürtüldüğünde kıvılcım çıkarttığını görmüş, sonra onun saç teli, saman, odun kıymığı gibi hafif maddeleri kendine çektiğini gözlemiştir. Bu özellik 2000 yıl gizemini korumuş ancak 1600 lerde Dr. William Gilbert kehribarın manyetik özelliğini araştırmış ve eski Yunan’da kehribarın ismi olan ”Elektron” dan esinlenerek elektrik sözcüğünü ilk kullanan bilim adamı olmuştur.

Doğal kehribar morfolojik olarak çok farklı biçimlerde olduğu gibi, boyut olarakta çok değişiktir. Mesozoyik (Triyas, Jura, Kretase) döneminden elde edilen kehribar hem az bulunur hemde genelde 1-2 cm. Büyüklüğü geçmez.Yaşlı kehribarları oksidasyon, sıcaklık, basınç ve erozyonun fazlaca etkilediği düşünülmektedir. Genelde küçük parçalar halinde bulunan kehribarın 1 kg.ı aşan örnekleri çok enderdir. Bazen Berlin Natural Science Museum da bulunan örnekte olduğu gibi, Baltık bölgesinin bilinen tek parça en büyük Kehribarı 47 cm. Uzunluk ve 9.817 kg.lık bir büyüklüğe erişebilir. Bu örnek 1860 ta Stettin (polonya) de bulunmuştur.
**(Fluoresans : Bazı maddeler, bir dış kaynak tarafından ‘Örn. Ultraviolet lambası’ uyarılınca, aldığı enerjinin bir kısmını absorbe ederek uyarılmış hale geçerler. Işınlama kesilince uyarılmış halden temel hale dönerken ışın yayınlarlar. Işınlama kesildikten sonra maddenin yayınladığı ışın kısa süreli ise fluoresans, uzun süreli ise veya ender olarak ışık kaynağına gerek olmadan (Örn. Fosfor) kendisi ışıldamaya devam ediyorsa fosforesans olayından söz edilir.)

Kehribar Taşı Tesbih

Kehribar Taşı Tesbih

Dünyanın her yerinde, farklı özelliklerde kehribar çeşitleri bulunmaktadır. Görsel olarak incelenen kehribarın, çoğunlukla hangi lokasyona ait olduğu uzmanlarca anlaşılabilmektedir. Dünyada 150 kadar farklı kehribar tipi bilinmektedir. Onun rengi, ışıltısı, sıcaklığı, kokusu, statik elektrik özelliği süs taşları arasında kehribarı özel kılar.

Saydamlık ve yarı saydamlık, ağacın cinsi, reçinenin akışı ve damlamasıyla ilgilidir. Kehribar parçasında, kurumuş reçine üzerine yayılan taze akışkan reçinenin oluşturduğu seviyeler gözlenebilir.

 

GERÇEK VE TAKLİT KEHRİBAR

Özellikleri nedeniyle, çok eski zamanlardan bu yana Kehribarın büyük talep görmesi, satışının çok iyi olması taklitlerini elde etme çalışmalarını çok teşvik etmiştir. Yirminci yüzyılın başında bakalit ve plastik bulununca, bu maddelerden üretilen kehribar renkli, kolye ve tesbihler Dünyanın her yanına yayıldı. Özellikle Kuzey ve Doğu Afrika, Orta Doğu ve Hindistan da kehribar renkli kolye ve tesbihler çok satıldı. Kimya endüstrisinin hızlı gelişimi sonucu elde edilen yeni sentetik ürünleri kullanan taklit kehribar (false-imitation amber) üreticileri o kadar başarılı oldular ki bunları gerçeğinden ayırmak gerçekten çok zorlaştı.

Doğada bulunduğu şekilde görüntü verilen sentetik malzeme, bazen içine fosil kapanımları yerleştirilerek, reçine kokusu olan yağ içinde hafifçe ısıtılarak doğal kokulu gerçek kehribar gibi piyasaya sunulmaktadır. Sentetik malzeme istenen şekil verildikten sonra eritilmiş kehribar içine daldırılıp, kaplanarak gerçek ürün olarak satılmaktadır. Steven Spielberg in 1993 de Jurassic Park filmini çekmesinden bu yana kehribar fiyatları kat kat artmış bu da taklit üretimi aynı oranda artttırmıştır.

Hakiki Damla Kehribar

Hakiki Damla Kehribar

Muhtemelen kehribar, Dünyada içinde sinek bulunduğunda değeri çok yükselen tek üründür. Bu gerçekten yola çıkıldığında, içinde fosil bulunduran kehribar taklitlerinin neden çok bulunduğu anlaşılmaktadır. Uzmanlar, inklüzyonun (kapanım) çok net, hırpalanmamış ve iri olduğunda sahte olmasından kuşkulanılması gerektiği belirtiliyor. Canlı fosili boyutu birkaç mm.yi aşmıyor ve çizgileri net değilse gerçek olma olasılığı daha yüksektir.

İngiltere Tabiat Tarihi Müzesi inklüzyonlu kehribar koleksiyonundaki en eski örneklerden biri taklit çıkmıştır. Üreticiler! gerçek kehribarı oyarak açtıklara yuvaya arı yerleştirip deliği eritilmiş kehribarla kapatarak piyasaya sürmüşler ve ürün elden ele dolaşarak uzun yıllar önce müze koleksiyonuna girmiştir.

Geçmişten günümüze taklit kehribar üretmek için Copal, Cam, Fenolic reçine, Selluloit, Casein, Bakalit, Plastik, Akrilik, Polyester v.b. maddeler kullanılmıştır.

1890 larda, Dupont şirketinin kehribarın plastik versiyonunu ürettiği söylenmektedir.

Gerçek kehribar ile taklit kehribarı birbirinden ayırabilmek için onların fiziksel ve kimyasal özelliklerinden yararlanmaktayız.

Uygulanabilecek en pratik ve hızlı yöntem, kor haline getirilmiş ince bir metal (iğne, çivi, çubuk) ucu, eldeki malzemenin göze çarpmayacak bir yerine (Örn. Boncuk ise delik kenarına, yüzük veya heykel gibi figür ise taban kısımlarına) dokundurmaktır. Gerçek kehribarda hoş bir çam reçinesi kokusu ortama yayılır, buna karşılık plastik özellikli bir malzeme kötü bir koku yayar.

Gerçek kehribarın özgül ağırlığı saf sudan biraz fazladır. Özgül ağırlığı 1.00 gr/cm 3 olan saf suyun 200ml.sine 23 gr. tuz katılarak hazırlanan solüsyona atılan gerçek kehribar yüzer, taklit kehribar daha ağır olduğundan batar.

Elimizdeki maddeyi ısınıncaya kadar yünlü bir kumaşa sürtelim, ısınmaya başlayınca küçük kağıt parçalarına veya saç teline yaklaştıralım. Kehribar doğal statik elektrik özelliği nedeniyle bu cisimleri kendine doğru çeker. Sentetik madde bu özelliği göstermez.

Damla Kehribar

Damla Kehribar

Sentetik malzemelerin kehribar adı altında satılmasının yanında, doğal copal de bir çok kehribar ülkesinde kehribar adı altında sunulmaktadır. Gerçekten de copal kehribara her yönden o kadar benzemektedir ki, bu iki doğal maddeyi birbirinden ayırmak son derece zordur. Bir damla eter veya alkolü her ikisine de damlatmak oldukça kesin bir yöntemdir. Kehribar üzerinde hiç bir etki bırakmadan uçup giden bu çözücüler, copal veya diğer olgunlaşmamış reçinelerin yüzeyini etkileyerek değdirildikleri yeri yapışkan hale getirirler. Diğer bir yöntemde bu maddelerin fluoresans özelliklerini kullanmak olabilir. Ultraviolet ışığı altında copal beyaz renkte ışıma gösterirken, kehribar genellikle mavi veya sarı ışıldar.

Bilimsel deneyler yaparak gerçek ve taklit kehribar belirlenmek istenirse, gerçek kehribarın yanma noktası olan 375 o C sıcaklığı, gene gerçek kehribarın bilinen çözücülere (solvents) gösterdiği direnç dereceleri ve Mohs cetveline göre 2-3 arasında olan sertlik derecesi baz olarak kullanılabilir.

Satın aldığımız ürünün gerçek kehribar olduğunu anlamak için yukardaki deneylerden en az iki veya üç tanesini doğru olarak uygulamamız bizi gerçeğe yaklaştıracaktır.

Bunların yanında, gerçek kehribarı en kesin belirleyen bilimsel yöntem ise IR spectroscopy çalışmasıdır.

HAKİKİ DAMLA KEHRİBAR TESBİH

KOLEKSİYON TESBİHLER
Kehribar Tesbih
Fiyatı      :      SATILDI TL
Ürünün Özellikleri
  • 1.KALİTE HAS TAŞ
  • 10X10X340 MM
  • 20 GR
  • 925 AYAR GÜMÜ KAZAZİYE PÜSKÜL
  • BALTIK KEHRİ
  • Damla Kehribar
  • EŞİ YOK
  • KOLEKSİYON PARÇA
  • ÖZEL KUTUSUNDA
[dpsc_display_product]
Ürün Açıklaması Video Tanıtım Yorumlar

HAKİKİ DAMLA KEHRİBAR TESBİH (KOLEKSİYON)

OTANTİK TAŞ FARKI İLE %100 HAS DAMLA KEHRİBAR KOLEKSİYON PARÇA KAZAZ PÜSKÜL İLE SÜSLENMİŞ  RESİM DAHİ DAMARLARI BELLİ OLUYOR ..TANE ÇAPI 10 MM ARPA KESİM EŞİ YOKTUR.ALAN KİŞİ HAYRINI GÖRSÜN GÜLE GÜLE KULLANSIN.

Kehribar Tesbih

Kehribar Tesbih

TANE ÇAPI:10MM X 10 MM ARPA KESİM

PÜSKÜL DAHİL UZUNLUK:34 CM

PÜSKÜL HARİÇ İMAMEDEN UZUNLUK :22 CM 

AĞIRLIK:20 GR

KEHRİBAR NEDİR? – NASIL OLUŞUR?
Damla Kehribar, milyonlarca yıl önce yaşamış, çok geniş alanlar kaplayan, yüksek ağaçlı, tropik ve yarı tropik ormanlardaki ağaçların salgıladığı reçinenin fosilleşmiş halidir.Damla Kehribar çoğunlukla kozalaklı ağaçların reçinesinden oluşmasının yanısıra, tropik çiçekli ağaçların reçinesinden de oluşabilir.

Reçine, ağaçların bir korunma mekanizmasıdır. Ağacın gövdesi veya dalı herhangi bir şekilde zarar görürse (atmosferik koşullar, yaşlılık veya iri hayvanlar nedeniyle v.b. dış etkenler), yani kırılıp, yarılırsa kabuksuz dokuların dış etkenlere dayanıksız olduğu bir bölge açığa çıkar. Bu durumda reçine salgılanarak, taze yüzeyin kapatılarak iyileştirilmesine çalışıldığı gibi, kendisine zarar verebilecek böcek ve mantar gibi canlılarında reçinenin kendisine has kokusu, tadı ve yapışkanlığı ile ağaçtan uzak tutulmasına çalışılır. Bazı hastalıklarını iyileştirmek için salgılama yapmasının yanında yüksek ağaçlarda hızlı büyümenin oluşturduğu tansiyon nedeniyle oluşan boyuna çatlaklardan da bolca reçine salgılanır. O dönemlerde tropik ve yarı tropik iklim koşullarında yaşayan yüksek ağaçların, iklimin gittikçe yüksek sıcaklıklara ulaşması nedeniyle de bol miktarda reçine ürettikleri düşünülmektedir.

Damla Kehribar Tesbih

Damla Kehribar Tesbih

Ağaçta reçine salgı tipleri:
1- Dahili çatlakta reçine
2- Kabuk altında reçine
3- Dahili reçine cebi
4- Kabuk içinde reçine
5- Harici yara dolgusu
6-7- Sarkıt şeklinde reçine akıntısı
8- Harici damla biçimli reçine

Bu reçine, onu salgılayan ağaçla birlikte veya tek başına genellikle sellenme ile lagün, delta, veya denizel ortama taşınır. Burada sediment (kırıntılı malzeme) lerle birlikte gömülür. Milyonlarca sene boyunca ortama taşınan, bazen yüzlerce metre kalınlık oluşturan çökel malzeme altında kalan reçine, basınç ve sıcaklık koşulları altında sertleşerek Damla Kehribara dönüşür.
(Doğadan toplandığı görünümde Damla Kehribar topakları)
( Ham ve işlenmiş Damla Kehribar bir arada )
Reçineden Damla Kehribara dönüşümde, reçinenin içine gömüldüğü sedimentlerinde önemli bir rolü olduğu düşünülmektedir. Mesela, Borneo Damla Kehribarı Orta Miosen yaşlıdır. Buradan gelen koyu renkli kumtaşı içinden çıkarılan örnek kesin olarak Damla Kehribar (alkolle reaksiyona girmiyor) olmasına rağmen, kiltaşı seviyelerinden elde edilen sarı renkli fosil reçine copal dir (alkolle reaksiyona girmiştir). Yani aynı süreci yeraltına gömülü olarak geçiren reçine muhtemelen içinde bulunduğu tortulların etkisiyle yeterli olgunluğa erişememiş ve copal aşamasında kalmıştır.

Damla Kehribarlaşmanın en önemli etkenleri kabul edilen basınç ve sıcaklık yanında reçinenin içine gömüldüğü sedimentlerin türünün de etkili olduğunun düşünülmesine rağmen bu dönüşümün tüm mekanizması henüz anlaşılabilmiş değildir. Altta reçineden, copal ve Damla Kehribara geçiş süreci basitleştirilerek gösterilmiştir. Geçmişten günümüze doğru (soldan sağa) reçine orijinal plastisitesini ve suyunu kaybetmeye ve sertleşmeye başlar.

Kehribar Taşı Tesbih

Kehribar Taşı Tesbih

KEHRİBARIN FİZİKSEL – KİMYASAL ÖZELLİKLERİ
Kehribarın tüm özellikleri, yaşına, gömülme şartlarına ve reçine salgılayan ağacın türüne bağlı olarak değişir.

Kehribar amorf (şekilsiz ) olup, saydam, yarı saydam veya opak olabilir. Sedimentler içinde genellikle düzensiz topak, nodül (yumru ), sarkıt veya damlacık şeklinde bulunur.

Kehribar bir mineral olmadığından sabit bir kimyasal formulü yoktur ancak C10 I H16 I O4 şeklinde bir kompozisyon verilebilir. Yapısındaki ana elementler olan C%67-87, H%8.5-11, O%15, S%0-0.46 oranlarında olabilir. Özgül ağırlığı 1.05-1.30 gr/cm3 tür. Tamamen saydam Kehribarın özgül ağırlığı 1.1 gr/cm3 tür. Beyaz renklisinin özg. Ağ.ı 0.90-0.96 gr/cm3 tür ki özgül ağırlığı 1 olan saf suda yüzebilir. Kehribar %10 oranında tuz bulunduran suda yüzecek kadar hafiftir
( Kehribar tuzlu suda yüzebilir )

Sertliği Mohs sertlik cetveline göre 2.5-3 tür. Kehribarın sertliği, özgül ağırlığı ve kimyasal formulü bulunduğu jeolojik koşullara bağlı olarak lokasyondan lokasyona küçük farklılıklar gösterebilir. Sertlik Baltık bölgesinde 2-2.5, Dominikte 1-2 olup Burma (Myanmar) da 3 civarındadır. Yapısında sıkça bulunabilen succinic asitin formulü ise COOH(H2)2COOH15 şeklindedir.

Turuncu, sarı, kırmızı, kahverengi, konyak rengi, bal rengi, altın rengi, kemik rengi, siyah, renksiz, mavi ve yeşil renklerde bulunabilir. Kehribarın 256 farklı renk tonu katalog haline getirilmiştir.

Kehribar hafifçe ısıtılırsa reçine kokusu duyulur, 150 °C’ e kadar ısıtılırsa yumuşar, 375 °C civarında ise parlak, dumanlı bir alevle, hoş bir çam reçinesi kokusu çıkararak yanar. Bu özelliği nedeniyle, Almanlar kehribarı bernstein (yanan taş) olarak adlandırmışlardır. Isıtılan kehribar rengini değiştirerek kızıllaşır.

Kehribarın çözücü maddelere karşı direnci vardır, tamamen erimez. Erime oranları şöyledir:

Potasyum – alkol solüsyonu %40-45, Kloroform %24, Alkol %23, Eter %18-23, Metil alkol %13, Benzol %10 .
Kehribar fluoresan**dır. UV ışığı kehribara tutulursa ışıldar. Ana fluoresan renkleri sarı, mavi, yeşil ve turuncudur. Fluoresansın yoğunluğu kehribar tiplerinde farklı olabilir. Dominik kehribarı mavi ışıldar.

Kehribar Tesbih

Kehribar Tesbih

(Üstte solda UV ışığı altında, sağda normal ışıkta, altta ise gün ışığı içinden
geçer şekilde fotoğraflanmış aynı kehribar)
Milattan önce 600 lü yıllarda Milet’li Thales kehribarın yünlü kumaş, post gibi yüzeylere sürtüldüğünde kıvılcım çıkarttığını görmüş, sonra onun saç teli, saman, odun kıymığı gibi hafif maddeleri kendine çektiğini gözlemiştir. Bu özellik 2000 yıl gizemini korumuş ancak 1600 lerde Dr. William Gilbert kehribarın manyetik özelliğini araştırmış ve eski Yunan’da kehribarın ismi olan ”Elektron” dan esinlenerek elektrik sözcüğünü ilk kullanan bilim adamı olmuştur.

Doğal kehribar morfolojik olarak çok farklı biçimlerde olduğu gibi, boyut olarakta çok değişiktir. Mesozoyik (Triyas, Jura, Kretase) döneminden elde edilen kehribar hem az bulunur hemde genelde 1-2 cm. Büyüklüğü geçmez.Yaşlı kehribarları oksidasyon, sıcaklık, basınç ve erozyonun fazlaca etkilediği düşünülmektedir. Genelde küçük parçalar halinde bulunan kehribarın 1 kg.ı aşan örnekleri çok enderdir. Bazen Berlin Natural Science Museum da bulunan örnekte olduğu gibi, Baltık bölgesinin bilinen tek parça en büyük Kehribarı 47 cm. Uzunluk ve 9.817 kg.lık bir büyüklüğe erişebilir. Bu örnek 1860 ta Stettin (polonya) de bulunmuştur.
**(Fluoresans : Bazı maddeler, bir dış kaynak tarafından ‘Örn. Ultraviolet lambası’ uyarılınca, aldığı enerjinin bir kısmını absorbe ederek uyarılmış hale geçerler. Işınlama kesilince uyarılmış halden temel hale dönerken ışın yayınlarlar. Işınlama kesildikten sonra maddenin yayınladığı ışın kısa süreli ise fluoresans, uzun süreli ise veya ender olarak ışık kaynağına gerek olmadan (Örn. Fosfor) kendisi ışıldamaya devam ediyorsa fosforesans olayından söz edilir.)

Kehribar Taşı Tesbih

Kehribar Taşı Tesbih

Dünyanın her yerinde, farklı özelliklerde kehribar çeşitleri bulunmaktadır. Görsel olarak incelenen kehribarın, çoğunlukla hangi lokasyona ait olduğu uzmanlarca anlaşılabilmektedir. Dünyada 150 kadar farklı kehribar tipi bilinmektedir. Onun rengi, ışıltısı, sıcaklığı, kokusu, statik elektrik özelliği süs taşları arasında kehribarı özel kılar.

Saydamlık ve yarı saydamlık, ağacın cinsi, reçinenin akışı ve damlamasıyla ilgilidir. Kehribar parçasında, kurumuş reçine üzerine yayılan taze akışkan reçinenin oluşturduğu seviyeler gözlenebilir.

 

GERÇEK VE TAKLİT KEHRİBAR

Özellikleri nedeniyle, çok eski zamanlardan bu yana Kehribarın büyük talep görmesi, satışının çok iyi olması taklitlerini elde etme çalışmalarını çok teşvik etmiştir. Yirminci yüzyılın başında bakalit ve plastik bulununca, bu maddelerden üretilen kehribar renkli, kolye ve tesbihler Dünyanın her yanına yayıldı. Özellikle Kuzey ve Doğu Afrika, Orta Doğu ve Hindistan da kehribar renkli kolye ve tesbihler çok satıldı. Kimya endüstrisinin hızlı gelişimi sonucu elde edilen yeni sentetik ürünleri kullanan taklit kehribar (false-imitation amber) üreticileri o kadar başarılı oldular ki bunları gerçeğinden ayırmak gerçekten çok zorlaştı.

Doğada bulunduğu şekilde görüntü verilen sentetik malzeme, bazen içine fosil kapanımları yerleştirilerek, reçine kokusu olan yağ içinde hafifçe ısıtılarak doğal kokulu gerçek kehribar gibi piyasaya sunulmaktadır. Sentetik malzeme istenen şekil verildikten sonra eritilmiş kehribar içine daldırılıp, kaplanarak gerçek ürün olarak satılmaktadır. Steven Spielberg in 1993 de Jurassic Park filmini çekmesinden bu yana kehribar fiyatları kat kat artmış bu da taklit üretimi aynı oranda artttırmıştır.

Hakiki Damla Kehribar

Hakiki Damla Kehribar

Muhtemelen kehribar, Dünyada içinde sinek bulunduğunda değeri çok yükselen tek üründür. Bu gerçekten yola çıkıldığında, içinde fosil bulunduran kehribar taklitlerinin neden çok bulunduğu anlaşılmaktadır. Uzmanlar, inklüzyonun (kapanım) çok net, hırpalanmamış ve iri olduğunda sahte olmasından kuşkulanılması gerektiği belirtiliyor. Canlı fosili boyutu birkaç mm.yi aşmıyor ve çizgileri net değilse gerçek olma olasılığı daha yüksektir.

İngiltere Tabiat Tarihi Müzesi inklüzyonlu kehribar koleksiyonundaki en eski örneklerden biri taklit çıkmıştır. Üreticiler! gerçek kehribarı oyarak açtıklara yuvaya arı yerleştirip deliği eritilmiş kehribarla kapatarak piyasaya sürmüşler ve ürün elden ele dolaşarak uzun yıllar önce müze koleksiyonuna girmiştir.

Geçmişten günümüze taklit kehribar üretmek için Copal, Cam, Fenolic reçine, Selluloit, Casein, Bakalit, Plastik, Akrilik, Polyester v.b. maddeler kullanılmıştır.

1890 larda, Dupont şirketinin kehribarın plastik versiyonunu ürettiği söylenmektedir.

Gerçek kehribar ile taklit kehribarı birbirinden ayırabilmek için onların fiziksel ve kimyasal özelliklerinden yararlanmaktayız.

Uygulanabilecek en pratik ve hızlı yöntem, kor haline getirilmiş ince bir metal (iğne, çivi, çubuk) ucu, eldeki malzemenin göze çarpmayacak bir yerine (Örn. Boncuk ise delik kenarına, yüzük veya heykel gibi figür ise taban kısımlarına) dokundurmaktır. Gerçek kehribarda hoş bir çam reçinesi kokusu ortama yayılır, buna karşılık plastik özellikli bir malzeme kötü bir koku yayar.

Gerçek kehribarın özgül ağırlığı saf sudan biraz fazladır. Özgül ağırlığı 1.00 gr/cm 3 olan saf suyun 200ml.sine 23 gr. tuz katılarak hazırlanan solüsyona atılan gerçek kehribar yüzer, taklit kehribar daha ağır olduğundan batar.

Elimizdeki maddeyi ısınıncaya kadar yünlü bir kumaşa sürtelim, ısınmaya başlayınca küçük kağıt parçalarına veya saç teline yaklaştıralım. Kehribar doğal statik elektrik özelliği nedeniyle bu cisimleri kendine doğru çeker. Sentetik madde bu özelliği göstermez.

Damla Kehribar

Damla Kehribar

Sentetik malzemelerin kehribar adı altında satılmasının yanında, doğal copal de bir çok kehribar ülkesinde kehribar adı altında sunulmaktadır. Gerçekten de copal kehribara her yönden o kadar benzemektedir ki, bu iki doğal maddeyi birbirinden ayırmak son derece zordur. Bir damla eter veya alkolü her ikisine de damlatmak oldukça kesin bir yöntemdir. Kehribar üzerinde hiç bir etki bırakmadan uçup giden bu çözücüler, copal veya diğer olgunlaşmamış reçinelerin yüzeyini etkileyerek değdirildikleri yeri yapışkan hale getirirler. Diğer bir yöntemde bu maddelerin fluoresans özelliklerini kullanmak olabilir. Ultraviolet ışığı altında copal beyaz renkte ışıma gösterirken, kehribar genellikle mavi veya sarı ışıldar.

Bilimsel deneyler yaparak gerçek ve taklit kehribar belirlenmek istenirse, gerçek kehribarın yanma noktası olan 375 o C sıcaklığı, gene gerçek kehribarın bilinen çözücülere (solvents) gösterdiği direnç dereceleri ve Mohs cetveline göre 2-3 arasında olan sertlik derecesi baz olarak kullanılabilir.

Satın aldığımız ürünün gerçek kehribar olduğunu anlamak için yukardaki deneylerden en az iki veya üç tanesini doğru olarak uygulamamız bizi gerçeğe yaklaştıracaktır.

Bunların yanında, gerçek kehribarı en kesin belirleyen bilimsel yöntem ise IR spectroscopy çalışmasıdır.