OTANT�K TA�

AKİK TAŞI ANLAMI

V MAKALELER
Akik Taşı Anlamı
Fiyatı      :      TL
Ürünün Özellikleri

AKİK TAŞI ANLAMI

Akik Taşı Anlamı olayı ilk kez 17. yy’ da Robert Boyle (1663) tarafından gözlenmiştir. Boyle karanlık bir odada avucunun içersinde ısıttığı elmasın parlaklığının görülebilen bir ışık biçiminde dağıldığını gözlemiştir. Daha sonra Kuvars mineralinin termolüminesans incelemeleri Du Fay (1738) tarafından gerçekleştirilmiştir. Radyoaktivitenin keşfinden sonra flüorit kristalindeki TL olayı Becquerel (1885) tarafından tespit edilmiştir. Literatürde ilk defa ”Akik Taşı Anlamı” ismini kullananlar Wiedemann ve Schmidt’tir (Wiedeman ve ark., 1985). Wiedeman ve Schmidt’in deneyleri ile daha önce yapılan TL gözlemlerinin farkı; termolüminesansı laboratuar ortamında elektron demetiyle sağlamış olmalarıdır. Devam eden süreçte birçok bilim adamı NaCl, kuvars, kalsiyum gibi minerallerin termolüminesans özeliklerini incelemişlerdir. İlk çalışma Morse (1905) tarafından yapılmıştır (Aitken,1985).

Akik Taşı Anlamı

Akik Taşı Anlamı

1923 de Lind ve Bardwell TL çalışmalarında radyum kullanarak bazı kıymetli taş ve saydam mineralleri incelemiştir. Daha sonra Wick ve arkadaşları seçtikleri doğal mineralleri ve sentetik fosforları X-ışını ve elektron demetiyle uyararak TL özelliklerini incelemiştir (Wick,1924). Steinmentz ve Gisser doğal fluorittin TL incelemelerini jeolojik açıdan incelemiştir ve fluorit mineralini sınıflandırmaya çalışmıştır (Steinmentz ve Gisser , 1936).

TL için temel koşul daha önceden radyasyona maruz kalmış materyalin bir yalıtkan ya da bir yarıiletken olmasıdır. Mineral içerikli kayalar, inorganik yarıiletkenler (amorf tek kristal ve polikristal) ve yalıtkanlar, seramikler, organik bileşikler, biyolojik materyaller ve biyokimyasallar olmak üzere dielektrik materyallerin çoğunda TL ışıması gözlenir. LiF, CaSÜ4, CaF2, BeO, Al2O3, Li2B4O7 gibi materyaller dozimetrideki uygulamalar nedeniyle yaygın olarak incelenen TL materyalleridir (Vij, 1998).

Yalıtkanların ışık yayınlaması karakteri doğal olarak oluşan minerallerin birden çok özelliği olduğunu göstermektedir. Lüminesans kristal örgü içindeki ikili oluşumların bir sonucudur. Minerallerin Lüminesans incelemesinde büyük basarılar elde edilmesine rağmen minerallerde gözlenen Lüminesans karakterleri yeterince anlaşılamamıştır. Bunun temel nedeni minerallerdeki ışıldayan sistemlerinin katı halde incelenen sentetik kristallerden daha karmaşık olmasıdır. Lüminesans davranışları sadece Lüminesans merkezlerinin türüne ve konsantrasyonlarına değil aynı zamanda soğurma, sesitizasyon ve kristal içindeki enerji transferlerine de bağlıdır. Bu nedenle minerallerde gözlenen yayınlama spektrumlarının çoğu birkaç Lüminesans merkezinin üst üste binmiş karakterini içerir (Krebetschek ve ark.,
1997).

Maddenin yapısındaki bozukluklardan dolayı değerlik bandı ile iletkenlik bandı arasındaki yasak enerji aralığında enerji seviyeleri bulunur. Bu enerji seviyeleri elektronlar için tuzak merkezlerini oluşturur.

Madde üzerine iyonize edici bir radyasyon geldiğinde değerlik bandındaki elektronlar aldıkları uyarılma enerjisi nedeniyle iletkenlik bandına uyarılırlar. İletkenlik bandındaki elektronlar çarpışmalar nedeniyle enerjilerinin bir kısmını kaybederek değerlik bandına geri dönerken, iletkenlik bandının hemen altında çeşitli derinliklerdeki tuzaklara yakalanırlar. Bu tür geçişler değerlik bandının hemen üzerinde yer alan hol tuzaklar içinde mümkündür. Tuzakların elektron sayısı soğurulan radyasyonun dozuyla orantılıdır. Oda sıcaklığında sığ tuzaklardaki elektronların bazıları iletkenlik bandına geri geçebilirler. Fakat derin tuzaklardaki elektronlar uzun süre burada kalabilirler. Madde ısıtıldığı zaman tuzaklardan kaçan elektronlar daha düşük enerji seviyelerine geçerlerken sahip oldukları fazla enerjiyi görünür bölgede ışık olarak yayımlayarak geri verirler. Buna termolüminesans denir. Akik Taşı Anlamı olayının gerçekleştiği maddelere fosfor denir. Fosforlar gündüz aldıkları ışıkları gece dışarıya yayınlarlar. Bunun nedeni, güneş ışığında

uyarıldıklarında ışığın valens bandından iletkenlik bandına geçip tuzaklarda depo edilmesi ve ışıksız ortamda yayınlanmalarıdır.

TL deneylerinde, fosferasansın düşük olduğu sıcaklıklarda ışınlama yapılır ve bunun ardından fosforesansın parlak olduğu sıcaklık değerine kadar ısıtılır. Isı ile uyarılmış bütün yükler örneği yarı-kararlı düzeylerinin dışına uyartır ve belirli bir süre sonra Lüminesans tamamen kaybolur. 300 °C’den sonra gözlenen ışık şiddeti örnek ısıtıcıdan gelen (kırmızı ötesi) siyah cisim ışımasından kaynaklanmaktadır.

Özetle, termolüminesans, herhangi bir radyasyona maruz kalmış malzemenin kusur bölgelerinde tuzaklanan taşıyıcıların termal olarak bırakılması ile meydana gelir. Belli sıcaklıklarda, bu tuzaklardaki taşıyıcıların yaşam ömrü çok uzun olabilir.

AKİK TAŞI ANLAMI

V MAKALELER
Akik Taşı Anlamı
Fiyatı      :      TL
Ürünün Özellikleri
Ürün Açıklaması Video Tanıtım Yorumlar

AKİK TAŞI ANLAMI

Akik Taşı Anlamı olayı ilk kez 17. yy’ da Robert Boyle (1663) tarafından gözlenmiştir. Boyle karanlık bir odada avucunun içersinde ısıttığı elmasın parlaklığının görülebilen bir ışık biçiminde dağıldığını gözlemiştir. Daha sonra Kuvars mineralinin termolüminesans incelemeleri Du Fay (1738) tarafından gerçekleştirilmiştir. Radyoaktivitenin keşfinden sonra flüorit kristalindeki TL olayı Becquerel (1885) tarafından tespit edilmiştir. Literatürde ilk defa ”Akik Taşı Anlamı” ismini kullananlar Wiedemann ve Schmidt’tir (Wiedeman ve ark., 1985). Wiedeman ve Schmidt’in deneyleri ile daha önce yapılan TL gözlemlerinin farkı; termolüminesansı laboratuar ortamında elektron demetiyle sağlamış olmalarıdır. Devam eden süreçte birçok bilim adamı NaCl, kuvars, kalsiyum gibi minerallerin termolüminesans özeliklerini incelemişlerdir. İlk çalışma Morse (1905) tarafından yapılmıştır (Aitken,1985).

Akik Taşı Anlamı

Akik Taşı Anlamı

1923 de Lind ve Bardwell TL çalışmalarında radyum kullanarak bazı kıymetli taş ve saydam mineralleri incelemiştir. Daha sonra Wick ve arkadaşları seçtikleri doğal mineralleri ve sentetik fosforları X-ışını ve elektron demetiyle uyararak TL özelliklerini incelemiştir (Wick,1924). Steinmentz ve Gisser doğal fluorittin TL incelemelerini jeolojik açıdan incelemiştir ve fluorit mineralini sınıflandırmaya çalışmıştır (Steinmentz ve Gisser , 1936).

TL için temel koşul daha önceden radyasyona maruz kalmış materyalin bir yalıtkan ya da bir yarıiletken olmasıdır. Mineral içerikli kayalar, inorganik yarıiletkenler (amorf tek kristal ve polikristal) ve yalıtkanlar, seramikler, organik bileşikler, biyolojik materyaller ve biyokimyasallar olmak üzere dielektrik materyallerin çoğunda TL ışıması gözlenir. LiF, CaSÜ4, CaF2, BeO, Al2O3, Li2B4O7 gibi materyaller dozimetrideki uygulamalar nedeniyle yaygın olarak incelenen TL materyalleridir (Vij, 1998).

Yalıtkanların ışık yayınlaması karakteri doğal olarak oluşan minerallerin birden çok özelliği olduğunu göstermektedir. Lüminesans kristal örgü içindeki ikili oluşumların bir sonucudur. Minerallerin Lüminesans incelemesinde büyük basarılar elde edilmesine rağmen minerallerde gözlenen Lüminesans karakterleri yeterince anlaşılamamıştır. Bunun temel nedeni minerallerdeki ışıldayan sistemlerinin katı halde incelenen sentetik kristallerden daha karmaşık olmasıdır. Lüminesans davranışları sadece Lüminesans merkezlerinin türüne ve konsantrasyonlarına değil aynı zamanda soğurma, sesitizasyon ve kristal içindeki enerji transferlerine de bağlıdır. Bu nedenle minerallerde gözlenen yayınlama spektrumlarının çoğu birkaç Lüminesans merkezinin üst üste binmiş karakterini içerir (Krebetschek ve ark.,
1997).

Maddenin yapısındaki bozukluklardan dolayı değerlik bandı ile iletkenlik bandı arasındaki yasak enerji aralığında enerji seviyeleri bulunur. Bu enerji seviyeleri elektronlar için tuzak merkezlerini oluşturur.

Madde üzerine iyonize edici bir radyasyon geldiğinde değerlik bandındaki elektronlar aldıkları uyarılma enerjisi nedeniyle iletkenlik bandına uyarılırlar. İletkenlik bandındaki elektronlar çarpışmalar nedeniyle enerjilerinin bir kısmını kaybederek değerlik bandına geri dönerken, iletkenlik bandının hemen altında çeşitli derinliklerdeki tuzaklara yakalanırlar. Bu tür geçişler değerlik bandının hemen üzerinde yer alan hol tuzaklar içinde mümkündür. Tuzakların elektron sayısı soğurulan radyasyonun dozuyla orantılıdır. Oda sıcaklığında sığ tuzaklardaki elektronların bazıları iletkenlik bandına geri geçebilirler. Fakat derin tuzaklardaki elektronlar uzun süre burada kalabilirler. Madde ısıtıldığı zaman tuzaklardan kaçan elektronlar daha düşük enerji seviyelerine geçerlerken sahip oldukları fazla enerjiyi görünür bölgede ışık olarak yayımlayarak geri verirler. Buna termolüminesans denir. Akik Taşı Anlamı olayının gerçekleştiği maddelere fosfor denir. Fosforlar gündüz aldıkları ışıkları gece dışarıya yayınlarlar. Bunun nedeni, güneş ışığında

uyarıldıklarında ışığın valens bandından iletkenlik bandına geçip tuzaklarda depo edilmesi ve ışıksız ortamda yayınlanmalarıdır.

TL deneylerinde, fosferasansın düşük olduğu sıcaklıklarda ışınlama yapılır ve bunun ardından fosforesansın parlak olduğu sıcaklık değerine kadar ısıtılır. Isı ile uyarılmış bütün yükler örneği yarı-kararlı düzeylerinin dışına uyartır ve belirli bir süre sonra Lüminesans tamamen kaybolur. 300 °C’den sonra gözlenen ışık şiddeti örnek ısıtıcıdan gelen (kırmızı ötesi) siyah cisim ışımasından kaynaklanmaktadır.

Özetle, termolüminesans, herhangi bir radyasyona maruz kalmış malzemenin kusur bölgelerinde tuzaklanan taşıyıcıların termal olarak bırakılması ile meydana gelir. Belli sıcaklıklarda, bu tuzaklardaki taşıyıcıların yaşam ömrü çok uzun olabilir.