Radyasyon yayan cihazların radyoaktif etkilerini azaltan bu mineral, aynı zamanda migrenin doğal ilacı olarak da kullanılmaktadır.
Zihni uyanık tutması dolayısıyla, Latince AMETİST (zinde tutan) ismi verilmiştir.Taşların boyutları yaklaşık 18mm*8mm*5mm dir.
23 adet doğal ametist taşı kullanılmıştır.
Lastik misina kullanıldığı için ebat sorunu olmaz.
ametistin adını Yunanca a, “deÄŸil” (olumsuzluk eki) ve methuskein, “sarhoÅŸ etmek” kelimelerinden aldığı söylenir. Bunun nedeni eski zamanlarda yaygın olan taşın sahibini sarhoÅŸluktan koruduÄŸuna dair inançtır. Ametistten yapılmış bir kase veya kupadan ÅŸarap içmenin kiÅŸiyi sarhoÅŸ etmeyeceÄŸine inanılıyordu. Yine de taşın isminin , taÅŸ için DoÄŸu’da kullanılan bir ismin dejenere olmasından türemiÅŸ olabileceÄŸi de düşünülmektedir.
Özellikleri [değiştir]
20. yüzyılda ametistin rengini sahip olduğu manganezden aldığı düşünülmüştür. Fakat, bazı otoriteler rengin organik bir kaynağı olduğunu ileri sürmüşlerdir. Ferrik tiyosiyanat önerilmiş ve mineralde kükürtün saptandığı belirtilmiştir. 2005 yılından itibaren, ametistin renginden yabancı (katışkı) atomların sorumlu olduğu düşünülmektedir.
Isıya maruz kaldığında, ametistin rengi sarıya döner. Genel olarak sarı kuvars cevherlerinin (sitrin, dumanlı kuvars ve diÄŸerleri) genel olarak yanmış ametist olduÄŸu söylenmektedir. Kayacın yeryüzüne çıkmış uzantılarında, ametist damarlarının renklerini kaybetmeleri muhtemeldir. Ametistin sertliÄŸi 7’dir.
Popüler bir deÄŸerli taÅŸ olan ametistin çeÅŸitli renklerine farklı tanımlar verilmiÅŸtir. ÖrneÄŸin, “Rose de France” genellikle açık pembemsi lavanta veya leylak gölgeye sahiptir. En deÄŸerli rengi ise kırmızı parıltılara sahip koyu menekÅŸe rengi olanıdır; bu renkteki ametist “Sibiryalı” olarak adlandırılır. İsminden de anlaşılacağı gibi bu renkteki ametist genellikle Sibirya’dan çıkarılsa da, Sibirya dışında Uruguay ve Zambiya baÅŸta olmak üzere baÅŸka bölgelerden de çıkarılmaktadır.
Ametist ABD’de birçok yerde bulunsa da bunlar mücevherlerde kullanabilecek kadar güzel ve deÄŸerli deÄŸildir. Ametist Brezilya, Uruguay, Bolivya, Arjantin, Zambiya, Namibya ve diÄŸer Afrika ülkelerinde çıkarılır. “En kaliteli kristalli ametistler genellikle Hindistan, Brezilya ve Uruguay’daki volkanik kayaçların içindeki gaz boÅŸluklarında (jeodlarda) oluÅŸur.[1]
Ayrıca Türkiye’de Balıkesir – Dursunbey ilçesinde, Erzincan ve Ordu’da da ametist yatakları olduÄŸu bilinmektedir.
Kültürel ve tarihi önemi [değiştir]
Ametist taşı birçok farklı kültür ve bölgede kraliyet aileleri tarfından sevilmiÅŸtir. Mısır kraliyet hanedanları tarafından sevilen ametist, Mısır’da genel olarak oymalarda kullanılırdı.
Leonardo Da Vinci ametistin şeytani, günahkar düşünceleri dağıttığı ve zekayı canlandırdığını yazmıştır. Bu büyük ihtimalle o zamanlarda var olan yaygın bir kanıydı.
6 karatlık armut kesimli ametist yüzük
Ayrıca, eski zamanlarda ametist dindarlığın ve bekaretin sembolü olarak görülürdü. Bu nedenle Orta Çağ boyunca Katolik Kilisesi ve diğer dini grup ve kiliselerde, özellikle oymalarda fazlasıyla kullanılmış ve değer verilmiştir. Yine aynı nedenlerle taş piskoposlar için özel bir önem arz etmiştir. Bugün hâlâ birçok piskopos ve diğer bazı din görevlileri ametist taşlı yüzükler takar.
Radyasyon yayan cihazların radyoaktif etkilerini azaltan bu mineral, aynı zamanda migrenin doğal ilacı olarak da kullanılmaktadır.
Zihni uyanık tutması dolayısıyla, Latince AMETİST (zinde tutan) ismi verilmiştir.Taşların boyutları yaklaşık 18mm*8mm*5mm dir.
23 adet doğal ametist taşı kullanılmıştır.
Lastik misina kullanıldığı için ebat sorunu olmaz.
ametistin adını Yunanca a, “deÄŸil” (olumsuzluk eki) ve methuskein, “sarhoÅŸ etmek” kelimelerinden aldığı söylenir. Bunun nedeni eski zamanlarda yaygın olan taşın sahibini sarhoÅŸluktan koruduÄŸuna dair inançtır. Ametistten yapılmış bir kase veya kupadan ÅŸarap içmenin kiÅŸiyi sarhoÅŸ etmeyeceÄŸine inanılıyordu. Yine de taşın isminin , taÅŸ için DoÄŸu’da kullanılan bir ismin dejenere olmasından türemiÅŸ olabileceÄŸi de düşünülmektedir.
Özellikleri [değiştir]
20. yüzyılda ametistin rengini sahip olduğu manganezden aldığı düşünülmüştür. Fakat, bazı otoriteler rengin organik bir kaynağı olduğunu ileri sürmüşlerdir. Ferrik tiyosiyanat önerilmiş ve mineralde kükürtün saptandığı belirtilmiştir. 2005 yılından itibaren, ametistin renginden yabancı (katışkı) atomların sorumlu olduğu düşünülmektedir.
Isıya maruz kaldığında, ametistin rengi sarıya döner. Genel olarak sarı kuvars cevherlerinin (sitrin, dumanlı kuvars ve diÄŸerleri) genel olarak yanmış ametist olduÄŸu söylenmektedir. Kayacın yeryüzüne çıkmış uzantılarında, ametist damarlarının renklerini kaybetmeleri muhtemeldir. Ametistin sertliÄŸi 7’dir.
Popüler bir deÄŸerli taÅŸ olan ametistin çeÅŸitli renklerine farklı tanımlar verilmiÅŸtir. ÖrneÄŸin, “Rose de France” genellikle açık pembemsi lavanta veya leylak gölgeye sahiptir. En deÄŸerli rengi ise kırmızı parıltılara sahip koyu menekÅŸe rengi olanıdır; bu renkteki ametist “Sibiryalı” olarak adlandırılır. İsminden de anlaşılacağı gibi bu renkteki ametist genellikle Sibirya’dan çıkarılsa da, Sibirya dışında Uruguay ve Zambiya baÅŸta olmak üzere baÅŸka bölgelerden de çıkarılmaktadır.
Ametist ABD’de birçok yerde bulunsa da bunlar mücevherlerde kullanabilecek kadar güzel ve deÄŸerli deÄŸildir. Ametist Brezilya, Uruguay, Bolivya, Arjantin, Zambiya, Namibya ve diÄŸer Afrika ülkelerinde çıkarılır. “En kaliteli kristalli ametistler genellikle Hindistan, Brezilya ve Uruguay’daki volkanik kayaçların içindeki gaz boÅŸluklarında (jeodlarda) oluÅŸur.[1]
Ayrıca Türkiye’de Balıkesir – Dursunbey ilçesinde, Erzincan ve Ordu’da da ametist yatakları olduÄŸu bilinmektedir.
Kültürel ve tarihi önemi [değiştir]
Ametist taşı birçok farklı kültür ve bölgede kraliyet aileleri tarfından sevilmiÅŸtir. Mısır kraliyet hanedanları tarafından sevilen ametist, Mısır’da genel olarak oymalarda kullanılırdı.
Leonardo Da Vinci ametistin şeytani, günahkar düşünceleri dağıttığı ve zekayı canlandırdığını yazmıştır. Bu büyük ihtimalle o zamanlarda var olan yaygın bir kanıydı.
6 karatlık armut kesimli ametist yüzük
Ayrıca, eski zamanlarda ametist dindarlığın ve bekaretin sembolü olarak görülürdü. Bu nedenle Orta Çağ boyunca Katolik Kilisesi ve diğer dini grup ve kiliselerde, özellikle oymalarda fazlasıyla kullanılmış ve değer verilmiştir. Yine aynı nedenlerle taş piskoposlar için özel bir önem arz etmiştir. Bugün hâlâ birçok piskopos ve diğer bazı din görevlileri ametist taşlı yüzükler takar.