Ablaya DoÄŸum Günü Hediyesi Özbekistan’da bebek kız olunca yedinci gün ve oÄŸlan olunca dokuzuncu veya ondan bu¬gün sonra “beÅŸiÄŸe salınır” (beÅŸiÄŸe koyulur) Yirmi birinci günden soma BeÅŸik Toyu yapılır. BeÅŸik Toyu’nu baba tarafı yapar.
BeÅŸik Toyu’na bazı yörelerde davet yapılırken davet yapan, davetliye iki ekmek verir. İki yüz, üç yüz ekmek alınıp davet için çantalarla ev ev dolaşıldığı olur. Bazı yerlerde davet yazılı olur. Bazen de atlı ve arabalı tellallar bağırtılır. BeÅŸik toyunun yapılacağı evin kapı eÅŸiÄŸinin önüne ve bacasına ÅŸirinlikler ve çiçekler konularak konu komÅŸuya toy duyurulmuÅŸ olur.Toy evinin önündeki aÄŸaçlara ÅŸeker ve gül baÄŸlanır, buna “çemen” denir.” (Kalafat 1997: 265)
Kazaklar*da “Çocuk doÄŸduktan sonra göbeÄŸi üç parmak ölçülerek baÄŸlanıp makasla kesilir. Göbek pudralanıp pamuk sarılır. Bu ÅŸekilde yapılan göbek iki, üç günde düşer. Çocuk daha soma sabunlu su ile yıkanır. Göbek kesmeye “kindik kesib çatır”, göbeÄŸi kesene de “kindik çeçesi” (göbek annesi) denir. GöbeÄŸi kesen kiÅŸinin, saygın ve tanıdık biri olmasına özen gösterilir. Kızlardan kindik çeçesi olmaz. Genellikle genç gelinler olurlar. GöbeÄŸi kim keserse “kindik colu” denilerek halı, kilim, altın bilezik verilir. Karşılığında da o kadın çocuÄŸa bir koyun, çocuk battaniyesi, çocuk elbisesi, nazarlık getirir. Bu Ablaya DoÄŸum Günü Hediyesi lere “kaide” denir. (Satur 1998:72)
Türklerde yeni doÄŸurmuÅŸ da henüz yataktan kalkmamış kadına “loÄŸusa”, “loÄŸsa”, “doÄŸazkesen”, “emzikli”, “nevse” gibi adlar verilir. DoÄŸumdan sonra yatakta kalma süresi kadının fizyolojik durumuna, doÄŸumun güç ya da kolay oluÅŸuna, iklime,çevre koÅŸullarına, ailenin varlığına, yoksulluÄŸuna, gelinin sevilip ya da horlanmasına ve kimi adetlere baÄŸlıdır… GeleneÄŸin sımrladıği, ön koÅŸtuÄŸu süre genel olarak kırk gündür. Ancak, kadın bu kürk günlük sürenin tamamını yatakta geçirmez. Yatakta geçirilen süre doÄŸumun ilk gününden baÅŸlayarak bir hafta on gün sürer. LoÄŸusaya doÄŸumun ilk haftasında göz aydın, ikinci haftasında hatır sorma ziyaretleri yapılır. Bu ziyaretlerde loÄŸusa evine sütlaç, muhallebi, kurabiye, baklava, piliç söğüşü, süt, çorba, peluze, börek, tatlı, ÅŸeker, pilav, ekmek, al kurdele ile baÄŸlanmış loÄŸusa ÅŸekeri bal, helva” gibi yiyecek içecekle “yemeni, başörtüsü, basma, havlu, kumaÅŸ, terlik, çorap, namaz bezi, çocuk çamaşırı, çift pazı, oyuncak” türünden Ablaya DoÄŸum Günü Hediyesiler götürülür. Konuklara ise “loÄŸusa ÅŸerbeti” denilen ÅŸekerli ve renkli bir ÅŸerbet sunulur. Böylece, doÄŸuran kadın, içinde bulunduÄŸu geçiÅŸ döneminden tatlı bir ÅŸey içilerek kutlanmış olur. (örnek 1977:144)
“BebeÄŸin doÄŸmasıyla birlikte anne ve bebek daha hastanedeyken “Allah analı babalı büyütsün” ziyaretleri baÅŸlardı. Anne, baba ve kardeÅŸlerin ziyaretleri vazifeydi.” (Tunç 2002:259-260)
“Göz aydını da denilen loÄŸusa ziyaretine eli boÅŸ gidilmez, mutlaka bir Ablaya DoÄŸum Günü Hediyesi götürülürdü. Yakın akrabalar bebeÄŸe altın takarlar; konu komÅŸu, ahbaplar elde örülmüş bebek hırkası, patik gibi giyecekler ye de dönemin âdeti olduÄŸu üzere etrafı oyalanmış havlu, elbiselik kumaÅŸ gibi ÅŸeyler getirirlerdi. Yeni doÄŸan bir bebeÄŸe en sık getirilen Ablaya DoÄŸum Günü Hediyesi nazarlıktı. Bunlar altın suyuna batırılmış bir çengelli iÄŸne ile annenin veya bebeÄŸin yastığına iÄŸnelenirdi. ÇeÅŸit çeÅŸit nazarlıklar, gözboncuklan vardı. Hali vakti yerinde olanlar boncuÄŸu küçük, altın iÅŸlemesi büyük deÄŸerli nazarlıklar takarlar, gücü yetmeyenler veya pahalı bir Ablaya DoÄŸum Günü Hediyesiyi gerekli görmeyenler boncuÄŸu büyük, altm iÅŸlemesi daha küçük nazarlıkları tercih ederlerdi.” (Tunç 2002: 259-260)
Balıkesir’de “LoÄŸusaya ilk defa komÅŸu ve akrabaları göz aydına giderler. EÄŸer loÄŸusa gece doÄŸurursa hemen akraba ve ahbaplarına müjdeci gitmektedir. Müjdeciye bazıları para, bazıları mendil vermektedir. Göz aydına gelenler loÄŸusaya ve ailesine “gözünüz aydın, güle güle besleyin” gibi tebrik sözleri söylemektedir. Göz aydına gidenler, birkaç gün sonra lohusayı bir daha ziyaret etmekte ve bu defa Ablaya DoÄŸum Günü Hediyesi götürmektedirler. Bunlar altın, çocuÄŸa çamaşır gibi ÅŸeylerdir. Ablaya DoÄŸum Günü Hediyesi getirenler loÄŸusa evinden ayrılırken loÄŸusanın yastığı altına para koyarlar. (Bayrı 1939:80)
Ablaya DoÄŸum Günü Hediyesi Özbekistan’da bebek kız olunca yedinci gün ve oÄŸlan olunca dokuzuncu veya ondan bu¬gün sonra “beÅŸiÄŸe salınır” (beÅŸiÄŸe koyulur) Yirmi birinci günden soma BeÅŸik Toyu yapılır. BeÅŸik Toyu’nu baba tarafı yapar.
BeÅŸik Toyu’na bazı yörelerde davet yapılırken davet yapan, davetliye iki ekmek verir. İki yüz, üç yüz ekmek alınıp davet için çantalarla ev ev dolaşıldığı olur. Bazı yerlerde davet yazılı olur. Bazen de atlı ve arabalı tellallar bağırtılır. BeÅŸik toyunun yapılacağı evin kapı eÅŸiÄŸinin önüne ve bacasına ÅŸirinlikler ve çiçekler konularak konu komÅŸuya toy duyurulmuÅŸ olur.Toy evinin önündeki aÄŸaçlara ÅŸeker ve gül baÄŸlanır, buna “çemen” denir.” (Kalafat 1997: 265)
Kazaklar*da “Çocuk doÄŸduktan sonra göbeÄŸi üç parmak ölçülerek baÄŸlanıp makasla kesilir. Göbek pudralanıp pamuk sarılır. Bu ÅŸekilde yapılan göbek iki, üç günde düşer. Çocuk daha soma sabunlu su ile yıkanır. Göbek kesmeye “kindik kesib çatır”, göbeÄŸi kesene de “kindik çeçesi” (göbek annesi) denir. GöbeÄŸi kesen kiÅŸinin, saygın ve tanıdık biri olmasına özen gösterilir. Kızlardan kindik çeçesi olmaz. Genellikle genç gelinler olurlar. GöbeÄŸi kim keserse “kindik colu” denilerek halı, kilim, altın bilezik verilir. Karşılığında da o kadın çocuÄŸa bir koyun, çocuk battaniyesi, çocuk elbisesi, nazarlık getirir. Bu Ablaya DoÄŸum Günü Hediyesi lere “kaide” denir. (Satur 1998:72)
Türklerde yeni doÄŸurmuÅŸ da henüz yataktan kalkmamış kadına “loÄŸusa”, “loÄŸsa”, “doÄŸazkesen”, “emzikli”, “nevse” gibi adlar verilir. DoÄŸumdan sonra yatakta kalma süresi kadının fizyolojik durumuna, doÄŸumun güç ya da kolay oluÅŸuna, iklime,çevre koÅŸullarına, ailenin varlığına, yoksulluÄŸuna, gelinin sevilip ya da horlanmasına ve kimi adetlere baÄŸlıdır… GeleneÄŸin sımrladıği, ön koÅŸtuÄŸu süre genel olarak kırk gündür. Ancak, kadın bu kürk günlük sürenin tamamını yatakta geçirmez. Yatakta geçirilen süre doÄŸumun ilk gününden baÅŸlayarak bir hafta on gün sürer. LoÄŸusaya doÄŸumun ilk haftasında göz aydın, ikinci haftasında hatır sorma ziyaretleri yapılır. Bu ziyaretlerde loÄŸusa evine sütlaç, muhallebi, kurabiye, baklava, piliç söğüşü, süt, çorba, peluze, börek, tatlı, ÅŸeker, pilav, ekmek, al kurdele ile baÄŸlanmış loÄŸusa ÅŸekeri bal, helva” gibi yiyecek içecekle “yemeni, başörtüsü, basma, havlu, kumaÅŸ, terlik, çorap, namaz bezi, çocuk çamaşırı, çift pazı, oyuncak” türünden Ablaya DoÄŸum Günü Hediyesiler götürülür. Konuklara ise “loÄŸusa ÅŸerbeti” denilen ÅŸekerli ve renkli bir ÅŸerbet sunulur. Böylece, doÄŸuran kadın, içinde bulunduÄŸu geçiÅŸ döneminden tatlı bir ÅŸey içilerek kutlanmış olur. (örnek 1977:144)
“BebeÄŸin doÄŸmasıyla birlikte anne ve bebek daha hastanedeyken “Allah analı babalı büyütsün” ziyaretleri baÅŸlardı. Anne, baba ve kardeÅŸlerin ziyaretleri vazifeydi.” (Tunç 2002:259-260)
“Göz aydını da denilen loÄŸusa ziyaretine eli boÅŸ gidilmez, mutlaka bir Ablaya DoÄŸum Günü Hediyesi götürülürdü. Yakın akrabalar bebeÄŸe altın takarlar; konu komÅŸu, ahbaplar elde örülmüş bebek hırkası, patik gibi giyecekler ye de dönemin âdeti olduÄŸu üzere etrafı oyalanmış havlu, elbiselik kumaÅŸ gibi ÅŸeyler getirirlerdi. Yeni doÄŸan bir bebeÄŸe en sık getirilen Ablaya DoÄŸum Günü Hediyesi nazarlıktı. Bunlar altın suyuna batırılmış bir çengelli iÄŸne ile annenin veya bebeÄŸin yastığına iÄŸnelenirdi. ÇeÅŸit çeÅŸit nazarlıklar, gözboncuklan vardı. Hali vakti yerinde olanlar boncuÄŸu küçük, altın iÅŸlemesi büyük deÄŸerli nazarlıklar takarlar, gücü yetmeyenler veya pahalı bir Ablaya DoÄŸum Günü Hediyesiyi gerekli görmeyenler boncuÄŸu büyük, altm iÅŸlemesi daha küçük nazarlıkları tercih ederlerdi.” (Tunç 2002: 259-260)
Balıkesir’de “LoÄŸusaya ilk defa komÅŸu ve akrabaları göz aydına giderler. EÄŸer loÄŸusa gece doÄŸurursa hemen akraba ve ahbaplarına müjdeci gitmektedir. Müjdeciye bazıları para, bazıları mendil vermektedir. Göz aydına gelenler loÄŸusaya ve ailesine “gözünüz aydın, güle güle besleyin” gibi tebrik sözleri söylemektedir. Göz aydına gidenler, birkaç gün sonra lohusayı bir daha ziyaret etmekte ve bu defa Ablaya DoÄŸum Günü Hediyesi götürmektedirler. Bunlar altın, çocuÄŸa çamaşır gibi ÅŸeylerdir. Ablaya DoÄŸum Günü Hediyesi getirenler loÄŸusa evinden ayrılırken loÄŸusanın yastığı altına para koyarlar. (Bayrı 1939:80)