Batı’da evrensel yaÅŸam enerjisi ismiyle anılan reiki, ilk olarak Japonya’da sistemleÅŸtirilen ve alternatif bir tıp olarak da görülen enerjiye dayalı bir ÅŸifa tekniÄŸi ÅŸeklinde takdim edilmektedir. Öte yandan önceleri alternatif bir saÄŸlık kaynağı olarak görülen reiki, özellikle Batı’da yayılmaya baÅŸlamasından sonra, dini bir yönelim olarak da tartışılan bir UzakdoÄŸu aktivitesi haline gelmiÅŸtir.
Birçok tanımı yapılan reiki Japonca bir sözcüktür. Rei ve Ki kelimelerinden oluÅŸmaktadır. Sözlükte Rei “her yerde varolan”; Ki ise “ruhsal yaÅŸam enerjisi” anlamına gelmektedir1. Rei ve Ki kelimelerine bazı kaynaklarda farklı anlamlar da verilmiÅŸtir. Buna göre Rei evrensel anlamına gelmektedir. Spiritüel düzeyde ise tanrının tüm varlığını ifade etmektedir2. Burada evren ve tanrı ifadeleri özdeÅŸmiÅŸ gibi kullanılmıştır. “Japonca sözlüğünde genellikle ruh ya da can fikri Rei sözcüğü ile”3 ifade edilmiÅŸtir. Dolayısıyla Rei “evrensel”, “tanrı”, “can”, “ruh” gibi anlamlarda kullanılmıştır. Genel tercih ise “evrensel” kelimesidir. Bu sözcüklerin arasında ise ince bir ayrım bulunmaktadır.
“Ki”ye gelince o bir yaÅŸam enerjisidir. Rei’nin parçasıdır ve tüm canlı varlıklarda bulunmaktadır. Birçok kültürde “ki” ile benzer alama gelen bir enerjinin varlığı kabul edilmiÅŸtir. Bu enerji Çinliler tarafından “Chi”, Hıristiyanlar tarafından “Kutsal Ruh”, Hintliler tarafından “Prana”, Kuhunoslar tarafından “Mana” ve Rus araÅŸtırmacılar tarafından “Bioplasmik Enerji” olarak adlandırılmıştır4. Farklı kültürlerde farklı isimlerle anılan bu enerji Müslümanlar tarafından da “Rabb’in ruhundan ve nefesinden gelen enerji” olarak anılmaktadır. Allah “ben kuru balçıktan; kararmış, ÅŸekillenmiÅŸ çamurdan bir insan yaratacağım, onu düzeltip ruhumdan üflediÄŸimde onun üstünlüğünü kabul ederek ona saygınızı sunun”5 ayeti buna delil olarak gösterilmektedir. Mayası çamur olan insan tanrının ruhundan üflemesiyle hayat bulmuÅŸ, varlık sahasına çıkmıştır. Dolayısıyla yaÅŸam enerjisi tanrının nefesinden gelen enerji olarak anlaşılmaktadır.
Reiki insanların kendilerini veya baÅŸkalarını tedavi etmeyi amaçlayan bir teknik olarak sunulmaktadır. Reiki’nin büyük evreni doÄŸuran, güneÅŸ sistemini ve dünyadaki tüm canlıları yaratan, onların aralarındaki düzeni saÄŸlayan bir güç ve ayrıca evrendeki her fenomenin enerji kaynağı olduÄŸu kabul edilmektedir6. Böylece aslında reikinin evrende bulunduÄŸu ve reiki sırasında gerçekleÅŸtiÄŸi ileri sürülen ÅŸifanın da ancak reiki tekniklerinin uygulanmasıyla mümkün olabileceÄŸi öngörülmektedir. Reiki ışık ve enerjiden yararlanılarak yapılan bir ÅŸifa tekniÄŸidir ve baÅŸkalarına beden ve zihin ÅŸifası sunmanın geleneksel yoludur7. Reki’nin özü ise elleri kullanarak ÅŸifa yeteneÄŸini geliÅŸtirmektir. Reiki aynı zamanda el vermeye dayalı bir ÅŸifa tekniÄŸidir
2.1. Reikinin Kökeni
Hicr, 28-29. Hiroshi DOİ, Reiki’nin Temelleri, Çev. Tufan Göbekcin, Ege Meta yay., İzmir, 2005 s.35. Doi., a.g.e., s.23. |
Elleri kullanarak ÅŸifa verme teknik olarak antik çaÄŸlardan bu yana varlığını sürdüren bir ÅŸifa yöntemi olarak kabul edilmektedir. Bu çaÄŸlardan itibaren insanoÄŸlu hem DoÄŸu’da, hem de Batı’da avuç içinden yayılan gizemli enerjinin farkına varmış, herhangi bir aÄŸrı yaÅŸadığında ellerini aÄŸrıyan bölgeye götürmüştür. İçgüdüsel bu hareketle, elleri aÄŸrıyan kısma koymak suretiyle aÄŸrının geçeceÄŸi ya da azalacağı düşünülmüştür. Bunun yanı sıra, ellerini aÄŸrının geçmesi amacıyla kullanan insanların arasında etki bakımından bir fark olduÄŸu da ortaya çıkmıştır. Bazı insanların diÄŸerlerine oranla daha çok ÅŸifa verme gücüne sahip oldukları anlaşılmıştır.
Bu şekilde reikinin temellerini antik çağlara dek götüren görüş sahipleri reikinin antik çağlarda şamanlar tarafından geliştirilmiş gizli bir yöntem olduğunu söylemektedirler. Onlara göre, şaman bunu insanlara hem rehberlik ve şifa sunma, hem de insanların doğa ile denge kurmalarını öğretmek için kullanmıştır. Daha sonra bu yöntem sıradan insanlara açıklanmadan kuşaktan kuşağa geçirilmiştir8.
Zamanla “elleri kullanarak ÅŸifa verme” ÅŸeklinde isimlendirilen bu tekniÄŸi öğetmeye ve ÅŸifa yeteneÄŸini arttırmaya dönük bazı eÄŸitim sistemleri oluÅŸturulmuÅŸtur. ÖrneÄŸin, sonraları Japonya’da yaygın olarak kulanılacak olan reiki, Japonya’dan yüzyıllarca önce Tibet’te de uygulanmıştır. Bu görüşte olanlara göre bugün “Mu” adı verilen, yeryüzünün ilk devir uygarlığının çocukları ilkokul çaÄŸlarında Reiki 1, ortaokul yaÅŸlarında ise Reiki 2 eÄŸitimi alırlardı. Üstat/öğretmenler de Reiki 3 derecesini almak zorundaydılar, üstelik isteyen herkes de bunu karşılıksız alabilirdi. Dolayısıyla bu coÄŸrafyada yaÅŸayan insanlar reiki bilgisine sahiptiler. Çok sonraları yeryüzü deÄŸiÅŸiklikleri ile Mu kıtası yok olmuÅŸ ve bu bilgi birkaç kiÅŸinin bilgisi olarak kalmıştır9. Daha sonra ise bu bilgi Hindistan ve Tibet’e gitmiÅŸtir. Yaygın kanaate göre ise reiki bir tıp ilmi olarak Tibet’te ortaya çıkmış ve yayılmıştır.
Bazı görüşlere göre Budda’nın “Aydınlanma Yol’unu” keÅŸfettiÄŸi tarihte reiki de bilinmekteydi. Budda’nın hasta insanları ellerini kullanarak iyileÅŸtirdiÄŸine dair rivayetler bulunmaktadır. Yine reikinin Budist Sutra’larda kısmen anlatılmakla birlikte, temel olarak ÅŸifahen aktarılan bir bilgi olduÄŸu da nakledilmektedir. Öte yandan İsa’nın da hasta insanları ellerini kullanarak iyileÅŸtirdiÄŸine dair çeÅŸitli kaynaklarda bilgiler mevcuttur. Bütün bu rivayetlerden antik çaÄŸlardan Hint coÄŸrafyasındaki uygulamalara kadar uzanan “ellerin kullanılmasıyla uygulanan ÅŸifa verme tekniÄŸinin” reiki ile örtüştüğü görülmektedir. Bu benzerliklerden hareketle de reikinin baÅŸta Budizm, Åžamanizm ve Åžintoizm gibi sistemler içerisinde var olduÄŸu ileri sürülmetedir.
2.3. Reikinin GeliÅŸimi
Reiki’nin kökenleri ve ortaya çıkışı konusunda farklı yorumlar yapılsa da birçok reiki üstadı bu eski tedavi metodunun 19.yy sonlarına doÄŸru Mikao Usui tarafından keÅŸfedilmesiyle gün yüzüne çıktığı konusunda hem fikirdir. Onlara göre, Mikao Usui reikinin yeniden doÄŸuÅŸunu saÄŸlamanın yanı sıra bu bilginin geniÅŸ kitlelere ulaÅŸmasının da temellerini atmıştır. Dolayısıyla, önceden de var olan reiki enerji bilgisini, Mikao Usui yeniden düzenlemiÅŸtir. AÅŸağıda Mikao Usui’nin reiki ile olan bu münasebeti ve reikinin geliÅŸimi gözden geçirilecektir.
2.3.1. Reiki ve Mikao Usui
Mikao Usui Japonya’nın Nagoya ÅŸehri yakınlarında bulunan Gifu/Yamagata bölgesindeki Tania köyünde 15 AÄŸustoa 1865 yılında dünyaya gelmiÅŸtir. DiÄŸer çocuklar gibi Japonya’nın gelenkesel dini olan Åžintoizm ve Budizm eÄŸitimi almamış, bunların yerine misyoner rahipler tarafından Hıristiyanlık eÄŸitimine tabi tutulmÅŸtur. Okulu bitirip din eÄŸitimini sürdürmeye karar verdikten sonra, ilahiyat profesörü olmuÅŸ ve Hıristiyan Erkek Okulu’na müdür ve papaz olarak getirilmiÅŸtir10.
Bir Pazar ayininde öğrencilerinden birinin Kitab-ı Mukaddes’te Hazreti İsa’nın hastaları iyileÅŸtirdiÄŸi, su üzerinde yürüdüğü ya da ÅŸifa dağıttığını hatırlatarak, bunlara sadece orada öyle yazdığı için inanıp inanamadığını ve böyle bir ÅŸey yaÅŸayıp yaÅŸamadığını sorması üzerine Usui, buna inandığını, ancak böyle bir ÅŸey görmediÄŸini belirtmiÅŸtir. Bunun üzerine, öğrencisi de bu kör inanç size yeterli gelebilir, fakat bizler bunları kendi gözlerimizle görmek istiyoruz ÅŸeklinde karşılık vermiÅŸtir. Bu konuÅŸmanın ardından Usui, iÅŸ sözleÅŸmesini feshederek, Chicago Üniversitesi’nde Hıristiyan metinler üzerinde çalışmak için yola çıkmış, kendini Hz İsa ve havarilerinin ÅŸifa dağıtmasının ardında yatan sırı çözmeye adamıştır. Daha sonra, tekrar Japonya’ya dönerek Budist metinler üzerinde araÅŸtırmalar yapmıştır. Zen manastırların birinde bir baÅŸpapazdan bu konularda yardım almış ve sutraları Çince okumak için bu dili öğrenmiÅŸtir. Orjinal Budist metinleri öğrenmek için Sanskiritçe’yi de öğrenen Usui, Buda’nın eski bir talebesi tarafından kaleme alınan bir metinde Buda’nın nasıl ÅŸifa dağıttığına dair semboller ve tarifler bulmuÅŸtur. Böylece söz konusu bilgi yeniden keÅŸfedilmiÅŸtir ancak Usui henüz ÅŸifa verecek güce sahip deÄŸildir.
BaÅŸpapaz ile yaptığı bir görüşmeden sonra Japonya da kutsal bir daÄŸa çıkarak 21 gün boyunca oruç tutup meditasyon yapmaya karar vermiÅŸtir. Önüne takvim görevi görmesi için 21 küçük taÅŸ koymuÅŸ ve her gün bir taşı eksiltmiÅŸtir. Bu süre zarfında sutraları okumuÅŸ, ilahiler söylemiÅŸ ve meditasyon yapmıştır. DaÄŸda geçirdiÄŸi 21 gün boyunca olaÄŸanüstü bir ÅŸey olmamış, 21. günün gecesinin karanlığında meditasyonu tamamlamış ve şöyle dua etmiÅŸtir: “Baba, lütfen bana ışığı göster!” Bunun üzerine gökyüzünde kendisine doÄŸru hızla gelen bir ışık görmüştür. Bu ışık gittikçe büyümüş ve alnının tam ortasına isabet etmiÅŸtir. Usui, yere devrilmiÅŸ, normal uyanıklık ÅŸuurunu yitirmiÅŸ ve transa benzer bir hale girmiÅŸtir. Bu yüksek ÅŸuur halinde gökkuÅŸağı renklerinde mavi, camböceÄŸi, eflatun ve pembe gibi birçok baloncuk görmüştür. Daha sonra Sanskrit metinlerde görmüş olduÄŸu semboller kendisine altın yazıyla adeta bir sinema perdesinde görünür gibi görünmüştür; bu, Buda ve İsa’nın güçlerinin anahtarıdır11.
Bazı araştırmacılara göre Usui, ağı bir hastalık geçirmiş ve kendi keşfettiği bazı tekniklerle hastalıktan kurtulmuştur. Bu şifa yöntemlerini insanlara da öğretmeyi arzu etmiştir12.
Batı’da evrensel yaÅŸam enerjisi ismiyle anılan reiki, ilk olarak Japonya’da sistemleÅŸtirilen ve alternatif bir tıp olarak da görülen enerjiye dayalı bir ÅŸifa tekniÄŸi ÅŸeklinde takdim edilmektedir. Öte yandan önceleri alternatif bir saÄŸlık kaynağı olarak görülen reiki, özellikle Batı’da yayılmaya baÅŸlamasından sonra, dini bir yönelim olarak da tartışılan bir UzakdoÄŸu aktivitesi haline gelmiÅŸtir.
Birçok tanımı yapılan reiki Japonca bir sözcüktür. Rei ve Ki kelimelerinden oluÅŸmaktadır. Sözlükte Rei “her yerde varolan”; Ki ise “ruhsal yaÅŸam enerjisi” anlamına gelmektedir1. Rei ve Ki kelimelerine bazı kaynaklarda farklı anlamlar da verilmiÅŸtir. Buna göre Rei evrensel anlamına gelmektedir. Spiritüel düzeyde ise tanrının tüm varlığını ifade etmektedir2. Burada evren ve tanrı ifadeleri özdeÅŸmiÅŸ gibi kullanılmıştır. “Japonca sözlüğünde genellikle ruh ya da can fikri Rei sözcüğü ile”3 ifade edilmiÅŸtir. Dolayısıyla Rei “evrensel”, “tanrı”, “can”, “ruh” gibi anlamlarda kullanılmıştır. Genel tercih ise “evrensel” kelimesidir. Bu sözcüklerin arasında ise ince bir ayrım bulunmaktadır.
“Ki”ye gelince o bir yaÅŸam enerjisidir. Rei’nin parçasıdır ve tüm canlı varlıklarda bulunmaktadır. Birçok kültürde “ki” ile benzer alama gelen bir enerjinin varlığı kabul edilmiÅŸtir. Bu enerji Çinliler tarafından “Chi”, Hıristiyanlar tarafından “Kutsal Ruh”, Hintliler tarafından “Prana”, Kuhunoslar tarafından “Mana” ve Rus araÅŸtırmacılar tarafından “Bioplasmik Enerji” olarak adlandırılmıştır4. Farklı kültürlerde farklı isimlerle anılan bu enerji Müslümanlar tarafından da “Rabb’in ruhundan ve nefesinden gelen enerji” olarak anılmaktadır. Allah “ben kuru balçıktan; kararmış, ÅŸekillenmiÅŸ çamurdan bir insan yaratacağım, onu düzeltip ruhumdan üflediÄŸimde onun üstünlüğünü kabul ederek ona saygınızı sunun”5 ayeti buna delil olarak gösterilmektedir. Mayası çamur olan insan tanrının ruhundan üflemesiyle hayat bulmuÅŸ, varlık sahasına çıkmıştır. Dolayısıyla yaÅŸam enerjisi tanrının nefesinden gelen enerji olarak anlaşılmaktadır.
Reiki insanların kendilerini veya baÅŸkalarını tedavi etmeyi amaçlayan bir teknik olarak sunulmaktadır. Reiki’nin büyük evreni doÄŸuran, güneÅŸ sistemini ve dünyadaki tüm canlıları yaratan, onların aralarındaki düzeni saÄŸlayan bir güç ve ayrıca evrendeki her fenomenin enerji kaynağı olduÄŸu kabul edilmektedir6. Böylece aslında reikinin evrende bulunduÄŸu ve reiki sırasında gerçekleÅŸtiÄŸi ileri sürülen ÅŸifanın da ancak reiki tekniklerinin uygulanmasıyla mümkün olabileceÄŸi öngörülmektedir. Reiki ışık ve enerjiden yararlanılarak yapılan bir ÅŸifa tekniÄŸidir ve baÅŸkalarına beden ve zihin ÅŸifası sunmanın geleneksel yoludur7. Reki’nin özü ise elleri kullanarak ÅŸifa yeteneÄŸini geliÅŸtirmektir. Reiki aynı zamanda el vermeye dayalı bir ÅŸifa tekniÄŸidir.
Reiki’nin Türkiye’deki Tarihsel GeliÅŸimi
Saniyeleşme ile beraber meydana gelen değişiklikler insanoğlunun yaşamını derinden etkilemiştir. Birey yavaş yavaş doğadan kopmaya ve onu kullanabileceği bir araç gibi görmeye başlamıştır. Ne var ki insanoğlu doğanın içinde ve onun bir parçasıdır. Buna rağmen doğaya zarar veren insanoğlu, yaptığı bu yanlışın farkına yeni yeni varmaya başlamıştır.
Yaşam bilimleri araştırmacısı Hakan Onun, bütün öğretilerin ekonomik gelişmelerden ayrı tutulamayacağını ifade ediyor. Türkiye de sürekli ekonomik problemlerin ve belirsizliklerin yaşanması nedeniyle insanların mutluluğu paradan ziyade kişisel gelişimi ile yakalayabileceğinin farkına varması ile önem kazandığını45 belirtmektedir. Reiki ve diğer Uzakdoğu öğretileri ile ilgilenen insanların çoğunluğu maddi problemlerini halletmiş evi, arabası ve maddi olarak tüm istediklerini gerçekleştirdiği halde bir doyumsuzluk içinde hisseden kişiler oluşturmaktadır. Gelir düzeyi orta ve alt sevideki insanların birincil problemleri geçimini sağlamak olduğu için bu tür akımlara ilgi duymazlar. Bu yüzden bu öğretiler daha çok belirli ekonomik seviyedeki insanlar arasında yayılmaktadır.
Bazı uzmanlar, stres tedavisinin önemine deÄŸinerek, doÄŸru nefes teknikleri ve bazı özel gevÅŸeme egzersizleriyle, stres karşısında harap olan sinirlerin rahatlatılabileceÄŸini ve sakin bir ÅŸekilde zihin güçlerinin artırılabileceÄŸini belirtmektedir. Özellikle meditasyon, reiki ya da kiÅŸilerin inanışlarına göre dini ritüellerin uygulanmasının stresi azaltacağı ifade edilerek, ”KiÅŸinin yaratıcıyla diyaloga girmesi ve onunla arasında bir sevgi alışveriÅŸi olması, onun hayata daha pozitif ve olumlu bakmasını saÄŸlar47” denmektedir
. RE İKİ AŞAMALARI
Geleneksel Reiki Ryoho “Sho-den” (giriÅŸ), “Oku-den” (derin), “Shinpi-den” (gizem) olmak üzere üç bölümden oluÅŸmaktadır. Her ne kadar geleneksel Usui Reiki’sinde söz konusu bu üç aÅŸama temel olsa da özellikle Batı’da dört temel aÅŸama uygulaması söz konusudur. Yani bu gün Batı’da reiki kanalının açılması için temel olarak dört uyumlama uygulanmaktadır. Batı’da uygulanan dördüncü aÅŸama ise “Reiki-Ho, yani öğretmenlik/ “üstatlıktır”[1]. Biz aÅŸağıda bütün bu aÅŸamaları gözden geçireceÄŸiz.
6.1. Birinci AÅŸama: Sho-den (GiriÅŸ)
Her bölge okul ya da öğretmen açısından farklılık göstermekle birlikte 1. AÅŸama’da öncelikli olarak reikinin doÄŸuÅŸu, tarihi, deÄŸerler anlayışı, yapısı ve uyumlanma anlatılır. Daha sonra temel ÅŸifa yöntemi olarak ellerin nasıl kullanılacağı, auranın nasıl arındırılacağı ve on iki temel pozisyonun nasıl olacağı öğretilir. Müteakiben bir kimsenin reiki ile ÅŸifaya kavuÅŸturulması, reiki seansının anlaşılması, reiki ile hayvanlara ve bitkilere dönük ÅŸifa uygulaması, enerjinin arındırılması, kendi kendine arındırmaya ve geliÅŸtirmeye yönelik ÅŸifa uygulaması ve tipik ÅŸifa teknikleri ile 1. AÅŸama tamamlanır[2].
Yukarıda zikerettiğimiz özellikleri içeren reikinin birinci aşamasını öğrenmek veya öğretmek için uzun dönemli kurs ve seminerlere gerek yoktur. Eğitim bir güne sıkıştırılmaz. Çünkü her katılımcının, temasa geçtiği Spiritüel Yaşam Enerjisi ile oluşan süreci tam yaşaması, özümsemesi için zamana ihtiyaç vardır. Bunun içinde 3-4 gün yeterlidir.
Ardı ardına gelen akşamlarda ya da bir tatilde verilecek seminerlerle bu aşama tamamlanmış olur. Seminerler sırasında reiki üstadı dört inisiyasyon ya da güç aktarımı uygular. Böylece öğrenci hazırlanır ve içsel şifa kaynakları açılır. Burada amaç iş, beden, zihin ve ruhsal seviyelerde bir tür temizlik ve titreşim frekansının yükseltilmesidir.
Bu noktada engeller çözülmekte, toksinler atılmakta ve iyileşme gücü harekete geçmektedir114. Bu eğitim ile kişi enerji kanalı haline gelir. Bir başka ifadeyle eğiitimi tamamlayan kişi enerjiye kanal olur. Böylece kendisine, diğer insanlara, hayvanlar, bitkiler gibi varlıklar ile çeşitli eşyalara (araba, takı, kişinin değerli saydığı her şeye) reiki uygulayabilir.
6.2. İkinci Aşama: Oku-den (Derin Bilgi)
Reiki 1 derecesi alan her kişinin Reiki 2 vaya Reiki 3 derecesini alma zorunluluğu yoktur. Pek çok kimse birinci düzey eğitimi aldıktan sonra diğer seviyelerdeki eğitimlere ihtiyaç duymaz. Ancak burada şunuda belirtmeliyiz ki üst dereceleri almak kişinin şifa gücünü arttırmaktadır.
Bu seviye bir reiki masterı tarafından bir hafta sonununda veya üç-dört günlük bir süre içerisinde öğretilir. İkinci seviyedeki eÄŸitim ile birinci seviye eÄŸitim arasında en az üç ay süre olması gerekir. İkinci seviyedeki eÄŸitimin ilk gününde semboller, sembollerle ilgili bilgiler, uygulama ile zihinsel bilgilerin çoÄŸu ve uyumlama yer alır115. Reiki 1 ile elde edilen ÅŸifa gücü bu uyumlama ile artmaktadır. İkinci gün zamanın çoÄŸu sembollerin uygulanmasında ve zihinsel seviyede tedaviyigeliÅŸtirmeye ayrılır[3]. Reiki 1’i Reiki 2’den ayıran en önemli fark alıcının sembolleri kullanmayı öğrenmesidir.
Her sembolün bir adı (mantra) ve anlamı vardır. Bu düzeyde üç sembol öğrenilir:
1) Cho Ku Rei (Güç Sembolü)
2)Â Sei Hei Ki (Duygusal/Zihinsel Sembol)
3) Hon Sha Ze Sho Nen (Uzaktan Şifa Sembolü)
İlk sembol ile enerji gücü arttırmak; ikincisi ile duygusal ve zihinsel problemleri çözmek; üçüncüsü ile de zaman ve mekanın ötesinde şifa uygulamaları öğrenilir. Üçüncü sembol ile ise uzaktan şifa (uzak mesafeden şifa tekniği), geçmişe dönük şifa (geçmişe odaklanarak travmanın iyileştirilmesi, karmanın temizlenmesi), geleceğe dönük şifa (kendimiz için geleceğe dönük reiki enerjisi gönderme, arzulanan koşulları oluşturma) elde edilir[4].
6.3. Üçüncü Aşama: Üstatlık Öncesi Dönem
Bu aşama Geleneksel Usui Reiki sistemi ve Modern Reiki sistemi tarafından farklı uygulanmıştır. Üçüncü derece eğitim orijinal Usui Reiki sisteminde masterlik derecesi olarak kabul edilir. Bu seviyedeki eğitim inisiyasyon verebilmek, reiki öğretmeni olmak, hastalıkların tedavisi için araştırmalar ve şifa çalışmaları yapma sorumluluklarını içerir[5]. Modern Reiki eğitiminde ise bu seviye 3a ve 3b diye ikiye ayrılır. 3a kişisel masterlik ya da kişisel iyileştirme olarak kabul edilir. 3b seviyesinde kişi artık reiki masterı olmuştur. Artık bu bir kimse başkalarına şifa uygulaması ve reiki öğretebilecek düzeye gelmiştir. Biz burada 3a seviyesini üçüncü aşama, 3b seviyesini de dördüncü aşama olarak inceliyeceğiz.
Daha yüksek bir bilince ve daha farklı yaratıcılığa ulaÅŸma amaçlı üçüncü aÅŸamada üç uyumlanma uygulanmaktadır. Usui sisteminde en yüksek düzey olarak kabul edilen iki sembol öğrenilir. Bunlarda biricisi Dai Ko Myo, ikincisi ise Raku’dur. Dai Ko Myo hem ÅŸifa çalışmalarında hem de uyumlamalarda kullanılır. Buna karşılık Raku ise sadece uyumlamada kullanılır. Bu derece ile auradaki blokajların ve insanlardaki hastalıkların en temel nedenlerinin çözümü saÄŸlanır. Bu aÅŸamada alınan inisiyasyon ile kiÅŸi bir masterin sahip olduÄŸu enerji frekansı seviyesine yüksemiÅŸ olur. Böylece insan bedeni ve hastalıkların yapısı ile ileri ÅŸifa tekniklerini öğrenir. Bu seviyede master düzeyi bilgilerle donatılılmasına raÄŸmen kendisine henüz baÅŸkalarına inisiyasyon yapmak için gerekli bilgi ve yeti verilmez. Bu aÅŸamada kiÅŸi elde ettiÄŸi master yetilerini kendini geliÅŸtirmek ve çevresine yararlı olmak için kullanır[6].
6.4. Dördüncü Aşama: Üstatlık Derecesi
Dördüncü aşama reiki öğretmenlerinin uyumlanmalarını sağlamak ve onların reikinin kullanımı hakkında bilgiler verecek şekilde eğitilmelerine yönelik olarak düzenlenen bir kurstur. Bu kursta, geleneksel teknikler, uyumlanma teorisi ve pratiği, reiki öğretmeni olarak hareket etme, sembollerin ve mantraların anlamı ve kullanımı, her adımda öğretilecek konular, reiki seminerlerinde etkinlikler, Japonlara özgü uyumlanmada Reiju, tüm sembollerin birleşik uyumlanması ve eğiticiler için özel reiju öğretilir[7]. Bütün bu bilgileri elde eden ve master olmaya hak kazanan kişiler artık reiki şifa tekniğini başkalarına öğretebilicek seviyeye gelmiş olurlar.
Birçok kişi, bu aşamaya üstat olmak için değil, şifa uygulamalarının daha ileri tekniklerini öğrenmek için katılır. Reiki üstadı olmak, uzun süren çalışmalar gerektirir. Bu seviyede, reiki sisteminin öğretilmesi ile ilgili bilgiler vardır. Reiki uyumlanma, yani inisiyasyon uygulama bilgileri bu eğitimde öğretilir. Üstat sembolü ile yapılan çalışmalarda, reiki meditatif yönü yoğunluktadır. Ruhî tekamül ağırlıklı ve uzun süreli bir eğitimdir.
Reiki üstadının öğrencilerine ve Reiki’ye olan sorumluluÄŸu, hayatlarında doÄŸru uygulamayı yapmayı öğretmektir. Öğrencinin üçüncü aÅŸamayı isteme hakkı yoktur. Bu, ancak hocası tarafından sunulabilir. Modern düşünce tarzı, daha az kısıtlama ile çalışmaktır. Reiki üstadı olmak araba kullanmaya benzer. İnisiyasyon arabanın anahtarı gibidir, ama kullanmayı bilmiyorsanız, hiçbir yere gidemezsiniz. Teknikler açık, yalın ve direkt anlatılmalıdır ki, araba yürütülebilsin.
Reiki üstadı sadece inisiye edici deÄŸildir, reiki öğreticisidir. Reiki üstadı olmak, diÄŸerlerinden daha fazla reiki gücüne sahip olmak da deÄŸildir. Önemli olan, kendi içindeki reikiyye olan bağı kavramaktır. Reikinin yazılı formülü Usui’den bin yıl öncesine dayanmaktadır, yani en az üç bin yaşındadır ve binlerce yıllık deÄŸiÅŸim ve adaptasyon sürecine sahiptir.
Üstatlık derecesi, geleneksel Usui sistemi düşünce tarzına göre, hayatını reikiye adayacak olanlara verilir. İkinci ve üçüncü aşama eğitimleri arasında birkaç yıl geçmesi beklenir. Aday, bu süre içerisinde dikkatle izlenir. Reiki üstadı olmak, öğrencinin hayatına ciddi bir sorumluluk yükleyecektir. Yalnızca inisiye etmek, reiki üstadı olmak için yeterli değildir.
Buraya kadar ele aldığımız aşamlarda da görüldüğü gibi birinci derece reiki kullanımı en kolay olanıdır. Çünkü bu aşam sembol kullanımını içermemektedir. Sadece ellerin fiziksel teması ile ilgilidir. Uyumlamalar ile reikinin yolu açılır. Auradaki bozulmaların fiziksel beden üzerindeki etkisini gerileterek bedenin ilk hali olan homeostasise (yani sağlıklı ve dengeli hale) geri dönmeyi sağlar121. Buradan anlaşıldığı kadarıyla Reiki 1 fiziksel bedeni tedavi etmektedir.
Reiki 2’ye gelince, o birçok yönlüdür. Burada üç sembol öğrenilmekte ve bu sembollerin kullanımı ile ÅŸifa gücü daha da artmaktadır. Uzakta olanlara, geçmiÅŸten meydana gelmiÅŸ olaylardan kaynaklanan ve gelecekte olabilecek bir takım sıkıntılara ÅŸifa göndermesi yapılmaktadır. Ayrıca birinci seviyede sadece hastalığın görünen nedenlerine ÅŸifa gönderilmekteyken ikinci seviyede ise görünmeyen sebeplere de ÅŸifa gönderilebilmektedir.
Üçüncü aşama ise uygulayıcı ve üstatlık olmak üzere ikiye ayrılırmaktadır. Uygulayıcı aşamasında kişi iki sembol daha öğrenerek kendisine şifa uygulamaları yapamaktadır. Üstatlık derecesinde ise artık o bir reiki masterı olmuştur, buna bağlı olarakta başkalarına reiki öğretebilmekte ve uygulayabilmektedir.
Reikilink: “Reiki Dereceleri”, http://www.reikilink.com \reiki link\reiki dereceleri.htm
Reikilink: “Reiki Dereceleri”, http://www.reikilink.com \reiki link\reiki dereceleri.htm
Batı’da evrensel yaÅŸam enerjisi ismiyle anılan reiki, ilk olarak Japonya’da sistemleÅŸtirilen ve alternatif bir tıp olarak da görülen enerjiye dayalı bir ÅŸifa tekniÄŸi ÅŸeklinde takdim edilmektedir. Öte yandan önceleri alternatif bir saÄŸlık kaynağı olarak görülen reiki, özellikle Batı’da yayılmaya baÅŸlamasından sonra, dini bir yönelim olarak da tartışılan bir UzakdoÄŸu aktivitesi haline gelmiÅŸtir.
Birçok tanımı yapılan reiki Japonca bir sözcüktür. Rei ve Ki kelimelerinden oluÅŸmaktadır. Sözlükte Rei “her yerde varolan”; Ki ise “ruhsal yaÅŸam enerjisi” anlamına gelmektedir1. Rei ve Ki kelimelerine bazı kaynaklarda farklı anlamlar da verilmiÅŸtir. Buna göre Rei evrensel anlamına gelmektedir. Spiritüel düzeyde ise tanrının tüm varlığını ifade etmektedir2. Burada evren ve tanrı ifadeleri özdeÅŸmiÅŸ gibi kullanılmıştır. “Japonca sözlüğünde genellikle ruh ya da can fikri Rei sözcüğü ile”3 ifade edilmiÅŸtir. Dolayısıyla Rei “evrensel”, “tanrı”, “can”, “ruh” gibi anlamlarda kullanılmıştır. Genel tercih ise “evrensel” kelimesidir. Bu sözcüklerin arasında ise ince bir ayrım bulunmaktadır.
“Ki”ye gelince o bir yaÅŸam enerjisidir. Rei’nin parçasıdır ve tüm canlı varlıklarda bulunmaktadır. Birçok kültürde “ki” ile benzer alama gelen bir enerjinin varlığı kabul edilmiÅŸtir. Bu enerji Çinliler tarafından “Chi”, Hıristiyanlar tarafından “Kutsal Ruh”, Hintliler tarafından “Prana”, Kuhunoslar tarafından “Mana” ve Rus araÅŸtırmacılar tarafından “Bioplasmik Enerji” olarak adlandırılmıştır4. Farklı kültürlerde farklı isimlerle anılan bu enerji Müslümanlar tarafından da “Rabb’in ruhundan ve nefesinden gelen enerji” olarak anılmaktadır. Allah “ben kuru balçıktan; kararmış, ÅŸekillenmiÅŸ çamurdan bir insan yaratacağım, onu düzeltip ruhumdan üflediÄŸimde onun üstünlüğünü kabul ederek ona saygınızı sunun”5 ayeti buna delil olarak gösterilmektedir. Mayası çamur olan insan tanrının ruhundan üflemesiyle hayat bulmuÅŸ, varlık sahasına çıkmıştır. Dolayısıyla yaÅŸam enerjisi tanrının nefesinden gelen enerji olarak anlaşılmaktadır.
Reiki insanların kendilerini veya baÅŸkalarını tedavi etmeyi amaçlayan bir teknik olarak sunulmaktadır. Reiki’nin büyük evreni doÄŸuran, güneÅŸ sistemini ve dünyadaki tüm canlıları yaratan, onların aralarındaki düzeni saÄŸlayan bir güç ve ayrıca evrendeki her fenomenin enerji kaynağı olduÄŸu kabul edilmektedir6. Böylece aslında reikinin evrende bulunduÄŸu ve reiki sırasında gerçekleÅŸtiÄŸi ileri sürülen ÅŸifanın da ancak reiki tekniklerinin uygulanmasıyla mümkün olabileceÄŸi öngörülmektedir. Reiki ışık ve enerjiden yararlanılarak yapılan bir ÅŸifa tekniÄŸidir ve baÅŸkalarına beden ve zihin ÅŸifası sunmanın geleneksel yoludur7. Reki’nin özü ise elleri kullanarak ÅŸifa yeteneÄŸini geliÅŸtirmektir. Reiki aynı zamanda el vermeye dayalı bir ÅŸifa tekniÄŸidir
2.1. Reikinin Kökeni
Hicr, 28-29. Hiroshi DOİ, Reiki’nin Temelleri, Çev. Tufan Göbekcin, Ege Meta yay., İzmir, 2005 s.35. Doi., a.g.e., s.23. |
Elleri kullanarak ÅŸifa verme teknik olarak antik çaÄŸlardan bu yana varlığını sürdüren bir ÅŸifa yöntemi olarak kabul edilmektedir. Bu çaÄŸlardan itibaren insanoÄŸlu hem DoÄŸu’da, hem de Batı’da avuç içinden yayılan gizemli enerjinin farkına varmış, herhangi bir aÄŸrı yaÅŸadığında ellerini aÄŸrıyan bölgeye götürmüştür. İçgüdüsel bu hareketle, elleri aÄŸrıyan kısma koymak suretiyle aÄŸrının geçeceÄŸi ya da azalacağı düşünülmüştür. Bunun yanı sıra, ellerini aÄŸrının geçmesi amacıyla kullanan insanların arasında etki bakımından bir fark olduÄŸu da ortaya çıkmıştır. Bazı insanların diÄŸerlerine oranla daha çok ÅŸifa verme gücüne sahip oldukları anlaşılmıştır.
Bu şekilde reikinin temellerini antik çağlara dek götüren görüş sahipleri reikinin antik çağlarda şamanlar tarafından geliştirilmiş gizli bir yöntem olduğunu söylemektedirler. Onlara göre, şaman bunu insanlara hem rehberlik ve şifa sunma, hem de insanların doğa ile denge kurmalarını öğretmek için kullanmıştır. Daha sonra bu yöntem sıradan insanlara açıklanmadan kuşaktan kuşağa geçirilmiştir8.
Zamanla “elleri kullanarak ÅŸifa verme” ÅŸeklinde isimlendirilen bu tekniÄŸi öğetmeye ve ÅŸifa yeteneÄŸini arttırmaya dönük bazı eÄŸitim sistemleri oluÅŸturulmuÅŸtur. ÖrneÄŸin, sonraları Japonya’da yaygın olarak kulanılacak olan reiki, Japonya’dan yüzyıllarca önce Tibet’te de uygulanmıştır. Bu görüşte olanlara göre bugün “Mu” adı verilen, yeryüzünün ilk devir uygarlığının çocukları ilkokul çaÄŸlarında Reiki 1, ortaokul yaÅŸlarında ise Reiki 2 eÄŸitimi alırlardı. Üstat/öğretmenler de Reiki 3 derecesini almak zorundaydılar, üstelik isteyen herkes de bunu karşılıksız alabilirdi. Dolayısıyla bu coÄŸrafyada yaÅŸayan insanlar reiki bilgisine sahiptiler. Çok sonraları yeryüzü deÄŸiÅŸiklikleri ile Mu kıtası yok olmuÅŸ ve bu bilgi birkaç kiÅŸinin bilgisi olarak kalmıştır9. Daha sonra ise bu bilgi Hindistan ve Tibet’e gitmiÅŸtir. Yaygın kanaate göre ise reiki bir tıp ilmi olarak Tibet’te ortaya çıkmış ve yayılmıştır.
Bazı görüşlere göre Budda’nın “Aydınlanma Yol’unu” keÅŸfettiÄŸi tarihte reiki de bilinmekteydi. Budda’nın hasta insanları ellerini kullanarak iyileÅŸtirdiÄŸine dair rivayetler bulunmaktadır. Yine reikinin Budist Sutra’larda kısmen anlatılmakla birlikte, temel olarak ÅŸifahen aktarılan bir bilgi olduÄŸu da nakledilmektedir. Öte yandan İsa’nın da hasta insanları ellerini kullanarak iyileÅŸtirdiÄŸine dair çeÅŸitli kaynaklarda bilgiler mevcuttur. Bütün bu rivayetlerden antik çaÄŸlardan Hint coÄŸrafyasındaki uygulamalara kadar uzanan “ellerin kullanılmasıyla uygulanan ÅŸifa verme tekniÄŸinin” reiki ile örtüştüğü görülmektedir. Bu benzerliklerden hareketle de reikinin baÅŸta Budizm, Åžamanizm ve Åžintoizm gibi sistemler içerisinde var olduÄŸu ileri sürülmetedir.
2.3. Reikinin GeliÅŸimi
Reiki’nin kökenleri ve ortaya çıkışı konusunda farklı yorumlar yapılsa da birçok reiki üstadı bu eski tedavi metodunun 19.yy sonlarına doÄŸru Mikao Usui tarafından keÅŸfedilmesiyle gün yüzüne çıktığı konusunda hem fikirdir. Onlara göre, Mikao Usui reikinin yeniden doÄŸuÅŸunu saÄŸlamanın yanı sıra bu bilginin geniÅŸ kitlelere ulaÅŸmasının da temellerini atmıştır. Dolayısıyla, önceden de var olan reiki enerji bilgisini, Mikao Usui yeniden düzenlemiÅŸtir. AÅŸağıda Mikao Usui’nin reiki ile olan bu münasebeti ve reikinin geliÅŸimi gözden geçirilecektir.
2.3.1. Reiki ve Mikao Usui
Mikao Usui Japonya’nın Nagoya ÅŸehri yakınlarında bulunan Gifu/Yamagata bölgesindeki Tania köyünde 15 AÄŸustoa 1865 yılında dünyaya gelmiÅŸtir. DiÄŸer çocuklar gibi Japonya’nın gelenkesel dini olan Åžintoizm ve Budizm eÄŸitimi almamış, bunların yerine misyoner rahipler tarafından Hıristiyanlık eÄŸitimine tabi tutulmÅŸtur. Okulu bitirip din eÄŸitimini sürdürmeye karar verdikten sonra, ilahiyat profesörü olmuÅŸ ve Hıristiyan Erkek Okulu’na müdür ve papaz olarak getirilmiÅŸtir10.
Bir Pazar ayininde öğrencilerinden birinin Kitab-ı Mukaddes’te Hazreti İsa’nın hastaları iyileÅŸtirdiÄŸi, su üzerinde yürüdüğü ya da ÅŸifa dağıttığını hatırlatarak, bunlara sadece orada öyle yazdığı için inanıp inanamadığını ve böyle bir ÅŸey yaÅŸayıp yaÅŸamadığını sorması üzerine Usui, buna inandığını, ancak böyle bir ÅŸey görmediÄŸini belirtmiÅŸtir. Bunun üzerine, öğrencisi de bu kör inanç size yeterli gelebilir, fakat bizler bunları kendi gözlerimizle görmek istiyoruz ÅŸeklinde karşılık vermiÅŸtir. Bu konuÅŸmanın ardından Usui, iÅŸ sözleÅŸmesini feshederek, Chicago Üniversitesi’nde Hıristiyan metinler üzerinde çalışmak için yola çıkmış, kendini Hz İsa ve havarilerinin ÅŸifa dağıtmasının ardında yatan sırı çözmeye adamıştır. Daha sonra, tekrar Japonya’ya dönerek Budist metinler üzerinde araÅŸtırmalar yapmıştır. Zen manastırların birinde bir baÅŸpapazdan bu konularda yardım almış ve sutraları Çince okumak için bu dili öğrenmiÅŸtir. Orjinal Budist metinleri öğrenmek için Sanskiritçe’yi de öğrenen Usui, Buda’nın eski bir talebesi tarafından kaleme alınan bir metinde Buda’nın nasıl ÅŸifa dağıttığına dair semboller ve tarifler bulmuÅŸtur. Böylece söz konusu bilgi yeniden keÅŸfedilmiÅŸtir ancak Usui henüz ÅŸifa verecek güce sahip deÄŸildir.
BaÅŸpapaz ile yaptığı bir görüşmeden sonra Japonya da kutsal bir daÄŸa çıkarak 21 gün boyunca oruç tutup meditasyon yapmaya karar vermiÅŸtir. Önüne takvim görevi görmesi için 21 küçük taÅŸ koymuÅŸ ve her gün bir taşı eksiltmiÅŸtir. Bu süre zarfında sutraları okumuÅŸ, ilahiler söylemiÅŸ ve meditasyon yapmıştır. DaÄŸda geçirdiÄŸi 21 gün boyunca olaÄŸanüstü bir ÅŸey olmamış, 21. günün gecesinin karanlığında meditasyonu tamamlamış ve şöyle dua etmiÅŸtir: “Baba, lütfen bana ışığı göster!” Bunun üzerine gökyüzünde kendisine doÄŸru hızla gelen bir ışık görmüştür. Bu ışık gittikçe büyümüş ve alnının tam ortasına isabet etmiÅŸtir. Usui, yere devrilmiÅŸ, normal uyanıklık ÅŸuurunu yitirmiÅŸ ve transa benzer bir hale girmiÅŸtir. Bu yüksek ÅŸuur halinde gökkuÅŸağı renklerinde mavi, camböceÄŸi, eflatun ve pembe gibi birçok baloncuk görmüştür. Daha sonra Sanskrit metinlerde görmüş olduÄŸu semboller kendisine altın yazıyla adeta bir sinema perdesinde görünür gibi görünmüştür; bu, Buda ve İsa’nın güçlerinin anahtarıdır11.
Bazı araştırmacılara göre Usui, ağı bir hastalık geçirmiş ve kendi keşfettiği bazı tekniklerle hastalıktan kurtulmuştur. Bu şifa yöntemlerini insanlara da öğretmeyi arzu etmiştir12.
Batı’da evrensel yaÅŸam enerjisi ismiyle anılan reiki, ilk olarak Japonya’da sistemleÅŸtirilen ve alternatif bir tıp olarak da görülen enerjiye dayalı bir ÅŸifa tekniÄŸi ÅŸeklinde takdim edilmektedir. Öte yandan önceleri alternatif bir saÄŸlık kaynağı olarak görülen reiki, özellikle Batı’da yayılmaya baÅŸlamasından sonra, dini bir yönelim olarak da tartışılan bir UzakdoÄŸu aktivitesi haline gelmiÅŸtir.
Birçok tanımı yapılan reiki Japonca bir sözcüktür. Rei ve Ki kelimelerinden oluÅŸmaktadır. Sözlükte Rei “her yerde varolan”; Ki ise “ruhsal yaÅŸam enerjisi” anlamına gelmektedir1. Rei ve Ki kelimelerine bazı kaynaklarda farklı anlamlar da verilmiÅŸtir. Buna göre Rei evrensel anlamına gelmektedir. Spiritüel düzeyde ise tanrının tüm varlığını ifade etmektedir2. Burada evren ve tanrı ifadeleri özdeÅŸmiÅŸ gibi kullanılmıştır. “Japonca sözlüğünde genellikle ruh ya da can fikri Rei sözcüğü ile”3 ifade edilmiÅŸtir. Dolayısıyla Rei “evrensel”, “tanrı”, “can”, “ruh” gibi anlamlarda kullanılmıştır. Genel tercih ise “evrensel” kelimesidir. Bu sözcüklerin arasında ise ince bir ayrım bulunmaktadır.
“Ki”ye gelince o bir yaÅŸam enerjisidir. Rei’nin parçasıdır ve tüm canlı varlıklarda bulunmaktadır. Birçok kültürde “ki” ile benzer alama gelen bir enerjinin varlığı kabul edilmiÅŸtir. Bu enerji Çinliler tarafından “Chi”, Hıristiyanlar tarafından “Kutsal Ruh”, Hintliler tarafından “Prana”, Kuhunoslar tarafından “Mana” ve Rus araÅŸtırmacılar tarafından “Bioplasmik Enerji” olarak adlandırılmıştır4. Farklı kültürlerde farklı isimlerle anılan bu enerji Müslümanlar tarafından da “Rabb’in ruhundan ve nefesinden gelen enerji” olarak anılmaktadır. Allah “ben kuru balçıktan; kararmış, ÅŸekillenmiÅŸ çamurdan bir insan yaratacağım, onu düzeltip ruhumdan üflediÄŸimde onun üstünlüğünü kabul ederek ona saygınızı sunun”5 ayeti buna delil olarak gösterilmektedir. Mayası çamur olan insan tanrının ruhundan üflemesiyle hayat bulmuÅŸ, varlık sahasına çıkmıştır. Dolayısıyla yaÅŸam enerjisi tanrının nefesinden gelen enerji olarak anlaşılmaktadır.
Reiki insanların kendilerini veya baÅŸkalarını tedavi etmeyi amaçlayan bir teknik olarak sunulmaktadır. Reiki’nin büyük evreni doÄŸuran, güneÅŸ sistemini ve dünyadaki tüm canlıları yaratan, onların aralarındaki düzeni saÄŸlayan bir güç ve ayrıca evrendeki her fenomenin enerji kaynağı olduÄŸu kabul edilmektedir6. Böylece aslında reikinin evrende bulunduÄŸu ve reiki sırasında gerçekleÅŸtiÄŸi ileri sürülen ÅŸifanın da ancak reiki tekniklerinin uygulanmasıyla mümkün olabileceÄŸi öngörülmektedir. Reiki ışık ve enerjiden yararlanılarak yapılan bir ÅŸifa tekniÄŸidir ve baÅŸkalarına beden ve zihin ÅŸifası sunmanın geleneksel yoludur7. Reki’nin özü ise elleri kullanarak ÅŸifa yeteneÄŸini geliÅŸtirmektir. Reiki aynı zamanda el vermeye dayalı bir ÅŸifa tekniÄŸidir.
Reiki’nin Türkiye’deki Tarihsel GeliÅŸimi
Saniyeleşme ile beraber meydana gelen değişiklikler insanoğlunun yaşamını derinden etkilemiştir. Birey yavaş yavaş doğadan kopmaya ve onu kullanabileceği bir araç gibi görmeye başlamıştır. Ne var ki insanoğlu doğanın içinde ve onun bir parçasıdır. Buna rağmen doğaya zarar veren insanoğlu, yaptığı bu yanlışın farkına yeni yeni varmaya başlamıştır.
Yaşam bilimleri araştırmacısı Hakan Onun, bütün öğretilerin ekonomik gelişmelerden ayrı tutulamayacağını ifade ediyor. Türkiye de sürekli ekonomik problemlerin ve belirsizliklerin yaşanması nedeniyle insanların mutluluğu paradan ziyade kişisel gelişimi ile yakalayabileceğinin farkına varması ile önem kazandığını45 belirtmektedir. Reiki ve diğer Uzakdoğu öğretileri ile ilgilenen insanların çoğunluğu maddi problemlerini halletmiş evi, arabası ve maddi olarak tüm istediklerini gerçekleştirdiği halde bir doyumsuzluk içinde hisseden kişiler oluşturmaktadır. Gelir düzeyi orta ve alt sevideki insanların birincil problemleri geçimini sağlamak olduğu için bu tür akımlara ilgi duymazlar. Bu yüzden bu öğretiler daha çok belirli ekonomik seviyedeki insanlar arasında yayılmaktadır.
Bazı uzmanlar, stres tedavisinin önemine deÄŸinerek, doÄŸru nefes teknikleri ve bazı özel gevÅŸeme egzersizleriyle, stres karşısında harap olan sinirlerin rahatlatılabileceÄŸini ve sakin bir ÅŸekilde zihin güçlerinin artırılabileceÄŸini belirtmektedir. Özellikle meditasyon, reiki ya da kiÅŸilerin inanışlarına göre dini ritüellerin uygulanmasının stresi azaltacağı ifade edilerek, ”KiÅŸinin yaratıcıyla diyaloga girmesi ve onunla arasında bir sevgi alışveriÅŸi olması, onun hayata daha pozitif ve olumlu bakmasını saÄŸlar47” denmektedir
. RE İKİ AŞAMALARI
Geleneksel Reiki Ryoho “Sho-den” (giriÅŸ), “Oku-den” (derin), “Shinpi-den” (gizem) olmak üzere üç bölümden oluÅŸmaktadır. Her ne kadar geleneksel Usui Reiki’sinde söz konusu bu üç aÅŸama temel olsa da özellikle Batı’da dört temel aÅŸama uygulaması söz konusudur. Yani bu gün Batı’da reiki kanalının açılması için temel olarak dört uyumlama uygulanmaktadır. Batı’da uygulanan dördüncü aÅŸama ise “Reiki-Ho, yani öğretmenlik/ “üstatlıktır”[1]. Biz aÅŸağıda bütün bu aÅŸamaları gözden geçireceÄŸiz.
6.1. Birinci AÅŸama: Sho-den (GiriÅŸ)
Her bölge okul ya da öğretmen açısından farklılık göstermekle birlikte 1. AÅŸama’da öncelikli olarak reikinin doÄŸuÅŸu, tarihi, deÄŸerler anlayışı, yapısı ve uyumlanma anlatılır. Daha sonra temel ÅŸifa yöntemi olarak ellerin nasıl kullanılacağı, auranın nasıl arındırılacağı ve on iki temel pozisyonun nasıl olacağı öğretilir. Müteakiben bir kimsenin reiki ile ÅŸifaya kavuÅŸturulması, reiki seansının anlaşılması, reiki ile hayvanlara ve bitkilere dönük ÅŸifa uygulaması, enerjinin arındırılması, kendi kendine arındırmaya ve geliÅŸtirmeye yönelik ÅŸifa uygulaması ve tipik ÅŸifa teknikleri ile 1. AÅŸama tamamlanır[2].
Yukarıda zikerettiğimiz özellikleri içeren reikinin birinci aşamasını öğrenmek veya öğretmek için uzun dönemli kurs ve seminerlere gerek yoktur. Eğitim bir güne sıkıştırılmaz. Çünkü her katılımcının, temasa geçtiği Spiritüel Yaşam Enerjisi ile oluşan süreci tam yaşaması, özümsemesi için zamana ihtiyaç vardır. Bunun içinde 3-4 gün yeterlidir.
Ardı ardına gelen akşamlarda ya da bir tatilde verilecek seminerlerle bu aşama tamamlanmış olur. Seminerler sırasında reiki üstadı dört inisiyasyon ya da güç aktarımı uygular. Böylece öğrenci hazırlanır ve içsel şifa kaynakları açılır. Burada amaç iş, beden, zihin ve ruhsal seviyelerde bir tür temizlik ve titreşim frekansının yükseltilmesidir.
Bu noktada engeller çözülmekte, toksinler atılmakta ve iyileşme gücü harekete geçmektedir114. Bu eğitim ile kişi enerji kanalı haline gelir. Bir başka ifadeyle eğiitimi tamamlayan kişi enerjiye kanal olur. Böylece kendisine, diğer insanlara, hayvanlar, bitkiler gibi varlıklar ile çeşitli eşyalara (araba, takı, kişinin değerli saydığı her şeye) reiki uygulayabilir.
6.2. İkinci Aşama: Oku-den (Derin Bilgi)
Reiki 1 derecesi alan her kişinin Reiki 2 vaya Reiki 3 derecesini alma zorunluluğu yoktur. Pek çok kimse birinci düzey eğitimi aldıktan sonra diğer seviyelerdeki eğitimlere ihtiyaç duymaz. Ancak burada şunuda belirtmeliyiz ki üst dereceleri almak kişinin şifa gücünü arttırmaktadır.
Bu seviye bir reiki masterı tarafından bir hafta sonununda veya üç-dört günlük bir süre içerisinde öğretilir. İkinci seviyedeki eÄŸitim ile birinci seviye eÄŸitim arasında en az üç ay süre olması gerekir. İkinci seviyedeki eÄŸitimin ilk gününde semboller, sembollerle ilgili bilgiler, uygulama ile zihinsel bilgilerin çoÄŸu ve uyumlama yer alır115. Reiki 1 ile elde edilen ÅŸifa gücü bu uyumlama ile artmaktadır. İkinci gün zamanın çoÄŸu sembollerin uygulanmasında ve zihinsel seviyede tedaviyigeliÅŸtirmeye ayrılır[3]. Reiki 1’i Reiki 2’den ayıran en önemli fark alıcının sembolleri kullanmayı öğrenmesidir.
Her sembolün bir adı (mantra) ve anlamı vardır. Bu düzeyde üç sembol öğrenilir:
1) Cho Ku Rei (Güç Sembolü)
2)Â Sei Hei Ki (Duygusal/Zihinsel Sembol)
3) Hon Sha Ze Sho Nen (Uzaktan Şifa Sembolü)
İlk sembol ile enerji gücü arttırmak; ikincisi ile duygusal ve zihinsel problemleri çözmek; üçüncüsü ile de zaman ve mekanın ötesinde şifa uygulamaları öğrenilir. Üçüncü sembol ile ise uzaktan şifa (uzak mesafeden şifa tekniği), geçmişe dönük şifa (geçmişe odaklanarak travmanın iyileştirilmesi, karmanın temizlenmesi), geleceğe dönük şifa (kendimiz için geleceğe dönük reiki enerjisi gönderme, arzulanan koşulları oluşturma) elde edilir[4].
6.3. Üçüncü Aşama: Üstatlık Öncesi Dönem
Bu aşama Geleneksel Usui Reiki sistemi ve Modern Reiki sistemi tarafından farklı uygulanmıştır. Üçüncü derece eğitim orijinal Usui Reiki sisteminde masterlik derecesi olarak kabul edilir. Bu seviyedeki eğitim inisiyasyon verebilmek, reiki öğretmeni olmak, hastalıkların tedavisi için araştırmalar ve şifa çalışmaları yapma sorumluluklarını içerir[5]. Modern Reiki eğitiminde ise bu seviye 3a ve 3b diye ikiye ayrılır. 3a kişisel masterlik ya da kişisel iyileştirme olarak kabul edilir. 3b seviyesinde kişi artık reiki masterı olmuştur. Artık bu bir kimse başkalarına şifa uygulaması ve reiki öğretebilecek düzeye gelmiştir. Biz burada 3a seviyesini üçüncü aşama, 3b seviyesini de dördüncü aşama olarak inceliyeceğiz.
Daha yüksek bir bilince ve daha farklı yaratıcılığa ulaÅŸma amaçlı üçüncü aÅŸamada üç uyumlanma uygulanmaktadır. Usui sisteminde en yüksek düzey olarak kabul edilen iki sembol öğrenilir. Bunlarda biricisi Dai Ko Myo, ikincisi ise Raku’dur. Dai Ko Myo hem ÅŸifa çalışmalarında hem de uyumlamalarda kullanılır. Buna karşılık Raku ise sadece uyumlamada kullanılır. Bu derece ile auradaki blokajların ve insanlardaki hastalıkların en temel nedenlerinin çözümü saÄŸlanır. Bu aÅŸamada alınan inisiyasyon ile kiÅŸi bir masterin sahip olduÄŸu enerji frekansı seviyesine yüksemiÅŸ olur. Böylece insan bedeni ve hastalıkların yapısı ile ileri ÅŸifa tekniklerini öğrenir. Bu seviyede master düzeyi bilgilerle donatılılmasına raÄŸmen kendisine henüz baÅŸkalarına inisiyasyon yapmak için gerekli bilgi ve yeti verilmez. Bu aÅŸamada kiÅŸi elde ettiÄŸi master yetilerini kendini geliÅŸtirmek ve çevresine yararlı olmak için kullanır[6].
6.4. Dördüncü Aşama: Üstatlık Derecesi
Dördüncü aşama reiki öğretmenlerinin uyumlanmalarını sağlamak ve onların reikinin kullanımı hakkında bilgiler verecek şekilde eğitilmelerine yönelik olarak düzenlenen bir kurstur. Bu kursta, geleneksel teknikler, uyumlanma teorisi ve pratiği, reiki öğretmeni olarak hareket etme, sembollerin ve mantraların anlamı ve kullanımı, her adımda öğretilecek konular, reiki seminerlerinde etkinlikler, Japonlara özgü uyumlanmada Reiju, tüm sembollerin birleşik uyumlanması ve eğiticiler için özel reiju öğretilir[7]. Bütün bu bilgileri elde eden ve master olmaya hak kazanan kişiler artık reiki şifa tekniğini başkalarına öğretebilicek seviyeye gelmiş olurlar.
Birçok kişi, bu aşamaya üstat olmak için değil, şifa uygulamalarının daha ileri tekniklerini öğrenmek için katılır. Reiki üstadı olmak, uzun süren çalışmalar gerektirir. Bu seviyede, reiki sisteminin öğretilmesi ile ilgili bilgiler vardır. Reiki uyumlanma, yani inisiyasyon uygulama bilgileri bu eğitimde öğretilir. Üstat sembolü ile yapılan çalışmalarda, reiki meditatif yönü yoğunluktadır. Ruhî tekamül ağırlıklı ve uzun süreli bir eğitimdir.
Reiki üstadının öğrencilerine ve Reiki’ye olan sorumluluÄŸu, hayatlarında doÄŸru uygulamayı yapmayı öğretmektir. Öğrencinin üçüncü aÅŸamayı isteme hakkı yoktur. Bu, ancak hocası tarafından sunulabilir. Modern düşünce tarzı, daha az kısıtlama ile çalışmaktır. Reiki üstadı olmak araba kullanmaya benzer. İnisiyasyon arabanın anahtarı gibidir, ama kullanmayı bilmiyorsanız, hiçbir yere gidemezsiniz. Teknikler açık, yalın ve direkt anlatılmalıdır ki, araba yürütülebilsin.
Reiki üstadı sadece inisiye edici deÄŸildir, reiki öğreticisidir. Reiki üstadı olmak, diÄŸerlerinden daha fazla reiki gücüne sahip olmak da deÄŸildir. Önemli olan, kendi içindeki reikiyye olan bağı kavramaktır. Reikinin yazılı formülü Usui’den bin yıl öncesine dayanmaktadır, yani en az üç bin yaşındadır ve binlerce yıllık deÄŸiÅŸim ve adaptasyon sürecine sahiptir.
Üstatlık derecesi, geleneksel Usui sistemi düşünce tarzına göre, hayatını reikiye adayacak olanlara verilir. İkinci ve üçüncü aşama eğitimleri arasında birkaç yıl geçmesi beklenir. Aday, bu süre içerisinde dikkatle izlenir. Reiki üstadı olmak, öğrencinin hayatına ciddi bir sorumluluk yükleyecektir. Yalnızca inisiye etmek, reiki üstadı olmak için yeterli değildir.
Buraya kadar ele aldığımız aşamlarda da görüldüğü gibi birinci derece reiki kullanımı en kolay olanıdır. Çünkü bu aşam sembol kullanımını içermemektedir. Sadece ellerin fiziksel teması ile ilgilidir. Uyumlamalar ile reikinin yolu açılır. Auradaki bozulmaların fiziksel beden üzerindeki etkisini gerileterek bedenin ilk hali olan homeostasise (yani sağlıklı ve dengeli hale) geri dönmeyi sağlar121. Buradan anlaşıldığı kadarıyla Reiki 1 fiziksel bedeni tedavi etmektedir.
Reiki 2’ye gelince, o birçok yönlüdür. Burada üç sembol öğrenilmekte ve bu sembollerin kullanımı ile ÅŸifa gücü daha da artmaktadır. Uzakta olanlara, geçmiÅŸten meydana gelmiÅŸ olaylardan kaynaklanan ve gelecekte olabilecek bir takım sıkıntılara ÅŸifa göndermesi yapılmaktadır. Ayrıca birinci seviyede sadece hastalığın görünen nedenlerine ÅŸifa gönderilmekteyken ikinci seviyede ise görünmeyen sebeplere de ÅŸifa gönderilebilmektedir.
Üçüncü aşama ise uygulayıcı ve üstatlık olmak üzere ikiye ayrılırmaktadır. Uygulayıcı aşamasında kişi iki sembol daha öğrenerek kendisine şifa uygulamaları yapamaktadır. Üstatlık derecesinde ise artık o bir reiki masterı olmuştur, buna bağlı olarakta başkalarına reiki öğretebilmekte ve uygulayabilmektedir.
Reikilink: “Reiki Dereceleri”, http://www.reikilink.com \reiki link\reiki dereceleri.htm
Reikilink: “Reiki Dereceleri”, http://www.reikilink.com \reiki link\reiki dereceleri.htm