St. Petersburg’ta restore edilen Kehribar -Odasının heyecan verici resimlerinden sonra, tıpkı köpükle taçlandırılmış Venüs gibi denizden yükselen bu mükemmel takı materyaline olan ilgi artmıştır.
FotoÄŸraf 74
Küçük oda dolabı, Danzig 1724
Schmuck Magazin Dergisi, sayı 4, Aralık 2005-Ocak 2006, sayfa 62
18. Yüzyıl’ın sonlarına kadar “denizin altını” olarak büyük deÄŸer biçilen bu fosil reçinenin kaynağına iliÅŸkin birçok efsane vardır. Kehribar sadece birçok medeniyetin takı ihtiyacını karşılamakla kalmıyor, Kehribar nazarlıkların insanları karanlık güçler ve hastalıklardan koruduÄŸuna inanılıyordu. Kötülükleri uzak tutabilen bu taşın sihirli gücüne olan inanç, gladyatörlerin arenaya giderken yanlarına, ÅŸans getirmesi için Kehribar parçaları almalarına neden olmuÅŸtur. Günümüzde de ezoterik alanında Kehribar ın sihirli olmasa bile en azından pozitif güçleri olduÄŸu düşünülmekte ve birçok bebek ve küçük çocuk, hastalıklardan korunmak için narin Kehribar kolyeler takmaktadırlar.
FotoÄŸraf 75
Altı kenarlı, kulplu kase, Königsberg 1600 civarı
HÖGL Helga, Schmuck Magazin Dergisi, sayı 4, Aralık 2005-Ocak 2006, sayfa 63
Romalılar Kehribar a ÅŸifalı etkisi nedeniyle de önem vermekteydiler ve ince Kehribar tozu ilaç olarak kullanılmaktaydı. Kehribar caddesinin ne zamandan beri var olduÄŸu bilgimiz dışındadır, fakat Romalılardan çok önce, Baltık bölgesi, Orta Avrupa ve İtalya arasındaki eski ulaşım yolu boyunca ticareti yapılmaktaydı. Kehribar ın en popüler olduÄŸu zaman Roma İmparatorluÄŸu zamanı ve özellikle de M.S. 1. ve 2. yüzyıllardır. Büyük miktarlarda Kehribar Akvilya’ya gitmekteydi, oradaki sanatçılar da gerçek mucizeler yaratmaktaydı ve zamanla bu Kuzey İtalyan ÅŸehri Kehribar iÅŸlemeciliÄŸinin merkezi haline gelmiÅŸtir.
FotoÄŸraf 76
Yelkenli gemi, Königsberg, 17. yüzyılın başları
HÖGL Helga, Schmuck Magazin Dergisi, sayı 4, Aralık 2005-Ocak 2006, sayfa 63
Fakat Roma İmparatorluÄŸunun sonlanmasından sonra meydana gelen Kavimlerin Göçü ile birçok kültürel kazanımlar kaybolmuÅŸ ve Kehribar ancak OrtaçaÄŸ’da yine tanınmış ve deÄŸer görmüştür. Baltık Denizi bölgesinde geleneksel olarak icra edilen Kehribar iÅŸlemeciliÄŸi kıyıda yeniden canlanmış ve özellikle Danzig, üretimde baÅŸlıca bir rol oynamaya baÅŸlamıştır. Barok’un zenginliÄŸe ve gösteriÅŸe olan eÄŸilimi, deÄŸiÅŸik materyallerin kombinasyonunda ve renksel karşıtlıklarda tam olarak ifade ÅŸekli bulmuÅŸtur. Kehribar plakaların altına bir de altın folyo yerleÅŸtirildiÄŸinde daha da parlak bir etki elde edilmekteydi. Mücevher kutuları, kutsal emanet dolapları, yemek takımları, küçük sunaklar, satranç oyunları ve kupalar gibi Kehribar sanatının harika eserleri çarlara, imparatorlara ve krallara hediye edilmek üzere Danzig ve Königsberg’ten ayrılmaktaydılar.94
FotoÄŸraf 77
Tahtta oturan Meryem Ana, Kuzeydoğu Almanya, 1400 civarı
HÖGL Helga, Schmuck Magazin Dergisi, sayı 4, Aralık 2005-Ocak 2006, sayfa 64
Bu deÄŸerli ÅŸeyler saraylarda sergilenmekte ve sanat odalarında saklanmaktaydılar. Politik araç olarak onur hediyeleri çoktan antik ve orta çaÄŸlar’da -özellikle de Bizans saraylarında çok yaygındı, ve burada hediyenin deÄŸeri genellikle hediyenin verileceÄŸi kiÅŸinin mevkine göre deÄŸiÅŸmekteydi. Prusya hediye diplomasisinde, Kehribar sanat eserlerine verilen önemin büyüklüğüne, Viyana Sanat
Tarihi Müzesi’ndeki “Taht ve Sunak için Kehribar ” adlı serginin temel direkleri olan iki çalışma örnek gösterilebilir: Kehribar kaplamalı taht ve İmparatorluk hazinesinden neredeyse iki metre yüksekliÄŸindeki Kehribar sunak, Habsburg İmparatoru 1. Leopold’a verilen, zekice seçilmiÅŸ hediyeler olarak baÅŸarıya ulaÅŸmıştır.
FotoÄŸraf 78
Viktorian tarzı Kehribar broş
Scarisbrick, Ogren, Lightbown, Hinks, Bayer, Becker, Craven, Jewellery Makers-Motifs-History-Tecniques, Thames and Hudson Limited, London, 1989, sayfa 91
Bu objelerin meydana gelme tarihi orta çaÄŸ’dan 18. yüzyıla kadar deÄŸiÅŸmektedir ve objeler seçkin kalite ve kökenlere sahiptirler. Koleksiyon parçalarının aşırı narinliÄŸi ve Avrupa’nın önemli sanat odalarında bulunan Kehribar nesnelerin zamanın akışı sırasında zaten çok yıpranmış olmaları, 13. yüzyıldan beri çok deÄŸer verilen bu objelerin ortaya çıkarılmasını engellemiÅŸ olamalıdır.95
FotoÄŸraf 79
On kenarlı kase, Königsberg, 1620 civarı
HÖGL Helga, Schmuck Magazin Dergisi, sayı 4, Aralık 2005-Ocak 2006, sayfa 64
Üzerinde tarih ve imza bulunan, Kehribar dan oluÅŸan iki kapaklı küçük oda dolabı özellikle ön plana çıkartılmalıdır. Usta Johann George Zernebach 1724’te Danzig’te bu
seçkin mobilyayı üretmiÅŸtir. Tahminen Prusya sarayının bir sipariÅŸiydi, muhtemelen 1. Friedrich Wilhelm içindi ve mutlaka bir diplomasi hediyesi olarak düşünülmüştü. Üzerinde aÄŸrılı Meryem Ana bulunan küçük sunak da yine Danzig’ten gelmektedir ve burada zahmetli bir ÅŸekilde iÅŸlenmiÅŸ olan Kehribar , fildiÅŸi ile kombine edilmiÅŸtir. İnce Kehribar plakalarının ne kadar ışık geçirici olabileceÄŸi altı kenarlı, kulplu kasede görülmektedir. Burada deÄŸerli altın kaplarla karşılaÅŸtırma yapmaktan çekinilmemelidir. Bu kasenin her yani kesilmiÅŸ süslerle bezenmiÅŸtir ve bu yüzden bu kasenin büyük elektör Friedrich Wilhelm tarafından Viyana sarayına diplomatik bir hediye olarak verildiÄŸi tahmin edilmektedir. 17. yüzyıldan kalma ve alışılmışın üzerinde bir büyüklükte olan kase Königsberg’ten gelmektedir. Burada yeni bir teknik görülmektedir; ince kesilmiÅŸ Kehribar plakalarına ısı etkisiyle ÅŸekil verilmekte ve bu plakalar kertik ve yay tekniÄŸi ile birleÅŸtirilmektedir. Bu yüzden artık ışık geçirici objeleri o ana kadar hiç yapılmamış büyüklükte üretebilmek, onları ele almak, çevirmek ve ışığa karşı tutmak ve böylece materyalin güzelliÄŸinin ve ustalıklı iÅŸlemesinin tadını çıkarmak mümkündü.
Bugün Kehribar , yapılan mücevherat tasarımlarının büyük çoğunluğunu kaplayan en değerli taş olarak görülmekte ve mücevherat, giysi ve vücut dekorasyonunda kullanılan, ender rastlanan materyallerden, değerli metallerden ve eşi benzeri bulunmayan taşlardan yapılan sıra dışı bir kültürel olguyu anlatmaktadır.
Bu ziynetler çoğunlukla sahibinin mevkisini, dini statüsünü, durumunu, zerafetini ve entelektüel düzeyini göstermektedir. Ayrıca uğursuzluğa karşı korumak amacıyla sihirli nazarlıklar olarak, ya da uğur getirdiğine inanılan nazarlıklarda da kullanılmaktaydı.
Çeşitli renk ve güzellikteki Kehribar türleri dönemin usta sanatçıları tarafından kullanıldı ve çok sayıda insan bu mücevheratı üretmeye başladı. Bazı çalışmalarda ise külçe altının güzelliğini çağrıştırması sağlandı. Yetenekli, zarif ve yaratıcı sanatçılar tarafından ortaya konulan eserler, sürekli olarak rağbet gördü. Orijinal tasarımları, ustaca zanaatkarlıkları ve eşsizlikleriyle dikkat çekmeyi başardılar.
Belki de en mükemmel olanı, Kehribar in sadece korunduğunun ve doğallığını bozmamaya gayret edildiğinin gösterilmesi değil; aynı zamanda doğaya sıra dışı bir yaklaşımın da altının çizilmesidir.
Bu tür maddelerle Kehribar ve dekor birbirini bütünlemekte; hayranlık ve istek uyandıran sıra dışı bir eser ortaya çıkmaktadır. DiÄŸer tüm mücevheratlara benzer olarak, orijinal Kehribar taşı ile tasarlanan mücevherler, modadan oldukça etkilenmektedir. HoÅŸ modeller üzerinde bu tür kreasyonların sergilenmesi; Paris’ten ya da ünlü bir mücevher maÄŸazasından yapılan bir televizyon yayını bile halkı etkilemeye yetmekte, benzer ürünlerin her yerde bulunması talep edilmektedir. Ancak, Kehribar yapımı bu eserler,eÅŸsiz, seçkin ürünlerdir.
Bu, Kehribar in çeşitli renklerde ve şekillerde bulunmasından kaynaklanmaktadır. Her bir taş tektir. Bu tür mücevherler, doğal güzelliğe duyarlı olan, bu özel eseri ortaya çıkaranın hedefini takdir eden, günün modasını göz ardı ederek, ayrışan Kehribar kabuklarını dahi bozmadan bırakan ve taşı tahrip olmaktan koruyan kişilere hitap etmektedir.
Böyle kişiler sahip oldukları Kehribar i broştan kolye uçlarına, şapka ya da çanta dekorasyonuna kadar çeşitli amaçlarla kendi zevklerine göre de kullanabilme olanağına sahiptirler.
Kehribar , çok zor bir sanat olan değerli taş oymacılığı için oldukça uygun bir materyaldir. Bu yüzden de genellikle dönemin seçkin sanatçıları tarafından kullanılmaktadır. Değerli taş oymacılığı,birinci ve ikinci derecede değerli taşlar üzerinde oymacılık ve işleme yapmak anlamına gelir ve aynı zamanda antika olarak da bilinir. Bu yolla ortaya çıkarılan eserler ise gravürler ve kabartmalı değerli taşlar olarak bilinirler
Gravür örneği
Gravürler, içinde resim olan çalışmalardır; Kehribar deki gravür ve oymalar, saydam lens ve levhalar aracılığıyla yapılmaktadır. Kabartmalı taşlar ise daha kabarık bir tasarımla oluşturulur. Gravürlerin ve kabartmalı taşların çoğu bir portreyi, bir hayvanın resmini, mitolojik bir görüntü ya da türü içermektedirler.
Kabartmalı taşlar, Kehribar türleri arasında sıkça rastlanan iki renkli taşlar ile yapılmaktadır. Bu türde materyaller kullanarak sanatçı, koyu bir zemin üzerinde açık,
Hassas ve kolaylıkla kırılabilen bir materyal olan Kehribar den kabartma taş yapımı için, detaylı bir yapı bilgisine, yetenekli ve duyarlı bir alet kullanımına ve en önemlisi de hatasız bir işlem için kusursuz bir göze ihtiyaç vardır. En önemli kullanım alanları ise kökü en eski geleneklere dayanan ürünler tarafından oluşturulmuştur: Kehribar yapımı kolye ve gerdanlıklar, bilezikler gibi. Mücevherat standardı, mücevher endüstrisi sürekli olarak gelişme gösterdiğinden, artmaktadır. Kolyelerdeki güzelliğin kusursuz yüzey, renk bütünlüğü, şekil ya da tabakalı görünümü ve Kehribar ışığından kaynaklandığı söylenebilir. Kolyelerdeki güzelliğin ayrıca, içerisinde sergilenen çeşitli türlerdeki Kehribar den kaynaklandığı da söylenebilir.
Kehribar yapımı eserleri mücevheratın kalitesini arttırmayı hedefleyerek üreten imalatçılar, çalışmalarının detayları ve hassasiyeti konusunda oldukça dikkatlidirler ve tasarımlarını modaya da ayak uydurarak sürdürürler. Doğal Kehribar den parçaları ayırmakta tereddüt etmeden, taşı diğer organik materyallerle birleştirerek daha yeni, ilginç kompozisyonlar elde etmektedirler. Dünya piyasasında başarılı bir şekilde rekabet edebilmekte ve ürünlerinin satışlarını sürekli olarak artırmaktadırlar.
Dönemin Kehribar yapımı ürünleri, çok eski zamanlara dayanan geleneksel büyük dekoratif ÅŸekiller halini almıştır. Bu eÄŸilimin en muhteÅŸem örneklerine Gdansk’taki St Bridgid kilisesinde bulunan kilise mihrabı ve Tsarskoye Selo’da yeniden inÅŸa edilen Kehribar Odası’nda rastlanmaktadır.
Gdansk’ta yapılan kilise mihrabının öncüleri, Polonya’daki kalıntılardan doÄŸal Kehribar elde etme düşüncesindeydiler. Hayat AÄŸacı ÅŸeklinde eÅŸsiz güzellikteki Kehribar damlaları kullanılarak Kutsal Bakire ve Bebek İsa resmi, tek türdeki beyaz Kehribar den yapılmıştır. Giysideki oymalar resim çerçevesinin dışına taÅŸmıştır ve papaz evini dolduran üç boyutlu bir kompozisyon oluÅŸturmuÅŸtur.
Gdansk Tarih Müzesi’nde LucJan Myrta’nın atölyesinde yapılan, dönemin en gözde Kehribar koleksiyonu sergilenmektedir. Åžekilleri, ölçüleri ve zanaatkarlığı eskiden yapılan sanatı ifade etmektedir. Atölye çalışanları ÅŸuanda Kraliçe Marie Antoinette’e ait bir giysi dolabı örnek alınarak yapılacak olan Kehribar Hazinesi üzerine çalışmaktadırlar. Bu dünya tarihinde Kehribar den yapılan en büyük eÅŸya olacaktır.
İçerden ve dışarıdan rölyeflerle dekore edilecek ve 500 kg’dan daha fazla ağırlığa sahip olacaktır. Kehribar zanaatının uÄŸradığı en büyük geliÅŸmenin yaÅŸandığı dönemlerde Gdansk’ta eÄŸitim gören usta zanaatkarlar Prusya Kralı 1. Frederick’in Berlin’deki ofisi için bütün bir Kehribar tasarımı yapmışlardır. Bitmek üzereyken ise bu çalışma, kurucunun oÄŸlu 1. Tsar Peter’e armaÄŸan edilmiÅŸtir. 30 yıl sonra, Avrupa’daki seçkin sanatçıların çalışmaları sayesinde artan ve zenginleÅŸen yapısı ile Tsarkoye Selo’da bulunan Catherine Sarayı’nın Kehribar Odası’nda eÅŸi benzeri bulunmayan bir eser haline gelmiÅŸtir.
Son dünya savaşında kaybolunca, Rus usta zanaatkarlar tarafından yeniden inşa edilmiştir.
Gösterişli bir mimari ölçü ile sergilenen Kehribar in güzelliği, onu görme şansını yakalayabilen herkesi büyüler.
Kehribar Odasının zamanında yeniden yapılandırılmasını sağlayabilmek için gereken hız olduğu kadar Baltık Kehribar inin renklendirilme ve basılma işlemlerinde ulaşılan büyük teknolojik ilerlemenin, bazı çalışmalarda renkli ve baskılı Kehribar parçalarının kullanımını kaçınılmaz kıldığına şüphe yoktur.
Yeşil Kehribar in mücevheratlarda kullanılma modası, Kehribar i renklendirmenin ardında yatan sebeplerden birisidir. Ancak, doğal Kehribar in güzelliğine en son renklendirme ve baskı teknikleriyle dahi ulaşmak mümkün değildir. Renklendirme, Kehribar i sertleştiren ve rengini değiştiren termal bir arındırma işlemidir. Küçük Kehribar granüllerinin ve hatta Kehribar tozunun daha büyük parçalar elde etmek üzere bir araya getirilmesiyle teknolojik süreç esnasında baskı yer almaktadır.
“Kehribar , karakteristik özelliklerini (ÅŸekli dışında) yitirmediÄŸinden yenilenebilmektedir.” (M.Ganzelewski)
“Kehribar in izgesel eÄŸiminin kızılötesi olduÄŸunun belirlenmesi yöntemi, doÄŸal ve basılmış Kehribar deki iÅŸlevsel grupların benzer olduÄŸunu göstermektedir.” (B. Kosmowska-Ceranowicz)
Yapılan araştırmalar basılan Kehribar in özellikleri ile doğal Kehribar in özelliklerinin birbirleriyle çok benzedikleri ortaya konmuştur. Doğal Kehribar de var olan tüm tür ve renkleri baskılı Kehribar de de elde etmek, günümüzde teknolojik olarak mümkündür.
DoÄŸal bir Baltık Kehribar inin güzelliÄŸini fark etmemek ve ya Kehribar kullanılarak tasarlanmış bir mücevheratın çekiciliÄŸine kapılmamak mümkün deÄŸildir. Ancak, Kehribar yerine kullanılan maddelerde ve taklit ürünlerde bu durum söz konusu deÄŸildir. Birçok insanın düşündüğü gibi ‘gerçeÄŸinden çok gerçek görünümü’ olması yeterli olduÄŸundan, daha ucuz olan baskılı Kehribar yapımı ürünler daha çok tercih edilecektir.
Ancak müşteriler seçimlerini yaparken bilinçli olmalıdırlar. Kehribar in değerini koruyabilmesi için piyasada güvenilir biçimde tercih edilmesi, Kehribar uzmanları tarafından oluşturulan Dünya Kuyumculuk Konfederasyonu kuralları çerçevesinde üretilmesi gerekmektedir. 97
“Büyük sırrın sadece doÄŸal Baltık Kehribar inde bulunduÄŸu çok açıktır. Kehribar in maruz kaldığı deÄŸiÅŸimler izlendiÄŸinde, çok rahatlıkla doÄŸal Kehribar in hala ‘yaÅŸadığını’ ve eÅŸsizliÄŸin, gizemin ve güzelliÄŸin kaynağı olduÄŸunu görmek mümkündür. ” (Gabriela Gierlowska
St. Petersburg’ta restore edilen Kehribar -Odasının heyecan verici resimlerinden sonra, tıpkı köpükle taçlandırılmış Venüs gibi denizden yükselen bu mükemmel takı materyaline olan ilgi artmıştır.
FotoÄŸraf 74
Küçük oda dolabı, Danzig 1724
Schmuck Magazin Dergisi, sayı 4, Aralık 2005-Ocak 2006, sayfa 62
18. Yüzyıl’ın sonlarına kadar “denizin altını” olarak büyük deÄŸer biçilen bu fosil reçinenin kaynağına iliÅŸkin birçok efsane vardır. Kehribar sadece birçok medeniyetin takı ihtiyacını karşılamakla kalmıyor, Kehribar nazarlıkların insanları karanlık güçler ve hastalıklardan koruduÄŸuna inanılıyordu. Kötülükleri uzak tutabilen bu taşın sihirli gücüne olan inanç, gladyatörlerin arenaya giderken yanlarına, ÅŸans getirmesi için Kehribar parçaları almalarına neden olmuÅŸtur. Günümüzde de ezoterik alanında Kehribar ın sihirli olmasa bile en azından pozitif güçleri olduÄŸu düşünülmekte ve birçok bebek ve küçük çocuk, hastalıklardan korunmak için narin Kehribar kolyeler takmaktadırlar.
FotoÄŸraf 75
Altı kenarlı, kulplu kase, Königsberg 1600 civarı
HÖGL Helga, Schmuck Magazin Dergisi, sayı 4, Aralık 2005-Ocak 2006, sayfa 63
Romalılar Kehribar a ÅŸifalı etkisi nedeniyle de önem vermekteydiler ve ince Kehribar tozu ilaç olarak kullanılmaktaydı. Kehribar caddesinin ne zamandan beri var olduÄŸu bilgimiz dışındadır, fakat Romalılardan çok önce, Baltık bölgesi, Orta Avrupa ve İtalya arasındaki eski ulaşım yolu boyunca ticareti yapılmaktaydı. Kehribar ın en popüler olduÄŸu zaman Roma İmparatorluÄŸu zamanı ve özellikle de M.S. 1. ve 2. yüzyıllardır. Büyük miktarlarda Kehribar Akvilya’ya gitmekteydi, oradaki sanatçılar da gerçek mucizeler yaratmaktaydı ve zamanla bu Kuzey İtalyan ÅŸehri Kehribar iÅŸlemeciliÄŸinin merkezi haline gelmiÅŸtir.
FotoÄŸraf 76
Yelkenli gemi, Königsberg, 17. yüzyılın başları
HÖGL Helga, Schmuck Magazin Dergisi, sayı 4, Aralık 2005-Ocak 2006, sayfa 63
Fakat Roma İmparatorluÄŸunun sonlanmasından sonra meydana gelen Kavimlerin Göçü ile birçok kültürel kazanımlar kaybolmuÅŸ ve Kehribar ancak OrtaçaÄŸ’da yine tanınmış ve deÄŸer görmüştür. Baltık Denizi bölgesinde geleneksel olarak icra edilen Kehribar iÅŸlemeciliÄŸi kıyıda yeniden canlanmış ve özellikle Danzig, üretimde baÅŸlıca bir rol oynamaya baÅŸlamıştır. Barok’un zenginliÄŸe ve gösteriÅŸe olan eÄŸilimi, deÄŸiÅŸik materyallerin kombinasyonunda ve renksel karşıtlıklarda tam olarak ifade ÅŸekli bulmuÅŸtur. Kehribar plakaların altına bir de altın folyo yerleÅŸtirildiÄŸinde daha da parlak bir etki elde edilmekteydi. Mücevher kutuları, kutsal emanet dolapları, yemek takımları, küçük sunaklar, satranç oyunları ve kupalar gibi Kehribar sanatının harika eserleri çarlara, imparatorlara ve krallara hediye edilmek üzere Danzig ve Königsberg’ten ayrılmaktaydılar.94
FotoÄŸraf 77
Tahtta oturan Meryem Ana, Kuzeydoğu Almanya, 1400 civarı
HÖGL Helga, Schmuck Magazin Dergisi, sayı 4, Aralık 2005-Ocak 2006, sayfa 64
Bu deÄŸerli ÅŸeyler saraylarda sergilenmekte ve sanat odalarında saklanmaktaydılar. Politik araç olarak onur hediyeleri çoktan antik ve orta çaÄŸlar’da -özellikle de Bizans saraylarında çok yaygındı, ve burada hediyenin deÄŸeri genellikle hediyenin verileceÄŸi kiÅŸinin mevkine göre deÄŸiÅŸmekteydi. Prusya hediye diplomasisinde, Kehribar sanat eserlerine verilen önemin büyüklüğüne, Viyana Sanat
Tarihi Müzesi’ndeki “Taht ve Sunak için Kehribar ” adlı serginin temel direkleri olan iki çalışma örnek gösterilebilir: Kehribar kaplamalı taht ve İmparatorluk hazinesinden neredeyse iki metre yüksekliÄŸindeki Kehribar sunak, Habsburg İmparatoru 1. Leopold’a verilen, zekice seçilmiÅŸ hediyeler olarak baÅŸarıya ulaÅŸmıştır.
FotoÄŸraf 78
Viktorian tarzı Kehribar broş
Scarisbrick, Ogren, Lightbown, Hinks, Bayer, Becker, Craven, Jewellery Makers-Motifs-History-Tecniques, Thames and Hudson Limited, London, 1989, sayfa 91
Bu objelerin meydana gelme tarihi orta çaÄŸ’dan 18. yüzyıla kadar deÄŸiÅŸmektedir ve objeler seçkin kalite ve kökenlere sahiptirler. Koleksiyon parçalarının aşırı narinliÄŸi ve Avrupa’nın önemli sanat odalarında bulunan Kehribar nesnelerin zamanın akışı sırasında zaten çok yıpranmış olmaları, 13. yüzyıldan beri çok deÄŸer verilen bu objelerin ortaya çıkarılmasını engellemiÅŸ olamalıdır.95
FotoÄŸraf 79
On kenarlı kase, Königsberg, 1620 civarı
HÖGL Helga, Schmuck Magazin Dergisi, sayı 4, Aralık 2005-Ocak 2006, sayfa 64
Üzerinde tarih ve imza bulunan, Kehribar dan oluÅŸan iki kapaklı küçük oda dolabı özellikle ön plana çıkartılmalıdır. Usta Johann George Zernebach 1724’te Danzig’te bu
seçkin mobilyayı üretmiÅŸtir. Tahminen Prusya sarayının bir sipariÅŸiydi, muhtemelen 1. Friedrich Wilhelm içindi ve mutlaka bir diplomasi hediyesi olarak düşünülmüştü. Üzerinde aÄŸrılı Meryem Ana bulunan küçük sunak da yine Danzig’ten gelmektedir ve burada zahmetli bir ÅŸekilde iÅŸlenmiÅŸ olan Kehribar , fildiÅŸi ile kombine edilmiÅŸtir. İnce Kehribar plakalarının ne kadar ışık geçirici olabileceÄŸi altı kenarlı, kulplu kasede görülmektedir. Burada deÄŸerli altın kaplarla karşılaÅŸtırma yapmaktan çekinilmemelidir. Bu kasenin her yani kesilmiÅŸ süslerle bezenmiÅŸtir ve bu yüzden bu kasenin büyük elektör Friedrich Wilhelm tarafından Viyana sarayına diplomatik bir hediye olarak verildiÄŸi tahmin edilmektedir. 17. yüzyıldan kalma ve alışılmışın üzerinde bir büyüklükte olan kase Königsberg’ten gelmektedir. Burada yeni bir teknik görülmektedir; ince kesilmiÅŸ Kehribar plakalarına ısı etkisiyle ÅŸekil verilmekte ve bu plakalar kertik ve yay tekniÄŸi ile birleÅŸtirilmektedir. Bu yüzden artık ışık geçirici objeleri o ana kadar hiç yapılmamış büyüklükte üretebilmek, onları ele almak, çevirmek ve ışığa karşı tutmak ve böylece materyalin güzelliÄŸinin ve ustalıklı iÅŸlemesinin tadını çıkarmak mümkündü.
Bugün Kehribar , yapılan mücevherat tasarımlarının büyük çoğunluğunu kaplayan en değerli taş olarak görülmekte ve mücevherat, giysi ve vücut dekorasyonunda kullanılan, ender rastlanan materyallerden, değerli metallerden ve eşi benzeri bulunmayan taşlardan yapılan sıra dışı bir kültürel olguyu anlatmaktadır.
Bu ziynetler çoğunlukla sahibinin mevkisini, dini statüsünü, durumunu, zerafetini ve entelektüel düzeyini göstermektedir. Ayrıca uğursuzluğa karşı korumak amacıyla sihirli nazarlıklar olarak, ya da uğur getirdiğine inanılan nazarlıklarda da kullanılmaktaydı.
Çeşitli renk ve güzellikteki Kehribar türleri dönemin usta sanatçıları tarafından kullanıldı ve çok sayıda insan bu mücevheratı üretmeye başladı. Bazı çalışmalarda ise külçe altının güzelliğini çağrıştırması sağlandı. Yetenekli, zarif ve yaratıcı sanatçılar tarafından ortaya konulan eserler, sürekli olarak rağbet gördü. Orijinal tasarımları, ustaca zanaatkarlıkları ve eşsizlikleriyle dikkat çekmeyi başardılar.
Belki de en mükemmel olanı, Kehribar in sadece korunduğunun ve doğallığını bozmamaya gayret edildiğinin gösterilmesi değil; aynı zamanda doğaya sıra dışı bir yaklaşımın da altının çizilmesidir.
Bu tür maddelerle Kehribar ve dekor birbirini bütünlemekte; hayranlık ve istek uyandıran sıra dışı bir eser ortaya çıkmaktadır. DiÄŸer tüm mücevheratlara benzer olarak, orijinal Kehribar taşı ile tasarlanan mücevherler, modadan oldukça etkilenmektedir. HoÅŸ modeller üzerinde bu tür kreasyonların sergilenmesi; Paris’ten ya da ünlü bir mücevher maÄŸazasından yapılan bir televizyon yayını bile halkı etkilemeye yetmekte, benzer ürünlerin her yerde bulunması talep edilmektedir. Ancak, Kehribar yapımı bu eserler,eÅŸsiz, seçkin ürünlerdir.
Bu, Kehribar in çeşitli renklerde ve şekillerde bulunmasından kaynaklanmaktadır. Her bir taş tektir. Bu tür mücevherler, doğal güzelliğe duyarlı olan, bu özel eseri ortaya çıkaranın hedefini takdir eden, günün modasını göz ardı ederek, ayrışan Kehribar kabuklarını dahi bozmadan bırakan ve taşı tahrip olmaktan koruyan kişilere hitap etmektedir.
Böyle kişiler sahip oldukları Kehribar i broştan kolye uçlarına, şapka ya da çanta dekorasyonuna kadar çeşitli amaçlarla kendi zevklerine göre de kullanabilme olanağına sahiptirler.
Kehribar , çok zor bir sanat olan değerli taş oymacılığı için oldukça uygun bir materyaldir. Bu yüzden de genellikle dönemin seçkin sanatçıları tarafından kullanılmaktadır. Değerli taş oymacılığı,birinci ve ikinci derecede değerli taşlar üzerinde oymacılık ve işleme yapmak anlamına gelir ve aynı zamanda antika olarak da bilinir. Bu yolla ortaya çıkarılan eserler ise gravürler ve kabartmalı değerli taşlar olarak bilinirler
Gravür örneği
Gravürler, içinde resim olan çalışmalardır; Kehribar deki gravür ve oymalar, saydam lens ve levhalar aracılığıyla yapılmaktadır. Kabartmalı taşlar ise daha kabarık bir tasarımla oluşturulur. Gravürlerin ve kabartmalı taşların çoğu bir portreyi, bir hayvanın resmini, mitolojik bir görüntü ya da türü içermektedirler.
Kabartmalı taşlar, Kehribar türleri arasında sıkça rastlanan iki renkli taşlar ile yapılmaktadır. Bu türde materyaller kullanarak sanatçı, koyu bir zemin üzerinde açık,
Hassas ve kolaylıkla kırılabilen bir materyal olan Kehribar den kabartma taş yapımı için, detaylı bir yapı bilgisine, yetenekli ve duyarlı bir alet kullanımına ve en önemlisi de hatasız bir işlem için kusursuz bir göze ihtiyaç vardır. En önemli kullanım alanları ise kökü en eski geleneklere dayanan ürünler tarafından oluşturulmuştur: Kehribar yapımı kolye ve gerdanlıklar, bilezikler gibi. Mücevherat standardı, mücevher endüstrisi sürekli olarak gelişme gösterdiğinden, artmaktadır. Kolyelerdeki güzelliğin kusursuz yüzey, renk bütünlüğü, şekil ya da tabakalı görünümü ve Kehribar ışığından kaynaklandığı söylenebilir. Kolyelerdeki güzelliğin ayrıca, içerisinde sergilenen çeşitli türlerdeki Kehribar den kaynaklandığı da söylenebilir.
Kehribar yapımı eserleri mücevheratın kalitesini arttırmayı hedefleyerek üreten imalatçılar, çalışmalarının detayları ve hassasiyeti konusunda oldukça dikkatlidirler ve tasarımlarını modaya da ayak uydurarak sürdürürler. Doğal Kehribar den parçaları ayırmakta tereddüt etmeden, taşı diğer organik materyallerle birleştirerek daha yeni, ilginç kompozisyonlar elde etmektedirler. Dünya piyasasında başarılı bir şekilde rekabet edebilmekte ve ürünlerinin satışlarını sürekli olarak artırmaktadırlar.
Dönemin Kehribar yapımı ürünleri, çok eski zamanlara dayanan geleneksel büyük dekoratif ÅŸekiller halini almıştır. Bu eÄŸilimin en muhteÅŸem örneklerine Gdansk’taki St Bridgid kilisesinde bulunan kilise mihrabı ve Tsarskoye Selo’da yeniden inÅŸa edilen Kehribar Odası’nda rastlanmaktadır.
Gdansk’ta yapılan kilise mihrabının öncüleri, Polonya’daki kalıntılardan doÄŸal Kehribar elde etme düşüncesindeydiler. Hayat AÄŸacı ÅŸeklinde eÅŸsiz güzellikteki Kehribar damlaları kullanılarak Kutsal Bakire ve Bebek İsa resmi, tek türdeki beyaz Kehribar den yapılmıştır. Giysideki oymalar resim çerçevesinin dışına taÅŸmıştır ve papaz evini dolduran üç boyutlu bir kompozisyon oluÅŸturmuÅŸtur.
Gdansk Tarih Müzesi’nde LucJan Myrta’nın atölyesinde yapılan, dönemin en gözde Kehribar koleksiyonu sergilenmektedir. Åžekilleri, ölçüleri ve zanaatkarlığı eskiden yapılan sanatı ifade etmektedir. Atölye çalışanları ÅŸuanda Kraliçe Marie Antoinette’e ait bir giysi dolabı örnek alınarak yapılacak olan Kehribar Hazinesi üzerine çalışmaktadırlar. Bu dünya tarihinde Kehribar den yapılan en büyük eÅŸya olacaktır.
İçerden ve dışarıdan rölyeflerle dekore edilecek ve 500 kg’dan daha fazla ağırlığa sahip olacaktır. Kehribar zanaatının uÄŸradığı en büyük geliÅŸmenin yaÅŸandığı dönemlerde Gdansk’ta eÄŸitim gören usta zanaatkarlar Prusya Kralı 1. Frederick’in Berlin’deki ofisi için bütün bir Kehribar tasarımı yapmışlardır. Bitmek üzereyken ise bu çalışma, kurucunun oÄŸlu 1. Tsar Peter’e armaÄŸan edilmiÅŸtir. 30 yıl sonra, Avrupa’daki seçkin sanatçıların çalışmaları sayesinde artan ve zenginleÅŸen yapısı ile Tsarkoye Selo’da bulunan Catherine Sarayı’nın Kehribar Odası’nda eÅŸi benzeri bulunmayan bir eser haline gelmiÅŸtir.
Son dünya savaşında kaybolunca, Rus usta zanaatkarlar tarafından yeniden inşa edilmiştir.
Gösterişli bir mimari ölçü ile sergilenen Kehribar in güzelliği, onu görme şansını yakalayabilen herkesi büyüler.
Kehribar Odasının zamanında yeniden yapılandırılmasını sağlayabilmek için gereken hız olduğu kadar Baltık Kehribar inin renklendirilme ve basılma işlemlerinde ulaşılan büyük teknolojik ilerlemenin, bazı çalışmalarda renkli ve baskılı Kehribar parçalarının kullanımını kaçınılmaz kıldığına şüphe yoktur.
Yeşil Kehribar in mücevheratlarda kullanılma modası, Kehribar i renklendirmenin ardında yatan sebeplerden birisidir. Ancak, doğal Kehribar in güzelliğine en son renklendirme ve baskı teknikleriyle dahi ulaşmak mümkün değildir. Renklendirme, Kehribar i sertleştiren ve rengini değiştiren termal bir arındırma işlemidir. Küçük Kehribar granüllerinin ve hatta Kehribar tozunun daha büyük parçalar elde etmek üzere bir araya getirilmesiyle teknolojik süreç esnasında baskı yer almaktadır.
“Kehribar , karakteristik özelliklerini (ÅŸekli dışında) yitirmediÄŸinden yenilenebilmektedir.” (M.Ganzelewski)
“Kehribar in izgesel eÄŸiminin kızılötesi olduÄŸunun belirlenmesi yöntemi, doÄŸal ve basılmış Kehribar deki iÅŸlevsel grupların benzer olduÄŸunu göstermektedir.” (B. Kosmowska-Ceranowicz)
Yapılan araştırmalar basılan Kehribar in özellikleri ile doğal Kehribar in özelliklerinin birbirleriyle çok benzedikleri ortaya konmuştur. Doğal Kehribar de var olan tüm tür ve renkleri baskılı Kehribar de de elde etmek, günümüzde teknolojik olarak mümkündür.
DoÄŸal bir Baltık Kehribar inin güzelliÄŸini fark etmemek ve ya Kehribar kullanılarak tasarlanmış bir mücevheratın çekiciliÄŸine kapılmamak mümkün deÄŸildir. Ancak, Kehribar yerine kullanılan maddelerde ve taklit ürünlerde bu durum söz konusu deÄŸildir. Birçok insanın düşündüğü gibi ‘gerçeÄŸinden çok gerçek görünümü’ olması yeterli olduÄŸundan, daha ucuz olan baskılı Kehribar yapımı ürünler daha çok tercih edilecektir.
Ancak müşteriler seçimlerini yaparken bilinçli olmalıdırlar. Kehribar in değerini koruyabilmesi için piyasada güvenilir biçimde tercih edilmesi, Kehribar uzmanları tarafından oluşturulan Dünya Kuyumculuk Konfederasyonu kuralları çerçevesinde üretilmesi gerekmektedir. 97
“Büyük sırrın sadece doÄŸal Baltık Kehribar inde bulunduÄŸu çok açıktır. Kehribar in maruz kaldığı deÄŸiÅŸimler izlendiÄŸinde, çok rahatlıkla doÄŸal Kehribar in hala ‘yaÅŸadığını’ ve eÅŸsizliÄŸin, gizemin ve güzelliÄŸin kaynağı olduÄŸunu görmek mümkündür. ” (Gabriela Gierlowska