OTANT�K TA�

Şifalı Dualar

ŞİFALI DUALAR

C-Ç D E F G H I-İ K-L M N O-Ö R S Ş T U-Ü V Y Z

I-İ

İSTİĞFAR HAKKINDA RESULÜ EKREM’İN HADİS-İ ŞERİFLERİ
Şeytanların istiğfara ne şekilde sed çekeceklerini Cenabı Peygamberimiz (s.a. v.) haber vermişlerdir:
“İstiğfar ayetleri inince şeytanların başlarına kıyamet koptuğundan yaptıkları büyük bir toplantı esnasında hatipleri olan büyük şeytan: “Ey şeytanlar! Başımıza gelen büyük belayı görüyor musunuz? İstiğfar ayetleri nazil oldu. Cenabı Hakk, insanların canlan bu vücutta oldukça her kim istiğfar ederse affedeceğini vaad ediyor. Bu takdirde bizim say ü gayretimizin ne hükmü kaldı?” dedi. Şeytanlar bir çok tedbir neticesi olarak insanlara bidatları sevdirip, istiğfar ettirmemenin çaresine bakalım diye karar verdiler ve dağıldılar.”

Estağfırullâhellezî lâ ilahe illâ hûvel hayyel kayyûme ve etûbü ileyh.
Resulü Ekrem (s.a.v.) buyurdular:
* “Her kim her namazın arkasından üç defa (estağfirullâhellezî lâ ilahe illâ hüvel hayyel kayyûme ve etûbü ileyh) derse o kimse harpten kaçmış olsa bile günahı bağışlanır.”
* “İstiğfarın nuru, amel defterinin sahifesinde parlar.”
* “Her kim günde yetmiş defa Allah’tan affolunmasını isterse, o kimse yalancılar zümresinden yazılmaz. Geceleri de yetmiş defa istiğfar ederse, gafiller zümresinden yazılmaz.”
“Her kim mü’min erkek ve kadınlar için günde yirmi yedi defa istiğfar getirirse, o kimse duası kabul olunan kimselerden olur. O istiğfar sebebi ile yer ehli rızıklanır.”
“Vallahi ben günde, Cenabı Hakk’a yetmiş defadan daha fazla istiğfar ve tevbe ederim.”
“İstiğfar günahları yok der.”
“Şeytan der ki: “İzzetin ve Celâlin hakkı için, kullarının ruhları vücutlarında oldukça onları sapıtmaya devam edeceğim.” Cenabı Hakk: “İzzetime Celalime yemin ederim ki, onlar da bana istiğfar getirdikleri müddetçe ben de onları affedeceğim.” buyurdu.
“Kalbler de demirin paslandığı gibi paslanır. Kalplerin cilası ise istiğfardır.”
“Bir kul secdeye vanr da üç defa: “Ya Rabbi, beni affet!” derse, başını secdeden kaldırmadan affolunur.”
“Yeryüzünde yaşayabilmeniz için emniyet edeceğiniz iki şey vardır: Ben emniyetinizim, istiğfar emniyetinizdir. Lakin ben gidiciyim. İstiğfarın emniyeti bakidir. İstiğfar getirmeye devam ediniz.”
“Bir kul istiğfar getirdiği müddetçe Allah’ın azabından emin olabilir.”
“Bir kul farz namazlarını kıldıktan sonra onar kere istiğfar getirirse, velev ki büyük kum tepeleri ve ulu dağlar gibi günahı olsa bile o kimse yerinden kalkmadan mağfiret olunur.”
“Bir kul amel defterini güneşin batması sırasmda istiğfarla kapatırsa, o kulun diğer hataları affolunur.”
“Bir kul güneş çıktığı vakit yetmiş defa istiğfar getirirse, o kulun yediyüz tane günahı affolunur. İnşaallah bir mü’min gece ve gündüz içinde yediyüz tane günah işlemez.”
“Recep ayında istiğfarı çok yapınız. Allah Teala’nın Recep ayının her saati içinde cehennemden azad ettiği kimseler vardır. Cennette Allah Teala’nın yarattığı köşk ve binalar vardır. O şehirlere ancak Recep ayında oruç tutanlar girecektir.”
* “Her kim Recep ve Şaban ayında (7’şer defa) “Estağfirullâhel aziymellezî lâ ilahe illâ hû, el hayyel kayyûme ve etûbü ileyhi tevbete abdin zâlimin ti nefsihî lâ yemlikü li nefsihî mevten ve lâ hayâten ve lâ nüşûrâ.” derse, Cenabı Ecelli ve Ala hafaza meleklerine buyurur: “O kulumun günah defterini yırtınız.”
‘* “Bir kimse üç defa “Estağfirullâhel aziymellezî lâ ilahe illâ hû, el hayyel kayyûme ve etûbü ileyh” derse, eğer günahları denizlerin köpüğü, semadaki yıldızların adedi, denizin dışarıya attığı çöplerin adedi kadar olsa, affolunur.”
* “Her kim Sübhânellâhi ve bi hamdihî ve estağfırullâhe ve etûbü ileyh derse, söylediği gibi yazılır, Arş’a asılır. İşlediği günah onu arşdan gideremez. Nihayet getirmiş olduğu istiğfar mühürlü olduğu halde, Rabbine kavuşur.”
* “Her kim (günahtan tevbe ile) istiğfara devam ederse, Allah Teala o kimseyi dünyevi ve uhrevi her darlıktan halas ve her gamdan kederden azad kılar, onu ummadığı yerden nzıklandınr.”
* “Nefsim yed-i kudretinde olan Allah’a yemin ederim ki, siz günah işlememiş (tevbe ve istiğfar) etmemiş olsaydınız, sizin yerinize günah işleyip de Allah Teala’ya istiğfar edecek bir kavim getirir de onları affederdi.”
* “Huzur-u Peygamber’e bir kimse gelir ve günahından dolayı dövünerek: “Vay günahlardan ötürü başıma gelecek musibete.” diye feryad eder.
Resulü Ekrem (s.a.v.) o kimseye şu duayı öğretir: “Ey Rabbim, senin mağfiret deryan benim günahımdan daha geniştir, amelimden daha çok rahmetinden ümit ederim.”
Bu kelimeleri Resulüllah o kimseye birkaç defa tekrarlatır. Sonra: “Kalk, Allah seni affetti, yarlığadı.” buyurur.”
*Tefsir-i Nisaburi’de şu hadisi şerif nakledilmiştir:
“Melekler Levh-i Mahfuz’u seyrederlerken mü’minlerin güzel amellerini görürler. Masiyetlerini görecekleri anda üzerine hicap (perde) çekilir. Melekler günahları göremediklerinden derler ki: “Kullarının sevabını gösterip günahlarını gizleyen Rabbimizi teşbih ve tenzih ederiz.”
O hali temaşa eden melekler bu merhamet edilmiş ümmeti görmeye aşık olurlar da o vakit dünyaya gelirler. (Kadir gecesinde) yeryüzünde yapılan ibadet ve taatı seyrederler de sema sakinlerinin bu kadar çeşitli ibadet yapamadıklarını görürler. Asilerin Cenabı Ecelli Ala’ya ettikleri tevbe iniltileri teşbih seslerinden daha sevgilidir.
Melekler birbirlerine seslenirler:
“Geliniz, öyle ses işitiyoruz ki o ses Allah Teala’ya bizim ettiğimiz teşbihten daha sevgilidir.”
İlahi lestü lil firdevsi ehlen
Ve lâ akvâ alâ nâril cehıym.
Fe heb li tevbeten vağfir zünûbî, Fe inneke ğâfiruz zenbil azıym.
Manası:
“Robbim! Yüce Firdevs cennetine girmeye layık değilim. Cehennem ateşine karşı da dayanıklı değilim. Bana tevbe etmeyi ihsan eyle. Şüphesiz en büyük günahları ancak sen bağışlarsın, Allah’ım. “
——————————————————————————–

İSTİĞFARIN FAZİLETİNE DAİR AYET VE HADİS-İ KUDSİLER

&”(Ey Ha bibim!) Sen onların arasında oldukça Allah onlara azap etmez ve onlar tevbe ve istiğfar ederlerken de Allah onlara azap etmez.”
Hadisi kudside Allah Teala buyuruyor ki: “Ey ademoğlu! Sen benden ümitli bulundukça senden meydana gelen günahları her ne olursa olsun, mağfiret ederim. Ey ademoğlu! Senin günahların gökyüzünü kaplayacak dereceyi bulsa da, benden mağfiret dilesen, seni mağfiret ederim. Ey ademoğlu, bütün yer dolusu günahlarla gelip de hiçbir şerik koşmayarak huzuruma çıksan, ben seni yer dolusu mağfiretle karşılarım.”
* Semavat ve yerler yaratılmadan dört bin sene evvel Arşı azamın etrafına şu ayet yazılmıştır:
“Ben Azimüşşan tevbe eden ve iman edip de salih amel işleyen ve sonra hidayete eren kimseyi muhakkak affederim.”
Allâhümme ente rabbî lâ ilahe illâ ente halaktenî ve ene abdttke ve ene alâ ahdike ve va’dike mesteta’tü
——————————————————————————–

İSTİHARE İÇİN H.OSMAN EFENDİ’NİN TAVSİYELERİ

İki rekat namaz kıldıktan sonra, istihare duası okunur. Talep olunan şey düşünülür ve kalbe bakılır. Bu anda nefes alınmaz. Nefes darlanınca:
Yâ Allâhü, yâ Vehhâbü. ism-i şerifleri okunur ve nefes alınır. Sonra yine nefes kesilir, murakabeye varılır, matlub olan şey düşünülür. Bu suretle mümkün mertebe uzun nefesleri çoğaltmalıdır. Böylece Cenabı Hakk insana istihare yaptığı şeyi gösterir. Göremezse rüyada gösterir. Buna “vârid” yani kalpten ilim alma denir. Buna devam edilirse insanın maneviyyatına kuvvet gelir ve muvaffakiyet hasıl olur. Bu çok kolay, tatlı bir şeydir. Murakabe, Cenabı Hakk’ın azametinden bir şeyi düşünmektir. Evliyalar, murakabeyi zikirden üstün tutarlar. Cenabı Peygamber Efendimiz (s.a.v.) murakabelerin beş vakit namazlardan sonra yapılmasını tavsiye buyuruyorlar.
“On iki rekat namaz vardır. Bu namaz geceleyin ve gündüzleyin de kılınabilir. (Yalnız diğer namazlardan farklı olarak) namazın sonunda teşehhüdden sonra Allah Teala’ya hamd ü sena, Resulüne salat ü selamdan sonra secdeye var ve: Fatiha-i Şerife (7) defa, Ayet’el-Kürsi (7) defa, Lâ ilahe illallâhü vahdehû lâ şeriyke leh, lehül mülkü ve lehül hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadiyr (10) defa, Allâhümme innî es’elüke bi mekâıdil ızzi min arşike ve münteher rahmeti min kitâbike vesmikel a’zami ve ceddikel a’lâ ve kelimâtiket tâmmeh (1) defa oku. Sonra dileğini iste ve başını secdeden kaldır, selam ver. Sakın bu namazı cahillere öğretmeyin, onlar da yaparlar ve duaları kabul olunur.” buyurdu.br>
——————————————————————————–

İSTİHARE DUASI VE NAMAZI

Resulü Ekrem (s.a.v.) buyurdu: “İstihare eden mahrum olmaz, istişare eden pişman olmaz. Tutumlu olan muhtaç olmaz.”
Peygamberimiz (s.a.v.) buyurdu:
&”Bir işe başlayacağın vakit Rabbinden yediye kadar rüya ile istihare et. Sonra kalbine ne doğarsa ona göre hareket et. Muhakkak hayır ondadır.”
Allâhümme innî estehıyruke bi ılmike ve estakdiruke bi kudratike ve es’elüke min fadlikel azıym. Fe inneke takdim ve lâ akdini ve ta’lemü ve lâ a’lemü ve ente allâmül ğuyûb. Allâhümme in künte ta’lemü enne hâzel emra hayrım lî fî dînî ve meâşî ve akıbeti emrî ev âcili emrî ve âcilihî fakdirhü lî ve yessirhü lî sümme bârik lî fîhi ve in künte ta’lemü enne hâzel emraşerrun lî fi dînî ve meâşî ve akıbeti emrî ev âcili emri ve âcilihî fasrifhü annî vasrifnî anhü ve kaddir liyel hayra haysü kâne sümme raddınî bih.
Manası:
Ey Allah’ım! İlminle bana hayır takdir etmeni, kudretinle muvaffak kılmanı ister ve büyük fazlını dilerim. Çünkü sen kadirsin, ben kadir değilim. Sen bilirsin, ben bilmem. Sen bütün gizli işleri olduğu gibi bilirsin.İlahi! Bu işimin benim dinim ve hayatım için hayırlı olduğunu bilirsin. İşimin ta’cil veya te’hirinin benim için hayırlı olduğunu bilirsin. Onu bana mukadder kıl, kolaylaştır ve mübarek kıl. Bu işimin, dinim, hayatım ve işimin te’hiri ve ta’cilinin benim için kötü olduğunu bilirsin. Onu benden, beni ondan uzaklaştır. Hayır nerede ise bana onu takdir et. Beni onunla memnun eyle.
* Cabir (r.a.) anlatıyor:
“Resulü Ekrem (s.a.v), Kur’an’dan bir sure anlatır gibi bütün işlerde bize istihareyi öğretir ve şöyle buyururdu:
“Sizden biriniz bir işe niyet ettiği zaman, farzdan ayn olarak iki rekat namaz kılsın. Namazın sonunda (bu duayı) okusun ve isteyeceği şeyi söylesin.”
– Ben şeytanım, sana rica ediyorum. Katiyyen yanına yaklaşmayacağım. Sakın bu duayı kimseye öğretme.
Bunun üzerine o zat:br> – Ey melun! Bundan sonra bu duayı daha çok okuyup herkese de öğreteceğim, dedi.
Bu dua çok tesirlidir. Okunduğu vakit şeytanın belini kırar.
——————————————————————————–

İSTİHARENİN ÖNEMİ

CCenabı Peygamber (s.a.v.) Kur’an-ı Kerim’i öğrettiği gibi ashabına istihareyi de öğretirdi.
İstişare ve istihareye çok ehemmiyet vermelidir. İstihare, bir işi yaparken duada bulunup, Allah’tan hayırlısını istemektir. İstişare, her işi erbabından sormaktır. İstihareyi adet edinen insanın kalbinde her yapacağı işin hayırlısı ve şerlisi belli olur.
Cenabı Peygamber (s.a.v):
“Her işin hayırlısını istemek insanın saadetinden ileri gelir.” “İstihare yapan mahrum kalmaz. İstişare eden pişman olmaz.” buyurmuşlardır.
Kalbin kabul etmediği şeyi yapmamalıdır.
Resulü Ekrem (s.a.v):
“Herkes sana yol gösterse de kalbinden fetva almaktan geri kalma, yani kalbine müracaat et.” buyurmuştur.
Çünkü kalp ilham mahallidir. Müstakim insanın kalbi, bir şey yapmadan önce nur-i iman sebebi ile o şeyin ne olduğunu anlar. Fena şeyden koyunun kurttan huylandığı gibi huylanır. Kalbin aldığı ilme varid ve ilham denir. “Ledünnî ilim” dedikleri budur.
İnsan bir iş yapacağı vakit. “Ya Rabbi, benim bu işim hayırlı ise nasib et, hayırsız ise bana bildir. ” diye dua etmiş olsa hemen farkına varır. Eğer daha tafsilatlı yapmak istersen yatsıdan sonra abdest alırsın, iki rekat istihare namazı kılarsın.
Ondan sonra:
“Ey Rabbim! İlminden ilim, hayrından hayır istiyorum. Ya Rabbi! Yapmak istediğim iş benim için hayırlı ise bana sevdir. Bana yeşil veya beyaz göster. O iş hakkımda hayırsız ise onu bana sevdirtme, ikrahlık ver ve bana siyah veya kırmızı göster. ” desin. Allah’ın yardımı ile çabuk görür. Ölülerini ve ahireti görmek isterse onu da gösterirler. Avam için bunun gibi iman ve aşkı artıracak bir şey yoktur. Ecnebiler bu gibi nimetleri bulmuş olsalar bütün varlıklarını feda ederlerdi de dünyanın masraf ve üzüntülerine girmezlerdi.
Cenabı Ecelli ve Ala bu gibi nimetleri müslümanlara ihsan etmiştir. Cenabı Hakk eski müslümanlara müslümanlığın kıymetini bildirdiği gibi bu zamandaki müslümanlara da bildirsin. İbn-i Sina’nın ince fikir ve zekasının büyük sebeplerinden birisi de tevekküldür. Bir meseleyi halledemediği vakit abdest alır, camiye girer, iki rekat namaz kılar, Cenabı Ecelli Ala’ya yalvararak kuvvet isterdi ve omeseleyi anlayana kadar ağlar, sızlardı. Bu tevekkülü sayesinde herkesi zeka ve tefennünde (ilim) ileri geçmiştir.
Eğer rüyada görülen şey beyaz ise, istiharenin iyi olduğuna alamettir. Görülen şey yeşil olursa, rüyanın iki kat iyi olduğuna işarettir. Görülen şey siyah olursa rüyanın fena olduğuna alamettir. San olursa hastalığa işarettir. Pembe daha hafiftir.
İstihare her şeyi gösterir. İstihareyi yapmak insanın saadetinden ileri gelir.
* Adamın biri kabirde ne göreceğim diye istihare yapmış, kabirdeki ağaçların meyvelerinin ham olduğunu görmüş. Bu adamın ham bir müslüman olduğu anlaşılıyor. Başka biri gene bir istihare yapmış, kendisini iğneli bir salıncağa yatırmışlar. Bunun hain bir adam olduğu anlaşılıyor. Başka bir kadın kabir aleminde ne göreceğim diye istihare yapmış, eline bir top verip hedefine at demişler. O da hedefine atmış ve vurmuş. Ona aferin demişler. Bu istihare onun suallere cevap vereceğine işaret ediyor.
Sizler de böyle istihare yaparsanız, gelecekteki başınıza gelecek olan şeyleri Cenabı Hakk gösterir. İstihare insanı daima hayır tarafına celbeder. Allah’ın veli kullan bile istihare yaparlardı.
——————————————————————————–

İYİLİĞİ GÖRÜLEN GAYRİ MÜSLİME EDİLECEK DUA

Cemmelekellâh.
Manası: Allah seni güzelleştirsin.
“Peygamberimiz (s.a.v.) bir yahudiden su istedi. O da Cenabı Peygamber (s.a.v.)’e suyu verdi. Bunun üzerine Resulü Ekrem ona (yukarıdaki şekilde) duada bulundu. Resulü Ekrem’in bu duasından sonra o yahudinin ölene kadar saçına kır düşmedi.”
——————————————————————————–

İYİLİĞİ GÖRÜLEN BİR MÜSLÜMANA EDİLECEK DUA

Cezâkellâhü hayran.
Manası:
Allah Teala seni hayırla mükafatlandırsın.
Allah Resulü (s.a.v.) buyuruyor:
“İyiliği görülen kimseye (bu şekilde) duada bulunulursa muhakkak ki o en güzel şekilde övülmüş
olur.
——————————————————————————–

İYAKE NA’BÜDÜ

Allâhümme iyyâke na’büdü ve leke nüsallî ve nescüdü ve ileyke nes’â ve nahfidü nercû rahmeteke ve nahşâ azâbeke înne azâbeke bil küffâri mülhık.
Manası:
Ey Allah’ım! Ancak Sana ibadet eder ve Senin için namaz kılar ve Sana secde ederiz. Ve bizi, Sana yakın kılacak amelleri yapmak için Sana ibadet yolunda çalışırız. Senin rahmetini ümid eder, azabından korkarız. Mutlaka Sen’in azabın kafirlere yetişir.
Bir kimse Yusuf Suresi’nin tamamını bir kağıt üzerine yazar, daha sonra içilecek bir su içerisine bırakır ve bu sudan içer ve Cenabı Hakk’tan bir dilekte bulunursa, dileği reddolunmayıp bi iznillâh kendisine verilir
——————————————————————————–

İZZET AYETİ

Bismillâhirrahmânirrahıym. Kulid’uIIâhe evid’ur rahman, eyyen mâ ted’û fe lehül esmâül hüsnâ ve lâ techer bi salâtike ve lâ tühâfit bihâ vebteğı beyne zâlike sebiylâ. Ve kulil hamdü lillâhillezî lem yettehız veleden ve lem yekûn lehû şeriykün fil mülki ve lem yekûn lehû veliyyün minez zülli ve kebbirhü tekbiyrâ.
(Tevekkeltü alel hayyillezî lâ yemût; bu cümle üç defa okunacaktır.)
Manası:
“De ki, ister Allah diye dua edin; ister Rahman deyin. Hangisini deseniz en güzel isimler hep O’nundur. Namazında sesini pek yükseltme. Çok da alçaltma. İkisinin arasında bir yol tut. De ki: “Evlat edinmeyen, mülkünde ortağı bulunmayan ve zelil olmadığı için veliye ihtiyacı kalmayan Allah’a hamd olsun.” Ve O’nu tekbir ile büyükle de büyükle.
Bu ayeti okumaya devam eden kimseler halkın içinde aziz olur. İlk konuşmaya başlayan çocuğa bu ayet okutulursa, Allah’ın izni ile o çocuk hayatı boyunca izzet içinde yaşar, zillete düşmekten korunur.
——————————————————————————–

İBRAHİM A.S DUASI

îbrahim (a.s.) Allah Teala’ya şöyle duada bulunmuştu:

Rabbi heb lî mines sâlihıyn.
“Ey Rabbim! Bana salihlerden bir oğul ihsan et.”
Allah Teala İbrahim (a.s.)’ın duasını kabul ettiğini şöyle beyan buyuruyordu:
“Biz de ona çok uysal bir oğul İsmail Aleyhisselam’ın müjdesini verdik.”
——————————————————————————–

İFTAR EDERKEN OKUNACAK DUA

Allâhümme leke sumnâ ve alâ rızkıke eftarnâ fe tekabbel minnâ, inneke entes semiy’ul aliym.
Manası: Allah’ım, senin rızan için oruç tuttum. Verdiğin rızıkla iftar ettim. Bizden kabul buyur. Zira sen işiten ve her şeyi bilensin.
“Peygamberimiz (s.av.) iftar edeceği vakit (bu duayı) okurlardı.”
Elhamdü lillâhillezî at’amenî fe eşbeanî ve sekânî fe ervânî.
Manası: Bana rızık verip doyuran, içirip suya kandıran Allah Teala’ya hamd ederim.
——————————————————————————–

İHLAS SURESİ CUMA GÜNÜ CAMİYE GİRİLDİĞİNDE OKUNURSA

Resulü Ekrem Efendimiz:
“Her kim Cuma günü camiye girdiği vakit dört rekat namaz kılar ve her rekatta Fatiha’dan sonra ellişer defa Kul hüvallâhü ehad’ı okur. Dört rekatta ikiyüz defa eder. Bunu yapan kimse cennetteki yerini görmedikçe, yahut cennetteki yeri ona gösterilmedikçe ölmez.” buyurmuşlardır.

——————————————————————————–

İHLAS SURESİ EVE GİRERKEN OKUNURSA

Resulü Ekrem buyurdu:
“Her kim evine gireceği anda Kul hüvallâhü ehad’ı okursa, o evin ehlinden ve komşularından fukaralık kaldırılır.”
* “Birisi fakirlikten ve maişet darlığından Resulü Ekrem’e (s.a.v.) şikayette bulundu. Resulü Kibriya ona: “Evine girdiğin vakit kimse varsa selam ver. Eğer yoksa benim üzerime selam getir ve bir defa Kul hüvallâhü ehad’ı oku.” buyurdu.
O kimse Resulü Ekrem (s.a.v.)’in bu emirlerini yaptı. Allah Teala da ona rızık yağdırdı. O kadar bol rızka daldırdı ki,komşularına dağıtmaya başladı”

——————————————————————————–

İHLAS SURESİNİ OKUYUNCA MELEKLER NAZİL OLUR

“Çanlar çalındığı vakit Rahman olan Cenabı Ecelli Ala’nın gazabı şiddetlenir. Bunun üzerine yeryüzünün muhtelif yerlerine melekler inerler ve Kul hüvallâhü ehad’ı okurlar. Allah Teala’nın gazab-ı ilahiyyesi sakin olana kadar okumaya devam ederler.”

——————————————————————————–

İHLAS SURESİNİ AKŞAM NAMAZLARINDAN SONRA OKUMAK

Peygamber Efendimiz buyurdu ki: “Her kim akşam namazından sonra kimse ile konuşmadan iki rekat namaz kılar, birinci rekatta Fatiha’dan sonra Kul yâ eyyühel kâfırûn, ikinci rekatta Fatiha’dan sonra Kul hüvallâhü ehad’ı okursa yılanın havından çıktığı gibi günahından kurtulur.”

——————————————————————————–

İHLAS SURESİNİ AREFE GÜNÜ AKŞAM OKUMAK

Resulü Ekrem buyuruyor:
“Kul hüvallâhü ehad suresini her kim arafe günü akşamı bin defa okursa, Cenabı Ecelli Alâ ona istediğini verir.”

——————————————————————————–

İHLAS SURESİNİ FARZ NAMAZLARINDAN SONRA OKUMAK

“Farz namazlardan sonra Kul hüvallâhü ehad’ı onar defa okuyana Cenabı Ecelli Ala’nın rızası ve mağfireti vacip olmuştur.”

——————————————————————————–

İHLAS SURESİNİ HASTALANINCA OKUMAK

Cenabı Peygamber (s.a.v.) buyurdu: “Bir kimse hastalandığı vakit Kul hüvallâhü ehad’ı okur da ve o hastalıktan kurtulamayarak ölürse, o kimse kabir fitnesinden ve kabir azabından emin olur. Kıyamet günü ise bütün melekler onu yüklenerek Sırât’tan cennete geçirirler.”

——————————————————————————–

İHLAS SURESİNİ HER HALÜKARDA OKUMAK
Enes (r.a.) anlatıyor:
“Resulüllah ile Tebük’te idim. O gün güneş nurlu, ziyalı ve parlak olarak doğdu. Geçmiş günlerde böyle doğduğunu hiç görmemiştik. Cebrail (a.s.), Nebiyyi Ekrem’e geldi. Resulü Ekrem, ona: “Ya Cebrail, bu gün güneşin diğer günlerden daha nurlu ve parlak olarak doğduğunu görüyorum,
geçmiş günlerde böyle doğduğunu hiç görmemiştim, buyurdu.
Cebrail (a.s.), Resulü Ekrem’e: “Bu gün Medine’de Muaviye b. El-leysîöldü. Allah Tealaonun üzerine namaz kılmak için yetmiş bin melek gönderdi.” dedi.
Resulü Ekrem Cebrail’e: “O kul bu mertebeye ne ile nail oldu?” diye sorunca Cebrail (a.s.):
“O kul geceleri, gündüzleri, ayakta yürürken ve otururken Kul hüvallâhü ehad’ı çok çok okurdu. Onun üzerine namaz kılman içinyeri kısaltayım mı? ” dedi. Resulü Ekrem: “Evet” buyurdu ve onun üzerine namaz kıldı.”
* Resulü Ekrem (s.a.v.) Efendimiz bir bölük askerle bir kimseyi düşmanı keşfe göndermişti. Onlara hep Kul hüvallâhü ehad ile namaz kıldırıyordu. Geriye döndükleri vakit bu durumu Resulü Ekrem’e anlattılar. Resulü Ekrem onlara: “Ona sorunuz, ne için hep İhlas’la namaz kıldırmış?”buyurdu. Ona sordular, o dedi ki:
“İhlas suresi, Allah Teala’nın sıfatlarını kendinde toplamıştır. Ben onu okumayı çok severim.”
Bunun üzerine Resulü Ekrem şöyle buyurdu:
“Ona haber verin, Allah (c.c.) da onu sever.”
Bir kimse:
“Ya Resulallah, ben İhlas Suresi’ni seviyorum. ” dedi. Sevgili Peygamberimiz o kimseye:
“Onu sevmen seni cennete koyar.” buyurdu.

——————————————————————————–

İHLAS SURESİNİ OKUMANIN FAZİLETİNE DAİR HADİSLER
Bismillâhirrahmânirrahıym.
Kul hüvallâhü ehad. Allâhüs samed. Lem yelid ve lem yûled. Ve lem yekûn lehû küfüven ehad.

Manası:
De ki: O, Allah’tın Bir tektir. O Allah’dır, Samed’dir. Zeval bulmayan bir bakîdir. Dâim’dir, herkesin ve her şeyin doğrudan doğruya muhtaç olduğu ve kasdettiği yegane varlık, ulular ulusudur. Doğurmadı O, doğrulmadı da.. Hiç bir şey O’nun dengi ve benzeri değildir.
Fazileti:
Peygamberimiz (s.a.v.) buyurdu:
“Nefsim yed-i kudretinde olan Allah’a yemin ederim ki, İhlas Suresini okumak, Kur’an’ın üçte birini okumaya bedeldir.”
“Bir gecede Kur’an’ın üçte birini okumaya gücünüz yeter mi? buyurunca, ashabı kiram bu işe takatlannın yetmeyeceğini düşünerek: “Yâ Resulellah, buna hangimizin gücü yeter ki?” dediler. Bunun üzerine Resulü Ekrem:
“Kul hüvallâhü, ehad, allâhüs samedKur’an’ın üçte biridir.” buyurdu.
* Adamın biri başka birinin İhlas Suresi’ni tekrar tekrar okuduğunu işitti. Sabah olunca Resulüllah’a gelip adamın okuduğu miktarı azımsayarak haber verdi. Bunun üzerine Resulüllah (s.a.v):
“Nefsim yed-i kudretinde bulunan Allah’a yemin ederim ki, o sure Kur’an’ın üçte birine bedeldir.” buyurdu.
“Her kim bir defa İhlas Suresi’ni okursa, Kur’an’ın üçte birini okumuş gibidir. İki defa okursa Kur’an’ın üçte ikisini okumuş gibidir. Üç defa okursa bütün Kur’an’ı okumuş gibi ecre nail olur.”
Diğer hadisi şerifte:
“Sizden her birinizi her gece Kul hüvallâhü ehad’ı okumaktan ne meneder? Çünkü o, bütün Kur’an’a muâdildir.” buyuruluyor.
——————————————————————————–

İHLAS SURESİNİ OKUYANA ”EY ALLAHIN SEVGİLİSİ KALK DENİR”
“Her kim Sure-i İhlas’ı her gün ellişer defa okursa, o kimseye, ey Allah Teala’nın medhine mazhar olan! Kabrinden kalk, cennete gir, diye nida olunur.”

——————————————————————————–

İHLAS SURESİNİ OKUYANA CEHENNEMDEN BERAT VERİLİR
“Her kim Kul hüvallâhü ehad’ı bin defa okursa, diyetini ödeyerek nefsini cehennemden kurtarmış olur.”

——————————————————————————–

İHLAS SURESİNİ OKUYANA CENNET VACİP OLUR
“Bir seferden Nebiyyi Ekrem’le birlikte dönmüştük. Resulü Ekrem birinin Kul hüvallâhü ehad’ı okuduğunu işitince “vacip oldu” buyurdu. Ne vacip oldu, ya Resulellah? dedim. Resulü Ekrem: “Cennet vacip oldu.” buyurdular.”

——————————————————————————–

İHLAS SURESİNİ OKUYANA CENNETE KÖŞK VERİLİR
Cenabı Peygamber buyurdu:
“Her kim Kul hüvallâhü ehad’ı on iki defa okursa, Cenabı Ecelli Ala onun için cennette on iki adet köşk bina eder. Hafaza melekleri birbirlerine derler ki: “Haydin yürüyün, gidelim de kardeşimizin köşklerine ”

——————————————————————————–

İHLAS SURESİNİ SABAH NAMAZINDAN SONRA OKUMAK
“Her kim sabah namazını cemaatla kıldıktan sonra Kul hüvallâhü ehad’ı yüz defa okursa, Allah Teala ile kendi arasında olup da kimsenin bilmediği günahları affedilir.”
“Her kim sabah namazından sonra Kul hüvallâhü ehad’ı hiç kimse ile konuşmadan yüz defa okursa, o gün içinde Cenabı Ecelli Alâ’ya elli sıddîkıyn sevabı yükseltilmiş olur.”
“Her kim sabah namazından sonra Kul hüvallâhü ehad’ı on iki defa okursa, Kur’an’ı dört defa hatmetmiş gibi ecir verilir.”

——————————————————————————–

İHLAS SURESİNİ SABAH VE AKŞAMLARI OKUMANIN FAZİLETİ
Peygamberimiz buyurdu:
“Sabah ve akşamladığın vakit Kul hüvallâhü ehad ve Muavvizeteyn’leri üçer defa oku. Bunlar her gün sana kâfi gelir.”

——————————————————————————–

İHLAS SURESİNİ SEFERE GİDERKEN OKUMAK
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) buyurdu ki:
“Her kim sefere çıkmayı arzu ettiği vakit Kul hüvallâhü ehad’ı kapısının yanında on bir defa okursa, Cenabı Ecelli Ala seferden
dönene kadar evini muhafaza eder. “

——————————————————————————–

İHLAS SURESİNİ YATARKEN OKUMAK
Resulüllah (s.a.v.) buyurdu:
“Her kim yatacağında sağ tarafı üzerine yatar da Kul hüvallâhü ehad’ı yüz defa okursa, kıyamet günü Cenabı Ecelli Alâ o kuluna: “Ey kulum, sağından cennete gir, buyurur.”

——————————————————————————–

İKİ CİHANDA MUTLU OLMAK İSTEYENLER
1. Vaktini boşa geçirme. Geçen vakitlerine bir göz at. Allah’ın rızasına ve şeriatına uygun geçirmişsen Allah’a şükret, değilse Allah’a yönel ve istiğfar et.
2. Huzurlu bir kalb ile Allah’ı zikret. Zikri böyle yaparsan faydasını, tesirini ve ilahi cezbelerin şimşek gibi çaktığını görürsün. Zikirde çok yapmak şart değildir. Asıl olan her anışta O’nunla olmandır.
3. Zikrederken gaflet içinde olma. O’ndan başkasına iltifat etme ki, kalbin ancak O’nunla huzura erer. Daima O’nun tecellilerini müşahede et. Katiyen O’ndan gâfıl olma.
4. Yürürken etrafına bakıp durma. Daima önüne ve ayak ucuna bak. Etrafa bakınmak kalbde perdeler meydana getirir. Seni huzurdan mahrum eder.
5. Her halükârda gafletten sakın. Daima kalbin O’nunla olsun. Böyle olursan kalbin huzurla dolar. Huzur içinde nefes alan kişi diridir. Huzur içinde nefes almayan kişi ölüdür. O’ndan gafil olduğunu sezinlediğin an istiğfar et. İstiğfar, sahibini temizler ve paklar.
6. Gidişin O’na olsun. Daima O’nun rızası dairesinde hareket et.
7. Kalbini O’ndan başkasından arındır ve safileştir. Kalbini bu hale getirirsen o zaman kalbin birayna haline gelir. O’nda Allah (c.c.)’ın tecellilerini görürsün.
8. Dışın halk ile, iç alemin daima O’nunla olsun.Daima murakabe halinde bulun. Zikirde o kadar müstağrak ol ki, kainatta zikirden başkasınıduymayasın.
9. Kelime-i Tevhid’i bırakma. O’nu getireceğin zaman gözlerini ve çeneni kapa, dilini damağına yapıştır. Nefesini hapset. Kelime-i Tevhid’i kalbinle söyle: lâ’yı göbeğinin altından dimağına, ilâh kelimesini dimağındanomuz kısmına ve illallah lafzını başın hareketi ile kalbinin üzerine indirirsen O’nunhararetini bütün vücudunda duyarsın. Bu şekilde
nefes almadan (23) defa yapmaya çalış. SonundaMuhammedün Resûlüllâh demeyi de ihmal etme.

10. Yukarıda anlatılan zikrin sonunda nefesini salıverdiğinde:
İlâhî ente maksûdî ve rıdâke matlûbî
“Allah’ım, maksadım Zat’m, istediğim de rızandır. Bu kemter kulunu Zat’ının tecellilerine ve rızana ulaştır.” demeyi ihmal etme ki tevhidin esrarına erip, her şeyde O’nun tecellilerine eresin. Şayet zikir anında iç alemini arındıramıyorsan şöyle de:
Mâ zekernâke hakka zikrike yâ mezkûr.
“Ey anılan Rabbim! Seni hakkıyla anamadım” dersen iç huzuruna kavuşursun.
Şeyh Ebu Bekr el-Kettânî (k.s.) diyor ki:
“Kırk sene kalp evinin kapıcılığını yaptım. Bu müddet içinde onu Allah’tan başkasına açmadım. Kalbim o hale geldi ki, O’ndan başkasını tanımaz oldu.”
11. Daima kalbin O’nunla olsun. Şunu da aklından çıkarma; zikir, murakabe, sohbet ve rabıtanın neticesi Ehadiyyet nurunun müşahedesidir. Bu da keyfiyet itibarı ile farklıdır. Bunu da ancak ehli bilir.
——————————————————————————–

İKİNDİ NAMAZININ SÜNNETİNİN FAZİLETİNE DAİR
Resulü Kibriya buyurdu:
“Allah Teala ikindinin farzından önce dört rekat namaz kılan kimseye rahmet etsin.”

Diğer hadisi şerifte:
“İkindiden evvel kılınan dört rekat sünneti kılmaya devam edene Allah Teala cennette bir köşk bina eder.”
Başka bir hadisi şerifte: “İkindinin farzından evvel dört rekat namaz kılanın cesedine Allah Teala cehennem ateşini haram kılar.
——————————————————————————–

İKİYÜZ DEFA OKUYANA HIZIR MÜRŞİDLİK EDER
Üstadım Hacı Osman Efendi Hazretleri bu sureyi bazılarına ders olarak verirler ve buyururlardı: “Her gün bu sureyi ikiyüz defa okuyan kimseye Hızır (a.s.) mürşidlik eder. Bir kimse yatarken okumaya devam ederse, Cenabı Ecelli Alâ o kimseyi fena insanların şerrinden imanını muhafaza eder, gavurluktan, münafıklıktan korur. Samimi bir kalp ile okuyan kimse derhal tesirini müşahede eder.”
* Her kim güneş doğarken ve batarken bu sureyi okumaya devam ederse, şirkten emin olur.Biri Resulü Ekrem’e:
“Yâ Resulellah, bana vasiyet et!” dedi. Resulü Ekrem (s.a.v.):
“Yatacağın vakit kul yâ eyyühel kâfirûn’u oku. Zira, o insanı şirkten muhafaza eder.” buyurdu.

——————————————————————————–

İMAM-I AZAM HAZRETLERİNİN TESPİH DUASI

Sübhânel ebediyyil ebed. Sübhânel vâhıdil ehad. Sübhânel ferdis samed. Sübhâne râfiıs semâe bi gayri amed. Sübhâne men besetal erda alâ mâin cerned. Sübhâne men halekal halka fe ahsâhüm adedâ. Sübhâne men kasemer rizka ve lem yense ehadâ. Sübhânellezî
lem yettehız sâhıbeten ve lâ veledâ. Sübhânellezî lem yelid ve lem yûled ve lem yekûn lehû küfüven ehad. Sübhâne men yerânî ve ya’rifü mekânî ve yerzükunî ve lâ yensânî.
İmam-ı A’zam Hazretleri şöyle buyurdu: “Rabbimi doksan dokuz kez rüyamda gördüm. Nefsimden dedim ki: “Eğer yüzüncü defa görürsem kıyamet gününde kulların azabından ne ile kurtulur?” diye soracağım. Yüzüncü defa Rabbim’i gördüm ve: “Kıyamet günü kulların azabından ne ile kurtulur?” dedim. Allahü Teala: “Kim ki sabah ve akşam namazlarından sonra Sübhânel ebediyyil ebed…. okursa kıyamet gününde azabımdan kurtulur.” buyurdu.”
——————————————————————————–

İMANI KORUMAK İÇİN DUA
Allâhümme innî estevdiuke dinî fahfazhü aleyye fî hayâtı ve ba’de vefâtî. Allâhümme innî üceddidül îmâne tecdîden bi kavli lâ ilahe illallah, muhammedün resûlüllâh.

“Bu duayı sabah-akşam okuyanlar son nefeslerinde imanlarını şeytanın şerrinden korumuş olurlar.”
——————————————————————————–

İMTİHAN DUALARI
İmtihana girerken şu dua okunur:
Rabbi edhılnî müdhale sıdkın ve ahricnî muhrace sıdkın vec’al lî min ledünke sültânen nasıyrâ.

Manası: Ey Rabbim, beni doğruluk girişi ile girdir. Ve saadet çıkışı, başarı ile çıkar. Ve tarafından bana bir kuvvet ve yardım edici güç ihsan eyle.İmtihana oturunca şöyle dua edilir:
Rabbişrah lî sadrî ve yessir lî emrî vahlül ukdeten min lisânı yefkahû kavlî.
Manası: Ey celal ve ikram sahibi Allah’ım,
Rabbim, kalbime genişlik ver, işimi kolaylaştır. Dilimden düğümü çöz ki sözümü iyice anlıyabilsinler. Kalemi ele alınca şu dua okunur:
Yâ hayyü yâ kayyûmü bi rahmetike esteğıysü.
Manası: Ey Hayy ve Kayyûm yüce Rabbim! Rahmetinle Sen’den yardım istiyorum. Girdiğim bu imtihanda beni muvaffak eyle.
İmtihana girerken Allah’a güvenip, bu dualar samimiyetle okunursa, Allah’ın izni ile muvaffakiyet elde edilir.
——————————————————————————–

İNŞİRAH SURESİNİ OKUMANIN FAZİLETİNE DAİR HADİSLER

Bismillâhirrahmânirrahıym.
Elem neşrah leke sadrak. Ve veda’nâ anke vizrak. Ellezî enkada zahrak. Ve rafa’nâ leke zikrak. Fe inne meal usri yüsrâ. İnne meal usri yüsrâ. Fe izâ ferağte fensab. Ve ilâ rabbike ferğab.
Manası:
Habibim! Biz senin sineni açmadık mı? Ve yükünü indirmedik mi? O yük ki, senin sırtına ağır gelmişti. Ve senin değerini yükselttik. Güçlükle beraber muhakkak bir kolaylık vardır. Güçlükle beraber muhakkak ki kolaylık vardır. Tebliğden fariğ olduğunda ibadet et. Ve her işinde Rabbine sarıl.
Bu sure hakkında Peygamberimiz Efendimiz: “Elem neşrah leke’yi okuyan kimse, bana gelip de sıkıntımı alan gibidir. ” buyurmuşlardır.
* Kendisinde göğüs darlığı bulunan kimseye bu sure okunur veya hasta olan kimse bu surenin okunmasına bizzat devam ederse, Cenabı Hakk o kimseyi bu hastalıktan kurtarır.
* Kalbi ağrıyan kimse de bu sureyi okumaya devam etmek suretiyle kalbini tedavi etmek imkanı bulur. Bu sure yazıldıktan sonra içilecek bir su içerisine bırakılır ve bu sudan kendisinde böbrek taşı veya kumu bulunan kimseye içirilirse, bu hastalığı için çok iyi gelir.
——————————————————————————–

İNANAN AKIL SAHİPLERİNİN DUASI

Rabbena mâ halakte hazâ bâtılen sübhâneke fe kınâ azâben nâr. Rabbena inneke men tüdhılin nâra fe kad ahzeyteh, ve mâ liz zâlimiyne min ensâr. Rabbena innenâ semı’nâ münâdiyen yünâdî lil îmâni en âminû bi rabbiküm fe âmenna, rabbenâ fağfir lenâ zünûbenâ ve keffir annâ seyyiâtinâ ve teveffenâ meal ebrâr. Rabbenâ ve âtinâ mâ veadtenâ alâ rusülike ve lâ tuhzinâ yevmel kıyâmeh, inneke lâ tuhlifül miy’âd.
“Ey Rabbimiz! Sen bunları boşuna yaratmadın. Sen pak ve münezzehsin. Bizi o ateş azabından koru. Ey Rabbimiz! Sen kimi ateşe sokarsan şüphesiz onu hor ve hakir edersin. Zalimlerin hiç yardımcıları yoktur. Ey Rabbimiz, doğrusu biz “Rabbinize inanın” diye imana çağıran bir davetçiyi işittik ve imana geldik. Ey Rabbimiz, günahlarımızı bağışla. Kusurlarımızı ört. Canımızı da iyiler ile beraber al. Ey Rabbimiz, senin peygamberlerine vaad ettiklerini ver bize. Kıyamet günü yüzümüzü kara çıkarma. Şüphe yok ki sen asla sözünden dönmezsin. “
Nihayet Rabbleri dualarını kabul etti ve şöyle buyurdu:
“İçinizden gerek erkek, gerek kadın ki,- kiminiz kiminizden hasıl olmadır- hayırlı bir iş yapanın amelini elbette boşa çıkarmayacağım. “
——————————————————————————–

İNSANI GÜNAHLARINDAN ARINDIRAN AMELLER
Buharı ile Müslim’in, Ebu Hüreyre’den (r.a.) rivayet ettikleri hadiste Ebu Hüreyre der ki:
Resulü Ekrem’in şöyle buyurduğunu işittim:
“Her kim Allah rızası için hac vazifesini eda ederek, bu esnada hanımına cinsi olarak yaklaşmaz ve günah işlemezse, annesinden doğmuş gibi tertemiz olur.”
İbni Abbas (r.a.)’dan rivayet edilen hadiste, Resulü Ekrem şöyle buyurmuşlardır:
“Kabe-i Şerifi elli defa tavaf eden kimse, bütün günahlarından sıyrılır. Annesinden doğmuş gibi tertemiz olur.”
Allah’ın Resulü (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“Muhakkak ki Aziz ve Celil olan Allah, Ramazan orucunun tutulmasını size farz kıldı. Ben de, Ramazanı şerifin gecelerinde, teravih namazını sizlere sünnet kıldım. Ramazan orucunun farz olduğuna inanan ve sevabını Allah’tan bekleyerek orucunu tutan kimse, günahlarından sıyrılıp annesinden doğmuş gibi tertemiz olur.”
Câbir b. Abdullah (r.a.)’dan rivayet edilen hadisi şerifte, Resulü Ekrem (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Hac veya Umre için ihram giydiği halde, kuşluk vaktinden güneş batıncaya kadar dua eden veAllah’ı zikirle meşgul olan kimsenin günah/arı, güneş ile batıp gider ve annesinden doğmuş gibi tertemiz ve günahsız olur. “
Anamız Aişe’den (r.a.) rivayet edilen hadis-i şerifte, Resulü Ekrem (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Sabah namazını kılan ve namaz kıldığı yerde, kuşluk namazı vaktine kadar, dünya işleri ile meşgul olmaksızın, Allah Teala’yı zikrederek dört rekat nafile namaz kılan kimse, bütün günahlarından sıyrılarak annesinden doğmuş gibi tertemiz olur.”
Hazreti Osman (r.a.)’dan rivayet edilen hadis-i şerifte, Resulü Ekrem (s.a.v.) şöyle buyurmuştur.
“Abdestini aldıktan sonra üç defa: Eşhedü en Iâ ilahe illellâh diyen kimse, yerinden kalkıncaya kadar bütün günahları bağışlanır ve annesinden doğmuş gibi günahsız olur. ”
Mü’min, bu şehadet kelimesini sadece dili ile değil, gönlü ve bedeni ile de söylemeli ve gerçek tevhid yoluna girmelidir.
Enes (r.a.)’den rivayet edilen hadis-i şerifte, Resulü Ekrem (s.a.v.):
“Üç gün hastalık çeken mü’min kul, annesinden doğmuş gibi günahından sıyrılır.” buyurmuştur.
Abdullah b. Ömer (r.a.)’den rivayet edilen hadisi şerifte, Hazreti Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır:
“Her kim Ramazan-ı Şerif orucundan sonra, Şevval ayında da altı gün oruç tutarsa, günahlarından sıyrılıp çıkar ve anasından doğduğu gündeki gibi tertemiz olur.”
Hazreti Enes’den rivayet edilen hadiste, Efendimiz Aleyhisselam şöyle buyurdular:
“Müslüman kardeşinin bir ihtiyacını görmek için bir yere giden kimsenin, ayrıldığı yere dönünceye kadar attığı her adımı için bir sevap amel defterine kaydedilir. Onun oraya buraya koşuşturması ile din kardeşinin işi görülürse, annesinden doğmuş gibi günahsız olur. Eğer bu adam din kardeşinin işini yerine getirirken ölürse, hesaba çekilmeden doğrudan cennete girer.”

——————————————————————————–

İNSADAN ŞEYTANI UZAKLAŞTIRAN DUA
Allah’ın Rasulü (s.a.v.) buyuruyor: “Yatağa yattığında kim Ayet’el-Kürsi’yi sonuna kadar okursa, Allah tarafından ona bir koruyucu gönderilir ve sabaha kadar şeytan ona yaklaşamaz Yattığında kim (Kul yâ eyyühel kâfirim…) suresini okursa bin ayet okumuş gibi ecir alır. Geceleyin bunu okuyan kimse o geceyi taat ve ibadetle geçirmiş gibi addedilir

——————————————————————————–

İNSADAN ŞEYTANI UZAKLAŞTIRAN DUA
Allah’ın Rasulü (s.a.v.) buyuruyor: “Yatağa yattığında kim Ayet’el-Kürsi’yi sonuna kadar okursa, Allah tarafından ona bir koruyucu gönderilir ve sabaha kadar şeytan ona yaklaşamaz Yattığında kim (Kul yâ eyyühel kâfirim…) suresini okursa bin ayet okumuş gibi ecir alır. Geceleyin bunu okuyan kimse o geceyi taat ve ibadetle geçirmiş gibi addedilir

——————————————————————————–

İSA A.S

Allâhümme rabbenâ enzil aleynâ mâideten mines semai tekûnü lenâ lyden li evvelinâ ve âhırinâ ve âyeten mink, verzuknâ ve ente hayrur râzikıyn.
“Ey Allah’ım, ey bizim Rabbimiz! Üstümüze gökten bir sofra indir ki bizim hem evvelimiz, hem ahirimiz için bir bayram ve senden bir ayet (mucize) olsun. Bizi rızıklandır. Sen rızık verenlerin en hayırlısısın.” diye dua etti.
Allah Teala İsa (a.s.)’ın bu duasını kabul etti
ve:”Ben onu, sizin üzerinize şüphesiz indireceğim.” buyurdu.
——————————————————————————–

İSKAN OLMAYAN EVE GİRİLDİĞİNDE OKUNACAK DUA

Esselâmü aleynâ ve alâ ıbâdillâhis sâlihıyn.
Manası: Allah’ın rahmeti, selamı üzerimize ve Allah’ın salih kullarının üzerine olsun.
“İçinde iskan olunmayan eve girildiğinde bu şekilde selam verilmesi müstehaptır.”
——————————————————————————–

İSLAM DÜŞMANI MÜNAFIĞIN HELAK OLMASI
Rivayet olundu ki:
Zeyd b. Haris (r.a.) Mekke’den Taife giderken yolda münafığın biri kendine arkadaş olur, ta ki bir harabeye varırlar. Münafık:
“Gel, biraz şu harabede istirahat edelim” der. Ve birlikte harabeye girerler. Hz. Zeyd uykuya varır. Bu hali gören münafık, Hz. Zeyd’in ellerini ve ayaklarını bağlar ve: “Muhammed (s.a.v.), seni severse, ben onu sevmem” deyip öldürmeye niyetlenir. Bu durumu gören Zeyd (r.a.):
“Ey Rahman olan Allah ‘ım, bana meded eyle” diye Cenab-ı Hakk’a münacaatta bulunur. O anda gaibden bir ses gelir ve şöyle der:
“Ey münafık, sakın onu öldürme.”
Münafık, harabeden dışarı çıkıp etrafa bakınır
Kimseyi göremeyince, tekrar öldürmeye niyetlenir. Evvelki gibi münafığa gelen yine korkunç ses, “Ey münafık, sakın öldürmeyesin.”
Tekrar münafık dışarıya çıkar, yine kimseyi göremez. Tekrar öldürmeye niyetlenir. O anda evvelkilerinden daha yakından gelen çok şiddetli ve korkunç bir ses: “Ey münafık, sakın Zeyd’i öldürmeyesin.” Münafık tekrar dışarı çıkar. Bir de ne görsün, kapıda tam techizatlı bir süvari. Şaşkınlığı geçmeden bir darbede süvari tarafından öldürülür. Süvari, Zeyd (r.a.)’in yanına girip ellerini ve ayaklarını çözer. Zeyd (r.a):
“Sen kimsin, beni münafığın elinden niçin kurtardın?” der. Cevaben o kimse:
“Ben Cebrail’im. Sen Hak Teala’ya duada bulunduğunda, ben yedinci kat semada idim. Cenabı Hak tarafından bana:
“Kulum Zeyd’e yetiş” diye nida olundu, orada yedinci kat semada, münafığa bir sayha ettim. İkinci sayhayı dünya semasında ettim. Üçüncü sayhayı bu harebenin yanında ettim ve münafığı öldürdüm.” buyurdular.
* Rivayet edildiğine göre:
Firavun ilahlık davasında bulunmadan evvel bir köşk yaptırıp, giriş kapısı üzerine Allah (c.c.)’ın ismini yazdırdı. Nihayet ilahlık davasında bulunmaya başladı. Musa (a.s.) gönderildi. Firavunu imana davet etti. Onda iman edecek bir hal göremeyen Musa (a.s.) Allah Teala’ya şöyle niyaz etti:
“Yâ Rabbi, bunda iman edecek bir hal göremiyorum. Yine de senin birliğine davet edeyim
mi?
Cenab-ı Ecelli Ala:
“Yâ Mûsâ, sen onun küfrüne bakıp helak olmasını istiyorsun. Ben ise kapının üzerinde yazılı olan ism-i celalime bakıp ona mühlet veriyorum,” buyurdu.

——————————————————————————–

İSLAM DÜŞMANLARINDAN BİRİ ÖLÜRSE OKUNACAK DUA
Elhamdü lillâhillezî nasara abdehû ve eazze dînehû.

Manası: Kuluna yardım eden ve dinini aziz kılan Allah’a hamd ederim.
İbni Mes’ud (r.a.) anlatıyor:
“Resulü Ekrem’e gelerek: “Ya Resulellah! Aziz ve Celil olan Allah, Ebu Cehil’i öldürdü.” dedim. Bunun üzerine Resulü Ekrem (a.s.) bu duayı okudu.”
——————————————————————————–

İSM-İ AZAM DUALARININ ÖNEMİ
Duaların en büyüğü İsm-i A’zam duasıdır. Onunla yapılan dua kabul şayan olduğu için Peygamberin haricinde bazı kimseler -Süleyman (a.s.)’ın veziri gibi- ondan istifade etmişlerdir. O’nunla duada bulunanlara anında karşılığı verilmiştir. O öyle mübarek bir duadır ki, önünde engel barınamaz. Dağlara okunsa toz duman haline gelir, denizlere okunsa ateş olup yanar giderdi. Çünkü o, kınından çıkmış keskin bir kılıca benzer. Lüzumsuz yere onu kınından çıkarmamak, ancak icab ettiği zaman ondan faydalanmak gerekir. İsm-i A’zam duası da kınından çıkmış kılıç gibidir. Gerektiğinde O’nunla dua edilmelidir. Olur olmaz süfli şeyler elde etmek için okunmamalıdır. Cenabı Hakk’ın rızası bulunan dünyevi ve uhrevi hacetlerimizin gerçekleşmesi için okumakta bir sakınca yoktur. Onunla yapılan duaya mutlaka cevap verilir. Cevap verilmediğini sananlar cahilliklerinin gereği olarak böyle düşünürler.
“Kullarım, Bana dua ediniz, duanızı kabul edeyim.” buyuran Rabbim, hiç kulunun dergahına kaldırdığı ellerini boş olarak geriye çevirir mi? Bu alemde vermediğine karşılık olarak ona ebedi alemde daha hayırlısını verecektir.
İsm-i A’zam’la yapılan bir duanın geri çevrileceğini aklın köşesinden bile geçirmemek lazımdır.

Peygamber Efendimiz Aleyhisselam buyuruyor:
“İsm-i A’zam’la yapılan dualar kabul olunur, istenince verilir.”
“Müslüman bir kul, İsm-i A’zam’ı okuyarak Allah’tan ne isterse Allah Teala ona cevap verir.”
“Dergahına kalkan elleri Allah boş olarak geri çevirmez.”
O bize doğruyu söylemiştir. Çünkü O’nun sözü ilahi vahye dayanır. Eğer ellerimiz boş çevriliyorsa kendimizde bir noksanlık olduğunu düşünmek gerekir. Yüce kapının tokmağına dokunmasını bilemiyoruz. Kapı açılmadı diye de hemen kapıyı terk ediyoruz. Ağlamayan çocuğa meme verilmediğini düşünemiyoruz. Eyüb Aleyhisselam’ı hatırlamıyoruz. Kapının açılması için evvela yenilenin, içilenin, giyilenin helal olması lazımdır.
Efendimiz Hazreti Muhammed sallellahü aleyhi ve sellem:
“Yediği haram, içtiği haram, giydiği haram, ellerini açmış dua ediyor. Bu hali ile nasıl kabul olunur?” buyurmuştur.
Yaptığımız duanın kabule şayan olmasının şartlarından biri de lisan ve kalbin birlikte hareket etmesi ve O’ndan başkasının kalp evinden tahliye edilmesi gerekir.
Gafil bir kalp ile yapılan duanın etkisi görülmez. Yutulması gereken bir ilacın ağızda tutulması ile nasıl hastalık iyi olmuyorsa, gafil bir kalp ile yapılan dua da etkili olmaz.Cenabı Hakk’ın azametini bilerek zikredilen O’nun her ismi, İsm-i A’zam’dır. Herşeyden ümit kesilip, yalnız Cenabı Hakk’tan başka bir çare kalmadığı anda yapılan dua İsm-i A’zam’dır.
İki cihanda mesudane bir hayat temini için İsmi A’zam’ı okumalıyız. Evlatlarımızın, Rabbimizin rızası dahilinde kulluk görevlerini yapmaları için, İsm-i A’zam’ı okumalıyız. Allah’ın, Peygamberin, müslümanların katmerleşmiş düşmanlarının kahrolması için İsmi A’zam’ı okumalıyız.
Velhasıl Allah’ın rızası olan herşey için okumalıyız. Ancak süfli işler için İsm-i A’zam’ı okumaktan kesinlikle kaçınmalıyız.
Sevgili Peygamberimiz zaman zaman İsm-i A’zam’la duada bulunurlardı.Bu mübarek duayı okuduktan sonra hacetinizi söylemeyi unutmayınız.
Bu mübarek duayı Allah’a ve Rasulü’ne gönül vermiş siz müslüman kardeşlerimin daha kolay faydalanması için kaynak eserlerden rivayet edilen İsm-i A’zam’lan toplayarak tek dua haline getirdim. Allahü Teala dualarınızı kabul buyursun. Kulların en zayıfı bu fakiri de duanızdan mahrum etmeyiniz.
 
——————————————————————————–

İSM-İ AZAM DUASI
Elhamdü lillâhillezî nasara abdehû ve eazze dînehû.

Manası: Kuluna yardım eden ve dinini aziz kılan Allah’a hamd ederim.
İbni Mes’ud (r.a.) anlatıyor:
“Resulü Ekrem’e gelerek: “Ya Resulellah! Aziz ve Celil olan Allah, Ebu Cehil’i öldürdü.” dedim. Bunun üzerine Resulü Ekrem (a.s.) bu duayı okudu.”
——————————————————————————–

İSM-İ AZAM DUASININ OKUNUŞU
* Bismillâhirrahmânirrahıym.
Ve ilâhüküm ilâhün vâhıd, lâ ilahe illâ hüver rahmânür rahıym. Elif lâm miym, Allâhü lâ ilahe illâ hüvel hayyül kayyûm. Lâ ilahe illâ ente sübhâneke innî küntü minez zâlimiyn. Ve anetil vücûhü lil hayyil kayyûm. Rabbi innî messeniyed durru ve ente erhamür râhımiyn. Kâf hâ yâ ayn sâd. Hâ miym. Ayn sîn kâf. Sebbeha lillâhi mâ fis semâvâti vel ard, ve hüvel aziyzül hakiym. Lehû mülküs semâvâti vel ard, yuhyî ve yümît, ve hüve alâ külli şey’in kadiyr. Hüvel evvelü vel âhıru vez zâhiru vel bâtınü ve hüve bi külli şey’in aliym. Hüvellezî halekas semâvâti vel arda fî sitteti eyyâmin sümmestevâ alel arş, ya’lemü mâ yelicü fil ardı ve mâ yahrucü minhâ ve mâ yenzilü mines semai ve mâ ya’rucü fihâ ve hüve meaküm eyne mâ küntüm, vallâhü bi mâ ta’melûne basıyr. Lehû mülküs semâvâti vel ard, ve ilellâhi türceul ümûr. Yûlicül leyle fin nehâri ve yûlicün nehâra fil leyi, ve hüve aliymün bi zâtis sudur. Hüvallâhüllezî lâ ilahe illâ hû, âlimül ğaybi veş şehâdeh, hüver rahmânür rahıym. Hüvallâhüllezî lâ ilahe illâ hû, el melikül kuddûsüs selâmül mü’minül müheyminül aziyzül cebbârul mütekebbir, sübhânellâhi amma yüşrikûn. Hüvallâhül hâlikul bâriül müsavviru lehül esmâül husnâ, yüsebbihu lehû mâ fis semâvâti vel ard, ve hüvel aziyzül hakiym. Allâhümme innî es’elüke bi enne lekel hamde lâ ilahe illâ ente yâ mennân. Yâ hannân. Yâ bediy’as semâvâti vel ardı yâ zel celâli vel ikram. Yâ hayral vârisiyn. Yâ erhamer râhımiyn. Yâ semiy’ad düâ’. Yâ Allâhü yâ ilâhü yâ Allâhü yâ Allah. Yâ aliymü yâ âlim. Yâ semiy’u yâ aliymü yâ hakiym. Yâ mâlikü yâ mâlikü yâ selâmü yâ hakk. Yâ kâimü yâ aliyyü yâ mühıyt. Yâ hakemü yâ aliyyü yâ kahhâru yâ kahir. Yâ rahmânü yâ rahıymü yâ haliymü yâ zâhiru yâ seriy’u yâ keriym. Yâ muhsıy yâ mu’tıy yâ mâniu yâ muhyî yâ muksıt. Yâ hayyü yâ kayyûmü yâ ehadü yâ samed. Yâ rabbi yâ rabbi yâ rabbi yâ rabbi yâ rabbi. Yâ vehhâbü yâ ğaffâru yâ kariyb. Lâ ilahe illâ ente hasbiy ve nı’mel vekiyl. Yâ Allâhü yâ hayyü yâ kayyûm. Yâ münzilet tevrâti vel inciyli vel kur’ânil azıym. Yâ men lâ yahfâ aleyhi şey’ün fil ardı ve lâ fis semâ’. Lâ ilahe illâ hüvel aziyzül hakiym. Yâ rabbi yâ camian nâsi li yevmin lâ raybe fih. Yâ men lâ yuhlifül mî’âd. Yâ men şehide li nefsihî ve şehidet lehül melâiketü ve ülül ilmi kaimen alâ halkın. Ve hüvel kâimü bil kist. Lâ ilahe illâ hüvel aziyzül hakiym. Yâ Allâhü yâ mâlikel mülk. Yâ men tü’til mülke men teşâü ve tüızzü men teşâü ve tüzillü men teşâü bi yedikel hayr, inneke alâ külli şey’in kadiyr. Yâ men yûlicül leyle fin nehâri ve yûlicün nehâra fil leyli ve yuhricül hayye minel meyyiti ve yuhricül meyyite minel hayyi ve yerzüku men yeşâü bi gayri hısâb. Yâ ilâhenâ ve ilahe külli şey’in ilahen vahiden lâ ilahe illâ ente. Yâ haliymü yâ aliymü yâ aliyyü yâ azıymü eciznî. Bismillâhirrahmânirrahıym. Velâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyü azıym. Yâ hayyü yâ kayyûmü yâ kadiymü yâ dâimü yâ samedü yâ vedûdü yâ vitru yâ zel celâli vel ikram. Allâhümme innî es’elüke yâ Allâhü yâ Allâhü yâ Allah, belâ vallahi entellâhü lâ ilahe illâ entellâhü Allâhü Allâhü vallahi entellâhü lâ ilahe illâ ente yâ hayyü yâ kayyûmü yâ hüve yâ men lâ hüve illâ hû, yâ men bihî hüviyetti külli hû. El aziyzül hamiyd. Elif lâm râ. Nûn. Yâ vedûdü yâ vedûdü yâ zel arsii meçiydi yâ mübdiü yâ müıydü yâ fe’âlün limâ yüriyd, es’elüke bi nûri vechikellezî melee aktara erkâni arşike ve es’elüke bi kudratikelletî kaderte bihâ alâ halkıke ve bi rahmetikelletî vesiat külle şey’in lâ ilahe illâ ente yâ müğıysü eğısnî yâ müğıysü eğısnî yâ müğıysü eğısnî yâ müğıysü eğısnî.

——————————————————————————–

İSRA SURESİNİN FAZİLETİNE DAİR HADİSİ ŞERİFLER
“Resulü Ekrem her gece Benî İsrail’i ve Zümer’i okurlardı.”

İZZET AYETİ
Bismillahirrahmânirrahıym.
Kulid’ullâhe evid’ur rahman, eyyen mâ ted’û fe lehül esmâül hüsnâ,ve lâ techer bi salâtike ve lâ tühâfit bihâ vebteğı beyne zâlike sebiylâ. Ve kulil hamdü lillâhillezî lem yettehız veleden ve lem yekûn lehû şeriykün fil mülki ve lem yekûn lehû veliyyün minez zülli ve kebbirhû tekbiyrâ.
(Tevekkeltü alel hayyillezî lâ yemût; bu cümle üç defa okunacaktır.)
Manası:
“De ki, ister Allah diye dua edin; ister Rahman deyin. Hangisini deseniz en güzel isimler hep O’nundur. Namazında sesini pek yükseltme. Çok da alçaltma. İkisinin arasında bir yol tut. De ki: “Evlat edinmeyen, mülkünde ortağı bulunmayan ve zelil olmadığı için veliye ihtiyacı kalmayan Allah’a hamd olsun.” Ve O’nu tekbir ile büyükle de büyükle.Bu ayeti okumaya devam eden kimseler halkın içinde aziz olur. İlk konuşmaya başlayan çocuğa bu ayet okutulursa, Allah’ın izni ile o çocuk hayatı boyunca izzet içinde yaşar, zillete düşmekten korunur
——————————————————————————–

İSTİĞFARLARIN EN BÜYÜĞÜ
“Resulü Ekrem her gece Benî İsrail’i ve Zümer’i okurlardı.”

İZZET AYETİ
Bismillahirrahmânirrahıym.
Kulid’ullâhe evid’ur rahman, eyyen mâ ted’û fe lehül esmâül hüsnâ,ve lâ techer bi salâtike ve lâ tühâfit bihâ vebteğı beyne zâlike sebiylâ. Ve kulil hamdü lillâhillezî lem yettehız veleden ve lem yekûn lehû şeriykün fil mülki ve lem yekûn lehû veliyyün minez zülli ve kebbirhû tekbiyrâ.
(Tevekkeltü alel hayyillezî lâ yemût; bu cümle üç defa okunacaktır.)
Manası:
“De ki, ister Allah diye dua edin; ister Rahman deyin. Hangisini deseniz en güzel isimler hep O’nundur. Namazında sesini pek yükseltme. Çok da alçaltma. İkisinin arasında bir yol tut. De ki: “Evlat edinmeyen, mülkünde ortağı bulunmayan ve zelil olmadığı için veliye ihtiyacı kalmayan Allah’a hamd olsun.” Ve O’nu tekbir ile büyükle de büyükle.Bu ayeti okumaya devam eden kimseler halkın içinde aziz olur. İlk konuşmaya başlayan çocuğa bu ayet okutulursa, Allah’ın izni ile o çocuk hayatı boyunca izzet içinde yaşar, zillete düşmekten korunur

Şifalı Dualar

ŞİFALI DUALAR

C-Ç D E F G H I-İ K-L M N O-Ö R S Ş T U-Ü V Y Z

I-İ

İSTİĞFAR HAKKINDA RESULÜ EKREM’İN HADİS-İ ŞERİFLERİ
Şeytanların istiğfara ne şekilde sed çekeceklerini Cenabı Peygamberimiz (s.a. v.) haber vermişlerdir:
“İstiğfar ayetleri inince şeytanların başlarına kıyamet koptuğundan yaptıkları büyük bir toplantı esnasında hatipleri olan büyük şeytan: “Ey şeytanlar! Başımıza gelen büyük belayı görüyor musunuz? İstiğfar ayetleri nazil oldu. Cenabı Hakk, insanların canlan bu vücutta oldukça her kim istiğfar ederse affedeceğini vaad ediyor. Bu takdirde bizim say ü gayretimizin ne hükmü kaldı?” dedi. Şeytanlar bir çok tedbir neticesi olarak insanlara bidatları sevdirip, istiğfar ettirmemenin çaresine bakalım diye karar verdiler ve dağıldılar.”

Estağfırullâhellezî lâ ilahe illâ hûvel hayyel kayyûme ve etûbü ileyh.
Resulü Ekrem (s.a.v.) buyurdular:
* “Her kim her namazın arkasından üç defa (estağfirullâhellezî lâ ilahe illâ hüvel hayyel kayyûme ve etûbü ileyh) derse o kimse harpten kaçmış olsa bile günahı bağışlanır.”
* “İstiğfarın nuru, amel defterinin sahifesinde parlar.”
* “Her kim günde yetmiş defa Allah’tan affolunmasını isterse, o kimse yalancılar zümresinden yazılmaz. Geceleri de yetmiş defa istiğfar ederse, gafiller zümresinden yazılmaz.”
“Her kim mü’min erkek ve kadınlar için günde yirmi yedi defa istiğfar getirirse, o kimse duası kabul olunan kimselerden olur. O istiğfar sebebi ile yer ehli rızıklanır.”
“Vallahi ben günde, Cenabı Hakk’a yetmiş defadan daha fazla istiğfar ve tevbe ederim.”
“İstiğfar günahları yok der.”
“Şeytan der ki: “İzzetin ve Celâlin hakkı için, kullarının ruhları vücutlarında oldukça onları sapıtmaya devam edeceğim.” Cenabı Hakk: “İzzetime Celalime yemin ederim ki, onlar da bana istiğfar getirdikleri müddetçe ben de onları affedeceğim.” buyurdu.
“Kalbler de demirin paslandığı gibi paslanır. Kalplerin cilası ise istiğfardır.”
“Bir kul secdeye vanr da üç defa: “Ya Rabbi, beni affet!” derse, başını secdeden kaldırmadan affolunur.”
“Yeryüzünde yaşayabilmeniz için emniyet edeceğiniz iki şey vardır: Ben emniyetinizim, istiğfar emniyetinizdir. Lakin ben gidiciyim. İstiğfarın emniyeti bakidir. İstiğfar getirmeye devam ediniz.”
“Bir kul istiğfar getirdiği müddetçe Allah’ın azabından emin olabilir.”
“Bir kul farz namazlarını kıldıktan sonra onar kere istiğfar getirirse, velev ki büyük kum tepeleri ve ulu dağlar gibi günahı olsa bile o kimse yerinden kalkmadan mağfiret olunur.”
“Bir kul amel defterini güneşin batması sırasmda istiğfarla kapatırsa, o kulun diğer hataları affolunur.”
“Bir kul güneş çıktığı vakit yetmiş defa istiğfar getirirse, o kulun yediyüz tane günahı affolunur. İnşaallah bir mü’min gece ve gündüz içinde yediyüz tane günah işlemez.”
“Recep ayında istiğfarı çok yapınız. Allah Teala’nın Recep ayının her saati içinde cehennemden azad ettiği kimseler vardır. Cennette Allah Teala’nın yarattığı köşk ve binalar vardır. O şehirlere ancak Recep ayında oruç tutanlar girecektir.”
* “Her kim Recep ve Şaban ayında (7’şer defa) “Estağfirullâhel aziymellezî lâ ilahe illâ hû, el hayyel kayyûme ve etûbü ileyhi tevbete abdin zâlimin ti nefsihî lâ yemlikü li nefsihî mevten ve lâ hayâten ve lâ nüşûrâ.” derse, Cenabı Ecelli ve Ala hafaza meleklerine buyurur: “O kulumun günah defterini yırtınız.”
‘* “Bir kimse üç defa “Estağfirullâhel aziymellezî lâ ilahe illâ hû, el hayyel kayyûme ve etûbü ileyh” derse, eğer günahları denizlerin köpüğü, semadaki yıldızların adedi, denizin dışarıya attığı çöplerin adedi kadar olsa, affolunur.”
* “Her kim Sübhânellâhi ve bi hamdihî ve estağfırullâhe ve etûbü ileyh derse, söylediği gibi yazılır, Arş’a asılır. İşlediği günah onu arşdan gideremez. Nihayet getirmiş olduğu istiğfar mühürlü olduğu halde, Rabbine kavuşur.”
* “Her kim (günahtan tevbe ile) istiğfara devam ederse, Allah Teala o kimseyi dünyevi ve uhrevi her darlıktan halas ve her gamdan kederden azad kılar, onu ummadığı yerden nzıklandınr.”
* “Nefsim yed-i kudretinde olan Allah’a yemin ederim ki, siz günah işlememiş (tevbe ve istiğfar) etmemiş olsaydınız, sizin yerinize günah işleyip de Allah Teala’ya istiğfar edecek bir kavim getirir de onları affederdi.”
* “Huzur-u Peygamber’e bir kimse gelir ve günahından dolayı dövünerek: “Vay günahlardan ötürü başıma gelecek musibete.” diye feryad eder.
Resulü Ekrem (s.a.v.) o kimseye şu duayı öğretir: “Ey Rabbim, senin mağfiret deryan benim günahımdan daha geniştir, amelimden daha çok rahmetinden ümit ederim.”
Bu kelimeleri Resulüllah o kimseye birkaç defa tekrarlatır. Sonra: “Kalk, Allah seni affetti, yarlığadı.” buyurur.”
*Tefsir-i Nisaburi’de şu hadisi şerif nakledilmiştir:
“Melekler Levh-i Mahfuz’u seyrederlerken mü’minlerin güzel amellerini görürler. Masiyetlerini görecekleri anda üzerine hicap (perde) çekilir. Melekler günahları göremediklerinden derler ki: “Kullarının sevabını gösterip günahlarını gizleyen Rabbimizi teşbih ve tenzih ederiz.”
O hali temaşa eden melekler bu merhamet edilmiş ümmeti görmeye aşık olurlar da o vakit dünyaya gelirler. (Kadir gecesinde) yeryüzünde yapılan ibadet ve taatı seyrederler de sema sakinlerinin bu kadar çeşitli ibadet yapamadıklarını görürler. Asilerin Cenabı Ecelli Ala’ya ettikleri tevbe iniltileri teşbih seslerinden daha sevgilidir.
Melekler birbirlerine seslenirler:
“Geliniz, öyle ses işitiyoruz ki o ses Allah Teala’ya bizim ettiğimiz teşbihten daha sevgilidir.”
İlahi lestü lil firdevsi ehlen
Ve lâ akvâ alâ nâril cehıym.
Fe heb li tevbeten vağfir zünûbî, Fe inneke ğâfiruz zenbil azıym.
Manası:
“Robbim! Yüce Firdevs cennetine girmeye layık değilim. Cehennem ateşine karşı da dayanıklı değilim. Bana tevbe etmeyi ihsan eyle. Şüphesiz en büyük günahları ancak sen bağışlarsın, Allah’ım. “
——————————————————————————–

İSTİĞFARIN FAZİLETİNE DAİR AYET VE HADİS-İ KUDSİLER

&”(Ey Ha bibim!) Sen onların arasında oldukça Allah onlara azap etmez ve onlar tevbe ve istiğfar ederlerken de Allah onlara azap etmez.”
Hadisi kudside Allah Teala buyuruyor ki: “Ey ademoğlu! Sen benden ümitli bulundukça senden meydana gelen günahları her ne olursa olsun, mağfiret ederim. Ey ademoğlu! Senin günahların gökyüzünü kaplayacak dereceyi bulsa da, benden mağfiret dilesen, seni mağfiret ederim. Ey ademoğlu, bütün yer dolusu günahlarla gelip de hiçbir şerik koşmayarak huzuruma çıksan, ben seni yer dolusu mağfiretle karşılarım.”
* Semavat ve yerler yaratılmadan dört bin sene evvel Arşı azamın etrafına şu ayet yazılmıştır:
“Ben Azimüşşan tevbe eden ve iman edip de salih amel işleyen ve sonra hidayete eren kimseyi muhakkak affederim.”
Allâhümme ente rabbî lâ ilahe illâ ente halaktenî ve ene abdttke ve ene alâ ahdike ve va’dike mesteta’tü
——————————————————————————–

İSTİHARE İÇİN H.OSMAN EFENDİ’NİN TAVSİYELERİ

İki rekat namaz kıldıktan sonra, istihare duası okunur. Talep olunan şey düşünülür ve kalbe bakılır. Bu anda nefes alınmaz. Nefes darlanınca:
Yâ Allâhü, yâ Vehhâbü. ism-i şerifleri okunur ve nefes alınır. Sonra yine nefes kesilir, murakabeye varılır, matlub olan şey düşünülür. Bu suretle mümkün mertebe uzun nefesleri çoğaltmalıdır. Böylece Cenabı Hakk insana istihare yaptığı şeyi gösterir. Göremezse rüyada gösterir. Buna “vârid” yani kalpten ilim alma denir. Buna devam edilirse insanın maneviyyatına kuvvet gelir ve muvaffakiyet hasıl olur. Bu çok kolay, tatlı bir şeydir. Murakabe, Cenabı Hakk’ın azametinden bir şeyi düşünmektir. Evliyalar, murakabeyi zikirden üstün tutarlar. Cenabı Peygamber Efendimiz (s.a.v.) murakabelerin beş vakit namazlardan sonra yapılmasını tavsiye buyuruyorlar.
“On iki rekat namaz vardır. Bu namaz geceleyin ve gündüzleyin de kılınabilir. (Yalnız diğer namazlardan farklı olarak) namazın sonunda teşehhüdden sonra Allah Teala’ya hamd ü sena, Resulüne salat ü selamdan sonra secdeye var ve: Fatiha-i Şerife (7) defa, Ayet’el-Kürsi (7) defa, Lâ ilahe illallâhü vahdehû lâ şeriyke leh, lehül mülkü ve lehül hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadiyr (10) defa, Allâhümme innî es’elüke bi mekâıdil ızzi min arşike ve münteher rahmeti min kitâbike vesmikel a’zami ve ceddikel a’lâ ve kelimâtiket tâmmeh (1) defa oku. Sonra dileğini iste ve başını secdeden kaldır, selam ver. Sakın bu namazı cahillere öğretmeyin, onlar da yaparlar ve duaları kabul olunur.” buyurdu.br>
——————————————————————————–

İSTİHARE DUASI VE NAMAZI

Resulü Ekrem (s.a.v.) buyurdu: “İstihare eden mahrum olmaz, istişare eden pişman olmaz. Tutumlu olan muhtaç olmaz.”
Peygamberimiz (s.a.v.) buyurdu:
&”Bir işe başlayacağın vakit Rabbinden yediye kadar rüya ile istihare et. Sonra kalbine ne doğarsa ona göre hareket et. Muhakkak hayır ondadır.”
Allâhümme innî estehıyruke bi ılmike ve estakdiruke bi kudratike ve es’elüke min fadlikel azıym. Fe inneke takdim ve lâ akdini ve ta’lemü ve lâ a’lemü ve ente allâmül ğuyûb. Allâhümme in künte ta’lemü enne hâzel emra hayrım lî fî dînî ve meâşî ve akıbeti emrî ev âcili emrî ve âcilihî fakdirhü lî ve yessirhü lî sümme bârik lî fîhi ve in künte ta’lemü enne hâzel emraşerrun lî fi dînî ve meâşî ve akıbeti emrî ev âcili emri ve âcilihî fasrifhü annî vasrifnî anhü ve kaddir liyel hayra haysü kâne sümme raddınî bih.
Manası:
Ey Allah’ım! İlminle bana hayır takdir etmeni, kudretinle muvaffak kılmanı ister ve büyük fazlını dilerim. Çünkü sen kadirsin, ben kadir değilim. Sen bilirsin, ben bilmem. Sen bütün gizli işleri olduğu gibi bilirsin.İlahi! Bu işimin benim dinim ve hayatım için hayırlı olduğunu bilirsin. İşimin ta’cil veya te’hirinin benim için hayırlı olduğunu bilirsin. Onu bana mukadder kıl, kolaylaştır ve mübarek kıl. Bu işimin, dinim, hayatım ve işimin te’hiri ve ta’cilinin benim için kötü olduğunu bilirsin. Onu benden, beni ondan uzaklaştır. Hayır nerede ise bana onu takdir et. Beni onunla memnun eyle.
* Cabir (r.a.) anlatıyor:
“Resulü Ekrem (s.a.v), Kur’an’dan bir sure anlatır gibi bütün işlerde bize istihareyi öğretir ve şöyle buyururdu:
“Sizden biriniz bir işe niyet ettiği zaman, farzdan ayn olarak iki rekat namaz kılsın. Namazın sonunda (bu duayı) okusun ve isteyeceği şeyi söylesin.”
– Ben şeytanım, sana rica ediyorum. Katiyyen yanına yaklaşmayacağım. Sakın bu duayı kimseye öğretme.
Bunun üzerine o zat:br> – Ey melun! Bundan sonra bu duayı daha çok okuyup herkese de öğreteceğim, dedi.
Bu dua çok tesirlidir. Okunduğu vakit şeytanın belini kırar.
——————————————————————————–

İSTİHARENİN ÖNEMİ

CCenabı Peygamber (s.a.v.) Kur’an-ı Kerim’i öğrettiği gibi ashabına istihareyi de öğretirdi.
İstişare ve istihareye çok ehemmiyet vermelidir. İstihare, bir işi yaparken duada bulunup, Allah’tan hayırlısını istemektir. İstişare, her işi erbabından sormaktır. İstihareyi adet edinen insanın kalbinde her yapacağı işin hayırlısı ve şerlisi belli olur.
Cenabı Peygamber (s.a.v):
“Her işin hayırlısını istemek insanın saadetinden ileri gelir.” “İstihare yapan mahrum kalmaz. İstişare eden pişman olmaz.” buyurmuşlardır.
Kalbin kabul etmediği şeyi yapmamalıdır.
Resulü Ekrem (s.a.v):
“Herkes sana yol gösterse de kalbinden fetva almaktan geri kalma, yani kalbine müracaat et.” buyurmuştur.
Çünkü kalp ilham mahallidir. Müstakim insanın kalbi, bir şey yapmadan önce nur-i iman sebebi ile o şeyin ne olduğunu anlar. Fena şeyden koyunun kurttan huylandığı gibi huylanır. Kalbin aldığı ilme varid ve ilham denir. “Ledünnî ilim” dedikleri budur.
İnsan bir iş yapacağı vakit. “Ya Rabbi, benim bu işim hayırlı ise nasib et, hayırsız ise bana bildir. ” diye dua etmiş olsa hemen farkına varır. Eğer daha tafsilatlı yapmak istersen yatsıdan sonra abdest alırsın, iki rekat istihare namazı kılarsın.
Ondan sonra:
“Ey Rabbim! İlminden ilim, hayrından hayır istiyorum. Ya Rabbi! Yapmak istediğim iş benim için hayırlı ise bana sevdir. Bana yeşil veya beyaz göster. O iş hakkımda hayırsız ise onu bana sevdirtme, ikrahlık ver ve bana siyah veya kırmızı göster. ” desin. Allah’ın yardımı ile çabuk görür. Ölülerini ve ahireti görmek isterse onu da gösterirler. Avam için bunun gibi iman ve aşkı artıracak bir şey yoktur. Ecnebiler bu gibi nimetleri bulmuş olsalar bütün varlıklarını feda ederlerdi de dünyanın masraf ve üzüntülerine girmezlerdi.
Cenabı Ecelli ve Ala bu gibi nimetleri müslümanlara ihsan etmiştir. Cenabı Hakk eski müslümanlara müslümanlığın kıymetini bildirdiği gibi bu zamandaki müslümanlara da bildirsin. İbn-i Sina’nın ince fikir ve zekasının büyük sebeplerinden birisi de tevekküldür. Bir meseleyi halledemediği vakit abdest alır, camiye girer, iki rekat namaz kılar, Cenabı Ecelli Ala’ya yalvararak kuvvet isterdi ve omeseleyi anlayana kadar ağlar, sızlardı. Bu tevekkülü sayesinde herkesi zeka ve tefennünde (ilim) ileri geçmiştir.
Eğer rüyada görülen şey beyaz ise, istiharenin iyi olduğuna alamettir. Görülen şey yeşil olursa, rüyanın iki kat iyi olduğuna işarettir. Görülen şey siyah olursa rüyanın fena olduğuna alamettir. San olursa hastalığa işarettir. Pembe daha hafiftir.
İstihare her şeyi gösterir. İstihareyi yapmak insanın saadetinden ileri gelir.
* Adamın biri kabirde ne göreceğim diye istihare yapmış, kabirdeki ağaçların meyvelerinin ham olduğunu görmüş. Bu adamın ham bir müslüman olduğu anlaşılıyor. Başka biri gene bir istihare yapmış, kendisini iğneli bir salıncağa yatırmışlar. Bunun hain bir adam olduğu anlaşılıyor. Başka bir kadın kabir aleminde ne göreceğim diye istihare yapmış, eline bir top verip hedefine at demişler. O da hedefine atmış ve vurmuş. Ona aferin demişler. Bu istihare onun suallere cevap vereceğine işaret ediyor.
Sizler de böyle istihare yaparsanız, gelecekteki başınıza gelecek olan şeyleri Cenabı Hakk gösterir. İstihare insanı daima hayır tarafına celbeder. Allah’ın veli kullan bile istihare yaparlardı.
——————————————————————————–

İYİLİĞİ GÖRÜLEN GAYRİ MÜSLİME EDİLECEK DUA

Cemmelekellâh.
Manası: Allah seni güzelleştirsin.
“Peygamberimiz (s.a.v.) bir yahudiden su istedi. O da Cenabı Peygamber (s.a.v.)’e suyu verdi. Bunun üzerine Resulü Ekrem ona (yukarıdaki şekilde) duada bulundu. Resulü Ekrem’in bu duasından sonra o yahudinin ölene kadar saçına kır düşmedi.”
——————————————————————————–

İYİLİĞİ GÖRÜLEN BİR MÜSLÜMANA EDİLECEK DUA

Cezâkellâhü hayran.
Manası:
Allah Teala seni hayırla mükafatlandırsın.
Allah Resulü (s.a.v.) buyuruyor:
“İyiliği görülen kimseye (bu şekilde) duada bulunulursa muhakkak ki o en güzel şekilde övülmüş
olur.
——————————————————————————–

İYAKE NA’BÜDÜ

Allâhümme iyyâke na’büdü ve leke nüsallî ve nescüdü ve ileyke nes’â ve nahfidü nercû rahmeteke ve nahşâ azâbeke înne azâbeke bil küffâri mülhık.
Manası:
Ey Allah’ım! Ancak Sana ibadet eder ve Senin için namaz kılar ve Sana secde ederiz. Ve bizi, Sana yakın kılacak amelleri yapmak için Sana ibadet yolunda çalışırız. Senin rahmetini ümid eder, azabından korkarız. Mutlaka Sen’in azabın kafirlere yetişir.
Bir kimse Yusuf Suresi’nin tamamını bir kağıt üzerine yazar, daha sonra içilecek bir su içerisine bırakır ve bu sudan içer ve Cenabı Hakk’tan bir dilekte bulunursa, dileği reddolunmayıp bi iznillâh kendisine verilir
——————————————————————————–

İZZET AYETİ

Bismillâhirrahmânirrahıym. Kulid’uIIâhe evid’ur rahman, eyyen mâ ted’û fe lehül esmâül hüsnâ ve lâ techer bi salâtike ve lâ tühâfit bihâ vebteğı beyne zâlike sebiylâ. Ve kulil hamdü lillâhillezî lem yettehız veleden ve lem yekûn lehû şeriykün fil mülki ve lem yekûn lehû veliyyün minez zülli ve kebbirhü tekbiyrâ.
(Tevekkeltü alel hayyillezî lâ yemût; bu cümle üç defa okunacaktır.)
Manası:
“De ki, ister Allah diye dua edin; ister Rahman deyin. Hangisini deseniz en güzel isimler hep O’nundur. Namazında sesini pek yükseltme. Çok da alçaltma. İkisinin arasında bir yol tut. De ki: “Evlat edinmeyen, mülkünde ortağı bulunmayan ve zelil olmadığı için veliye ihtiyacı kalmayan Allah’a hamd olsun.” Ve O’nu tekbir ile büyükle de büyükle.
Bu ayeti okumaya devam eden kimseler halkın içinde aziz olur. İlk konuşmaya başlayan çocuğa bu ayet okutulursa, Allah’ın izni ile o çocuk hayatı boyunca izzet içinde yaşar, zillete düşmekten korunur.
——————————————————————————–

İBRAHİM A.S DUASI

îbrahim (a.s.) Allah Teala’ya şöyle duada bulunmuştu:

Rabbi heb lî mines sâlihıyn.
“Ey Rabbim! Bana salihlerden bir oğul ihsan et.”
Allah Teala İbrahim (a.s.)’ın duasını kabul ettiğini şöyle beyan buyuruyordu:
“Biz de ona çok uysal bir oğul İsmail Aleyhisselam’ın müjdesini verdik.”
——————————————————————————–

İFTAR EDERKEN OKUNACAK DUA

Allâhümme leke sumnâ ve alâ rızkıke eftarnâ fe tekabbel minnâ, inneke entes semiy’ul aliym.
Manası: Allah’ım, senin rızan için oruç tuttum. Verdiğin rızıkla iftar ettim. Bizden kabul buyur. Zira sen işiten ve her şeyi bilensin.
“Peygamberimiz (s.av.) iftar edeceği vakit (bu duayı) okurlardı.”
Elhamdü lillâhillezî at’amenî fe eşbeanî ve sekânî fe ervânî.
Manası: Bana rızık verip doyuran, içirip suya kandıran Allah Teala’ya hamd ederim.
——————————————————————————–

İHLAS SURESİ CUMA GÜNÜ CAMİYE GİRİLDİĞİNDE OKUNURSA

Resulü Ekrem Efendimiz:
“Her kim Cuma günü camiye girdiği vakit dört rekat namaz kılar ve her rekatta Fatiha’dan sonra ellişer defa Kul hüvallâhü ehad’ı okur. Dört rekatta ikiyüz defa eder. Bunu yapan kimse cennetteki yerini görmedikçe, yahut cennetteki yeri ona gösterilmedikçe ölmez.” buyurmuşlardır.

——————————————————————————–

İHLAS SURESİ EVE GİRERKEN OKUNURSA

Resulü Ekrem buyurdu:
“Her kim evine gireceği anda Kul hüvallâhü ehad’ı okursa, o evin ehlinden ve komşularından fukaralık kaldırılır.”
* “Birisi fakirlikten ve maişet darlığından Resulü Ekrem’e (s.a.v.) şikayette bulundu. Resulü Kibriya ona: “Evine girdiğin vakit kimse varsa selam ver. Eğer yoksa benim üzerime selam getir ve bir defa Kul hüvallâhü ehad’ı oku.” buyurdu.
O kimse Resulü Ekrem (s.a.v.)’in bu emirlerini yaptı. Allah Teala da ona rızık yağdırdı. O kadar bol rızka daldırdı ki,komşularına dağıtmaya başladı”

——————————————————————————–

İHLAS SURESİNİ OKUYUNCA MELEKLER NAZİL OLUR

“Çanlar çalındığı vakit Rahman olan Cenabı Ecelli Ala’nın gazabı şiddetlenir. Bunun üzerine yeryüzünün muhtelif yerlerine melekler inerler ve Kul hüvallâhü ehad’ı okurlar. Allah Teala’nın gazab-ı ilahiyyesi sakin olana kadar okumaya devam ederler.”

——————————————————————————–

İHLAS SURESİNİ AKŞAM NAMAZLARINDAN SONRA OKUMAK

Peygamber Efendimiz buyurdu ki: “Her kim akşam namazından sonra kimse ile konuşmadan iki rekat namaz kılar, birinci rekatta Fatiha’dan sonra Kul yâ eyyühel kâfırûn, ikinci rekatta Fatiha’dan sonra Kul hüvallâhü ehad’ı okursa yılanın havından çıktığı gibi günahından kurtulur.”

——————————————————————————–

İHLAS SURESİNİ AREFE GÜNÜ AKŞAM OKUMAK

Resulü Ekrem buyuruyor:
“Kul hüvallâhü ehad suresini her kim arafe günü akşamı bin defa okursa, Cenabı Ecelli Alâ ona istediğini verir.”

——————————————————————————–

İHLAS SURESİNİ FARZ NAMAZLARINDAN SONRA OKUMAK

“Farz namazlardan sonra Kul hüvallâhü ehad’ı onar defa okuyana Cenabı Ecelli Ala’nın rızası ve mağfireti vacip olmuştur.”

——————————————————————————–

İHLAS SURESİNİ HASTALANINCA OKUMAK

Cenabı Peygamber (s.a.v.) buyurdu: “Bir kimse hastalandığı vakit Kul hüvallâhü ehad’ı okur da ve o hastalıktan kurtulamayarak ölürse, o kimse kabir fitnesinden ve kabir azabından emin olur. Kıyamet günü ise bütün melekler onu yüklenerek Sırât’tan cennete geçirirler.”

——————————————————————————–

İHLAS SURESİNİ HER HALÜKARDA OKUMAK
Enes (r.a.) anlatıyor:
“Resulüllah ile Tebük’te idim. O gün güneş nurlu, ziyalı ve parlak olarak doğdu. Geçmiş günlerde böyle doğduğunu hiç görmemiştik. Cebrail (a.s.), Nebiyyi Ekrem’e geldi. Resulü Ekrem, ona: “Ya Cebrail, bu gün güneşin diğer günlerden daha nurlu ve parlak olarak doğduğunu görüyorum,
geçmiş günlerde böyle doğduğunu hiç görmemiştim, buyurdu.
Cebrail (a.s.), Resulü Ekrem’e: “Bu gün Medine’de Muaviye b. El-leysîöldü. Allah Tealaonun üzerine namaz kılmak için yetmiş bin melek gönderdi.” dedi.
Resulü Ekrem Cebrail’e: “O kul bu mertebeye ne ile nail oldu?” diye sorunca Cebrail (a.s.):
“O kul geceleri, gündüzleri, ayakta yürürken ve otururken Kul hüvallâhü ehad’ı çok çok okurdu. Onun üzerine namaz kılman içinyeri kısaltayım mı? ” dedi. Resulü Ekrem: “Evet” buyurdu ve onun üzerine namaz kıldı.”
* Resulü Ekrem (s.a.v.) Efendimiz bir bölük askerle bir kimseyi düşmanı keşfe göndermişti. Onlara hep Kul hüvallâhü ehad ile namaz kıldırıyordu. Geriye döndükleri vakit bu durumu Resulü Ekrem’e anlattılar. Resulü Ekrem onlara: “Ona sorunuz, ne için hep İhlas’la namaz kıldırmış?”buyurdu. Ona sordular, o dedi ki:
“İhlas suresi, Allah Teala’nın sıfatlarını kendinde toplamıştır. Ben onu okumayı çok severim.”
Bunun üzerine Resulü Ekrem şöyle buyurdu:
“Ona haber verin, Allah (c.c.) da onu sever.”
Bir kimse:
“Ya Resulallah, ben İhlas Suresi’ni seviyorum. ” dedi. Sevgili Peygamberimiz o kimseye:
“Onu sevmen seni cennete koyar.” buyurdu.

——————————————————————————–

İHLAS SURESİNİ OKUMANIN FAZİLETİNE DAİR HADİSLER
Bismillâhirrahmânirrahıym.
Kul hüvallâhü ehad. Allâhüs samed. Lem yelid ve lem yûled. Ve lem yekûn lehû küfüven ehad.

Manası:
De ki: O, Allah’tın Bir tektir. O Allah’dır, Samed’dir. Zeval bulmayan bir bakîdir. Dâim’dir, herkesin ve her şeyin doğrudan doğruya muhtaç olduğu ve kasdettiği yegane varlık, ulular ulusudur. Doğurmadı O, doğrulmadı da.. Hiç bir şey O’nun dengi ve benzeri değildir.
Fazileti:
Peygamberimiz (s.a.v.) buyurdu:
“Nefsim yed-i kudretinde olan Allah’a yemin ederim ki, İhlas Suresini okumak, Kur’an’ın üçte birini okumaya bedeldir.”
“Bir gecede Kur’an’ın üçte birini okumaya gücünüz yeter mi? buyurunca, ashabı kiram bu işe takatlannın yetmeyeceğini düşünerek: “Yâ Resulellah, buna hangimizin gücü yeter ki?” dediler. Bunun üzerine Resulü Ekrem:
“Kul hüvallâhü, ehad, allâhüs samedKur’an’ın üçte biridir.” buyurdu.
* Adamın biri başka birinin İhlas Suresi’ni tekrar tekrar okuduğunu işitti. Sabah olunca Resulüllah’a gelip adamın okuduğu miktarı azımsayarak haber verdi. Bunun üzerine Resulüllah (s.a.v):
“Nefsim yed-i kudretinde bulunan Allah’a yemin ederim ki, o sure Kur’an’ın üçte birine bedeldir.” buyurdu.
“Her kim bir defa İhlas Suresi’ni okursa, Kur’an’ın üçte birini okumuş gibidir. İki defa okursa Kur’an’ın üçte ikisini okumuş gibidir. Üç defa okursa bütün Kur’an’ı okumuş gibi ecre nail olur.”
Diğer hadisi şerifte:
“Sizden her birinizi her gece Kul hüvallâhü ehad’ı okumaktan ne meneder? Çünkü o, bütün Kur’an’a muâdildir.” buyuruluyor.
——————————————————————————–

İHLAS SURESİNİ OKUYANA ”EY ALLAHIN SEVGİLİSİ KALK DENİR”
“Her kim Sure-i İhlas’ı her gün ellişer defa okursa, o kimseye, ey Allah Teala’nın medhine mazhar olan! Kabrinden kalk, cennete gir, diye nida olunur.”

——————————————————————————–

İHLAS SURESİNİ OKUYANA CEHENNEMDEN BERAT VERİLİR
“Her kim Kul hüvallâhü ehad’ı bin defa okursa, diyetini ödeyerek nefsini cehennemden kurtarmış olur.”

——————————————————————————–

İHLAS SURESİNİ OKUYANA CENNET VACİP OLUR
“Bir seferden Nebiyyi Ekrem’le birlikte dönmüştük. Resulü Ekrem birinin Kul hüvallâhü ehad’ı okuduğunu işitince “vacip oldu” buyurdu. Ne vacip oldu, ya Resulellah? dedim. Resulü Ekrem: “Cennet vacip oldu.” buyurdular.”

——————————————————————————–

İHLAS SURESİNİ OKUYANA CENNETE KÖŞK VERİLİR
Cenabı Peygamber buyurdu:
“Her kim Kul hüvallâhü ehad’ı on iki defa okursa, Cenabı Ecelli Ala onun için cennette on iki adet köşk bina eder. Hafaza melekleri birbirlerine derler ki: “Haydin yürüyün, gidelim de kardeşimizin köşklerine ”

——————————————————————————–

İHLAS SURESİNİ SABAH NAMAZINDAN SONRA OKUMAK
“Her kim sabah namazını cemaatla kıldıktan sonra Kul hüvallâhü ehad’ı yüz defa okursa, Allah Teala ile kendi arasında olup da kimsenin bilmediği günahları affedilir.”
“Her kim sabah namazından sonra Kul hüvallâhü ehad’ı hiç kimse ile konuşmadan yüz defa okursa, o gün içinde Cenabı Ecelli Alâ’ya elli sıddîkıyn sevabı yükseltilmiş olur.”
“Her kim sabah namazından sonra Kul hüvallâhü ehad’ı on iki defa okursa, Kur’an’ı dört defa hatmetmiş gibi ecir verilir.”

——————————————————————————–

İHLAS SURESİNİ SABAH VE AKŞAMLARI OKUMANIN FAZİLETİ
Peygamberimiz buyurdu:
“Sabah ve akşamladığın vakit Kul hüvallâhü ehad ve Muavvizeteyn’leri üçer defa oku. Bunlar her gün sana kâfi gelir.”

——————————————————————————–

İHLAS SURESİNİ SEFERE GİDERKEN OKUMAK
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) buyurdu ki:
“Her kim sefere çıkmayı arzu ettiği vakit Kul hüvallâhü ehad’ı kapısının yanında on bir defa okursa, Cenabı Ecelli Ala seferden
dönene kadar evini muhafaza eder. “

——————————————————————————–

İHLAS SURESİNİ YATARKEN OKUMAK
Resulüllah (s.a.v.) buyurdu:
“Her kim yatacağında sağ tarafı üzerine yatar da Kul hüvallâhü ehad’ı yüz defa okursa, kıyamet günü Cenabı Ecelli Alâ o kuluna: “Ey kulum, sağından cennete gir, buyurur.”

——————————————————————————–

İKİ CİHANDA MUTLU OLMAK İSTEYENLER
1. Vaktini boşa geçirme. Geçen vakitlerine bir göz at. Allah’ın rızasına ve şeriatına uygun geçirmişsen Allah’a şükret, değilse Allah’a yönel ve istiğfar et.
2. Huzurlu bir kalb ile Allah’ı zikret. Zikri böyle yaparsan faydasını, tesirini ve ilahi cezbelerin şimşek gibi çaktığını görürsün. Zikirde çok yapmak şart değildir. Asıl olan her anışta O’nunla olmandır.
3. Zikrederken gaflet içinde olma. O’ndan başkasına iltifat etme ki, kalbin ancak O’nunla huzura erer. Daima O’nun tecellilerini müşahede et. Katiyen O’ndan gâfıl olma.
4. Yürürken etrafına bakıp durma. Daima önüne ve ayak ucuna bak. Etrafa bakınmak kalbde perdeler meydana getirir. Seni huzurdan mahrum eder.
5. Her halükârda gafletten sakın. Daima kalbin O’nunla olsun. Böyle olursan kalbin huzurla dolar. Huzur içinde nefes alan kişi diridir. Huzur içinde nefes almayan kişi ölüdür. O’ndan gafil olduğunu sezinlediğin an istiğfar et. İstiğfar, sahibini temizler ve paklar.
6. Gidişin O’na olsun. Daima O’nun rızası dairesinde hareket et.
7. Kalbini O’ndan başkasından arındır ve safileştir. Kalbini bu hale getirirsen o zaman kalbin birayna haline gelir. O’nda Allah (c.c.)’ın tecellilerini görürsün.
8. Dışın halk ile, iç alemin daima O’nunla olsun.Daima murakabe halinde bulun. Zikirde o kadar müstağrak ol ki, kainatta zikirden başkasınıduymayasın.
9. Kelime-i Tevhid’i bırakma. O’nu getireceğin zaman gözlerini ve çeneni kapa, dilini damağına yapıştır. Nefesini hapset. Kelime-i Tevhid’i kalbinle söyle: lâ’yı göbeğinin altından dimağına, ilâh kelimesini dimağındanomuz kısmına ve illallah lafzını başın hareketi ile kalbinin üzerine indirirsen O’nunhararetini bütün vücudunda duyarsın. Bu şekilde
nefes almadan (23) defa yapmaya çalış. SonundaMuhammedün Resûlüllâh demeyi de ihmal etme.

10. Yukarıda anlatılan zikrin sonunda nefesini salıverdiğinde:
İlâhî ente maksûdî ve rıdâke matlûbî
“Allah’ım, maksadım Zat’m, istediğim de rızandır. Bu kemter kulunu Zat’ının tecellilerine ve rızana ulaştır.” demeyi ihmal etme ki tevhidin esrarına erip, her şeyde O’nun tecellilerine eresin. Şayet zikir anında iç alemini arındıramıyorsan şöyle de:
Mâ zekernâke hakka zikrike yâ mezkûr.
“Ey anılan Rabbim! Seni hakkıyla anamadım” dersen iç huzuruna kavuşursun.
Şeyh Ebu Bekr el-Kettânî (k.s.) diyor ki:
“Kırk sene kalp evinin kapıcılığını yaptım. Bu müddet içinde onu Allah’tan başkasına açmadım. Kalbim o hale geldi ki, O’ndan başkasını tanımaz oldu.”
11. Daima kalbin O’nunla olsun. Şunu da aklından çıkarma; zikir, murakabe, sohbet ve rabıtanın neticesi Ehadiyyet nurunun müşahedesidir. Bu da keyfiyet itibarı ile farklıdır. Bunu da ancak ehli bilir.
——————————————————————————–

İKİNDİ NAMAZININ SÜNNETİNİN FAZİLETİNE DAİR
Resulü Kibriya buyurdu:
“Allah Teala ikindinin farzından önce dört rekat namaz kılan kimseye rahmet etsin.”

Diğer hadisi şerifte:
“İkindiden evvel kılınan dört rekat sünneti kılmaya devam edene Allah Teala cennette bir köşk bina eder.”
Başka bir hadisi şerifte: “İkindinin farzından evvel dört rekat namaz kılanın cesedine Allah Teala cehennem ateşini haram kılar.
——————————————————————————–

İKİYÜZ DEFA OKUYANA HIZIR MÜRŞİDLİK EDER
Üstadım Hacı Osman Efendi Hazretleri bu sureyi bazılarına ders olarak verirler ve buyururlardı: “Her gün bu sureyi ikiyüz defa okuyan kimseye Hızır (a.s.) mürşidlik eder. Bir kimse yatarken okumaya devam ederse, Cenabı Ecelli Alâ o kimseyi fena insanların şerrinden imanını muhafaza eder, gavurluktan, münafıklıktan korur. Samimi bir kalp ile okuyan kimse derhal tesirini müşahede eder.”
* Her kim güneş doğarken ve batarken bu sureyi okumaya devam ederse, şirkten emin olur.Biri Resulü Ekrem’e:
“Yâ Resulellah, bana vasiyet et!” dedi. Resulü Ekrem (s.a.v.):
“Yatacağın vakit kul yâ eyyühel kâfirûn’u oku. Zira, o insanı şirkten muhafaza eder.” buyurdu.

——————————————————————————–

İMAM-I AZAM HAZRETLERİNİN TESPİH DUASI

Sübhânel ebediyyil ebed. Sübhânel vâhıdil ehad. Sübhânel ferdis samed. Sübhâne râfiıs semâe bi gayri amed. Sübhâne men besetal erda alâ mâin cerned. Sübhâne men halekal halka fe ahsâhüm adedâ. Sübhâne men kasemer rizka ve lem yense ehadâ. Sübhânellezî
lem yettehız sâhıbeten ve lâ veledâ. Sübhânellezî lem yelid ve lem yûled ve lem yekûn lehû küfüven ehad. Sübhâne men yerânî ve ya’rifü mekânî ve yerzükunî ve lâ yensânî.
İmam-ı A’zam Hazretleri şöyle buyurdu: “Rabbimi doksan dokuz kez rüyamda gördüm. Nefsimden dedim ki: “Eğer yüzüncü defa görürsem kıyamet gününde kulların azabından ne ile kurtulur?” diye soracağım. Yüzüncü defa Rabbim’i gördüm ve: “Kıyamet günü kulların azabından ne ile kurtulur?” dedim. Allahü Teala: “Kim ki sabah ve akşam namazlarından sonra Sübhânel ebediyyil ebed…. okursa kıyamet gününde azabımdan kurtulur.” buyurdu.”
——————————————————————————–

İMANI KORUMAK İÇİN DUA
Allâhümme innî estevdiuke dinî fahfazhü aleyye fî hayâtı ve ba’de vefâtî. Allâhümme innî üceddidül îmâne tecdîden bi kavli lâ ilahe illallah, muhammedün resûlüllâh.

“Bu duayı sabah-akşam okuyanlar son nefeslerinde imanlarını şeytanın şerrinden korumuş olurlar.”
——————————————————————————–

İMTİHAN DUALARI
İmtihana girerken şu dua okunur:
Rabbi edhılnî müdhale sıdkın ve ahricnî muhrace sıdkın vec’al lî min ledünke sültânen nasıyrâ.

Manası: Ey Rabbim, beni doğruluk girişi ile girdir. Ve saadet çıkışı, başarı ile çıkar. Ve tarafından bana bir kuvvet ve yardım edici güç ihsan eyle.İmtihana oturunca şöyle dua edilir:
Rabbişrah lî sadrî ve yessir lî emrî vahlül ukdeten min lisânı yefkahû kavlî.
Manası: Ey celal ve ikram sahibi Allah’ım,
Rabbim, kalbime genişlik ver, işimi kolaylaştır. Dilimden düğümü çöz ki sözümü iyice anlıyabilsinler. Kalemi ele alınca şu dua okunur:
Yâ hayyü yâ kayyûmü bi rahmetike esteğıysü.
Manası: Ey Hayy ve Kayyûm yüce Rabbim! Rahmetinle Sen’den yardım istiyorum. Girdiğim bu imtihanda beni muvaffak eyle.
İmtihana girerken Allah’a güvenip, bu dualar samimiyetle okunursa, Allah’ın izni ile muvaffakiyet elde edilir.
——————————————————————————–

İNŞİRAH SURESİNİ OKUMANIN FAZİLETİNE DAİR HADİSLER

Bismillâhirrahmânirrahıym.
Elem neşrah leke sadrak. Ve veda’nâ anke vizrak. Ellezî enkada zahrak. Ve rafa’nâ leke zikrak. Fe inne meal usri yüsrâ. İnne meal usri yüsrâ. Fe izâ ferağte fensab. Ve ilâ rabbike ferğab.
Manası:
Habibim! Biz senin sineni açmadık mı? Ve yükünü indirmedik mi? O yük ki, senin sırtına ağır gelmişti. Ve senin değerini yükselttik. Güçlükle beraber muhakkak bir kolaylık vardır. Güçlükle beraber muhakkak ki kolaylık vardır. Tebliğden fariğ olduğunda ibadet et. Ve her işinde Rabbine sarıl.
Bu sure hakkında Peygamberimiz Efendimiz: “Elem neşrah leke’yi okuyan kimse, bana gelip de sıkıntımı alan gibidir. ” buyurmuşlardır.
* Kendisinde göğüs darlığı bulunan kimseye bu sure okunur veya hasta olan kimse bu surenin okunmasına bizzat devam ederse, Cenabı Hakk o kimseyi bu hastalıktan kurtarır.
* Kalbi ağrıyan kimse de bu sureyi okumaya devam etmek suretiyle kalbini tedavi etmek imkanı bulur. Bu sure yazıldıktan sonra içilecek bir su içerisine bırakılır ve bu sudan kendisinde böbrek taşı veya kumu bulunan kimseye içirilirse, bu hastalığı için çok iyi gelir.
——————————————————————————–

İNANAN AKIL SAHİPLERİNİN DUASI

Rabbena mâ halakte hazâ bâtılen sübhâneke fe kınâ azâben nâr. Rabbena inneke men tüdhılin nâra fe kad ahzeyteh, ve mâ liz zâlimiyne min ensâr. Rabbena innenâ semı’nâ münâdiyen yünâdî lil îmâni en âminû bi rabbiküm fe âmenna, rabbenâ fağfir lenâ zünûbenâ ve keffir annâ seyyiâtinâ ve teveffenâ meal ebrâr. Rabbenâ ve âtinâ mâ veadtenâ alâ rusülike ve lâ tuhzinâ yevmel kıyâmeh, inneke lâ tuhlifül miy’âd.
“Ey Rabbimiz! Sen bunları boşuna yaratmadın. Sen pak ve münezzehsin. Bizi o ateş azabından koru. Ey Rabbimiz! Sen kimi ateşe sokarsan şüphesiz onu hor ve hakir edersin. Zalimlerin hiç yardımcıları yoktur. Ey Rabbimiz, doğrusu biz “Rabbinize inanın” diye imana çağıran bir davetçiyi işittik ve imana geldik. Ey Rabbimiz, günahlarımızı bağışla. Kusurlarımızı ört. Canımızı da iyiler ile beraber al. Ey Rabbimiz, senin peygamberlerine vaad ettiklerini ver bize. Kıyamet günü yüzümüzü kara çıkarma. Şüphe yok ki sen asla sözünden dönmezsin. “
Nihayet Rabbleri dualarını kabul etti ve şöyle buyurdu:
“İçinizden gerek erkek, gerek kadın ki,- kiminiz kiminizden hasıl olmadır- hayırlı bir iş yapanın amelini elbette boşa çıkarmayacağım. “
——————————————————————————–

İNSANI GÜNAHLARINDAN ARINDIRAN AMELLER
Buharı ile Müslim’in, Ebu Hüreyre’den (r.a.) rivayet ettikleri hadiste Ebu Hüreyre der ki:
Resulü Ekrem’in şöyle buyurduğunu işittim:
“Her kim Allah rızası için hac vazifesini eda ederek, bu esnada hanımına cinsi olarak yaklaşmaz ve günah işlemezse, annesinden doğmuş gibi tertemiz olur.”
İbni Abbas (r.a.)’dan rivayet edilen hadiste, Resulü Ekrem şöyle buyurmuşlardır:
“Kabe-i Şerifi elli defa tavaf eden kimse, bütün günahlarından sıyrılır. Annesinden doğmuş gibi tertemiz olur.”
Allah’ın Resulü (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“Muhakkak ki Aziz ve Celil olan Allah, Ramazan orucunun tutulmasını size farz kıldı. Ben de, Ramazanı şerifin gecelerinde, teravih namazını sizlere sünnet kıldım. Ramazan orucunun farz olduğuna inanan ve sevabını Allah’tan bekleyerek orucunu tutan kimse, günahlarından sıyrılıp annesinden doğmuş gibi tertemiz olur.”
Câbir b. Abdullah (r.a.)’dan rivayet edilen hadisi şerifte, Resulü Ekrem (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Hac veya Umre için ihram giydiği halde, kuşluk vaktinden güneş batıncaya kadar dua eden veAllah’ı zikirle meşgul olan kimsenin günah/arı, güneş ile batıp gider ve annesinden doğmuş gibi tertemiz ve günahsız olur. “
Anamız Aişe’den (r.a.) rivayet edilen hadis-i şerifte, Resulü Ekrem (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Sabah namazını kılan ve namaz kıldığı yerde, kuşluk namazı vaktine kadar, dünya işleri ile meşgul olmaksızın, Allah Teala’yı zikrederek dört rekat nafile namaz kılan kimse, bütün günahlarından sıyrılarak annesinden doğmuş gibi tertemiz olur.”
Hazreti Osman (r.a.)’dan rivayet edilen hadis-i şerifte, Resulü Ekrem (s.a.v.) şöyle buyurmuştur.
“Abdestini aldıktan sonra üç defa: Eşhedü en Iâ ilahe illellâh diyen kimse, yerinden kalkıncaya kadar bütün günahları bağışlanır ve annesinden doğmuş gibi günahsız olur. ”
Mü’min, bu şehadet kelimesini sadece dili ile değil, gönlü ve bedeni ile de söylemeli ve gerçek tevhid yoluna girmelidir.
Enes (r.a.)’den rivayet edilen hadis-i şerifte, Resulü Ekrem (s.a.v.):
“Üç gün hastalık çeken mü’min kul, annesinden doğmuş gibi günahından sıyrılır.” buyurmuştur.
Abdullah b. Ömer (r.a.)’den rivayet edilen hadisi şerifte, Hazreti Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır:
“Her kim Ramazan-ı Şerif orucundan sonra, Şevval ayında da altı gün oruç tutarsa, günahlarından sıyrılıp çıkar ve anasından doğduğu gündeki gibi tertemiz olur.”
Hazreti Enes’den rivayet edilen hadiste, Efendimiz Aleyhisselam şöyle buyurdular:
“Müslüman kardeşinin bir ihtiyacını görmek için bir yere giden kimsenin, ayrıldığı yere dönünceye kadar attığı her adımı için bir sevap amel defterine kaydedilir. Onun oraya buraya koşuşturması ile din kardeşinin işi görülürse, annesinden doğmuş gibi günahsız olur. Eğer bu adam din kardeşinin işini yerine getirirken ölürse, hesaba çekilmeden doğrudan cennete girer.”

——————————————————————————–

İNSADAN ŞEYTANI UZAKLAŞTIRAN DUA
Allah’ın Rasulü (s.a.v.) buyuruyor: “Yatağa yattığında kim Ayet’el-Kürsi’yi sonuna kadar okursa, Allah tarafından ona bir koruyucu gönderilir ve sabaha kadar şeytan ona yaklaşamaz Yattığında kim (Kul yâ eyyühel kâfirim…) suresini okursa bin ayet okumuş gibi ecir alır. Geceleyin bunu okuyan kimse o geceyi taat ve ibadetle geçirmiş gibi addedilir

——————————————————————————–

İNSADAN ŞEYTANI UZAKLAŞTIRAN DUA
Allah’ın Rasulü (s.a.v.) buyuruyor: “Yatağa yattığında kim Ayet’el-Kürsi’yi sonuna kadar okursa, Allah tarafından ona bir koruyucu gönderilir ve sabaha kadar şeytan ona yaklaşamaz Yattığında kim (Kul yâ eyyühel kâfirim…) suresini okursa bin ayet okumuş gibi ecir alır. Geceleyin bunu okuyan kimse o geceyi taat ve ibadetle geçirmiş gibi addedilir

——————————————————————————–

İSA A.S

Allâhümme rabbenâ enzil aleynâ mâideten mines semai tekûnü lenâ lyden li evvelinâ ve âhırinâ ve âyeten mink, verzuknâ ve ente hayrur râzikıyn.
“Ey Allah’ım, ey bizim Rabbimiz! Üstümüze gökten bir sofra indir ki bizim hem evvelimiz, hem ahirimiz için bir bayram ve senden bir ayet (mucize) olsun. Bizi rızıklandır. Sen rızık verenlerin en hayırlısısın.” diye dua etti.
Allah Teala İsa (a.s.)’ın bu duasını kabul etti
ve:”Ben onu, sizin üzerinize şüphesiz indireceğim.” buyurdu.
——————————————————————————–

İSKAN OLMAYAN EVE GİRİLDİĞİNDE OKUNACAK DUA

Esselâmü aleynâ ve alâ ıbâdillâhis sâlihıyn.
Manası: Allah’ın rahmeti, selamı üzerimize ve Allah’ın salih kullarının üzerine olsun.
“İçinde iskan olunmayan eve girildiğinde bu şekilde selam verilmesi müstehaptır.”
——————————————————————————–

İSLAM DÜŞMANI MÜNAFIĞIN HELAK OLMASI
Rivayet olundu ki:
Zeyd b. Haris (r.a.) Mekke’den Taife giderken yolda münafığın biri kendine arkadaş olur, ta ki bir harabeye varırlar. Münafık:
“Gel, biraz şu harabede istirahat edelim” der. Ve birlikte harabeye girerler. Hz. Zeyd uykuya varır. Bu hali gören münafık, Hz. Zeyd’in ellerini ve ayaklarını bağlar ve: “Muhammed (s.a.v.), seni severse, ben onu sevmem” deyip öldürmeye niyetlenir. Bu durumu gören Zeyd (r.a.):
“Ey Rahman olan Allah ‘ım, bana meded eyle” diye Cenab-ı Hakk’a münacaatta bulunur. O anda gaibden bir ses gelir ve şöyle der:
“Ey münafık, sakın onu öldürme.”
Münafık, harabeden dışarı çıkıp etrafa bakınır
Kimseyi göremeyince, tekrar öldürmeye niyetlenir. Evvelki gibi münafığa gelen yine korkunç ses, “Ey münafık, sakın öldürmeyesin.”
Tekrar münafık dışarıya çıkar, yine kimseyi göremez. Tekrar öldürmeye niyetlenir. O anda evvelkilerinden daha yakından gelen çok şiddetli ve korkunç bir ses: “Ey münafık, sakın Zeyd’i öldürmeyesin.” Münafık tekrar dışarı çıkar. Bir de ne görsün, kapıda tam techizatlı bir süvari. Şaşkınlığı geçmeden bir darbede süvari tarafından öldürülür. Süvari, Zeyd (r.a.)’in yanına girip ellerini ve ayaklarını çözer. Zeyd (r.a):
“Sen kimsin, beni münafığın elinden niçin kurtardın?” der. Cevaben o kimse:
“Ben Cebrail’im. Sen Hak Teala’ya duada bulunduğunda, ben yedinci kat semada idim. Cenabı Hak tarafından bana:
“Kulum Zeyd’e yetiş” diye nida olundu, orada yedinci kat semada, münafığa bir sayha ettim. İkinci sayhayı dünya semasında ettim. Üçüncü sayhayı bu harebenin yanında ettim ve münafığı öldürdüm.” buyurdular.
* Rivayet edildiğine göre:
Firavun ilahlık davasında bulunmadan evvel bir köşk yaptırıp, giriş kapısı üzerine Allah (c.c.)’ın ismini yazdırdı. Nihayet ilahlık davasında bulunmaya başladı. Musa (a.s.) gönderildi. Firavunu imana davet etti. Onda iman edecek bir hal göremeyen Musa (a.s.) Allah Teala’ya şöyle niyaz etti:
“Yâ Rabbi, bunda iman edecek bir hal göremiyorum. Yine de senin birliğine davet edeyim
mi?
Cenab-ı Ecelli Ala:
“Yâ Mûsâ, sen onun küfrüne bakıp helak olmasını istiyorsun. Ben ise kapının üzerinde yazılı olan ism-i celalime bakıp ona mühlet veriyorum,” buyurdu.

——————————————————————————–

İSLAM DÜŞMANLARINDAN BİRİ ÖLÜRSE OKUNACAK DUA
Elhamdü lillâhillezî nasara abdehû ve eazze dînehû.

Manası: Kuluna yardım eden ve dinini aziz kılan Allah’a hamd ederim.
İbni Mes’ud (r.a.) anlatıyor:
“Resulü Ekrem’e gelerek: “Ya Resulellah! Aziz ve Celil olan Allah, Ebu Cehil’i öldürdü.” dedim. Bunun üzerine Resulü Ekrem (a.s.) bu duayı okudu.”
——————————————————————————–

İSM-İ AZAM DUALARININ ÖNEMİ
Duaların en büyüğü İsm-i A’zam duasıdır. Onunla yapılan dua kabul şayan olduğu için Peygamberin haricinde bazı kimseler -Süleyman (a.s.)’ın veziri gibi- ondan istifade etmişlerdir. O’nunla duada bulunanlara anında karşılığı verilmiştir. O öyle mübarek bir duadır ki, önünde engel barınamaz. Dağlara okunsa toz duman haline gelir, denizlere okunsa ateş olup yanar giderdi. Çünkü o, kınından çıkmış keskin bir kılıca benzer. Lüzumsuz yere onu kınından çıkarmamak, ancak icab ettiği zaman ondan faydalanmak gerekir. İsm-i A’zam duası da kınından çıkmış kılıç gibidir. Gerektiğinde O’nunla dua edilmelidir. Olur olmaz süfli şeyler elde etmek için okunmamalıdır. Cenabı Hakk’ın rızası bulunan dünyevi ve uhrevi hacetlerimizin gerçekleşmesi için okumakta bir sakınca yoktur. Onunla yapılan duaya mutlaka cevap verilir. Cevap verilmediğini sananlar cahilliklerinin gereği olarak böyle düşünürler.
“Kullarım, Bana dua ediniz, duanızı kabul edeyim.” buyuran Rabbim, hiç kulunun dergahına kaldırdığı ellerini boş olarak geriye çevirir mi? Bu alemde vermediğine karşılık olarak ona ebedi alemde daha hayırlısını verecektir.
İsm-i A’zam’la yapılan bir duanın geri çevrileceğini aklın köşesinden bile geçirmemek lazımdır.

Peygamber Efendimiz Aleyhisselam buyuruyor:
“İsm-i A’zam’la yapılan dualar kabul olunur, istenince verilir.”
“Müslüman bir kul, İsm-i A’zam’ı okuyarak Allah’tan ne isterse Allah Teala ona cevap verir.”
“Dergahına kalkan elleri Allah boş olarak geri çevirmez.”
O bize doğruyu söylemiştir. Çünkü O’nun sözü ilahi vahye dayanır. Eğer ellerimiz boş çevriliyorsa kendimizde bir noksanlık olduğunu düşünmek gerekir. Yüce kapının tokmağına dokunmasını bilemiyoruz. Kapı açılmadı diye de hemen kapıyı terk ediyoruz. Ağlamayan çocuğa meme verilmediğini düşünemiyoruz. Eyüb Aleyhisselam’ı hatırlamıyoruz. Kapının açılması için evvela yenilenin, içilenin, giyilenin helal olması lazımdır.
Efendimiz Hazreti Muhammed sallellahü aleyhi ve sellem:
“Yediği haram, içtiği haram, giydiği haram, ellerini açmış dua ediyor. Bu hali ile nasıl kabul olunur?” buyurmuştur.
Yaptığımız duanın kabule şayan olmasının şartlarından biri de lisan ve kalbin birlikte hareket etmesi ve O’ndan başkasının kalp evinden tahliye edilmesi gerekir.
Gafil bir kalp ile yapılan duanın etkisi görülmez. Yutulması gereken bir ilacın ağızda tutulması ile nasıl hastalık iyi olmuyorsa, gafil bir kalp ile yapılan dua da etkili olmaz.Cenabı Hakk’ın azametini bilerek zikredilen O’nun her ismi, İsm-i A’zam’dır. Herşeyden ümit kesilip, yalnız Cenabı Hakk’tan başka bir çare kalmadığı anda yapılan dua İsm-i A’zam’dır.
İki cihanda mesudane bir hayat temini için İsmi A’zam’ı okumalıyız. Evlatlarımızın, Rabbimizin rızası dahilinde kulluk görevlerini yapmaları için, İsm-i A’zam’ı okumalıyız. Allah’ın, Peygamberin, müslümanların katmerleşmiş düşmanlarının kahrolması için İsmi A’zam’ı okumalıyız.
Velhasıl Allah’ın rızası olan herşey için okumalıyız. Ancak süfli işler için İsm-i A’zam’ı okumaktan kesinlikle kaçınmalıyız.
Sevgili Peygamberimiz zaman zaman İsm-i A’zam’la duada bulunurlardı.Bu mübarek duayı okuduktan sonra hacetinizi söylemeyi unutmayınız.
Bu mübarek duayı Allah’a ve Rasulü’ne gönül vermiş siz müslüman kardeşlerimin daha kolay faydalanması için kaynak eserlerden rivayet edilen İsm-i A’zam’lan toplayarak tek dua haline getirdim. Allahü Teala dualarınızı kabul buyursun. Kulların en zayıfı bu fakiri de duanızdan mahrum etmeyiniz.
 
——————————————————————————–

İSM-İ AZAM DUASI
Elhamdü lillâhillezî nasara abdehû ve eazze dînehû.

Manası: Kuluna yardım eden ve dinini aziz kılan Allah’a hamd ederim.
İbni Mes’ud (r.a.) anlatıyor:
“Resulü Ekrem’e gelerek: “Ya Resulellah! Aziz ve Celil olan Allah, Ebu Cehil’i öldürdü.” dedim. Bunun üzerine Resulü Ekrem (a.s.) bu duayı okudu.”
——————————————————————————–

İSM-İ AZAM DUASININ OKUNUŞU
* Bismillâhirrahmânirrahıym.
Ve ilâhüküm ilâhün vâhıd, lâ ilahe illâ hüver rahmânür rahıym. Elif lâm miym, Allâhü lâ ilahe illâ hüvel hayyül kayyûm. Lâ ilahe illâ ente sübhâneke innî küntü minez zâlimiyn. Ve anetil vücûhü lil hayyil kayyûm. Rabbi innî messeniyed durru ve ente erhamür râhımiyn. Kâf hâ yâ ayn sâd. Hâ miym. Ayn sîn kâf. Sebbeha lillâhi mâ fis semâvâti vel ard, ve hüvel aziyzül hakiym. Lehû mülküs semâvâti vel ard, yuhyî ve yümît, ve hüve alâ külli şey’in kadiyr. Hüvel evvelü vel âhıru vez zâhiru vel bâtınü ve hüve bi külli şey’in aliym. Hüvellezî halekas semâvâti vel arda fî sitteti eyyâmin sümmestevâ alel arş, ya’lemü mâ yelicü fil ardı ve mâ yahrucü minhâ ve mâ yenzilü mines semai ve mâ ya’rucü fihâ ve hüve meaküm eyne mâ küntüm, vallâhü bi mâ ta’melûne basıyr. Lehû mülküs semâvâti vel ard, ve ilellâhi türceul ümûr. Yûlicül leyle fin nehâri ve yûlicün nehâra fil leyi, ve hüve aliymün bi zâtis sudur. Hüvallâhüllezî lâ ilahe illâ hû, âlimül ğaybi veş şehâdeh, hüver rahmânür rahıym. Hüvallâhüllezî lâ ilahe illâ hû, el melikül kuddûsüs selâmül mü’minül müheyminül aziyzül cebbârul mütekebbir, sübhânellâhi amma yüşrikûn. Hüvallâhül hâlikul bâriül müsavviru lehül esmâül husnâ, yüsebbihu lehû mâ fis semâvâti vel ard, ve hüvel aziyzül hakiym. Allâhümme innî es’elüke bi enne lekel hamde lâ ilahe illâ ente yâ mennân. Yâ hannân. Yâ bediy’as semâvâti vel ardı yâ zel celâli vel ikram. Yâ hayral vârisiyn. Yâ erhamer râhımiyn. Yâ semiy’ad düâ’. Yâ Allâhü yâ ilâhü yâ Allâhü yâ Allah. Yâ aliymü yâ âlim. Yâ semiy’u yâ aliymü yâ hakiym. Yâ mâlikü yâ mâlikü yâ selâmü yâ hakk. Yâ kâimü yâ aliyyü yâ mühıyt. Yâ hakemü yâ aliyyü yâ kahhâru yâ kahir. Yâ rahmânü yâ rahıymü yâ haliymü yâ zâhiru yâ seriy’u yâ keriym. Yâ muhsıy yâ mu’tıy yâ mâniu yâ muhyî yâ muksıt. Yâ hayyü yâ kayyûmü yâ ehadü yâ samed. Yâ rabbi yâ rabbi yâ rabbi yâ rabbi yâ rabbi. Yâ vehhâbü yâ ğaffâru yâ kariyb. Lâ ilahe illâ ente hasbiy ve nı’mel vekiyl. Yâ Allâhü yâ hayyü yâ kayyûm. Yâ münzilet tevrâti vel inciyli vel kur’ânil azıym. Yâ men lâ yahfâ aleyhi şey’ün fil ardı ve lâ fis semâ’. Lâ ilahe illâ hüvel aziyzül hakiym. Yâ rabbi yâ camian nâsi li yevmin lâ raybe fih. Yâ men lâ yuhlifül mî’âd. Yâ men şehide li nefsihî ve şehidet lehül melâiketü ve ülül ilmi kaimen alâ halkın. Ve hüvel kâimü bil kist. Lâ ilahe illâ hüvel aziyzül hakiym. Yâ Allâhü yâ mâlikel mülk. Yâ men tü’til mülke men teşâü ve tüızzü men teşâü ve tüzillü men teşâü bi yedikel hayr, inneke alâ külli şey’in kadiyr. Yâ men yûlicül leyle fin nehâri ve yûlicün nehâra fil leyli ve yuhricül hayye minel meyyiti ve yuhricül meyyite minel hayyi ve yerzüku men yeşâü bi gayri hısâb. Yâ ilâhenâ ve ilahe külli şey’in ilahen vahiden lâ ilahe illâ ente. Yâ haliymü yâ aliymü yâ aliyyü yâ azıymü eciznî. Bismillâhirrahmânirrahıym. Velâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyü azıym. Yâ hayyü yâ kayyûmü yâ kadiymü yâ dâimü yâ samedü yâ vedûdü yâ vitru yâ zel celâli vel ikram. Allâhümme innî es’elüke yâ Allâhü yâ Allâhü yâ Allah, belâ vallahi entellâhü lâ ilahe illâ entellâhü Allâhü Allâhü vallahi entellâhü lâ ilahe illâ ente yâ hayyü yâ kayyûmü yâ hüve yâ men lâ hüve illâ hû, yâ men bihî hüviyetti külli hû. El aziyzül hamiyd. Elif lâm râ. Nûn. Yâ vedûdü yâ vedûdü yâ zel arsii meçiydi yâ mübdiü yâ müıydü yâ fe’âlün limâ yüriyd, es’elüke bi nûri vechikellezî melee aktara erkâni arşike ve es’elüke bi kudratikelletî kaderte bihâ alâ halkıke ve bi rahmetikelletî vesiat külle şey’in lâ ilahe illâ ente yâ müğıysü eğısnî yâ müğıysü eğısnî yâ müğıysü eğısnî yâ müğıysü eğısnî.

——————————————————————————–

İSRA SURESİNİN FAZİLETİNE DAİR HADİSİ ŞERİFLER
“Resulü Ekrem her gece Benî İsrail’i ve Zümer’i okurlardı.”

İZZET AYETİ
Bismillahirrahmânirrahıym.
Kulid’ullâhe evid’ur rahman, eyyen mâ ted’û fe lehül esmâül hüsnâ,ve lâ techer bi salâtike ve lâ tühâfit bihâ vebteğı beyne zâlike sebiylâ. Ve kulil hamdü lillâhillezî lem yettehız veleden ve lem yekûn lehû şeriykün fil mülki ve lem yekûn lehû veliyyün minez zülli ve kebbirhû tekbiyrâ.
(Tevekkeltü alel hayyillezî lâ yemût; bu cümle üç defa okunacaktır.)
Manası:
“De ki, ister Allah diye dua edin; ister Rahman deyin. Hangisini deseniz en güzel isimler hep O’nundur. Namazında sesini pek yükseltme. Çok da alçaltma. İkisinin arasında bir yol tut. De ki: “Evlat edinmeyen, mülkünde ortağı bulunmayan ve zelil olmadığı için veliye ihtiyacı kalmayan Allah’a hamd olsun.” Ve O’nu tekbir ile büyükle de büyükle.Bu ayeti okumaya devam eden kimseler halkın içinde aziz olur. İlk konuşmaya başlayan çocuğa bu ayet okutulursa, Allah’ın izni ile o çocuk hayatı boyunca izzet içinde yaşar, zillete düşmekten korunur
——————————————————————————–

İSTİĞFARLARIN EN BÜYÜĞÜ
“Resulü Ekrem her gece Benî İsrail’i ve Zümer’i okurlardı.”

İZZET AYETİ
Bismillahirrahmânirrahıym.
Kulid’ullâhe evid’ur rahman, eyyen mâ ted’û fe lehül esmâül hüsnâ,ve lâ techer bi salâtike ve lâ tühâfit bihâ vebteğı beyne zâlike sebiylâ. Ve kulil hamdü lillâhillezî lem yettehız veleden ve lem yekûn lehû şeriykün fil mülki ve lem yekûn lehû veliyyün minez zülli ve kebbirhû tekbiyrâ.
(Tevekkeltü alel hayyillezî lâ yemût; bu cümle üç defa okunacaktır.)
Manası:
“De ki, ister Allah diye dua edin; ister Rahman deyin. Hangisini deseniz en güzel isimler hep O’nundur. Namazında sesini pek yükseltme. Çok da alçaltma. İkisinin arasında bir yol tut. De ki: “Evlat edinmeyen, mülkünde ortağı bulunmayan ve zelil olmadığı için veliye ihtiyacı kalmayan Allah’a hamd olsun.” Ve O’nu tekbir ile büyükle de büyükle.Bu ayeti okumaya devam eden kimseler halkın içinde aziz olur. İlk konuşmaya başlayan çocuğa bu ayet okutulursa, Allah’ın izni ile o çocuk hayatı boyunca izzet içinde yaşar, zillete düşmekten korunur