OTANT�K TA�

Şifalı Dualar

ŞİFALI DUALAR

C-Ç D E F G H I-İ K-L M N O-Ö R S Ş T U-Ü V Y Z

V

VACİP NEDİR?

S- Vacib ne demektir?
C- Terk edilmesi caiz ve mümkün olmayan demektir.
S- Vacible farzın arasında ne fark vardır?
C- Vacibi inkar eden müslümanlıktan çıkmaz. Farzı inkar eden müslümanlıktan çıkar, kafir olur.
S- Vacib ne gibi şeylerdir?
C- Vitir namazını kılmık, sadaka-i fıtri vermek, Kurban Bayramında kurban kesmek gibi şeyler vacibdir.
S- Sadaka-i Fıtır neye denir?
C- Ramazan orucunu tutan kimsenin (Kadir gecesinden itibaren bayram namazından çıkmadan önce) bir fakire para vermesine
sadaka-i fıtır denir.
S- Vacibi işlemeyen ne olur?
Cehennem azabına layık olur.Böyle Olduğuna İnanmayan müslümanlıktan çıkmaz.

——————————————————————————–

VAKIA SURESİ

Bismillâhirrahmânirrahıym.
İzâ vekaatil vâkıah (1) Leyse li vak’atihâ kâzibeh (2) Hâfıdatün râfiah (3) İzâ ruccetil ardu raccâ (4) Ve büssetil cibâlü bessâ (5) Fe kânet hebâen münbessâ (6) Ve küntüm ezvâcen selâseh (7) Fe eshâbül meymeneti mâ eshâbül meymeneh (8) Ve eshâbül meş’emeti mâ eshâbül meş’emeh (9) Ves sâbikûnes sâbikûn (10) Ülâikel mukarrabûn (11) Fî cennâtin neıym (12) Sülletün minel evveliyn (13) Ve kaliylün minel âhıriyn (14) Alâ sürurin mevdûneh (15) Müttekiiyne aleyhâ mütekâbiliyn (16) Yatûfu aleyhim vildânün muhalledûn (17) Bi ekvâbin ve ebâriyka ve ke’sin min meıyn (18) Lâ yüsaddeûne anhâ ve lâ yünzifûn (19) Ve fâkihetin mimmâ yetehayyerûn (20) Ve lahmi tayrin mimmâ yeştehûn (21) Ve hûrun lyn (22) Ke emsâlil lü’lüil meknûn (23) Cezâen bi mâ kânû ya’melûn (24) Lâ yesmeûne fıyhâ lağven velâ te’siymâ (25) İllâ kıylen selâmen selâma (26) Ve ashâbül yemiyni mâ ashâbül yemîn (27) Fî sidrin mahdûd (28) Ve talhın mendûd (29) Ve zillin memdûd (30) Ve mâin meskûb (31) Ve fâkihetin kesîrah (32) Lâ maktûatin ve lâ memnûah (33) Ve füruşin merfûah (34) İnnâ enşe’nâhünne inşââ (35) Fe cealnâhünne ebkârâ (36) Uruben etrâbâ (37) Li eshâbil yemiyn (38) Sülletün minel evvelin (39) Ve sülletün minel âhıriyn (40) Ve eshâbüş şimali mâ eshâbüş şimal (41) Fî semûmin ve hamiym (42) Ve zillin min yahmûm (43) Lâ bâridin ve lâ keriym (44) İnnehümkânû kable zâlike mütrafîn (45) Ve kânû yüsırrûne alel Iıınsil azıym (46) Ve kânû yekûlûne e izâ rnitnâ ve künnâ türâben ve ızâmen e innâ le meb’ûsûn (47) Eve âbâünel evvelün (48) Kul innel evveliyne vel âhıriyn (49) Le mecmûûne ilâ miykâti yevmin ma’lûm (50) Sümme inneküm eyyühed dâllûnel mükezzibûn (51) Le âkilûne min seçerin min zekkûm (52) Fe mâliûne minhel bütün (53) Fe şâribûne aleyhi minel hamîm (54) Fe şâribûne şurbel hiynı (55) Hazâ nüzulünüm yevmed dîn (56) Nahnü halaknâküm felev Iâ tüsaddikûn (57) E fe raeytüm mâ tümnûn (58) E entüm tahlükûnehû em nahnül hâlikûn (59) Nahnü kaddernâ beynekümül mevte ve mâ nahnü bi mesbûkıyn (60) Ala en nübeddile emsâleküm ve nünşieküm fî mâ lâ ta’lemûn (61) Ve lekad alimtümün neş’etel ûlâ felev lâ tezekkerûn (62) E fe raeytüm mâ tahrusûn (63) E entüm tezraûnehû em nahnüz zâriûn (64) Lev neşâü le cealnâhü hutâmen fezaltüm tefekkehûn (65) İnnâ le muğramûn (66) Bel nahnü mahrumun (67) E feraeytümül mâellezî teşrabûn (68) E entüm enzeltümûhü minel müzni em nahnül münzilûn (69) Lev neşâü cealnâhü ücâcen fe levlâ teşkürûn (70) E feraeytünıün nâralletî tûrûn (71) E entüm enşe’tüm şeceratehâ em nahnül münşiûn (72) Nahnü cealnâhâ tezkiraten ve metâan Iil mukviyn (73) Fe sebbıh bismi rabbikel azıym (74) Fe lâ uksimü bi mevâkıın nücûm (75) Ve innehû le kasemün lev ta’Iemûne azıym (76) İnnehû le kur’ânün keriym (77) Fî kitabin meknûn (78) Lâ yemessühû illel ınutahherûn (79) Tenziylün min rabbil âlemiyn (80) E fe bi hâzel hadiysi entüm müdhinûn (81) Ve tec’alûne rizkaküm enneküm tükezzibûn (82) Fe levlâ izâ belağatil hulkûmileyhi min küm ve lâkin lâ tübsırûn (85) Fe lev lâ in küntüm gayra medîniyn (86) Terciûnehâ in küntüm sâdikıyn (87) Fe emmâ in kâne minel mukarrabiyn (88) Fe ravhün ve rayhânün ve cennetü neıym (89) Ve emmâ in kâne min ashâbil yemiyn (90) Fe selâmün leke min eshâbil yemiyn (91) Ve emmâ in kâne minel mükezzibiyned dâlliyn (92) Fe nüzulün min hamîm (93) Ve tasliyetü cehıym (94) İnne hazâ le hüve hakkul yakıyn (95) Fe sebbih bismi rabbikel azıym (96)

——————————————————————————–

VAKIA SURESİNİ OKUMANIN FAZİLETİNE DAİR HADİSLER

Bu surenin fazileti ve esrarı hakkında Sevgili Peygamberimiz buyuruyorlar ki:
“Her gece Sure-i Vakıa’yı okuyan kimse ebediyyen fakirlik yüzü görmez.”
Diğer bir hadis-i şerifte de şöyle buyuruluyor:
“Her gece Sure-i Vakıa’yı okuyan, fakirlik görmez. Sure-i Vakıa zenginlerin süresidir. Onu okuyunuz ve evlatlarınıza da öğretiniz.”
“Sure-i Vakıa zenginlerin süresidir. Yani bu sure-i celileyi okuyan maddi ve manevi terakki eder ve fakirlikten kurtulur. Onu, kadınlarınıza öğretiniz.”
* Bu sureyi okumaya devam eden kimse fakirlikten emin olur, dünya kendiliğinden ayağına gelir. Geçmiş ve sonradan gelecek ümmetlerin halini, dünya ve ahiret ehlinin cennet ve cehennem ehlinin durumlarını öğrenmek isteyen Sure-i Vakıa’yı okusun.
* Abdestli olarak her gün, sabah akşam, ayrı ayrı iki defa bu sureyi okuyan kimse, hayat boyunca açlık ve susuzluk acısı nedir bilmeden dünyadan göçer. Hayatı boyunca başka hiçbir tehlike yüzü de görmez.

——————————————————————————–

VAKIA SURESİNİN MANASI

1. Kıyamet koptuğunda.
2. Kopacağında yalan yoktur.
3. Allah ilahi adaleti ile kafirler güruhunu esfeli sâfiline indirir. Dostlarım a’lâyi illiyyîne yükseltir.
4. Yer şiddetli hareket ile sallandıkta.
5. Dağlar dümdüz oldukta.
6. Toz gibi dağıldıkta.
7. Siz üç sınıf olursunuz.
8. öç sınıfın biri sağcılardır. Sağcılar
kimlerdir7 Amel defteri sağ ellerine verilenlerdir.
9. Diğerleri solculardır. Solcular kimlerdir7
Amel defterleri sol taraflarından verilenlerdir.
10. Üçüncüsü de imanda ileri gidenlerdir.
11. İşte onlar Allah’a en yakın olanlardır
12. Nimetleri bol cennetlerdedirler.
13. Evvelki ümmetlerden çokturlar.
14. Biraz da sonraki ümmetlerden.
15. Mücevheratla işlenmiş tahtlar üzerinde.
16. Karşı karşıya yaslanmış oldukları halde
rahat ederler.
17. Her zaman genç çocuklar aralarında dolaşır.
18. Şerâb dolu testiler ve ibrik/er ve kâselerle.
19. Ondan sarhoş olmazlar ve baş ağrısına
tutulmazlar.
20. Beğendikleri meyvelerle.
21. Canlarının çektiği kuş etleri ile ikram olunurlar.
22. Güzel gözlü huriler.
23. Sadefinde büyümüş inci gibi,
24. Amellerinin mükafatıdır.
25. Orada boş, abes söz ve günahı gerektirir sözler işitmezler.
26. Ancak birbirleri ile ve meleklerle selam
selam ederler.
27. Ve sağcılar, sağcılar onlardır ki:
28. Dikensiz kiraz,
29. Kokusu ve çiçekleri güzel muz ağaçları altında.
30. Uzun gölge/erde.
31. Akar sular başındadırlar
32. Onda çok meyveler,
33. Bitmez esirgenmez.
34. Yüksek tahtlar üstündedirler.
35. Biz kadınları yeniden yaratırız.
36. Onları bakire kılarız.
37. Zevcelerine aşık, daima gençtirler.
38. Bu ilahi mükafatlar bu sağcılar içindir.
39-40. Sağcılar geçmiş ümmetlerde ve gerek bu ümmette çoktur.
“Sülletün minel evveline ve kalîlün minel âhıriyn.” ayeti inince Hazreti Ömer (r.a.) ağladı:
“Yâ Resulellah, bu nimetlere nail olacaklar evvelki ümmetlerden çok, sonraki ümmetlerden azdır” dedi.
Bunun üzerine az zaman sonra bu ayeti kerimeler nazil oldu. Bu ayeti kerime inince Resulü Ekrem, Hazreti Ömer’e okuyup müjdeledi. Ve buyurdu:
“Cennet ehli yüz yirmi saf olacaktır. Onların seksen safı benim ümmetim olacaktır ve bana tabi olan ümmetimden hiç bir kimse cehennemde kalmayacaktır.”
41. Ve solcular, solcular kimlerdir?
42. Zehirler ve kaynar irinli sularda,
43. Sıcak siyah duman gölgesinde,
44. Ne serinlik verir ve ne de fayda eder.
45. Onlar bundan evvel şehvetlerineuymuşlardı.
46. Ve şirkte ve öldükten sonra dirilmeyi inkarda ısrar etmişlerdi.
47. Ölüp toprak olduktan sonra yeniden dirilir miyiz? derler.
48. Evvelki babalarımız da dirilir mi? derler.
49-50. Yâ Muhammed, de ki: Babalarınız, siz
ve bütün insanlar kıyamet gününde toplanırlar.
51. Sonra siz ey dalâlette bulunan ve yalandır diyenler,
52. Elbette zakkum ağacından yiyeceksiniz.
53. Onunla karınlarınızı dolduracaksınız.
54 Üstüne de kaynamış irinli su içeceksiniz.
55. Susuzluk hastalığına uğramış develer gibi içeceksiniz.
56. Bu onların kıyamet günü ziyafetleridir.
57. Biz yoktan yarattık, bunu tasdik etmez misiniz?
58. Anne rahmine düşen meniyi görmez misiniz?
59. Onu siz mi halk ettiniz, yoksa biz mi yarattık.
60. Biz aranızda ölümün zamanını tayin ettik ve bizden kaçamazsınız.
61. Kılıklarınızı değişi irmekten ve sizi
bilemeyeceğiniz bir şekilde yaratmaktan aciz değiliz.
62. Evvelki yaratılışınızı bilirsiniz. Fakat tekrar yaratılacağınızı düşünmeli değil misiniz?
63. Ektiğiniz tohumları görmez misiniz?
64. Onu siz mi bitiriyorsunuz, yoksa biz mi bitiririz?
65. Eğer isteseydik onları saman kılardık, sizin elleriniz böğrünüzde kalırdı.
66. Biz mahvolduk,
67. Belki herşeyden mahrum kaldık, derdiniz.
68. İçtiğiniz suyu görmüyorsunuz?
69. Onu buluttan siz mi indirdiniz, biz mi?
70. Eğer isteseydik onu içilmeyecek tuzlu bir su kılardık. O halde şükretmeli değil misiniz?
71. Yaktığınız ateşi görmez misiniz?
72. Onun ağacını siz mi yaptınız, yoksa biz mi yaptık?
73. Biz onu cehennemin numunesi olarak ibret ve halka menfaat kıldık.
74.0 halde Yüce Rabbinin ismi ile teşbih et.
75. Yıldızların düştüğü yere yemin ederim ki,
76. Eğer bilseniz bu bir yemindir.
77. Muhakkak o elbette çok şerefli bir Kur’an’dır.
79. Ona ancak temizlenmiş olanlardan başkası
el süremez.
80. O alemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir.
81. Şimdi siz bu Kur’an’ı mı hor görmektesiniz7
82. Rızkınızı ona yalandır demenizden ibaret
mi kılıyorsunuz?
83. Can boğaza geldikte,
84. Siz o zaman bir şey yapamayarak
bakarsınız.
85. Ona o zaman biz sizden yakınız ve la kin siz görmezsiniz.
86. Eğer siz tekrar dirilmeyi ve ceza görmeye inanmıyorsanız,
87. Bu sözünüzde doğru iseniz onun canını geri çevirin.
88. Eğer o vefat eden, Allah’a yakın olanlardan ise,
89. Ona rahat ve güzel hayat ve nimeti bol cennet vardır.
90. Eğer sağcılardan ise,
91. Sana sağcılardan selam denilir.
92. Eğer o dalalete düşmüş azgınlardan ise,
93. Ona ikram kaynar irin/i sudur,
94. Ve cehenneme girmektir.
95. Bütün bunlar şüphesiz haktır.
96. Haydi ey Habibim, Yüce Rabbinin adı ile teşbih et.

——————————————————————————–

VASITAYA BİNERKEN OKUNACAK DUALAR

Allah Teala buyuruyor ki:
”Allah Teala sizin için gemilerden ve hayvanlardan binecek kıldı. Onların üzerinebindiğiniz zaman, Allah’ın size ihsan etmiş olduğu
nimetleri hatırlayasınız da “Bunları bize musahhar eden Allah’ı noksan sıfatlardan teşbih ve tenzih ederiz. Eğer onları bize musahhar kılmasaydı, onlarayaklaşamazdık. Muhakkak ki dönüp dolaşıp Rabbimize döneceğiz. ” diyesiniz.
Elhamdü lillâhiilezî sehhara lenâ hazâ ve mâ künnâ lehû mukrinîne ve innâ ilâ rabbinâ le münkalibûn.
* Hazreti Ali (r.a.) Efendimiz’e binmek için hayvan getirildiği vakit ayağını üzengiye koydu ve:”Bismillâh” dedi.
Doğrulup oturduğunda: “Hamd, itaat altına almaya gücümüzün yetmediği bu (hayvanı) bize musahhar kılan Allah’a mahsustur. Muhakkak biz Rabbimize döneceğiz.” ayetini okudu. Üç defa da: “Allâhü ekber” dedikten sonra şu duayı okudu:
Sübhâneke innî zalemtü nefsî fağfir lî innehû lâ yağfiruz zünûbe illâ ente.
Manası: Ey Allah’ım, Zatı Ecelli Ala’nı teşbih ederim. Muhakkak ben nefsime zulmettim. Beni affet. Zira senden başka günahları affedecek yoktur.
Ali (r.a.) Efendimiz bu duayı okuyunca güldü. Bunun üzerine kendilerine niçin güldüğü sorulduğunda Ali (r.a.) Efendimiz: “Resulüllah’ın daböyle yaptığını gördüm de, “Ya Resulellah, neden güldünüz?” diye sordum.
Resulü Ekrem: (s.a.v) “Rabbinden başka günahları affedecek bir ilah olmadığını bilerek, “ya Rabbi, günahımı affet.” diyen kulundan Allah Teala razı olur.” buyurmuştur.
——————————————————————————–

VESVESELİ OLAN KİMSENİN OKUYACAĞI DUALAR

Amenna billahi ve bi rusülihî 3 defa

Manası: Allah Teala’ya ve O’nun Peygamberlerine inandık, iman ettik.
Resulü Ekrem (s.a.v.) buyurdu:
“Kendinde vesvese hisseden kimse bu duayı üç defa okusun. Mutlaka vesvese ondan uzaklaşır.”
Hüvel evvelü vel âhıru vez zâhiru vel bâtınü ve hüve bi külli şey’in aliym.
Manası: O evveldir, âhır’dır, zahir’dir, bâtın’dır ve o her şeyi bilendir.
Allah Resulü (s.a.v.) buyuruyor:
“Kendinde şüphe ve vesveseden bir şey hissedersen bu ayeti kerimeyi oku.”
——————————————————————————–

VİTİR NAMAZINDAN SONRA OKUNACAK DUA

Allâhümme innî eûzü bi rıdâke min sehatıke ve eûzü bi müâfâtike min ukûbetike ve eûzü minke lâ uhsıy senâen aleyke ente kemâ esneyte alâ nefsik.

Manası: Ey Allah’ım! Gazabından rızana, ukubetinden affına ve senden yine Zat-ı Ecelli Ala’na sığınırım. Sen kendini sena ettiğin gibi, ben seni layıkı vech ile sena etmekten acizim.
“Peygamber Efendimiz (s.a.v), vitir namazı sonunda (bu duayı) okurlardı.”

Şifalı Dualar

ŞİFALI DUALAR

C-Ç D E F G H I-İ K-L M N O-Ö R S Ş T U-Ü V Y Z

V

VACİP NEDİR?

S- Vacib ne demektir?
C- Terk edilmesi caiz ve mümkün olmayan demektir.
S- Vacible farzın arasında ne fark vardır?
C- Vacibi inkar eden müslümanlıktan çıkmaz. Farzı inkar eden müslümanlıktan çıkar, kafir olur.
S- Vacib ne gibi şeylerdir?
C- Vitir namazını kılmık, sadaka-i fıtri vermek, Kurban Bayramında kurban kesmek gibi şeyler vacibdir.
S- Sadaka-i Fıtır neye denir?
C- Ramazan orucunu tutan kimsenin (Kadir gecesinden itibaren bayram namazından çıkmadan önce) bir fakire para vermesine
sadaka-i fıtır denir.
S- Vacibi işlemeyen ne olur?
Cehennem azabına layık olur.Böyle Olduğuna İnanmayan müslümanlıktan çıkmaz.

——————————————————————————–

VAKIA SURESİ

Bismillâhirrahmânirrahıym.
İzâ vekaatil vâkıah (1) Leyse li vak’atihâ kâzibeh (2) Hâfıdatün râfiah (3) İzâ ruccetil ardu raccâ (4) Ve büssetil cibâlü bessâ (5) Fe kânet hebâen münbessâ (6) Ve küntüm ezvâcen selâseh (7) Fe eshâbül meymeneti mâ eshâbül meymeneh (8) Ve eshâbül meş’emeti mâ eshâbül meş’emeh (9) Ves sâbikûnes sâbikûn (10) Ülâikel mukarrabûn (11) Fî cennâtin neıym (12) Sülletün minel evveliyn (13) Ve kaliylün minel âhıriyn (14) Alâ sürurin mevdûneh (15) Müttekiiyne aleyhâ mütekâbiliyn (16) Yatûfu aleyhim vildânün muhalledûn (17) Bi ekvâbin ve ebâriyka ve ke’sin min meıyn (18) Lâ yüsaddeûne anhâ ve lâ yünzifûn (19) Ve fâkihetin mimmâ yetehayyerûn (20) Ve lahmi tayrin mimmâ yeştehûn (21) Ve hûrun lyn (22) Ke emsâlil lü’lüil meknûn (23) Cezâen bi mâ kânû ya’melûn (24) Lâ yesmeûne fıyhâ lağven velâ te’siymâ (25) İllâ kıylen selâmen selâma (26) Ve ashâbül yemiyni mâ ashâbül yemîn (27) Fî sidrin mahdûd (28) Ve talhın mendûd (29) Ve zillin memdûd (30) Ve mâin meskûb (31) Ve fâkihetin kesîrah (32) Lâ maktûatin ve lâ memnûah (33) Ve füruşin merfûah (34) İnnâ enşe’nâhünne inşââ (35) Fe cealnâhünne ebkârâ (36) Uruben etrâbâ (37) Li eshâbil yemiyn (38) Sülletün minel evvelin (39) Ve sülletün minel âhıriyn (40) Ve eshâbüş şimali mâ eshâbüş şimal (41) Fî semûmin ve hamiym (42) Ve zillin min yahmûm (43) Lâ bâridin ve lâ keriym (44) İnnehümkânû kable zâlike mütrafîn (45) Ve kânû yüsırrûne alel Iıınsil azıym (46) Ve kânû yekûlûne e izâ rnitnâ ve künnâ türâben ve ızâmen e innâ le meb’ûsûn (47) Eve âbâünel evvelün (48) Kul innel evveliyne vel âhıriyn (49) Le mecmûûne ilâ miykâti yevmin ma’lûm (50) Sümme inneküm eyyühed dâllûnel mükezzibûn (51) Le âkilûne min seçerin min zekkûm (52) Fe mâliûne minhel bütün (53) Fe şâribûne aleyhi minel hamîm (54) Fe şâribûne şurbel hiynı (55) Hazâ nüzulünüm yevmed dîn (56) Nahnü halaknâküm felev Iâ tüsaddikûn (57) E fe raeytüm mâ tümnûn (58) E entüm tahlükûnehû em nahnül hâlikûn (59) Nahnü kaddernâ beynekümül mevte ve mâ nahnü bi mesbûkıyn (60) Ala en nübeddile emsâleküm ve nünşieküm fî mâ lâ ta’lemûn (61) Ve lekad alimtümün neş’etel ûlâ felev lâ tezekkerûn (62) E fe raeytüm mâ tahrusûn (63) E entüm tezraûnehû em nahnüz zâriûn (64) Lev neşâü le cealnâhü hutâmen fezaltüm tefekkehûn (65) İnnâ le muğramûn (66) Bel nahnü mahrumun (67) E feraeytümül mâellezî teşrabûn (68) E entüm enzeltümûhü minel müzni em nahnül münzilûn (69) Lev neşâü cealnâhü ücâcen fe levlâ teşkürûn (70) E feraeytünıün nâralletî tûrûn (71) E entüm enşe’tüm şeceratehâ em nahnül münşiûn (72) Nahnü cealnâhâ tezkiraten ve metâan Iil mukviyn (73) Fe sebbıh bismi rabbikel azıym (74) Fe lâ uksimü bi mevâkıın nücûm (75) Ve innehû le kasemün lev ta’Iemûne azıym (76) İnnehû le kur’ânün keriym (77) Fî kitabin meknûn (78) Lâ yemessühû illel ınutahherûn (79) Tenziylün min rabbil âlemiyn (80) E fe bi hâzel hadiysi entüm müdhinûn (81) Ve tec’alûne rizkaküm enneküm tükezzibûn (82) Fe levlâ izâ belağatil hulkûmileyhi min küm ve lâkin lâ tübsırûn (85) Fe lev lâ in küntüm gayra medîniyn (86) Terciûnehâ in küntüm sâdikıyn (87) Fe emmâ in kâne minel mukarrabiyn (88) Fe ravhün ve rayhânün ve cennetü neıym (89) Ve emmâ in kâne min ashâbil yemiyn (90) Fe selâmün leke min eshâbil yemiyn (91) Ve emmâ in kâne minel mükezzibiyned dâlliyn (92) Fe nüzulün min hamîm (93) Ve tasliyetü cehıym (94) İnne hazâ le hüve hakkul yakıyn (95) Fe sebbih bismi rabbikel azıym (96)

——————————————————————————–

VAKIA SURESİNİ OKUMANIN FAZİLETİNE DAİR HADİSLER

Bu surenin fazileti ve esrarı hakkında Sevgili Peygamberimiz buyuruyorlar ki:
“Her gece Sure-i Vakıa’yı okuyan kimse ebediyyen fakirlik yüzü görmez.”
Diğer bir hadis-i şerifte de şöyle buyuruluyor:
“Her gece Sure-i Vakıa’yı okuyan, fakirlik görmez. Sure-i Vakıa zenginlerin süresidir. Onu okuyunuz ve evlatlarınıza da öğretiniz.”
“Sure-i Vakıa zenginlerin süresidir. Yani bu sure-i celileyi okuyan maddi ve manevi terakki eder ve fakirlikten kurtulur. Onu, kadınlarınıza öğretiniz.”
* Bu sureyi okumaya devam eden kimse fakirlikten emin olur, dünya kendiliğinden ayağına gelir. Geçmiş ve sonradan gelecek ümmetlerin halini, dünya ve ahiret ehlinin cennet ve cehennem ehlinin durumlarını öğrenmek isteyen Sure-i Vakıa’yı okusun.
* Abdestli olarak her gün, sabah akşam, ayrı ayrı iki defa bu sureyi okuyan kimse, hayat boyunca açlık ve susuzluk acısı nedir bilmeden dünyadan göçer. Hayatı boyunca başka hiçbir tehlike yüzü de görmez.

——————————————————————————–

VAKIA SURESİNİN MANASI

1. Kıyamet koptuğunda.
2. Kopacağında yalan yoktur.
3. Allah ilahi adaleti ile kafirler güruhunu esfeli sâfiline indirir. Dostlarım a’lâyi illiyyîne yükseltir.
4. Yer şiddetli hareket ile sallandıkta.
5. Dağlar dümdüz oldukta.
6. Toz gibi dağıldıkta.
7. Siz üç sınıf olursunuz.
8. öç sınıfın biri sağcılardır. Sağcılar
kimlerdir7 Amel defteri sağ ellerine verilenlerdir.
9. Diğerleri solculardır. Solcular kimlerdir7
Amel defterleri sol taraflarından verilenlerdir.
10. Üçüncüsü de imanda ileri gidenlerdir.
11. İşte onlar Allah’a en yakın olanlardır
12. Nimetleri bol cennetlerdedirler.
13. Evvelki ümmetlerden çokturlar.
14. Biraz da sonraki ümmetlerden.
15. Mücevheratla işlenmiş tahtlar üzerinde.
16. Karşı karşıya yaslanmış oldukları halde
rahat ederler.
17. Her zaman genç çocuklar aralarında dolaşır.
18. Şerâb dolu testiler ve ibrik/er ve kâselerle.
19. Ondan sarhoş olmazlar ve baş ağrısına
tutulmazlar.
20. Beğendikleri meyvelerle.
21. Canlarının çektiği kuş etleri ile ikram olunurlar.
22. Güzel gözlü huriler.
23. Sadefinde büyümüş inci gibi,
24. Amellerinin mükafatıdır.
25. Orada boş, abes söz ve günahı gerektirir sözler işitmezler.
26. Ancak birbirleri ile ve meleklerle selam
selam ederler.
27. Ve sağcılar, sağcılar onlardır ki:
28. Dikensiz kiraz,
29. Kokusu ve çiçekleri güzel muz ağaçları altında.
30. Uzun gölge/erde.
31. Akar sular başındadırlar
32. Onda çok meyveler,
33. Bitmez esirgenmez.
34. Yüksek tahtlar üstündedirler.
35. Biz kadınları yeniden yaratırız.
36. Onları bakire kılarız.
37. Zevcelerine aşık, daima gençtirler.
38. Bu ilahi mükafatlar bu sağcılar içindir.
39-40. Sağcılar geçmiş ümmetlerde ve gerek bu ümmette çoktur.
“Sülletün minel evveline ve kalîlün minel âhıriyn.” ayeti inince Hazreti Ömer (r.a.) ağladı:
“Yâ Resulellah, bu nimetlere nail olacaklar evvelki ümmetlerden çok, sonraki ümmetlerden azdır” dedi.
Bunun üzerine az zaman sonra bu ayeti kerimeler nazil oldu. Bu ayeti kerime inince Resulü Ekrem, Hazreti Ömer’e okuyup müjdeledi. Ve buyurdu:
“Cennet ehli yüz yirmi saf olacaktır. Onların seksen safı benim ümmetim olacaktır ve bana tabi olan ümmetimden hiç bir kimse cehennemde kalmayacaktır.”
41. Ve solcular, solcular kimlerdir?
42. Zehirler ve kaynar irinli sularda,
43. Sıcak siyah duman gölgesinde,
44. Ne serinlik verir ve ne de fayda eder.
45. Onlar bundan evvel şehvetlerineuymuşlardı.
46. Ve şirkte ve öldükten sonra dirilmeyi inkarda ısrar etmişlerdi.
47. Ölüp toprak olduktan sonra yeniden dirilir miyiz? derler.
48. Evvelki babalarımız da dirilir mi? derler.
49-50. Yâ Muhammed, de ki: Babalarınız, siz
ve bütün insanlar kıyamet gününde toplanırlar.
51. Sonra siz ey dalâlette bulunan ve yalandır diyenler,
52. Elbette zakkum ağacından yiyeceksiniz.
53. Onunla karınlarınızı dolduracaksınız.
54 Üstüne de kaynamış irinli su içeceksiniz.
55. Susuzluk hastalığına uğramış develer gibi içeceksiniz.
56. Bu onların kıyamet günü ziyafetleridir.
57. Biz yoktan yarattık, bunu tasdik etmez misiniz?
58. Anne rahmine düşen meniyi görmez misiniz?
59. Onu siz mi halk ettiniz, yoksa biz mi yarattık.
60. Biz aranızda ölümün zamanını tayin ettik ve bizden kaçamazsınız.
61. Kılıklarınızı değişi irmekten ve sizi
bilemeyeceğiniz bir şekilde yaratmaktan aciz değiliz.
62. Evvelki yaratılışınızı bilirsiniz. Fakat tekrar yaratılacağınızı düşünmeli değil misiniz?
63. Ektiğiniz tohumları görmez misiniz?
64. Onu siz mi bitiriyorsunuz, yoksa biz mi bitiririz?
65. Eğer isteseydik onları saman kılardık, sizin elleriniz böğrünüzde kalırdı.
66. Biz mahvolduk,
67. Belki herşeyden mahrum kaldık, derdiniz.
68. İçtiğiniz suyu görmüyorsunuz?
69. Onu buluttan siz mi indirdiniz, biz mi?
70. Eğer isteseydik onu içilmeyecek tuzlu bir su kılardık. O halde şükretmeli değil misiniz?
71. Yaktığınız ateşi görmez misiniz?
72. Onun ağacını siz mi yaptınız, yoksa biz mi yaptık?
73. Biz onu cehennemin numunesi olarak ibret ve halka menfaat kıldık.
74.0 halde Yüce Rabbinin ismi ile teşbih et.
75. Yıldızların düştüğü yere yemin ederim ki,
76. Eğer bilseniz bu bir yemindir.
77. Muhakkak o elbette çok şerefli bir Kur’an’dır.
79. Ona ancak temizlenmiş olanlardan başkası
el süremez.
80. O alemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir.
81. Şimdi siz bu Kur’an’ı mı hor görmektesiniz7
82. Rızkınızı ona yalandır demenizden ibaret
mi kılıyorsunuz?
83. Can boğaza geldikte,
84. Siz o zaman bir şey yapamayarak
bakarsınız.
85. Ona o zaman biz sizden yakınız ve la kin siz görmezsiniz.
86. Eğer siz tekrar dirilmeyi ve ceza görmeye inanmıyorsanız,
87. Bu sözünüzde doğru iseniz onun canını geri çevirin.
88. Eğer o vefat eden, Allah’a yakın olanlardan ise,
89. Ona rahat ve güzel hayat ve nimeti bol cennet vardır.
90. Eğer sağcılardan ise,
91. Sana sağcılardan selam denilir.
92. Eğer o dalalete düşmüş azgınlardan ise,
93. Ona ikram kaynar irin/i sudur,
94. Ve cehenneme girmektir.
95. Bütün bunlar şüphesiz haktır.
96. Haydi ey Habibim, Yüce Rabbinin adı ile teşbih et.

——————————————————————————–

VASITAYA BİNERKEN OKUNACAK DUALAR

Allah Teala buyuruyor ki:
”Allah Teala sizin için gemilerden ve hayvanlardan binecek kıldı. Onların üzerinebindiğiniz zaman, Allah’ın size ihsan etmiş olduğu
nimetleri hatırlayasınız da “Bunları bize musahhar eden Allah’ı noksan sıfatlardan teşbih ve tenzih ederiz. Eğer onları bize musahhar kılmasaydı, onlarayaklaşamazdık. Muhakkak ki dönüp dolaşıp Rabbimize döneceğiz. ” diyesiniz.
Elhamdü lillâhiilezî sehhara lenâ hazâ ve mâ künnâ lehû mukrinîne ve innâ ilâ rabbinâ le münkalibûn.
* Hazreti Ali (r.a.) Efendimiz’e binmek için hayvan getirildiği vakit ayağını üzengiye koydu ve:”Bismillâh” dedi.
Doğrulup oturduğunda: “Hamd, itaat altına almaya gücümüzün yetmediği bu (hayvanı) bize musahhar kılan Allah’a mahsustur. Muhakkak biz Rabbimize döneceğiz.” ayetini okudu. Üç defa da: “Allâhü ekber” dedikten sonra şu duayı okudu:
Sübhâneke innî zalemtü nefsî fağfir lî innehû lâ yağfiruz zünûbe illâ ente.
Manası: Ey Allah’ım, Zatı Ecelli Ala’nı teşbih ederim. Muhakkak ben nefsime zulmettim. Beni affet. Zira senden başka günahları affedecek yoktur.
Ali (r.a.) Efendimiz bu duayı okuyunca güldü. Bunun üzerine kendilerine niçin güldüğü sorulduğunda Ali (r.a.) Efendimiz: “Resulüllah’ın daböyle yaptığını gördüm de, “Ya Resulellah, neden güldünüz?” diye sordum.
Resulü Ekrem: (s.a.v) “Rabbinden başka günahları affedecek bir ilah olmadığını bilerek, “ya Rabbi, günahımı affet.” diyen kulundan Allah Teala razı olur.” buyurmuştur.
——————————————————————————–

VESVESELİ OLAN KİMSENİN OKUYACAĞI DUALAR

Amenna billahi ve bi rusülihî 3 defa

Manası: Allah Teala’ya ve O’nun Peygamberlerine inandık, iman ettik.
Resulü Ekrem (s.a.v.) buyurdu:
“Kendinde vesvese hisseden kimse bu duayı üç defa okusun. Mutlaka vesvese ondan uzaklaşır.”
Hüvel evvelü vel âhıru vez zâhiru vel bâtınü ve hüve bi külli şey’in aliym.
Manası: O evveldir, âhır’dır, zahir’dir, bâtın’dır ve o her şeyi bilendir.
Allah Resulü (s.a.v.) buyuruyor:
“Kendinde şüphe ve vesveseden bir şey hissedersen bu ayeti kerimeyi oku.”
——————————————————————————–

VİTİR NAMAZINDAN SONRA OKUNACAK DUA

Allâhümme innî eûzü bi rıdâke min sehatıke ve eûzü bi müâfâtike min ukûbetike ve eûzü minke lâ uhsıy senâen aleyke ente kemâ esneyte alâ nefsik.

Manası: Ey Allah’ım! Gazabından rızana, ukubetinden affına ve senden yine Zat-ı Ecelli Ala’na sığınırım. Sen kendini sena ettiğin gibi, ben seni layıkı vech ile sena etmekten acizim.
“Peygamber Efendimiz (s.a.v), vitir namazı sonunda (bu duayı) okurlardı.”